Van Bakanlık Bekliyor

Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Başkanı Necdet Takva, AK Parti Van Milletvekili Beşir Atalay’a yeni hükümette bakanlık verilmesiyle Van’ın iyi bir ivme kazanacağını belirterek Van’dan seçilen 8 milletvekilinden beklentileri olduğunu söyledi.

Rıdvan CAN

Van TSO Başkanı Necdet Takva, 1 Kasım seçim sonuçlarını değerlendirdiği basın toplantısında görsel sunum eşliğinde 8 milletvekilinden beklentileriyle açıklamalarda bulundu.  Takva, Beşir Atalay’a bakanlık verilmesinin Van’a katkı sağlayacağını dile getirdi.

Van milletvekillerine çağrıda bulunan Necdet Takva,”   Biz Van’ın önceliklerini diğer kentlerin önceliklerinin önüne koymalıyız. Birinci görevimiz kentimizin menfaatlerini korumak. Çünkü bu kentte yaşıyoruz, kentimizi diğer ülkelerin kentlerine göre rekabet üstünlüğü olan bir düzeye taşımamız gerekiyor. İster AK Partili olalım, ister HDP’li olalım, ister CHP, isterse de MHP’li olalım, anlayışımız eğer bu kentin geleceği ile ilgiliyse ve bu kentte yaşıyorsak, bu kentin menfaatlerini en üst düzeyde tutacak bir çatı oluşturmamız gerekiyor” dedi. 

 

“Türkiye’nin temel sorunları vardır”

Bir taraftan siyasi deneyimi olan ve bakanlık verilmesi ile birlikte Van’ın daha iyi bir ivme kazanacağı AK Parti kanadında Beşir Atalay’ın bulunduğunu dile getiren Takva, öte yandan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın bulunması ile iyi bir temsiliyet olacağını kaydetti. Diğer 6 milletvekili ile beraber bir araya gelerek Van’ın sorunlarının çözümü yönünde çaba sarf etmelerini Van olarak beklediklerini anlatan Takva, “Beklentilerimizi 3 ana başlık altında topladık. Birinci başlığımız, bildiğiniz gibi hepimiz 784 bin kilometrekare yüzölçümü olan bir ülkede yaşıyoruz. 78 milyon vatandaşın hayatını ilgilendiren Türkiye’nin temel sorunları, temel problemleri vardır. Bunlardan en önemlisi Kürt sorununa yönelik çözüm beklentilerimizdir. Bu sadece bölgesel veya yerel bir beklenti değildir. Bu 13 yıldır iktidarda olan iktidarında ortak görüşüdür. Dolayısıyla Türkiye’nin en büyük sorunu olan birinci başlık olan yeni anayasanın tesisi ve Kürt sorununun çözümüne ilişkin demokratik siyasetin hayata geçirerek birlik, beraberlik ve ortaklaşma kültürü içerisinde bunun çözülmesi yönündedir. Eğer Türkiye’de yeni bir anayasal düzen içerisinde ortaklaşa tüm tarafların bir araya gelerek, Kürt sorunun çözümüne ilişkin bir irade çıkmazsa bizim bu sorunun gölgesi altında kendimizi ifade etmemiz, ekonomiyi ifade etmemiz, ekonomiyi öncelikli hale getirebilmemiz, konuşulabilir hale getirmemiz pek mümkün görünmüyor. Türkiye’nin en önemli gündemi olmaya devam edecek. Dolayısıyla bizim Van’dan seçilen 8 milletvekilimiz, 550 milletvekilinden beklentimiz, yeni ve demokratik bir anayasa tesis ederek Türkiye’nin bu konuda yaşadığı eksikliğin bir an önce gidererek, bütün ülkeyi ilgilendiren temel sorunun bir an önce çözümünün hayata geçirilmesi meselesidir” dedi.

