ÜNİVERSİTENİN BAZI FAKÜLTELERİ KENTE TAŞINMALI

Yazı işleri müdürümüz ve köşe yazarı İkram Kali, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi (Van YYÜ) öğrencileriyle söyleşide buluştu. Van'ın tarihi kültürel zenginliklerini bilinmeyen özelliklerini anlatan Gazeteci-Yazar Kali, '35 yıllık üniversitemiz birikimiyle, akademik kadrosu ve öğrenci topluluğuyla şehrimizi aydınlatarak yönlendirmesi gerekir. Kampus sistemi bu çağda değişmelidir. Üniversitemiz fakültelerinin bir kısmını Edremit, Tuşba, İpekyolu ilçelerine taşıyarak Vanlılarla iç içe olması gerekir' dedi.

Hacı Yılmaz

Van YYÜ Edebiyat Fakültesi’nin davetlisi olarak 100 Yıl Sahnesi’nde “Van’a Dair” başlıklı söyleşide öğrencilerle buluşan yazı işleri müdürümüz köşe yazarı İkram Kali öğrencilere ve katılımcılara Van’ı farklı yönleriyle anlattı. Söyleşiye Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof, Zeki Taştan, Sosyal Bilimler Öğretim Görevlisi Suvat Parin, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

“Bazı fakültelerin Edremit, Tuşba, İpekyolu ilçelerine  taşınması gerekir”

Konuşmasında Van’ın kurtuluşunun 100. Yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde Van ayı olarak tanımlanan Nisan ayının son gününde bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirten Kali, “Van YYÜ Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ve eğitim projesinin önemli bir eseridir. Öğrenci kardeşlerimizle buluşmaktan mutluyum. Haksızlıklar, siyasi nedenler ve emperyalist müdahaleler sonucu 1930’lu yıllarda kurulması gereken üniversite Van’ın elinden alınarak Erzurum’a götürülmüştür. Dönemin Cumhurbaşkanı merhum Mustafa Kemal Atatürk’ün 1927 yılındaki talimatları, 1938 yılı Kasım ayı TBMM açılış nutkunda, 'İstanbul Üniversitesi'nin geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi'nin tamamlanması ve Şark Üniversitesi'nin yapılan etütlerle tespit edilmiş olan esaslar dairesinde, Van Gölü civarında kurulması hızla ve önemle devam etmektedir' konuşmasının gereği maalesef ölümünden sonra yerine getirilmemiştir.  Cumhurbaşkanı Kenan Evren’i ziyaret eden Van heyetinin ısrarlı mücadelesi sonucu Evren’in talimatlarıyla Van’a üniversite ancak 1982 yılında kurulabilmiştir. Dolayısıyla siz öğrencilerin bugün eğitim gördüğü üniversitenin kimliğinde ruhunda Cumhuriyet ideali ve Vanlıların büyük emeği var. Üniversitemiz birikimi, akademik kadrosu ve öğrencileriyle Van’ı aydınlatarak şehrimize yön vermesi gerekir. Şehrimizle üniversitenin buluşmasında önemli bir etken olan, şehirden kopuk konumda olan kampus sistemi değişmelidir. Öyle hocalarımız var ki görev süresi derslik ve lojmanlar arasında geçip gidiyor.  Bu hocalar şehrimize, insanlar arasına ihtiyaç duymadıkça çıkma gereği duymuyor. Bu durum şehirle, üniversite kaynaşmasının önünde önemli bir sorun olarak durmaktadır. Şehrimizi kucaklayan, Van’ın dertleriyle dertlenen hocalarımız var ama bunların sayıları yeterli değil. Bazı fakültelerin Edremit, Tuşba, İpekyolu ilçelerine yani şehir merkezine taşınması gerekir. Ayrıca şehir merkezinde eski araştırma hastanesinin üniversiteye ayrılan bölümünde Van YYÜ Üniversite Evi kurularak burada yeme içme ve bulaşmaların yanı sıra sergiler, toplantılar düzenlenmelidir. Şehirde düzenlenecek etkinliklere bu yapıyla halkın katılmasına imkân sağlanmalıdır. Van halkı üniversitesinden çok şey bekliyor. Üniversiteye yalnızca yüksek eğitim kurumu ve harcamalarıyla şehrimize ekonomik katkı sağlayan kurum olarak bakmak yanlıştır. Kentimizin sosyalleşerek kültürel anlamada değişim dönüşüme katkı sağlaması gerekir. Bu da kentin aydınlarının, idarecililerinin, akademisyenlerinin günlük hayatın içinde halka bütünleşmesiyle olur. Öğrenciler olarak sizlerde aranızdaki farklıkları, görüş ayrılıkları zenginlik olarak değerlendirin. Van’da bulunmaktan mutluluk duyun. Çok çalışın. Vatanınızı, memleketinizi, birbirinizi çok sevin” dedi.

