Van Doğu'nun Paris'i olacaktı!

2005 yılında İsviçre'de verdiği konferanslarda "Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır" dediği için yargılanan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Strazburg'da AİHM Büyük Daire'de görülen "Ermeni soykırımı" temyiz davasını kazandı. AHİM  İsviçre'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinde yer alan 'ifade özgürlüğü'nü ihlâl ettiğine karar verdi. Kararla "Ermeni soykırımı iddiaları"nı reddetmek suç olmaktan çıkmış oldu.  Karar, Avrupa'da "Ermeni soykırımı iddiaları"nı kesin olarak tanıyan ülkelere darbe oldu denilebilir.  AİHM'in verdiği nihai karar, 42 Avrupa Konseyi üyesi devleti doğrudan, diğer devletleri ise uluslararası hukuk açısından bağlıyor.  Böylece "Ermeni soykırım iddiaları", "Yahudi soykırımı" gibi bilimsel kesinlikle değerlendirilemeyeceği belirtiliyor. 

Perinçek savunmasında, Osmanlı Devleti'nin Ermenileri toptan yok etmek amacıyla hareket etmediğini belirterek, "I. Dünya Savaşı'nda karşılıklı olarak ölümler ve zorla göç olmuştur. Ermenilerin acılarını her zaman paylaştım. Ermenilerin kültürümüze katkılarını vurguladım. Ermeni probleminde büyük devletleri sorumlu tutuyorum" ifadelerini kullanmıştı. Oturumda söz alan ve Perinçek adına konuşan avukat Mehmet Cengiz de, davanın özünün düşünce ve ifade özgürlüğü olduğunu söylemişti.  Vanlı mağdur olarak aynı görüşleri taşıyorum.

AHİM kararıyla Ermeni soykırımını tanıma" kararı alan devletler, bu parlamento kararlarını geri almak zorunda kalacak ve mevzuatlarında "Ermeni soykırımını inkar"ı suç kabul eden ve cezalandıran devletler, mevzuatlarını değiştirmek durumunda olacak. Ayrıca 1915 olaylarını ders kitaplarında "soykırım" olarak niteleyen devletler, müfredatlarını buna göre değiştirip, düzeltmek zorunda kalacak.

Perinçek tarih ve hukukun siyasi amaçlara alet edilmesine son veren başarıya imza attı.  Demokrasi, ifade özgürlüğü ve insan hakları açısından, ülkemizin hukuki kazanımı elde etmesini sağlayan Doğu Perinçek'i Vanlılar olarak yürekten kutuluyoruz.

***

Avrupa Konseyi'ne bağlı uluslararası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin tarihi kararından kısa bir süre sonra Almanya da bir adım attı.

Alman' parlamentosu, 1915 olaylarının soykırım olarak tanınması ile ilgili kararını belirli bir süre askıya aldı. Der Spiegel kararın ardında sığınmacı krizine çözüm arayışında Türkiye'yi kışkırtmama isteğinin yattığını yazdı.

Anlayacağınız Almanya Ermeni soykırım iddialarını tanınma konusunu ulusal çıkarları için bir süreliğine gündeminden çıkardı. İleride Türkiye'ye karşı şantaja gerek duyarsa kararı askıdan indirebilir. 

***

Gelişmelerden bir süre önce Alman Meclisinin oturumunda konuşan Yeşiller Partisi'nin Türk kökenli Lideri Milletvekili Cem Özdemir, Ermeni "soykırım" iddialarına değinerek Almanya'yı eleştirdiği konuşmasında "Eğer Ermeniler katledilmeseydi Van doğunun Paris'i olacaktı" dedi.   Özdemir'in betimlemesinin doğrusu "Eğer Ermeniler Ruslarla işbirliği yapmasaydı, isyan ederek Van'ı yakıp yıkmasaydı, Van Doğu'nun Paris'i olacaktı" olmalıydı.Cem Özdemir Almanya da politika yapıyor fakat bakış açısı Demirelli yıllarda kalmış.

