Unutulmayan efsanenin trajik hikayesi
Bir hikayede efsane olmak öyle kolay olmuyor. Efsane olmak için kuşaktan kuşağa anlatılan yaşanmış ilginç hikâyen olacak. Adın geçtiğinde hikayen anlatılacak.
Sizleri, Van'ın şehir nüfusunun yaklaşık 90 bin, toplam nüfusunun 325 bin olduğu yıllarda yaşanan, unutulmaz futbol maçlarının oynandığı tanık olduğum, efsaneleşen ismin yaşadığı trajik olayın hikâyesine götürmek istiyorum. Hikâyemizde futbol, başarı, göz yaşı, kayan bir yıldız ile hüzünle biten bir son var.
Van Amatör Futbol Ligi 1971-72 futbol sezonu. Siyah-Beyaz Van Gençlikspor, Sarı-Lacivert Şengençlerspor, Sarı-Kırmızı Erekspor, Mavi-Beyaz İkinisanspor, Mavi-Yeşil İskelespor, Yeşil-Beyaz Erciş Birnisanspor ve Siyah-Beyaz Erciş Gençlikspor futbol takımlarının Van Amatör Ligi'nde şampiyonluk mücadelesi verdiği Van'ın en güçlü kadrosuna sahip iddialı takımları Van Gençlik ve Şengençlerin olduğu yıllardı. Her maç final havasında… Bu arada Van'da futbolun gayri resmi geçmişinin 1920'li yıllara, resmi spor kulüplerinin kuruluşunun ise 1930'lu yıllarda başladığını hatırlatalım.
Günlerden pazar.
Yer, Van'ın resmi futbol müsabakalarının oynandığı, (Sanat Okulu karşısı) etrafı taş duvarlarla çevrili, soyunma odaları olmayan, seyircilerin 90 dakika ayakta maç izlediği, seyirci ile sahayı telle ayıran, sahadan çıkan topun kuyumcu Selahattin Yüzbaşıoğlu'nun sahayla bitişikteki evinin bahçesine top her gittiğinde, evin kahyası Hoppe Dayı'nın sahaya gerisine top atmaktan bıkıp usandığı toprak zemine sahip ilimizin ilk nizami futbol sahası.
Futbol tutkunları sahanın seyirci giriş kapısının solundaki taş duvardaki küçük pencere gibi açılan gişeden aldıkları maç biletiyle sahaya girerlerken, biz de futbol sahsının mahallemizde bulunmasının avantajıyla ağabeylerimiz ile birlikte sahaya girme şansı bulan m futbol tutkunu çocuklardık.
Sahada maçın başlamasını bekleyen futbolseverler, nami diğer Hoca'nın ikiye bölünmüş çıtır somun ekmek arasına ince domates dilimleri, bir miktar otlu peynir, bir tutam maydanoz bırakarak icat ettiği lezzetli "domatesli ekmek" ile açlıklarını giderdikten sonra müsabakayı heyecanla izlemeye koyulmuşlardı.
Saha kenarları, duvar üstlerini hınca hınç dolduran seyircilerin alkış ve ıslıkları arasında sahaya çıkarak seyircileri selamlayana Şengençlerspor- İkinisanspor futbolcuları yazı-tura ile belirlenen kale ve top tercihi sonrası hakemin düdük sesiyle müsabakaya başlamışlardı.
Sarı-lacivertli Şengençlerspor maçın ilk dakikalarından itibaren mavi-beyazlı İkinisan yarı sahasını ablukaya almıştı. Sağdan soldan geliştirdiği ataklarla İkinisanspor'u baskı altına alan Şengençlerspor 'un gole yakın olduğu dakikalardı.
Aylardan Nisan'dı. Hava bulutlu, toprak saha biraz çamurdu. Van futbolunun o dönem yıldız futbolcusu, gol kralı kendisini izlemeye gelen özel taraftarları olan 17 yaşında Şengençlerspor formasını taşıyan santrfor Metin Irak, güçlü fiziki yapısı, başarılı top tekniği ile rakiplerini çalımlayarak ayağındaki topla soldan İkinisanspor ceza sahası çizgisi yakınında kaleciyle baş başa kaldığı gol pozisyonda olanlar olmuştu.
