Van Gölü İncileri

Van Gölü İncileri

Van Gölü İncileri

HASRET

ZEYNEP SÜMER

Çilingir iş başında, aklımı çok zorluyor

Uğraşıyor beynimle, düşüncemi korluyor

Gecenin karanlığı üzerime çökmeden

Eşelerim sinemi dertlerimi ekmeden

 

Serenatlar ediyor mahşeri kalabalık

Ah benim sessizliğim, karaya vurmuş balık

Beynimde yankılanan hep bir ayak sesi var

Aksayarak yürüyor, ayakkabısı mı dar

 

Her güneş battığında başlarım yeni güne

Gözüm yok tan vaktinde takılırım hep düne

Çiçekler cıvıl cıvıl ötüşürler dallarda

Kuşlar da çiçek açmış inadıma yollarda

 

Ben böyle karanlıktan fecre doğru akarken

Sinemi en güzelin eksikliği yakarken.

Keşkehanda şenlik var, yıldızlar el çırpıyor

Nispet yapar gibiler,her biri göz kırpıyor

 

Anneciğim, seccaden yüreğimi koruyor

Eşarbın saçlarımda nasıl güzel duruyor

Çok özledim diyorum bahçedeki kediye

Beni hakir görme hiç, onlar bana hediye

 

Boş gözlerle etrafa melul mahzun bakarken

Gözyaşları yüzünden usul usul akarken

Onlu günlere doğru geri sarıyor yaşam

Anneme kavuşmak mı, ne büyük bir ihtişam

Çilingir iş başında, aklımı çok zorluyor

Uğraşıyor beynimle, düşüncemi korluyor.

Van Gölü İncileri

TÜKENİR Mİ

MEVLÜT KOÇAK

Tükenir mi geceden sabahlara aydınlık

Ne sabahlar güneşli ne de güneş karanlık

 

Aykırı düşlerimde feryatlar adım adım

Feryatları sessizce hasretle yudumladım

 

Ağlayan duyguları ninni ile uyuttum

Boncuk boncuk gözyaşı hıçkırıkla büyüttüm

 

Bir dünya kurmak arzum mesut mutlu bahtiyar

Herkes huzurlar bulsun herkes olsun ihtiyar

 

Kimseler karışmasın hüzünlü gözyaşıma

Kimin ne derdi varsa yaşasın bir başına

 

Sükuta teslim ettim arzumu emelimi

Dostluğa uzatırım boş kalmış ellerimi

 

En saklı yaraları tabipler kanatmasın

Yaradan’ım bu anı hiçbir an aratmasın.

Van Gölü İncileri

ARZI HALİMİN GAYESİ

NAZAN YERLİ

Benim adım  gündü, bir doğdum bin öldüm. Doğduğumda hatırlayamadığım her  şeyin ömrümün gün batımında   rastladım son halime, sonra adım adım yok olmaya...

Şafak vaktinde doğarken rengim , kızıla boyanırdı. Kuşluk  vaktinde  çökerdi üzerime  mavi gök etekleri gün batmaya  hazırlanırken. Bu kadar   yükün  ağırlığını ne zaman  başlamıştım  taşımaya. Gözlerimden  sevgi  akarken, yokluk  vururdu  dışıma. Ah! be zalim  hayat, ne zaman  gülecektin... Yüklerden  kurtulup  etrafa iki çift  gülücük  saçıp, çocukluğu çocuk  gibi  yaşamaya. Kader ezber  bozacak,  çamura  bulaşmış ellerime ,tertemiz  elbiseme  sinmiş  duman kokusu...

