GELDİM
SÜREYYA ŞAHİN
Yaralarımdan
zırh yaptım kendime
kırdım kalbimin zincirlerini
gülüşlerim özgür artık
başımın dağları dumanlı...
Gemiler denizde
güneş batmak
yıldızlar sevişmek üzere
işte şimdi
durdum ve düşündüm
yaktım tüm limanları
işte bunun tam zamanı...
Bıraktım kendimi sana
soyundum tüm acılarımdan
artık buradayım
gözlerinin kıyısında;
nefesinin ve
kan ter içinde sesinin...
Hadi, vakit tamam
tut ellerimden
bıraktım geride her şeyi
ve ben
ömrünün geri kalanı
olmaya geldim...
NE FAYDA
İMDAT FAAL
Azrail gelirse bakmaz sıraya
İster ağa ister bey ol ne fayda
Dokunacak gönlündeki saraya
İster dal ol ister gül ol ne fayda
Düğümlenmiş ipi çözer bir anda
Canı bedeninden söker bir anda
Merhamet dileme torpil yok onda
İster amir ister memur ne fayda
Boyuna posuna bakmaz emin ol
Ağlayıp sızlasan takmaz emin ol
Çıran söndü diye yakmaz emin ol
İster zengin ister fakir ne fayda
Hiç umut bekleme eş ile dosttan
Medet gelmez inan çaputtan postan
Bütün dünya senin hayranın hastan
İster güzel ister çirkin ne fayda
Dökülür yollara bir kaç sevenin
Parmakla sayılır candan övenin
Kulu bırakıp da hakka güvenin
İster alim ister zalim ne fayda
Hepimiz ademiz hepimiz fani
Hani dede nine ceddimiz hani
Gaflet uykusundan kalkma zamanı
İster kul ol ister köle ne fayda
Kul İmdat’tım sen de göçecen bir gün
Hiçlik şerbetini içecen bir gün
Ak ile karayı seçecen bir gün
İster şair ister yazar ne fayda.
SEVDAYA DÜŞENDE
ARİFE ÖZDEN
Garip bir sessizlik sardı ülkemi
Gönül diyarında yolculuk mu var
Kadim bir rayiha sardı hücremi
Zamanın deminde sonsuzluk mu var
Gemiler rıhtımdan uzaklaşırken
Mendiller yaşlarla selamlaşırken
Gözlerin ufukla vedalaşırken
Gönüle sığmayan hasretlik mi var
Ebemkuşağıyla süslenmez sema
Anılardan sızar esrik bir eza
Yaprağın vedası hazana reva
Ömrün baharında yalnızlık mı var
Asude bulutlar güneşe meftun
Zemheriler yaz oldu, sahralar meskûn
Maşuktan gelince acıdan memnun
Kötürüm kalbinde sevdalık mı var?
BİRİ'KİR İZİ PARMAĞININ
BAHTİYAR BURAK
Öyle elin ve parmağın göğe doğru
sen bana açık seçik
olanları ben anlaşılmaz
anlat bir bir kafa almaz
ilk kışın sonu toprağına
kara noktaya beyaz sunarak
rüzgarı asarak dallara
geleceğim!
Anlaşılmaz olayım çözümsüz
her zihinde gördüğün kördüğüm
anlat sen bir bir
ben susacağım
Uyanıklığında insanların
buğu sürerek göze
rüya sektirir
her görünen nem
Hayallerinde insanların
dudağıma işaret parmak
göğsümü yarıp kalbimi çıkarıp
sensizlik kusacağım sessiz
Elimde biri’kir parmak izin
faili meçhul bu şiir.
GURBET GAZELİ
SAMLE ÇAĞLA
Ah benim yaralı yalnızlığım
deli gönül rüzgârla bir olup
sensizliğe döktü ağaçlar yaprağını
yankılandı sokakta ayrılığın şarkısı
Hangi çocuğun gülüşüyle avutayım seni
söyle, hangi annenin özlemine sarayım
hangi heybeye sığdırayım güzelliğini
hangi kelebek öpüşüyle kutsayayım
ırmak serinliği tenini...
Yaz biterken solgun dallarda
göç ederdi uzak diyarlara kuşlar
mevsim yavaş yavaş bürünürken
hüzne yoldaş vakt-i hazana
söyle, hangi iklimde dereyim
çiçeklenen ellerini...
Gülüşünle güller açardı dağlarda
inerken ovaya nazlı ceylanlar
kirpiğinden uyku damlardı şiire
şimdi hangi kitaba satır yazayım
gurbetime hasret eken gölgeni
Sen ki güzelliğin tarifsiz yüzüsün
varlığınla teselli bulur şu garip gönlüm
kristal bardağa su dökülür gibi gülüşünle
bad-ı sabada uzaklarda var olma sevinci
Akşamları çiçeklenen nefesinle ey yâr
bir gün çekip gidersen bu diyardan
kalbimin durduğu yerde bekleyeceğim seni
ne olur, unutma/ unutma beni...
