Urartular'da süt ve süt ürünlerinin önemi
Van Kalesi'nin kuzeyindeki höyükte yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında çıkan çanak çömlekler, Urartuların o dönemlerde süt ve süt ürünlerine verdiği önemi ortaya koyuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Van Kalesi'nin kuzeyindeki höyükte İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında yürütülen kazılarda bulunan eserler ve kalıntılar, Urartu Krallığı ve dönemin yaşamıyla ilgili yeni bilgilere ulaşılmasını sağlanıyor. Bu çalışmalar kapsamında bulunan çanak çömlekler de Urartuların 2800 yıl öncesine dayanan süt ve süt ürünlerinde oldukça ileri olduğu gözlemleniyor. Konu hakkında bilgi veren Konyar, “Devam eden çalışmalarda özellikle depo mekanlarında yumurta biçiminde kaplar çok yoğun olarak ortaya çıkıyor. Aslında bugün yine havanların yoğun olduğu köylerde ve Anadolu'nun diğer köylerinde peynir üretiminde gördüğümüz kap tiplerinin neredeyse birebir aynısını burada görüyoruz. Burada bulduğumuz küplerin altları genellikle tekli ve ikili deliklerin olduğu görünüyor. Özellikle üstte taşla sıkıştırılmış ürünün suyunun zamanında çıkmasını sağlıyor. Burada tabii ki Urartu’da hayvancılıkla ilgili, hayvancılıkla ilişkisine inmek gerekiyor. Bizce bunların tümünü peynir üretiminde ve benzer ürünlerde kullanılmış çanak-çömlek. Oldukça yoğun olarak kullanılıyor ve yoğun bir şekilde hayvancılık faaliyetleri gösteriyor. Özellikle süt ürünlerinde mutlaka etkin ve daha gelişmiş bir atölyeleri olmalıydı. Bu kazdığımız alanında çok sayıda bu bahsettiğim tipte çanak-çömlek ortaya çıktı ve biz bu alanlarda özellikle peynirin yanında tabii süt ürünlerinde işlenmiş olabileceğini düşünüyoruz” dedi.
Doç. Dr. Erkan Konyar, “Daha önce de söylediğim gibi bunların içlerinde yapılacak kimyasal analizlerle içlerinde üretilmiş ürünlerin niteliklerini saptayabileceğiz. Ama dediğim gibi en azından Van'da da peynir, otlu peynir için bir şey söyleyemem tabii ki peynir üretimi ta Urartu’ya kadar uzandığını ve daha erken dönemlere kadar gittiğini söyleyebiliriz. Bu buluntular da en azından bize bunu gösteren somut alanlardan bazıları” şeklinde konuştu.