Ülkemizin dış politikası bizi onurlandırdı

İsrail devletinin Marmara gemimize yapmış olduğu saldırıdan dolayı özür dilemesi çok önemli bir hadisedir. İsrail gibi saldırgan, acımasız istediğini istediği zaman yapabilme hakkını kendisinde gören, burnu havada, kimseye evallah'ı olmayan azgın İsrail'in burnu kırılmış oldu. Türkiye'nin tutarlı, yürekli tavrı kendisini havalarda gören bu Amerika'nın azgın ve şımarık çocuğunun havası alınmış oldu. Bu dünyada yaşanan bir ilktir.
Özürle birlikte, tazminat ve Filistinlilere uygulanan ambargoların kaldırılması gibi birçok haksız uygulamalarından vazgeçmiş olmaları, ülkemiz için bir zafer olduğunu düşünüyorum. Bu zafer Ortadoğu da ülkemizin lider ülke olmasının bir göstergesidir. Haklı olduğu her konuda tutarlı, sabırlı, cesur ve kararlı mücadelesi ile ulaştığı başarı çizgisi azımsanmayacak kadar önemlidir. Ülkemize bu önemli başarıyı kazandıran ilgilileri minnet ve şükranla anıyoruz.
Bu konu ile ilgili muhalefetteki siyasi partilerimizin değerlendirmelerini merak ediyorum. Acaba ne diyecekler? Yine hükümeti suçlayacaklar gibi düşünüyorum. Çünkü muhalefet partileri, hükümetin on yıldan bu güne kadar yapmış olduğu hiçbir işi beğenerek takdir ettiklerine şahit olmadım. Ne yaparlarsa yapsınlar, muhalefete göre suç işlemişlerdir. Düşünebilecekleri, üretebilecekleri, projelendirecekleri hiç bir şeyleri yoktur. Aslında. Muhalefet, hükümetin yapmış ve yapacağı her şeyi takip eden, doğrularını savunan yanlışlarının karşısına dikilen, yanlışlarını kamuoyu ile paylaşan, kamuoyuna deşifre ederek, doğrusunu projelendiren ve hükümeti doğru yapmaya zorlayan bir anlayış içinde olmalıdır. Nerde bulacaksın bu anlayışta olan mükemmel muhalefeti. Bizim muhalefet partilerimiz bol bol küfür eden ve suçlayan tavırları ile ülkeye hiçbir hizmet sunmamaktadırlar. Hele ki seçim sürecine girilmiş bu dönemde hükümetin yapmış olduğu hiçbir işi taktir etmeleri düşünülemez.
Ne yazık ki muhalefet iktidarı düşman gibi görmekte, Başbakanı vatan hainliği ile suçlayacak kadar pervazsız ve şuursuz açıklamaları ülkemiz adına utanç verici bir durumdur. Suriye'nin zulmü altında inim inim inleyen Suriye halkı faşist Esat'ın katliamlarına maruz kalırken, faşist diktatöre heyet göndererek adeta dostluk kurmaya çalışan bir siyasi partide Türkiye'nin utanç kaynağıdır. Düşmanımın düşmanı benim dostumdur mantığı ile hareket eden bu akıl dışı davranış üretenler, Türk halkı tarafından seçim sandıklarında mutlaka cezalandırılacaklardır.
Kanla beslenmeye çalışanlar, kanın durmasına rıza göstermemektedirler. Barış sürecinden memnun olmayan, barışa karşı savaş ilan etmeye çalışan, sermayesiz, bilinçsiz ve fikirsiz rantçıların çıkarları barışa ters düşmektedir. O yüzden savaş çığırtkanlığı yaparak, kanın durmasından, istikrarın gelmesinden rahatsızlık duymaktadırlar…
Kürtlerin varlığından, rahatsız olan, Kürtleri adam yerine koymayan, dilini, kültürünü yasaklayan, statükocu, ırkçı, faşist anlayışın temsilcileri, Kürtlere verilen demokratik haklardan rahatsızlık duymalarını olağan karşılıyoruz. Bu son çırpınışları ile onlara diyoruz ki, çırpınışlarınız boşunadır, gelişen dünyada demokratik hakların verilmemesi gibi hiçbir şey söz konusu olamaz.

 

Bakmadan Geçme