“Ulusal bir politika belirlenmesi gerekiyor”


Tüm sorunları çözme konusunda bir iradenin ortaya çıkması ile birlikte Türkiye’nin ondan sonraki en önemli problemlerinden bir tanesinin de bölgeler arası gelişmişlik farkı olduğunu anlatan Necdet Takva, “Cumhuriyetin kurulduğundan bu yana Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgeleri ile Doğu Karadeniz Bölgesi, batı bölgelerine göre kamu yatırımlarından, kamu hizmetlerinden çok daha az faydalandığını ifade etmek gerekiyor. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Bunu hem yaşam standartları, halkın refah düzeyine baktığımızda hem de istatistiklere baktığımızda görme olanağımız var. O yüzden biz Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümünün sadece siyasal yöntemlerle değil, aynı zamanda bunu besleyen ekonomik, sosyal ve kültürel altyapının da eş zamanda bir düzene sokulması gerektiğine inanan bir anlayışı temsil ediyoruz. Örneğin Van’ın da içinde bulunduğu TRB2 bölgesi olarak adlandırdığımız Van, Muş, Bitlis, Hakkari’yi ele aldığımızda, mesela Ankara’da hane başına düşen gelir 20 bin 446 TL iken, bu oran bölgemizde 7 bin 901 TL’dir. Türkiye’deki toplam yoksul hane halkının yüzde 8,4’ü TRB2 bölgesinde yaşıyor. Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 9,9 iken, bölgemizde bu oran yüzde 13,5’tir. Bizim tahminimiz bu oranın yüzde 20’nin üzerinde olduğudur. Dolayısıyla Türkiye’nin en önemli ve gelecek 20 yılını meşgul edecek en önemli sorunlardan bir tanesi de bölgeler arası gelişmişlik farkının giderilmesidir. Bu çok daha derin, çok daha ekonomik ve çok daha stratejik kararları almayı mecbur kılıyor. Dolayısıyla Türkiye’deki ekonomi yönetimi, hükümet kurulur kurulmaz, bölgeler arası gelişmişlik farkının kaldırılması için ulusal bir politika belirlemesi gerekiyor ve bunu da kamuoyu ile paylaşması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“8 milletvekilimizin birlikte hareket etmesini bekliyoruz”


Üçüncü beklentinin ise bu 4 yıllık süreç içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) beklentilerinin Van ile ilgili olduğuna da değinen Takva, “Türkiye’de bütün kentler birbirleri ile kıyasıya bir rekabet içerisindedirler. Biz Van’ın önceliklerini diğer kentlerin önceliklerinin önüne koymalıyız. Birinci görevimiz kentimizin menfaatlerini korumak. Çünkü bu kentte yaşıyoruz, kentimizi diğer ülkelerin kentlerine göre rekabet üstünlüğü olan bir düzeye taşımamız gerekiyor. İster AK Partili olalım, ister HDP’li olalım, ister CHP, isterse de MHP’li olalım, anlayışımız eğer bu kentin geleceği ile ilgiliyse ve bu kentte yaşıyorsak, bu kentin menfaatlerini en üst düzeyde tutacak bir çatı oluşturmamız gerekiyor. Burada medya başta olmak üzere herkese görev düşüyor. Van söz konusu olunca, Van’ın menfaatleri olunca tüm anlayışlarımızın ötesinde şehrimizin menfaatini ön plana çıkarmamız gerekiyor. Dolayısıyla bir bütün olarak biz Van’ı önceleyeceksek, o zaman Van’ın diğer kentlerde öncelikli hale gelmesi için çalışacağız. Şimdi şikayet ediyoruz, ‘Kocaeli’nde kişi başı gelir 30 bin dolar Van’da 3 bin dolar, bu haksızlıktır’ diyoruz. O yüzden bu kente yaşayan insanlar, bu kentin siyasileri, medyası, sivil toplum örgütleri, bu kentin yurttaşları kent menfaatleri konusunda kendi kentinin rekabet üstünlüğünü öne çıkaracak yaklaşımları mutlaka öncelemeleri gerekiyor. Şu an 8 milletvekili temsiliyetimiz var. Van çok değişti, özellikle deprem sonrası nüfusunun artması, büyükşehir statüsüne kavuşması ile birlikte Van bölgenin en dinamik, en büyük kenti haline geldi. Doğu Anadolu’nun en büyük kentiyiz, Türkiye’nin nüfus olarak 19’ncü en büyük kentiyiz. Yüzölçümü olarak 6’ncı büyük kentiyiz. Dolayısıyla bu büyükler, bu enler aynı zamanda Van’ı kamu hizmetlerini almayı da haklı hale getiriyor. Fakat bu konuda başarılı olduğumuz söylenemez. Çünkü bizim merkezi düzeydeki temsiliyetimiz dik bir duruş sergileyemiyor. Bizim bu eksikliği mutlaka gidermemiz gerekiyor. Söz konusu Van’ın menfaati olduğunda hiçbir siyasi ayrıma gitmeden 8 milletvekilimizin bu konuda birlikte hareket etmesini bekliyoruz. Bu önümüzdeki 4 yıl boyunca böyle bir ayrışmanın, tartışmanın, farklı bir tutumun gözlemcisi olmak istemiyoruz. Bizi merkezde temsil edecek politikacılarımızın söz konusu Van’ın beklentileri ve menfaatleri olunca hiçbir siyasal kaygı, endişe ya da kırmızı çizgi ortaya koymadan birlikte hareket etmelerini istiyoruz. Hangi partiden olursa olsun. Altını kalın çizgilerle çizerek kamuoyu ile paylaşıyoruz” diye konuştu.

