Uzmanından 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü'ne ilişkin açıklamalar
Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, insanın doğayı ve yaban hayatı tüketirken kendi sonunu da hazırladığını söyledi.
3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü nedeniyle bir açıklama yapan Prof. Dr. Lokman Aslan, Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Van Gölü havzasındaki bütün yabani hayvanların sorunları ile ilgilendiğini söyledi. Bu sorunları çözüp ekolojik dengenin doğal hayatın normal seyrinde devam etmesi için çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü ifade ede Prof. Dr. Aslan, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun almış olduğu kararla 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü olarak ilan etti. Dünya yaban hayatının kutlamasının sebebi, dünyadaki bir çok hayvan ve bitki türleri yok olmakta. Bunların sebebi de insan oğlunun doğaya plansız, programsız ve kuvveti üstün tuttuğu için kendi kuvveti ile müdahale etmesinden kaynaklanıyor. Buna dikkat çekmek için bazen nesli tükenmekte olan hayvanlara, doğanın fazla bozulmamasına, ekolojik dengenin korunmasına dikkat çekmek için 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü olarak kutlanmakta. Bu vesile ile biz Van Gölü havzasında yaralı her hangi bir yaban hayvanı olduğu zaman tedavi etmekteyiz" dedi.
Merkez olarak 2012 yılından bu yana yönetmenliği yayınlanmış, yaban hayata, ekolojik dengeye dikkat çekmek için çalışmalarımız devam ediyor. Bunun için birinci ve ikinci yaban hayvanları kongresi, yaban hayvanları çalışması, veteriner fakültesi öğrencileri ile beraber doğa gezileri, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yaban hayatı için çalışmalar yaptık. Bunun yanından Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü'nün sorumluluk alanında olan Siirt, Bitlis, Muş, Hakkari ve Van'daki bütün yaralı yaban hayvanlarının tedavileri yakılarak doğal hayata kazandırılmakta. Bazen de yaşam alanlarında bir bozuk olduğunda gerekli kurumlarla iletişime geçilerek burada onların korunmasını sağlamak için çalışmalar yürütmekteyiz. Bu çalışmalar sırasında vatandaşlarımızdaki algının yükselmesi, korumanın artması, güvenlik güçlerinin doğadaki tedbirlerini artırmasıyla hem bize gelen hayvan sayısında azalma, hem de doğal hayatta ekolojik dengenin devamı için yardımcı olunmakta" diye konuştu.
"Her sulak alanımız bir kuş cennetidir"
Van Gölü havzası ülkenin sulak alanlarının beşte birini oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Aslan, "Van Gölü havzası bozulmamış, dolayısıyla ülkemizin ender bölgelerinden biridir. Eğer biz bu doğal hazinelerimizi, tabiatın rahmini oluşturan sulak alanlarımızı korursak, eğer sulak alanlarımıza gelen hayvanlarımızı rahatsız etmezsek ileride 5 yıl, 10 yıl sonra dağlarıyla, gölleriyle, yaylalarıyla ve bu coğrafi hazinelerimizle ülkemizin cennet köşelerinden biri olacak. Çünkü küresel ısınmanın verdiği sebeple, iklim baskısıyla, nüfus baskısıyla, sanayi baskıyla ülkemizde birçok sulak alan yok olmakta. Bu da bütün yaban hayatı etkilemekte. Bu baskıların bölgemizde doğaya zarar vermeden, geç kalmadan bugün eğer tedbirimizi erken alırsak, bu hazinemizi korursak, son yıllarda da gördüğümüz gibi gelen flamingolar buradan selam götürmek yerine burada kalmayı tercih ediyorlar. Hiç gelmeyen kazlar, ülkemize bölgemize gelmeye başladı. Her sulak alanımız bir kuş cennetidir. Dağlarımız da yaban hayvanlarının görülebileceği, tabiatta bütün canlıların birlikte yaşayınca güzel olduğu, tabiat bütün canlıların yaşayabileceği ortak yaşam alanıdır diyerek medeni toplum da bütün canlıların birbirinin şerrinden emin ve herkes hakkına razı olan bir coğrafyada yaşarsak, işte biz bu yönlerimizle öne çıkarsak, Van Gölü havzası aynı bölgenin ve ülkenin incisi olarak herkes bu güzellikleri görmek için buraya gelecek" şeklinde konuştu.