 "Doğunun Paris'i'   kulağa hoş gelen ancak içi boş iki kelimden oluşan, 1970-80'li yıllarda dönemin Adalet Partisi Genel Başkanı eski Başbakan Süleyman Demirel'in Van gibi  illerde seçmeni avutmak amacıyla kullandığı propaganda sloganıdır. Vanlılar o dönem bırakın Paris olmayı yol, su, elektrik, okul gibi temel ihtiyaçlarının getirilmesine razıydı.

Yolu çoğunlukla doğuya düşürmüş seyyah ve aynı zamanda belgesel fotoğrafçılığın usta isimlerinden. Özcan Yurdalan, Doğu'nun Paris'i kavramını hiç ciddiye almadığını söylüyor.Sinema yönetmeni Reis Çelik, "Kendi şehrine güvenen, bir yere benzetmez onu" diyor. Anadolu'da lezzetli yolculuklar yapan Mehmet Yaşin de, "Doğu'nun Paris'i deyivermek kolaycılıktır, başka bir söz bilmediğimizi gösterir" derken Jennifer GökmenParis'i şöyle tarif ediyor: "Sokaklar, afedersiniz, pislikten geçilmiyor. İnsanlar çok soğuk. Fransızca konuşmaya çalışsan bile aksanın bozuk olduğu için çok terbiyesiz davranıyorlar. Misafirperver değiller."

Özdemir'in "Van Doğu'nun Paris'i"  yaklaşımı lideri olduğu Yeşiller Partisi'nin çevreci anlayışıyla da çelişiyor.   Neden diyeceksiniz?  Çünkü her ülkenin, her şehrin kendi doğasına tarihine kültürüne özgü mimari tarzısosyal  ve kültürel rengi  vardır. Örneğin Mardin'de evler yazın serin olsun diye taş malzemeden yapılırken, Van'da evler kışın sıcak olusun diye kerpiçten yapılmıştır.  O nedenle Van'ın Paris olması gerçekçi öngörü değil.  Medeniyetler kavşağı, güneş, doğa kenti Van şehri keşke kendi kimliğini koruyarak bugüne kadar kalabilseydi Vanlılar için yeterli olurdu.

Ermeni Taşnak çetelerinin isyanları, katliamları olmasaydı Van bugün Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Çerkez, Laz, Arap ve diğer halkların bir arda kardeşçe yaşadığı görülmeye değer özgün bir şehir olarak kalabilirdi.

Van'ın kızından anlamlı madalya

Türkiye, Avrupa, Akdeniz ve Dünya dereceleri olan, sayısız madalyalar kazanan milli tekvandocumuz Nur Tatar yarın Van'a geliyor.

Hatırlayacaksınız. Nur 18 Haziran 2015 günü akşamı Olimpiyat madalyası kazanarak Türkiye'yi ve Van'ı gururlandırdı, mutlu etti. Nur Tatar'ın Olimpiyat başarısını 19 Haziran Cuma günkü gazetemizin manşetinden verdiğimiz o haberde Edremit'te yapımı devam eden 5 bin kişilik spor salonuna Nur Tatar isminin verilmesi öneri olarak gündeme getirmiştik. Dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç Nur'un başarısının ardından Nur Tatar'ın isminin salona verildiğini açıklamıştı.

Yarın uluslararası standartlarla donatılan 5 bin kişi kapasiteli Van Nur Tatar Spor Salonu Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılımıyla hizmete açılacak.  Nur Tatar ailesiyle birlikte isimin verildiği salonun açılışında hazır bulunacak.Nur'un onur günü yarın.

Madalya avcısı mili tekvandocumuz Nur 3 gün önce İngiltere'de düzenlenen Grand Prix 3. Seri Müsabakalarında gümüş madalya kazanarak  Van'a  açılışa geliyor. Nur'un kazandığı salon açılışına denk gelen son gümüş madalyası diğer madalyaları arasında farklı bir anlam taşıyor. Vanlı kızımızı kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.