“Bölgemize özel bir ekonomik paket istiyoruz”
Van’ın kronikleşen sorunları olduğunu ve bunların mutlaka çözülmesi gerektiğini de ifade eden Takva, sadece Van’ın değil doğudaki birçok kentin yatırım ortamının iyileştirilmesi gerektiğini söyledi. Takva, “Örneğin elektrik kesintileri, elektrik kesilince bu kentin enerjisi de kesiliyor. Elbette teknik sıkıntılar olabilir ama demek ki yatırım alt yapısı ile ilgili sorunlarımız var. 1940’ların yatırım alt yapısı ile 1 milyon nüfuslu enerji ihtiyacını karşılayacak durumda değildir. Bunu yapacak işte biziz tespit edeceğiz söyleyeceğiz, bunu merkezde bizleri temsil edecek insanlar çözümü konusunda çaba harcayacaklar. Bunlar yatırım programlarına dahil edilecek çözmeye çalışacaklar. Türkiye’de geçmişte yaşanan doğal afetlerde olduğu gibi, deprem sonrası tahakkuk eden vergilerin 3 yıl süre ile terkin edilmesi, krizden çıkış yaklaşımı olarak değerlendirilmelidir. 30 Aralık 2001 tarih ve 24626 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 4731 Sayılı Kanun ile bu hak Kocaeli depreminde zarar gören tüccar ve esnafa uygulanmıştır. Bireysel kredi riski son 12 ay içinde en hızlı büyüyen il Van’dır. Kişi başına ortalama bireysel kredi riski 18 bin 77 TL ile en yüksek il konumundayız. Ağustos 2015 itibariyle protesto edilen senetlerin yaklaşık tutarı 11 milyon TL’dir. Bir önceki aya göre yüzde 148 bir artış sağlanmıştır. Kredi değerlendirmelerinde, değerlendirilen gayri menkul değeri minimize edilmektedir. Bankalar risklerini neredeyse sıfıra indirmektedirler. İlimizin finansal açıdan yeniden yapılandırılması, ekonomik yapının güçlenmesine fayda sağlayacaktır. Halen uygulamada olan 6. Bölge teşvik uygulamasından etkin sonuçlar alınamamıştır. Başta ilimiz olmak üzere bölgemizde yaşanan ekonomik durgunluğun genel ekonomik durumdan bağımsız ele alınması ve bölgemize özel bir ekonomik paketin açılması kaçınılmaz bir hal almıştır. Çevre yolu 18’nci madde uygulamasına takılmıştır. Çevre yolunun yapılması için kamulaştırma yapılarak hemen çalışmalara başlanılmalıdır. Bu konuda Diyarbakır, Rize, Urfa, Erzurum, Gaziantep, Batman ve Adıyaman’da yapılan uygulamanın ilimizde de yapılmasını talep ediyoruz. Van Denizi’nin kirlenmesine neden olan arıtma tesislerinin yeterli kapasitede çalışmaması sorunu giderilmelidir. Van Denizi sahil yolu, denizin doğasına zarar vermeden bir an önce bitirilmelidir. Van Denizi turizme daha fazla kazandırılmalıdır. Şırnak ve ilimiz arasında 700 kilometrelik karayolunu 200 kilometreye düşürecek olan Van-Şırnak Karayolu Projesi ile birlikte özellikle dış ticarette kullanılacak yol, bölge kentlerine önemli katkı sağlayacaktır. İlimizde artan elektrik kesintileri nedeniyle üyelerimiz ve Van esnafının ticari faaliyetleri olumsuz etkilenmektedir. Elektrik kesintileri nedeniyle meydana gelen ticari kayıplarının bir an evvel çözüme kavuşturulması gerekiyor. Bölgesel kalkınma hedeflerinin başarıya ulaşması ve bölgede yatırımların artması, bölgede bulunan ve atıl durumda olan kamu arazilerinin müteşebbislere tahsisi, bölgede yatırım alanlarının artmasına neden olacaktır. Yaşanan depremler sonrasında 7 bin civarında iş yerimiz orta hasar veya yıkım raporu almıştır. Bu dönemde kentimizde ekonomi tamamen durmuştur. Bu süreçte iş dünyamızın bankalar nezdinde görünümleri negatif bir hal almıştır. Çıkarılacak bir sicil affı ile ekonomik suçlara ait düzenleme iş dünyamızın önünü açacaktır. Güvenlik nedeniyle kapatılan Gelincik Kapısı’nın açılmasıyla sınır ticareti ile bölge halkının ihtiyaçları mahallinde temin ve tedarik edilebilecek ve bölge ekonomisine canlılık gelecektir. Ayrıca Kapıköy Gümrük Kapısı’nın mevcut hali ülkemizin imajına zarar verecek düzeyde kötü durumdadır. Modernizasyonunun ivedilikle yapılması gerekmektedir. İlimiz ekonomisinde önemli bir yer tutan kamu yatırımları, birçok sektörüde harekete geçirerek, ekonomik faydanın yanı sıra istihdam açısından da önemli katkılar sunmaktadır. Ancak son dönemlerde tamamlanmış veya devam eden kamu yatırım işlerine ilişkin ödenek alınamadığı bu durum neticesinde finansal araçlara yönelimin arttığı ve ciddi bir faiz yükü ile karşı karşıya kalındığı görülmektedir. Kent merkezinde mahalle aralarında yapılan hayvancılık her geçen gün olağan yaşamı olumsuz etkilemekte, sayıca hayvan sayısında gözle görülür bir azalma meydana gelmektedir. Modern üretim tekniklerinin uygulanacağı tarıma dayalı organize hayvancılık bölgesi ile birlikte kentteki büyükbaş hayvancılığın yüzde 80’ni bu bölgede barındırılacaktır. Benzer oranlar küçükbaş hayvancılık içinde geçerlidir” ifadelerini kullandı.

