Uyyy!.. Cısss!..

Karikatürist- Yazar Hikmet Aksoy'un hazırladığı 'Vansesi Mizah Sayfası' bundan böyle her Cumartesi günleri siz değerli okuyucularımızla buluşuyor.

Hazırlayan: Hikmet Aksoy

Haftalık mizah kültürü sayfası "Uyy! Cıss!"ı beğendinizse gönlünün şenlenmesi, yüzünün gülmesi için arkadaşlarınıza okumalarını önerir misiniz?

 

"Adeler adeler doldu vadeler"

Başlıktaki söz bir halk deyimi... Bir söz verilip de yerine getirilmezse söylenir. "Erken seçim" kararı da vekillerin tüm planlarını alt-üst etti. Öyle ya, verilmiş sözler var. Şimdi ne mazeret uydurulacak? Ama "Çareler tükenmez" demiş vakti zamanında bir siyasetçi... Bir şey uydurulur canım...

 

Bu dünyadan Eflatun Nuri de geçti

Türk karikatür sanatının "1950 Kuşağı Çizerleri”nden Eflatun Nuri Erkoç'u (1927-03.05.2008) bundan 10 yıl önce 3.5.2008'de yitirmiştik.

İstanbul'da doğan Eflatun Nuri Erkoç, çizgiyle kara mizahın başarılı örneklerini verdi. Karikatürlerinde ayrıntıya girmez, somut gerçekleri çizgi diliyle anlatırdı.

Güzel sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nden bitiremeden ayrıldı.

İlk karikatürü 'Boşboğaz' adlı mizah dergisinde yayımlandı (1942).

Sonraları Akbaba, Hayat, Tan, Dolmuş, Taş-Karikatür, 41 Buçuk, Vatan gibi dergilerle, gazetelerde karikatür çizdi.

Bir süre İngiltere'de çizgi film üzerinde çalıştı.

1969'da Üsküp'te düzenlenen karikatür yarışmasında jüri özel ödülünü kazandı. Yeni Asır gazetesinin GICIK adlı mizah ekini yıllarca yönetip karikatür sevdalısı pek çok genci bu sanata kazandırdı.

Karikatürist Behiç Ak yazdı:

Eflatun Nuri, 7'sinde çizmeye başladı, 77'sinde yazar oldu. Eflatun'nun mizah dolu evreni, yetenek, beceri, başarı, zenginlik değil; yetenek, yoksulluk ve beceriksizlik karışımından oluşur. Gerçek mizahçılar hep böyledir.

Eflatun, en zayıf, en yoksunlukla dolu yönlerini mizahın tepsisi içinde sergilemekten zevk alır. Zayıflıklarıyla gurur duyar.

 

Muhalefete muhalefet!

Bu ülkede herkes kendi aklınca muhalefet yapar. Yapar da "ortak nokta"da buluşma hep zor olur.

Muhalefet partilerinden bir kısmı erken seçim nedeniyle hemen iktidar gemisine bordodan yanaştı.

Diğerleri önce tokalaştı, öpüştü, oturup konuştu, sonra... Sonrası yok.

Herkes "demokrasiyi kurtarma operasyonu"na kendi kafasına göre reçete yazdı, tedavi yapacak aklınca.

Oysa konsültasyonda mutlaka ortak karar çıkar, ona göre yola çıkılır. Onlar bir alem...

Bu da nereden çıktı?

İktidar partisi sonunda muhalefetin sakız yapıp çiğnediği  "erken seçim" sakızını ağzına verdi. İyi oldu, diyecektik, baktık ki bu kez "Baskın seçim!.." diye ötmeleri başladı. Be mübarek sevinsene, "erken...erken..." diye tepinirken sezaryene, başka bir müdahaleye gerek kalmadan lop diye doğum oldu. Daha ne arıyorsun?

Siyasal partilerin dış görünüşü böyle de "erken" derken "Baskın" olan seçim nedeniyle koltuktan baskın nedeniyle "hooop!.." diye kopacak  olan vekillerin durumu ne olacak. Öyle ya, daha nice ay yaşama; pardon yasama yapacak, trınk aylıklarını alacaklardı.

 

Vekil cephesi bu konuda dıştan sessiz ama önümüzde "toplu ödemeye gebe günler" var.

 

Ciddi Ciddi...

Seçim devreye girince akıllar hep bu alana kaydı. Ama öte tarafta çocuk istismarı, kadın cinayetleri devam edip duruyor.

Olağanlaştı, yani "vukuat-ı adliyeden mi oldu dersiniz?

Böyle olmamalı...

Hafta içinde bu konuda bir toplantıya katıldık. Gördük ki, ilgili Bakanlık görev alanında üzerine düşeni yerine getirme konusunda duyarlılık gösteriyor.

Geriye kalan görev ise bizlerin... Asıl duyarlılık toplumdan gelmeli...

Gerek uyuşturucu ve gerekse diğer konularda her birey kendi üzerine düşen duyarlılığı yerine getirmeli ki toplumsal anlamda huzura kavuşalım, mutlu olalım.

O zaman daha duyarlı olmalıyız.

 

 

FETÖ TEMİZLİĞİ VAR MI?

Panik seçim de, baskın seçim de, erken seçim de, ne dersen de... Sonuçta bu ülkeye ve insanına hayırlar getirsin. Coğrafyamıza huzur ve barış getirsin. Amin...

Bir de, hazır OHAL da varken şu FETÖ'nün siyasete bulaşan ayağının tam temizlenme zamanıdır deriz.

Öyle ya, iktidar partisinde deşifre olan yani, Fetullah Gülen ile geçmişte fotoğraf çektirenler yüzünden az baş ağrısı yaşanmadı, eleştiri alınmadı, töhmet altında bırakılmadı mı?

Hazır seçime giderken bu fazlalıklar, yaklaşan fırtınada gemiyi kurtarmak için avarya deyip atılacak mı?

Gözünün yaşına bakmadan atılmalı..

Muhalefette de böyle bir yara varsa, mutlaka temizlik yapılmalı...

Temizlik yapılmalı ki, ülkenin siyaseten önü açılmalı...

Ama şu da unutulmamalı... "Yağmurdan kaçarken doluya yakalanma..." olayı gibi, bu kez de "cemaat" anaforuna yakalanmamalı...

Bakmadan Geçme