'ÜÇ BEYİNSİZ KAFA'

Faik Kumru yazdı...

Bizim coğrafyamız bir meseleyi anlatmak için, bahsedilen özne veya nesneyi ya göğe çıkarır ya da yerin dibine batırır. Yani toplum olarak ne bir ayarımız ne de bir dengemiz var. İtidal, ölçülü bir tavrımız mevcut değil. Tarihi olayları ve tarihi kişileri değerlendirirken ya tarafız veyahut muhalif.

Batı dünyası, kendi değerlerini her şeyiyle; eksiği ve gediği ile teraziye koyarken, biz de bu muvazene, denge durumu yok maalesef. Hadiseleri olduğu şekliyle gelecek nesillere aktarmak bizim tarihimiz açısından hiçbir zaman mümkün olmamıştır, buna imkan dahi tanınmamıştır.

"Üç beyinsiz kafa", bu tabir Mustafa Müftüoğlu’na ait. Talat, Enver ve Cemal Paşa üçlüsünü anlatmaktadır. Tarih ve hakikat nazarında gerçekleşmiş bir hadiseler bütünü. İttihat Terakki Cemiyeti ve Meşrutiyet idaresinin bu üç yaramaz ve arsız çocuğu; Enver, Talat, Cemal.

Bu konu etrafında; hem tarihi kitap hem de roman çeşnisi olarak okuduklarımdan, bu üçünün de hayalperest, yeteri miktar akıl melekesine ve hassas bir vicdana sahip olmadıkları aşikar.

Akıl ile izah edilemeyecek davranışların sahibi oldukları gerçeğinden hareketle, birçok kişinin katili bulundukları; verdikleri kararlardan kolaylıkla anlaşılmaktadır. Bu bereketli topraklarda hayat bulan rengarenk muhtelif millet çiçeklerini kökünden koparıp atmışlardır.

İstiklal harbi yıllarında da Enver'in sergilediği ve ortaya koyduğu akıl dışı hareketlerine karşı alınan tedbirler sayesinde, bu memleketin tekrar uçurumdan düşmesi önlenmiştir.

Bazı hayalperest milliyetçi kesimler, bu üç kişiyi masum gibi göstermeye gayret etseler ve çabalasalar da yaşanan ibretlik olayların neticesinde millet olarak maruz kalınan tarifsiz acılar izahtan varestedir.

Hele ki Enver'in, ancak rüyada görülebilecek türden bir imkansızın peşinden gitmesi ve buna da kalben inanması bir yana, bu hayal ile bütünleşmesi, bizdeki "devlet adamı" dediğimiz ve gözümüzde büyüttüğümüz bu küçük adamların ülkeyi ve milleti ne hallere düşürdüğü ortada.

Diğer ikincisi Talat ise, ortaokul mezunu bir posta memurudur. Bu bilgisiz ve cahil adamın elinde koca bir devletin yerle yeksan olduğu apaçık meydanda.

Cemal ise Orta Doğu'yu ve Arapları bize aşırı şekilde düşman etmeyi, var olan düşmanlığı ikiye katlayarak, birçok Mehmetçiğin çöllerde perişan, aç ve susuz, kolu kanadı kırık bir şekilde şehadet şerbetini içmesini netice vermiştir.

Kadim Anadolu’nun zor şartlar altında yetişmiş nice civanmert, babayiğit evlatlarını çöllerde, yaban ellerinde ve kara kışın soğuğunda telef etmiş olan sınırsız hırslarının esiri bu üç hempa, kötülük arkadaşı.

Sonuçta, baştaki isimle müsemma olmuşlardır denilebilir.

 

Bakmadan Geçme