 “Van’da doğmak yaşamak kadar görev yapmakta bir şanstır”

Van’ın tarihinden, doğal güzelliklerinden bilgiler veren, anılarını anlatan Kali ”Ben Vanlıyım. Van’ı çok seviyorum. Ölülerimizde dirilerimizde burada. Türkiye’nin her tarafı çok güzeldir. Başka bir şehirde doğmuş olsaydım orayı da çok severdim. Ama Van gibi güzel bir şehir yoktur. 1915 sonrası Van, küllerinden yeniden doğmuş bir kenttir. Son yüz yılda yakılıp yıkılan, 30 bin insanını kaybeden Van kadar çile çekmiş bir kent, kuru yaprak gibi savrulan Vanlılar kadar acı görmüş bir kent ahalisi göstermezsiniz. 1918 sonrası Van’da Lise ancak 1948’ de açılıyor. Yolun, suyun, elektriğin hatta nüfusun olmadığı Van’da 1937’de Vansesi Gazetesi ‘Yeni Yurt Van’ ismiyle güneş gibi doğuyor. Ve bugün 80 yaşına ulaşıyor. Van’ın bağrından Vankulu Mehmet Efendi,  Ercişli Emrah, Yaşar Kemal, Gökşit Aktürk gibi çok sayıda isimler çıkmıştır. Cumhuriyet sonrası hızla gelişerek bugünlere ulaşan Van’da doğmak yaşamak kadar görev yapmakta bir şanstır” dedi.

“Van’da görev yapanlarda Van’ın dertleriyle dertlenmeli”

Van’ın ünlü kehrizleri, tarihi ve doğal güzelliklerinden, Vanspor’un 1. Lig’e çıkışı Fenerbahçe ve Trabzonspor’u yenerek adını futbol tarihine yazdırmasından söz eden Kali, “Doğduğunuz, görev yaptığınız yerde hizmet eser bırakarak ya bir iz ya da gönüllere dokunacak ses bırakın. Bugün 30 bin öğrencisi 2 bin akademisyeni olan üniversiteden tek bir kişi Van’daki yerel gazetelerde halkı aydınlatacak, bilgilendirecek yazı yazmıyor. Bu ciddi bir sorundur. Vanlılar kadar Van’da görev yapanlarında bu şehrin, halkın dertleriyle dertlenerek sorumluluk duyması gerekir” diye konuştu.

ŞAİR SELİM GÜLSOY TEZ KONUSU OLACAK

Yazı işleri müdürümüz ve köşe yazarımız İkram Kali, söyleyişi sonunda Van’ın ünlü şairlerinden merhum Selim Gülsoy’un 1950’lerde kendi el yazısıyla yazdığı oğlu Avukat Yaşar Gülsoy’un kendisine emanet ettiği 300’e yakın  şiirini yüksek lisans tezi olarak değerlendirilmesi ve daha sonra kitaba dönüştürülmesi için Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Zeki Taştan’a teslim etti. Taştan’da çalışma Vanlı şairin şiirleri için iki öğrenci görevlendireceğini söyledi.

Söyleyişinin soru kısmında bir öğrenicinin ‘Siz Van için neler yaptınız?’ sorusunu yanıtlayan Kali, “Tarih ve kayıtlar neler yapabildiğimi yazıyor. Memleketime bundan sonrada kendi çapımda aşkla hizmet etmeye devam edeceğim” dedi.

Söyleşi Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof, Zeki Taştan’ın teşekkür belgesi takdimi ve hatıra fotoğraf çekimiyle son buldu.

Bakmadan Geçme