“ Van’ın Ankara Lobisi zayıftır”
Kentimizin en önemli sorunu haline gelen sosyo ekonomik problemlerin çözümü noktasında milletvekillerinin bir araya gelmekten kaçınılmaması gerektiğini ifade eden Takva şunları söyledi: “ Ankara’da lobisi en zayıf kent Van’dır. 1 Kasım seçimleri sonrasında ilimizden seçilen vekiller, politik bakış açılarını, ayrışmacı değil, birleştirici yönde kullanmalıdırlar. Kentimizin en önemli sorunu haline gelen sosyo ekonomik problemlerin çözümü noktasında bir araya gelmekten kaçınmamalıdırlar. İlimizde hedeflenen kalkınmanın gerçekleşmesi için merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin eş güdümlü çalışması gerekmektedir. Kentin menfaatleri doğrultusunda yapılacak kollektif çalışmalar, ekonomik kalkınmanın önünü açarak, toplumun refahına hizmet edecektir. 1 Kasım seçimleri sonucunda partilerin hazırladığı seçim beyannamesinde yer alan tüm konu başlıklarının 8 milletvekilimiz tarafından da takip edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla 8 milletvekilimizin kendilerini bu sorunun dışında bırakma gibi bir şansları yoktur. Odamız tarafından belirlenen ve sıklıkla kamuoyu ile paylaşılan sorunların çözümü için yapılan çalışmalar tarafımızca takip edilecek ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.”

Toplantı basın mensuplarını sorularını cevaplandırılmasıyla son buldu.

Bakmadan Geçme