Uyyy!.. Cısss!..

Hazırlayan: Hikmet Aksoy

Temizlik zamanı...

24 Haziran seçimi tam temizlik ayı... Hani kış mevsiminden çıkınca baca temizliği yapılır ya, onun gibi...

Bu fırsatı tüm partiler fırsat bilip FETÖ mensup ve yakınlarının Meclise değil girmek;  yanından geçmesine fırsat tanımamak gerekiyor.

Yoksa -Allah göstermesin- yeni bir 15 Temmuz örneği bir olay demek ülkede demokrasinin onulmaz yara alması olur.

Adaylar belli olduğuna göre seçmenler bu konuda "kılı kırk yarar" bir duyarlılık göstermek durumunda.

24 Haziran'dan sonra...

Seçimde "Kim kazanacak?" merakı ve de sorusu kafaları karıştırırken bir de "seçim sonrası ne olacak?" korkusu beyinlere yerleşti. 24 Haziran sonrasında düzeleceği vaad edilen konular konusuna kafa yoran seçmenler; " Niçin şimdi değil de 24 Haziran'dan sonra hedef gösteriliyor? diye soruyor.

Ekonomide döviz kurunun hareketliliği ve gelişmelerin Türkiye'nin aleyhine oluşu düşündürücü bir durum. Ekonomistler, bu krizden çıkış yolu olarak üretimi teşvik edecek yatırımların bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini hatırlatıyorlar.

TRT'de Satışta!..

"Saaaatttt....tım!.." dönemi bitecek derken meğer  devam edecekmiş. TRT'nin yanlı yayın anlayış ve de tutumunu protesto edeceğini bildiren adaylardan biri "TRT'yi satacağım!.." diye vaatte bulundu.

Elde ne kadar para eden fabrika varsa sattık, şimdi de dört mevsim süt veren TRT satılacak.

Ya, "Batan geminin malları" bu kadar ucuza gitmedi...

Gelen satıyo, giden satıyo...

Ondan sonra da satamayan satanı eleştiriyor. Peki, TRT'yi de sattık.

Peki, bu sefer kim kimi tenkit edecek.

"Kuraklık duası" yapılsa...

Eskiden millet kırsalda yaşar, bu mevsimde ve sonrasında yaşanan kuraklık nedeniyle "yağmur duası"na çıkardı.

Zaman değişti, iklim de değişti......

Haliyle insanlar da...Millet kentlere ve varoşlarına doluştu.

Bir yağmur yağıyor, millet hep birlikte imdat sesleri arasında banyo yapıyor. Bir Allah'ın kulu çıkıp "kuraklık duası" yapmıyor.

Kemer ilan-ı aşk yapıyor

Çarşı-pazarda etiketler uçmaya başladı.

File ile pazara alış verişe çıkan bin pişman...

Çünkü... Evdeki hesap, pazar/çarşı fiyatlarıyla hiç örtüşmüyor.

Hayal kurup file ile alış verişe çıkanlar evin yolunu şaşırıyor.

Bu arada pantolonların belden düşmemesi için kullanılan kemerler de herkese ilan-ı aşk ilan ediyor.

Baş dönmeleri başladı

Siyaset piyasasında tansiyon giderek artıyor. Adaylarda,  bir hareket, bir hararet, bin hakaret... Gazoz yetmiyor, ayran içiyorlar ama nafile...

Birbirlerine atıp tutma yarışından geri kalmıyorlar.

Döviz fiyatlarındaki artış nedeniyle artan ilaç fiyatları  da en çok tansiyon ilaçlarını vurdu. Tansiyon ilacı yetmiyor onlara.

Düşme korkusu, tutunma heyecanı, koltuğu kapma düşü, tekmili birden renkli bir siyaset filmi izliyor millet.

Medya raporu...

Hürriyet Grubunun Demirören'e satılmasıyla medyada AKP lehine oluşan manzaradan en çok gazete okurları şikayetçi. Demokrasinin "çok seslilik" ilkesine ters bir durumun oluşup gazetelerin  "tek seslilik"e gidişi trajları da olumsuz etkiledi. Eskiden "en çok satan gazete" olma yarışı yapan gazeteler şimdi oluşan koroda falso yapmama dikkati gösteriyor, "en çok yağlama yapma" heyecanı yaşıyor.

Basın dünyasının "amiral gemisi"  de bu yeni havaya alışma dönemi yaşıyor.