Hayat adil  davransaydı  ne olurdu , masumluğumun  küçük umutlarına. Belki  de çok şey istemiştim bu dünyadan  ama fazla bir beklentim yoktu,  zaten karanlıktı geceler. İnsan işte bekliyor aydınlık doğuran gündüzleri. Bir çok sebep arıyor düşerken  Yusuf  gibi  sarılmak istiyor bir duanın  kuyudan çıkardığı sabır anına. Bir hasret vardı hep içimde kuşlara doğru uçmak. Sonra sonsuzluk kervanında uçuruma düştü , yüreğe sarıldı çiçekli bir yara. Ah! çekerek yükseldi asumana yedi kat acı. Kucağıma sessizce ağlayan iki gözyaşı çanağı bağladım nasıl olsa hiç  kesilmeyecek damlaların akışı diye. Bir  mahsun bakış kaldı  gözlerimden benden geriye. Ne sonu olacaktı bu ömrün   ne de bir gün vuslatı. Kader deyip geçmeye yoktu, arzı halimin gayesi  içinde, yaşayan okyanusun tam ortasında can yeleğim. Artık söyleyecek sözlerim  bile yansımayacaktı  ışıklara , yavaş yavaş kaybolacaktı saydığım her şey. Bir bir  çizdiğim resimler kendi tuvalinde yok olacaktı. Artık  renkler küsecek kalem  eğrilecekti... Ben yorulmuştum yol  da uzundu koşacağım yerleri adımlayarak gidecektim artık...

Ne başı belli ne de sonu olmayan çıkmazlardı, bu kadar hengame ne içindi diye   sormak zor da geliyordu onca zamanın  ardında

Van Gölü İncileri

NEFS-İ ADİL

ATİLLA GÜNEY

Gel ey eşg-ü derde deva ol nevi hilkat

Canı canana ta evveli ezelden feda et

Nefsinden firar et tıpkı ol bir rüzgâr at

Gel indi ala bir kalbe girmeye gayret et

 

Kapısı açık cihandan alemi nazar et

Tüm muhteşemler senin oldu farz et

Şu fani diyarda kıymet mi var tövbe et

İndi ala bir mekâna, girmeye gayret et

 

Geçti ömürden, günler aylar yıllar sabret

Bırak hesabını yarına hiç yaşamadın farz et

İnsanoğlu anlaşılmaz bir varlıktır dikkat et

Gel hak yolunda yürü gelen gideni seyret

 

Kul Atilla derki nefs bir beladır onu def et

Ateşi fenadır kibrin söndürmeye dua et

Bir gün bile doğrudan şaşarsan istiğfar et

O Allah ki çok merhametlidir affını umut et.

Van Gölü İncileri

NE ÖNEMİ VAR

ZEYNEP DENİZ

Kirpiğinden değildi oklar, hepsi dilinden kopan sözlerdi. Birer birer sırtıma batırılan.

Takvimlerin, yaprakların ne önemi var ki senin için? Gizlenmiş tarihlerin, özenle saklanmış yaprakların. On sekizi kasımın, on sekiz saati bir an bırakmadan sevmişliğim seni. Bıraktıysam uykuya o altı saati uyku haliyle de aklımdan çıkmıyorsun. Dolaşıp duruyorsun ruhumun derinliklerinde, rüyalarıma karışıyorsun. Zehir ediyorsun gitmelerinle uykuyu da, rüyayı da, aşı da. Dünü, bugünü, yarını da.

Bilmiyorsun,

Bir beş dakikana, bir tebessümüne ömürler biçiyordum. Gelecek ve geçmiş zaman arasında bırakıp kırıyorken göğsümün kemiklerini, ben sokağın başında seni bekliyordum. Her sokak sana çıkmıyordu, sen de bir sokaktan çıkmıyordun. Benim sokaklarım o sokağa çıkmaz büyürdü, ardından verdiğin tuğlalarla. Kırıp atardım tuğlaları seninle arama tuğla mı örecektim? Kalbimden ruhuma her yanım seninle örülüyken, zifiri bir saç gibi. Ellerini aramaktaydım senin. Ellerin bir bana uzanmıyordu, bir bana düşmüyordu yolların. Tüm dünyayı bir kenara bırakıp gelmişken sana, sen dünyaya sarılıyordun.

Namütenahiydin bende, faniye itilmişliğimle.