SENSİZ NEYLERİM
MEVLÜT EŞGÜNOĞLU
Sana bir teşekkür borcum var kalem
Sel olup taşamam sensiz, neylerim
Arkadaşım oldu neşeyle elem
Kendimi aşamam sensiz, neylerim
Anladım ki sanat yarış alanı
Olmuş açık açık duygu talanı
Herkes ezer geçer arda kalanı
Yorulur koşamam sensiz neylerim
Güzel ses bulunur yazdıkça ancak
O zaman hayata açılır kucak
Sanat şair için yanan bir ocak
Yazmadan pişemem sensiz neylerim
Şiirler yazarım kendime özel
Yazarken birleşir gözler ile el
Hayat senin ile oluyor güzel
Olmazsan yaşamam sensiz neylerim
Yazmaz isem değmez gözü gözüme
İlhamın perisi bakmaz yüzüme
O zaman bir acı çöker özüme
Peşine düşemem sensiz neylerim
Sanat âleminde şiir bir ölçek
Gönül bağlarında açan bir çiçek
Seninle yazarım duygum bir gerçek
Boş boş dolaşamam sensiz neylerim.
SOĞUKTU
NECDET TEKE
öyle soğuktu ki bu güneşli günler...
üşürdü yüreğim, titrerdi ellerim
ağlamak isterdim, gözlerim yorgun
güneşli günde yağmur yağar mı ki
gözlerim dinlenseydi birazcık gülerdim
ah, bazen eserdi rüzgar, kopardı fırtına
kalp kırmadan, çiçeği koparmadan
beraberce gülebilmekti asıl mesele
değmiyordu işte... hiçbir şeye
her şey döküktü, söküktü pencere
rüzgar değil, fırtına eserdi yüreğim de...
çocuklar gibiydik, bazen küs bazen canız
çocuklar gibi... hep küs kalmak olur mu.
aşk sevgi bir oyun sandık çocuklar gibi...
ezip geçenler oldu, sel oldu, köprüler
kırık dökük su taştı dere yatağına
vardı da ölen sen ben çocuklar gibiydik
oyun bitti mi eve gider uyurduk
yarına bir umutla beklerdik güneşi
ama birer bedende yok olup gitmiştik
kaybolan çocuklar gibi, annesiz babasız
kim bilir, evsiz barksız, yersiz yurtsuz
bir yaratan var elbette, dünyayı var eden
bizi kendisine kul kabul eden
hala neyedir şikayetimiz, ey beni adem
doğarken ağlarsın, büyürsün mücadele edersin
düşersin bazen tutunmak bir dal ararsın...çıkmaz sokak
elinden tutan Rabbin... dünya fani her şey mahşere....
çıktığımız sokağın adıdır, sevgi... sonsuz
çocuklar gibi kalalım hiç çocuklar gibi kalalım
bir şey yaşamamış gibi, oyunumuza devam edelim...
bu sevda sevgimiz Leyla Mecnun, Mem û Zîn gibi
büyütmeyelim, kimseler duymasın, aramızda
çocuklar gibi misket oyunumuza devam edelim
karanlık basıncaya kadar… belki biri seslenir
uyan sabah oldu, bir hayal işte aşk...
paranın aşkı kendine esir ettiği küçük dünya işte?
böyle de olmuyor, çocuklar gibi...kalmak!
İMKANSIZ MI
SÜMEYYE TACİR
Ördüğün duvarları yıkabilir miyim
sana yenilip güçsüz düşmüşken
bu duvarları kırmanı isteyebilir miyim
sen başkasının duvarlarını süslerken
Gururuma yedirebilir miyim bunları
onca yaşanmışlıkla onu bulamıyorken
yokluğun sarar mı bedenimi
sen başkasını sarıyorken
Seni bulabilir miyim
iyi mi kötü mü, seçebilir miyim
zamanda kaybolmuşken
sana yenilip düşmüşken
Elini uzatır mısın
düştüğüm bu çukurdan çıkarır mısın
gider misin başka kollara
sana defalarca gel dememe rağmen
yaşatır mısın bu acıyı tekrar bana
Umutlarımı boşa çıkartır mısın
son kalan ümit damlamı kurutur musun
yağmur delicesine yağıyorken
dinler misin beni sağır olmuşken
görebilir misin bendeki seni kör olmuşken
anlatsam anlar mısın hissizleşmişken
imkansızı başarır mısın zorluklara rağmen.