Türkiye'yi bu görüntülerden kim kurtaracak?

Türkiye zengindir… Ama borçlanarak, ama öz kaynaklarıyla.

Türkiye zengindir…

Ama borçlanarak, ama öz kaynaklarıyla.

İstanbul’a 22 milyar 152 milyon euro tutarında dünyanın en büyük, en modern mimariye 3. havalimanı yapılıyor.

İstanbul köprü trafiğini kolaylaştıracak Avrasya Tüneli 1 milyar 245 milyon 121 bin 188 dolara tamamlanacak.

Avrupa’yı Asya’ya üçüncü kez bağlayan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne bağlantı yollarıyla birlikte 3 milyar dolar harcanacak.

Sinop Nükleer Santrali 22 milyar dolara,

Akkuyu Nükleer Santrali 20 milyar dolara,

İstanbul-İzmir Otoyolu Projesi 16 milyar dolara,

Kanal İstanbul 15 milyar dolara,

1915 Çanakkale Köprüsü: 5 milyar dolara

Haydarpaşa Liman Projesi 5 milyar dolara,

Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren hattı  4,2 milyar dolara,

Sivas-Kars Yüksek Hızlı Tren hattı 4 milyar dolara,

Müşterek Taarruz Uçağı: 16 milyar dolara mal olacak.

 

Türkiye güçlüdür.

Üreticilere toplamda 16 milyar dolar destek sağlanacak.

Terörden zarar gören 7 merkez için 10 milyarlık yatırım yapılacak.

Batman, Diyarbakır ve Malatya’da 214 milyon TL ‘ye 3 stat inşa ediliyor.

23 il ve ilçe için hayata geçirilecek projeler için toplam 10 milyar harcanması öngörülüyor.

Daha yüzlerce irili ufaklı proje devam ediyor.

 

Türkiye büyüktür...

Birleşmiş Milletleri, Avrupa Birliğini, büyük devletleri utançlarıyla geride bırakan Türkiye, 21. yüzyılın en büyük insani yardım projesini tek başına üstlenmiş. Türkiye topraklarında barındırdığı savaş mağduru 3 milyonu aşkın mülteciye devlet olarak faturalı 13 milyar dolar,  STK'lar ve belediyelerle beraber yaklaşık 26-27 milyar dolar harcamış ve harcamaya devam ediyor.

Dünyanın en büyük en heyecan verici projeleri Türkiye’de gerçekleşiyor.

Mutlu oluyoruz, gurur duyuyoruz.

Ülkemiz için, yurttaşlarımız için, dünya insanlığı için çok daha iyileri yapılsın.

Ama bir dakika…

Bu denli zengin, büyük ve güçlü Türkiye’ye yakışmayan, can sıkıcı bir sorun var.

 

Üstünde, başında giysi, ayağında ayakkabı olmayan çocukların, bebelerin yazılı, görsel basında yer alan haberleri, sosyal medyada paylaşılan görüntüleri ve sağduyulu öğretmenlerin çabaları ve çığlıkları Türkiye’nin yukarıdaki görüntüsüyle çelişki yaratıyor.

Çağdaş, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye’ye yakışmayan çıplak çocuk, ayakkabısız öğrenci manzaraları ve ilkel derslikler düşündürücüdür.  Bir tarafta övünülecek yardımlaşma anlayışı, yatırımlar diğer tarafta giysiye muhtaç öğrenciler.

 Sosyal devlet kendi yurttaşını, çocuğunu aç ve açıkta bırakmaz, bırakmamalıdır.  Ülkemizde aslında her şey var, ama bu anlamda sürdürülebilir sosyal destek projesi yoktur.

 

Devlet çocuklara, bebelere yapılması gereken desteği elbette yapıyor ama yeterli değildir. Vicdanlı, yürekli insanlar, dernekler, oluşumlar, vakıflar kendi çabalarıyla çocuklar üşümesin, eğitimleri aksamasın düşüncesiyle takdir edilecek şekilde giysi kampanyalarıyla binlerce öğrenciyi baştan aşağıya giydirmeye devam ediyor.  Ama bekleyen daha on binlerce yarı çıplak öğrenci ve çocuk var. Yardımlaşmalarla çözülemeyeceği için sorun devam ediyor, edecek.  Çünkü yarısı giyiniyor yarısı bakıyor.

Devasa projeleri başarıyla hayata geçirebilen güzel ülkemize de çocuklarına da çok yazık oluyor, ayıp oluyor.  Valiliklerin, kaymakamlıkların, belediyelerin bazı kurum ve kuruluşların yakın geçmişte FETÖ kuruluşlarına sözde sosyal projeler adı altında gözü kapalı aktardıkları devlet kaynakları ekonomik durumu iyi olmayan muhtaç çocuklara eğitim ve giysi yardımı olarak yönlendirilmiş olsaydı inanın bugün karda, kışta yalınayak okula giden çocuk, kapıda ayakkabısız oynayan bebe kalmamış olacaktı. Bu arada milletin kaynaklarını yağmalayanlara , yağmalatanlara  çocukların hakkı haram olsun, zehir zıkkım olsun.

 

Önerimiz şudur:

Öğretmenlere her eğitim yılı başında verilen eğitime hazırlık ödeneği gibi ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin okul öncesi ve orta öğretim çağındaki çocuklarına eğitim öğretim dönemi başında kışlık ve yazılık olmak üzere ayni  “Giyim Yardımı” yapılabilir. Ancak hırsızların, arsızların, yandaşların bulaştırılmadığı eğitimde sosyal destek projesiyle “eğitim ile kazanılabilecek bir gelecek” fikri kapsamında yoksul, emekçi,  ezilen sınıfların çocuklarına sahip çıkılarak aç açık, giysisiz çocuk bırakılmayabilir.

 Türkiye’nin çocuklarını giydirerek mutlu edecek gücü ve imkânı fazlasıyla vardır.  Yeter ki istensin. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yürek burkan, onur kırıcı çocuk ve eğitim görüntüleri de bu şekilde son bulabilir.

Van atasözümüzde dile getirildiği gibi ülkemizin üstü kalaylı altı vayvaylı olmamalı. Devasa projeler, yatırımlar insanlarımızın, çocuklarımızın mutluluğu ve gülen yüzleriyle bütünleşirse anlam kazanır.

Bakmadan Geçme