Van Gölü İncileri

MEVSİM VE HAYAT

ALPER ALPEREN

İlkbahar mevsiminde doğa yeniden doğar

Yepyeni bir hayata şafak söker, gün ağar

Göklerde damla damla toprağa rahmet yağar

Tüm canlılar sunulan rahmeti bir bir sağar

 

Yaz mevsiminde sunar tekrar nimetlerini

Biz tükettikçe tekrar doldurur yerlerini

Tefekkürle bakarsan zikreden her birini

Görürsün her zerrede O’nun eserlerini

 

Sonbahar mevsiminde suyunu çeker toprak

Ölüme adım adım nebatat kuruyarak

Bir su misâli aylar ardı sıra akarak

Hazan düşer, sararır yeryüzü yaprak yaprak

 

Gelince ölümün bir numunesi olan kış

Kar yağar dantel dantel, oyalı nakış nakış

İner taneler bir bir, intizamlı bir akış

Bu nizamı fark eder tefekkürlü her bakış

 

İlkbahar başlangıçtır, yokluktan varoluştur

Öldükten sonra tekrar yeniden diriliştir

Yaz mevsimi gençliktir, olgunluğa giriştir

Hedefe doğru yayda gerilen bir kiriştir

 

Hazandır güz mevsimi, yaşlılığı anlatır

Bir hayat hikâyesi tükenir satır satır

Alper der kış mevsimi, ölümü hatırlatır

Bitki, hayvan ve insan, her nefis tadacaktır.

Van Gölü İncileri

KARARAN DÜNYA

AŞIK ÇAĞLARİ

Bu vebalin suçu biner boynuna

Kara kömür için kararan dünya

Sorumlular çıkar girme oyuna

Kara kömür için kararan dünya

 

Nasıl üçyüz metre dibe indirdin

Canı aldın kuru bedene döndürdün

Kırkbir evin ocağını söndürdün

Kara kömür için kararan dünya

 

A’dan Z’ye nedir sebebimi sor

Tek tek nokta nokta üzerinde dur

Bu seferde doğru bir mahkeme kur

Kara kömür için kararan dünya

 

Yele verdin dağı taşı tozuttun

Kapattın üstünü gözden gizlettin

Seksen beş milyonu candan sızlattın

Kara kömür için kararan dünya

 

Çağlaride senden adalet ister

Cerrah ol yaraya atı ver neşter

Ölmeden banada doğruyu göster

Kara kömür için kararan dünya.

Van Gölü İncileri

MABET VE TAVAF

AYŞE DURAK KARACA

Ah kadersiz coğrafyanın

edep yumağı kandı

gördüm

görür görmez vuruldum sana

yaralarımız öpüştü gizlice

sen bana merhem oldun

tamamladın bütün eksiğimi

yeni doğmuş gibiyim sayende

 

Şimdi umutlarıma

sihirli bir el mi değdi ne

hayaline sarıldım sarıldım öptüm

dudakların ateşten bir güldü belki de

edepli ve edipsin

kişiliğin beni büyüledi önce

siyah gözlerinde yitmek bir düş

gerçeği nasıldır düşü böyleyse

 

Dut yemiş bülbüle döndüm

dilim boğazıma aktı seni görünce

aşktan bir kelam edemedim

içimde bir top göz düştü sayende

umudum fideledim

bu deli cesaretini hor görme

bütün benliğimle vuruldum sana

gel de söndür yangınımı elinle

 

Rüyaydın

zamanla büründün gerçeğe

bundan sonra pazarlar hep güzel

seni bana getirdiler diye

ah dilim diline sarmal

yüzün haykırmakta aşk benim diye

dudakların kımıldadığında kendim geçtim

muzır duyguların pençesinde sine

 

Canımdan cansın

tepeden tırnağa hem de

seni sevmek kutsal yanım

seni tavaf ediyorum mabet diye.

Van Gölü İncileri

DOĞA

KADRİYE KARADENİZ

Kuşlar özgürce uçar gökyüzünde

ağaçlar yeşil örtüsüyle süsler dünyayı

temiz hava ciğerlere ferahlık verir

çiçekler renkleriyle göz kamaştırır herkesi

 

Doğa bize huzur ve mutluluk sunar

kuş sesleri ile dans eder kalbimiz

gökyüzünde açan güneşle doğar umut

yaşamın güzellikleri ile dolar içimiz

 

Doğanın büyüsüne kapışalım hep birlikte

kuşlarla, ağaçlarla dans edelim sevinçle

temiz hava soluyalım, doğanın armağanı

çiçeklerin kokusuyla dolsun her an nefesimiz.

Bakmadan Geçme