Uzun Sokağın Öksüz Evleri

Birinin dalları armut yüklüydü, diğerinin elma. İkisi de olgun ağaçlardı ve serin.

Birinin dalları armut yüklüydü, diğerinin elma. İkisi de olgun ağaçlardı ve serin.

 

Yeni adı nedir bilmem, "Uzun Sokak"tır hâlâ benim için. Belki evler bahçelerin koynunda uyur ve uyanırken pek uzun ve şen görünmüştür gözlerimize.

 

Hâlâ ama hâlâ bir iki bahçeli ev var, Uzun Sokak'ta.

 

Ama biz görmeden gelip geçiyoruz yanlarından. Neden derseniz onların sayesinde hâlâ güneşli, mütevazı ve neşeliyiz. Korkarım çok geçmeden onlar da beton deliliğinin ayakları altında kalacaklar ve yok edilecekler.

 

Evet…  Uzun Sokak'ta iki ev var. Eski Cezaevi Sokakla el ele tutuştuğu yere pek yakın.

 

Bir de tek katlı mavi badanalı ev geçtim inceden bir hüzünle.

 

Elma dedim armut dedim… Ürkek ve kimsesiz gövdeleri yeşil yaprakların ve müşfik dalların altına sığınmış iki ev dedim.

 

Ne zaman "Artık söylenecek bir şey kalmadı…" deyip umutsuzluğa düşsem; Van beni utandırır. Çünkü ihanet, en yabancı dillerle en hain hırıltılarla en kalleş bakışlarla ne zaman tarihimize ve anılarımıza saldırsa Van, türküleriyle, kabirleriyle, kaleleriyle ve bütün çamurlu açgözlülüğümüzle yok etmeğe çalıştığımız canım evleriyle hep bana incecik gülümser.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme