• Haberler
  • Güncel
  • Urartuların emektar bekçisi Kuşman görevi bırakıyor

Urartuların emektar bekçisi Kuşman görevi bırakıyor

Urartuların Eyalet Merkezi olan Çavuştepe Kalesi'nin 58 yıllık emektar bekçisi ve dünyada Urartuca bilen 12 kişiden biri olan Mehmet Kuşman, bu yıl turizm sezonunun bitmesiyle gönüllü olarak sürdürdüğü tanıtım ve bekçilik görevini de bırakma kararı aldı.

Hüseyin Geylani Akdaş – Evren Doğruer

1962 yılında askerlik sonrası kazı çalışmalarına işçi olarak katılan ve o dönemdeki İstanbul Üniversitesi (İÜ) kazı başkanı Prof. Dr. Afif Erzen tarafından sadakati ve çalışkanlığıyla dikkat çeken ilkokul mezunu Mehmet Kuşman (83) kendi köyünde bulunan Çavuştepe Kalesi’nde kadrolu bekçi olarak işe alınıyor. Şuanda dünyada yaşayan ve bu dili bilen 12 kişiden biri olduğunu belirten 58 yıllık Urartu tarihinin emektar bekçisi Mehmet Kuşman, Türkiye’de ve dünyada sayılı insanlar arasına giren başarılı hayat öyküsünü ilk günkü heyecanıyla şöyle anlatıyor.

“Tarhan Hocanın Teşviki ile Urartucayı öğrenmeye karar verdim”

“1962 yılında 24 yaşındaydım ve askerden yeni gelmiştim. Köyümüzün yakının da bulunan bu tarihi kalede kazı çalışmaları vardı. Arkeologlar İstanbul dan gelmişti. Halen kazılar başlamamıştı. Yol yok, hiçbir şey yoktu. Kazı başkanı İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Afif Erzen. Afif hoca yaşlıydı. Ata bindirip buraya kaleye sonra da öğle yemeğine yine atla götürüyordum. Kazı çalışmalarında genç akademisyenlerle birlikte 110 kişide bizim köyden işçi var. Kalede çok hummalı bir kazı çalışması yapılıyordu. Kazı sırasında kitabeler peş peşe çıkmaya başladı. Ancak hoca zaman zaman kitabelere bakıp duruyor. Tüm hocalarda Afif Erzen hocanın etrafında çıkan kitabelerin üzerindeki yazıyı okumasını bekliyorlar. Hoca da çıkan yazıları çözmede sorun yaşayınca  ‘Hocam’ dedim; ‘Ben bu yazıyı öğrenemez miyim?’ Dedi ki ‘Oğlum çok zordur.’  Prof. Dr. Taner Tarhan diye bir hoca vardı, ‘Kuşman’ dedi ‘Senin işin yok.’ Turist de yok. O zaman doğuya tek turist gelmiyordu. Hoca bana ‘İstersen öğrenirsin’ dedi. ‘Merakın varsa öğrenirsin’ dedi. Onlar gitti ben kalem defter alıp Van Kalesi’ne gittim. Kalede birçok yazı var. Yarısından fazlası Asur diliyle yazılı, o dönem Urartularda okuma yazma yok” dedi.

Urartucayı öğrenmek için İran ve Ermenistan’a yolculuk

Urartucayı öğrenmek için birçok profesör, arkeolog ve öğretim görevlisiyle görüştüğünü, dünyada bu dili bilenlerin sayısı az olduğundan İran ve Ermenistan'a bile gittiğini belirten Kuşman, şu ifadeleri kullandı:"Hem ülkemizde hem de yurt dışında Urartu alfabesiyle ilgili tüm verileri araştırıp 3 yılda kendi imkanlarımla Urartu alfabesini topladım. Bu durumdan o dönemde gazetecilerin haberi olmuş. Haberimi yapmışlardı. Ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara'da düzenlenen sempozyuma gönderilmem için Van Valiliğine yazı gönderilmişti. Beraberimde götürdüğüm alfabeyi oradaki hocalara gösterdim. Hem çok şaşırdılar hem de çok beğendiler. Van'a döndükten sonra lisan çalışmaya başladım. Bulduğum her kitabeden bir parça aldım. 22 yılda ancak 650 kelime öğrenebildim. 11 çocuk babasıyım. Bekçilik maaşı az geliyordu. Aklıma taşlara Urartu figürleri ve alfabesini yazıp, satma fikri geldi. İlk başta sadece çizim yapıyordum daha sonra oyma da yapmaya başladım. Kazandığımla çocuklarımı okuttum. Covid-19 nedeniyle çok sıkıntılı bir dönem geçirdim. Bu işi bırakmaya karar verdim." dedi.

"Oğluma da Urartucayı Öğrettim"

Kuşman, Urartuların kendisine çok şey kattığını, çocuklarını bu sayede okutup büyüttüğünü söyledi.Görev sürem boyunca gün doğmadan kaleye gittim, gün batmadan da dönmedim." diyen Kuşman, şunları kaydetti:"Çocuklarımdan biri Urartucayı öğrendi. Sosyal Güvenlik Kurumunda müdür yardımcısı olarak görev yapıyor. Tek umudum o çocuğum. Urartular çalışkan bir millet olduğu için çok seviyorum. Yaptıkları işleri görüyorum, harika bir şey. Bugünkü şartlarda bile o yapıların yapılması çok zor. Urartulara aşığım. Yaptıkları işleri de çok seviyorum. 58 yıldır Çavuştepe Kalesi'nde çalışıyorum. Burada başladığım ilk günden itibaren bağımı, bahçemi her şeyimi geride bırakıp kendimi bu işe verdim. Buraya bağlandım ve bugüne kadar böyle getirdim. Alnım açık, başım dik çalıştım."