İkinisanspor'un sevilen uzun boylu, başarılı kalecisi Atilla Telli, Metin Irak'ın ayağındaki topa hamle yaparak topu kornere çelerken Metin Irak çapraz biçimde (bağdaş) sağ ayağının üstüne hızla yere yığılırken acıyla feryat ettiğinde maç durmuş, o anda şiddetli yağmur gökten sicim gibi inmeye başlamıştı. Üzüntü, gözyaşı, acı, feryatlar, koşturmalar, yağan yağmur ıslanan seyirciler birbirine karışmıştı.
İki takım futbolcuları, yöneticileri acıyla kıvranan Metin Irak'ın başına toplanmıştı. Yakın gelecekte ünlü bir futbolcu olması beklenen Metin Irak'ın sağ ayağının kaval kemiğinin konçtan dışarı çıkacak şekilde kırıldığını saha içine akın eden futbol sevdalıları gözyaşı içinde öğrenmişti.
Yaşanan şansız olay karşısında gözyaşı döken kaleci Atilla Telli üzüntüsünden sahaya yığılıp gözyaşları içinde yerleri yumruklarken, Metin Irak'ın kardeşi Ekin Irak da abisinin ayağının kırılmasına tepki göstererek sahaya yakın olan evlerinden et kesici bir satırı kaparak Atilla Telli'yi vurma girişimine seyirci ile yöneticiler engel olmuşlardı.
Maçın 20. dakikasında yaşanan üzücü olayı Van'da duymayan kalmamıştı. Futbol yeteneği ile büyük takımlara transferi konuşulan Metin Irak'ın ayağının kırılması spor camiasını, kendisini sevenleri adeta yasa boğmuştu. Van'da gündem Metin Irak'ın ayağının kırılmasıydı. Öyle ki, bazı futbolseverler olay anında yağan şiddetli yağmuru gökyüzünün Metin Irak'a ağladığı şeklinde yormuşlardı.
Türkiye futbol tarihine geçen olay
Şengençlerspor taraftarları ve genç futbolseverlerin Metin Irak'ın ayağının kırılmasına duydukları üzüntü ve tepki dinmek bilmiyordu. Vanlı futbolseverler Türkiye'de futbolda bugüne kadar benzeri yaşanmamış, ilginç bir protesto ve sahiplenmeye imza atıyorlardı. Maç sırasında sakatlık yaşayan bir futbolcu için yürüyüş yapılması bir ilkti.
O yılların fotoğraf ve afiş tekniğinin imkânsızlıklarına rağmen Metin Irak'ın boy fotoğrafını fotoğrafçı Ömer Kırcan'da yaptırarak cam çerçeve içine alan yöneticiler büyük bir jest yapmışlardı. Ellerinde Metin Irak'ın boy fotoğrafı ve Şengençlerspor bayrakları taşıyan taraftarlar Cumhuriyet caddesinde yürüyüş düzenlemişlerdi. Şengençlerspor Kulübü Metin Irak'ın fotoğrafını onun olmadığı bazı maçlarda sahaya götürürken, fotoğraf daha sonra Ergül Koç'un işlettiği Gençlik Kulübü Lokali kapanıncaya kadar duvarda aslı kalmıştı.
Metin Irak'ın ayağı Van'da sınıkçı (kırık çıkıkçı) sonra da Ankara'da ameliyat ile tedavi edilmeye çalışılmıştı. Dokuz ay süren tedavi sonuç vermemiş, Metin futbola veda ederken, Van'ın başarılı bir futbolcusu erken yaşta futbolu bırakma şansızlığını yaşamıştı.
Metin Irak 1971-72 futbol sezonunda futbol hayatına mal olan talihsiz olayı yaşamamış olsaydı o yıl çağrıldığı Türkiye Genç Milli takımına katılacak, aynı sezon Vanlı hemşehrileri Yavuz, Cemil, Refik'in top koşturduğu 2. Ligde mücadele eden Diyarbakırspor'a transfer olup, yeşil- kırmızı formayı giyecekti.
Metin Irak unutulmaz bir olay ile futbola veda etmişti, ancak efendiliği, başarılı futboluyla futbolseverlerin benzersiz sahiplenmesi ve sevgisiyle efsaneleşmişti. Bugün efsaneleşen hikayesini özetlediğimiz Metin Irak sakatlık yaşamasaydı Türkiye'de adından söz ettiren, üç büyük kulüpten birinde top koşturan, gurur duyduğumuz futbolcu olabilirdi. Futbolda yetenek kadar şans da gerekiyor.
Metin Irak'a sağlıklı, huzurlu uzun ömürler diliyorum.