Ulusal ve uluslararası yazılı ve görsel medyanın ilgi gösterdiği onlarca haber ve belgesellere konu olan Mehmet Kuşman, bu sayede ABD başta olmak üzere, Almanya, Belçika ve Hollanda’da tanıtım amaçlı ve çeşitli bilimsel sempozyumlara katılarak, akademisyenlere Urartu tarihi ve eserleriyle ilgili bilgilerde aktarmış. 

Araçların Kaleye Dönüşü İçin Yol Geçidi Verilmemiş

Van-Başkale karayolunun 25. Km.’sinde bulunan ve tarihi Çavuştepe Kalesi’ne dönüş için yolda düzenleme yapılmamış. Gürpınar istikametinden gelerek kaleye dönüş yapan araçlar dar yolda sorun yaşıyor. Tek araçlık geçiş yapılan ve daha önce dökülen asfaltın bozulan bölümlerine ise sadece yama yapılmış. Tek aracın geçebildiği tarihi kalenin yolunun yapılması için Mehmet Kuşman, yetkililere çağrıda bulunuyor. Tarihi kaleye pandemi öncesi turizm sezonunda binlerce turist geldiğini ve özellikle otobüslerin çok büyük sorun yaşadığını ve bu konuda kendisine sitemde bulunduklarını aktaran Kuşman “Aynı güzergah üzerinde olan işyerlerine, köy girişlerine sağlıklı bir geçiş sağlanırken Çavuştepe Kalesi’ne dönüş çok sıkıntılı. Müze Müdürümüz konuyu Vali bey’e aktarmış. Vali bey’de ‘Proje böyle çizilmiş’ Herşeyden en önemlisi bu kalede Türk Bayrağı dalgalanıyor. Bir eve yol veriliyor. Çavuştepe Kalesi’ne yol verilmiyor. Yol verilmesi de kaleye dönüş bölümüne birkaç boru döşenecek ve asfalt dökülecek. Kaleyi gezmeye gelenler bana ‘bu kalenin yolu niye yapılmıyor” diye soruyorlar’ Bende bir bekçiyim. Benim yapacağım sadece buradaki eksiklikleri yetkililere aktarmak. Benim yaptırım gücüm yok” diyorum.

“Gürpınar Belediye Başkanının Yol Genişletme Teklifi Kabul Görmedi”

“Kalenin çıkış yolunun genişletilmesi için Gürpınar Belediye Başkanı tarafından bir teklif sunuldu. Ancak kazı başkanı tarafından kabul görmedi. Bir kaleye turist gelmedikten sonra bu tarihin bir anlamı olmaz. Kaledeki kazı başkanı hatta mevcut yolu bile iptal etmek istiyor. Gerekçesi de kimsenin kaleye çıkmasını istemiyor. Ve diyor ki; ”Batıda hiç kimse aracıyla tarihi eserin olduğu yere gitmiyor. İnsanlar tarihi mekanlara yürüyerek gidiyor” diye. Zaten Çavuştepe kalesini görmeye gelen yerli ve yabancı turistler 60 yaş ve üzerindeki insanlar. Bu insanlar zaten yürümede sıkıntı yaşıyorlar. Ana yolun üzerinde inecek bir ziyaretçi yaklaşık 1 kilometre yokuşu yürüdükten sonra kaleye ulaşabilecek. Ziyaretçileri taşıyan otobüsler kaleye çıkmasına rağmen gençlerin dışında çoğu zaman kimse araçtan inmiyor. Sebebi ise yürüyemediklerinden. Gezmeyen insana da nasıl bilet vereceksiniz. Türkiye’deki tarihi yerlerin birçoğunda araçlar eserlerin yanına kadar gidiyor. Mesela Efes’te bu böyledir. Otobüs ve diğer araçlar eserlerine yanına kadar gidiyor.” dedi.

Görevi bıraktıktan sonra kale sahipsiz kalacak

17 yılı gönüllü toplamda 58 yıllık tarihi kalede bekçilik yaptığını ve kısa bir süre sonra görevi bırakmayı düşündüğünü ve bu eserlere sahip çıkılamayacağından endişe duyduğunu ifade eden Kuşman, “Ben görevi bıraktıktan sonra bu eserler tamamen sahipsiz kalacak. Urartu dilini bilmesi önemli değil. Önemli olan vicdanlı birinin bu eserlere sahip çıkmasıdır. Tarihi eser kaçakçılarının gelip de buradaki tarihi eserleri götürmemesi ve kaçak kazılara izin vermeyecek birinin burada görevlendirilmesi lazım” diye konuştu.

3 bin yıl önce kalede yapılan sistem iyi korununca hala ayakta

Urartuların başkenti Van Kalesi olduğu için Çavuştepe Kalesi’nin de o dönem Urartuların Eyalet Merkezi konumunda olduğunu ve 2 bin kişinin ikamet ettiğini anımsatan Kuşman, kalede adak kesilen bölüm, yemek yenilen taştan yapılan masa, erzak depoları, yeni doğan çocukların vaftiz edildiği alan, mutfak, banyo ve tuvaletlerin atık sularının kaleden dışarıya akıtıldığı sistem ile kalenin dışındaki arazi sulama kanallarının olduğu sistemin yüzlerce yıl geçmesine rağmen iyi korunduğu için ayakta kaldığını söyledi. 

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme