Van Gölü İncileri

Van Gölü İncileri

BİTİRİR SENİ

ZEYNEP SÜMER

Suretten ibaretsin şöhretine güvenme

Can alıcı hükmünü yazar bitirir seni.

Kaf Dağından alemi seyrederek tükenme

Dibi derin bir kuyu kazar yitirir seni.

 

Zihnime nakşettiğim güzelliğin emanet

Kendinin zannederek etme sakın ihanet

Güzel ahlâk mizanda ölçülemez bir nimet

Hünkarın Divanına tozar götürür seni.

 

Üstünden yol geçmeyen hangi yüce dağ kaldı?

Zemheride solmayan ne bahçe ne bağ kaldı?

Bu dünyaya gelip de hangi canlı sağ kaldı?

Kader güzergâhını çizer yetirir seni.

 

Hani, Karun kaldı mı hazinesi nerede?

Firavun saltanatı bitti bak bir kerede

Hakkın köşkü gönüldür özü ciğer parede

Yıktın ise yurdunu bozar batırır seni.

 

Beşikten mezara dek ömrünün her anında

Hürmet eyle aşığa kalbi vardır onun da

Rivayetten ibaret hikâyenin sonunda

Cehennem girdabına süzer getirir seni.

Van Gölü İncileri

ŞEVVAL

RESUL ORMAN

Sen tarifsiz bir özlemsin

hangi günün gecesinde

hangi bahçenin gülüsün

hasret gözlümsün sen, Şevval

 

Adınla bakıyorum günle geceye

sanadır sensizliğim, hasretim gözlerine

vuslatsız senle yaşar can bu tende

ay yüzlümsün sen, Şevval

 

Nice cenkte düşmanı yere serdim

bir sana düştüm ahu gözlü, hançer bakışlım

ey beni benden alan cefasız yârenim

ölümde yek gördüğüm, düş perde benim

ah, çaresizim ve sensizim...

Van Gölü İncileri

BİR ASRIN TERENNÜMÜ

İBRAHİM ŞAŞMA

Söyle necip milletim, gelen hangi bahardır

Zemheri zincirlerin, kırıldığı demdeyiz

Karanlığın ardında, mutlak bir şafak vardır

Al bayrağın göklerle, sarıldığı demdeyiz

 

Topyekûn kıyamdayız, açık alın, başlar dik

Zaferleri devşirdik, cephelerden azimle

Bu vatan geçilmedi, bilmeyene bildirdik

Ezelimden ebede, bayrak ezan bizimle

 

Söylesin Sarıkamış, söylesin Çanakkale

Bir vatan sevdasının, narında pişenleri

Al kanla destan yazıp, yıldıza ve hilale

Yağmur gibi toprağa, aşk ile düşenleri

 

Medeniyet yolunda, adım adım yılmadan

Asalet mayasıyla, yoğrularak yürüdük

Zaman kaç yiğit gördü, yaşı yirmi olmadan

Bu vatanın üstünü, şühedayla bürüdük

 

Kanat çırpar bir asır, uçsun hürriyet kuşu

Kanat sesleri değsin, kalbine gök semanın

Ecdadımdan emanet, arzımda derin huşu

İstiklal mührü vardır, sinesinde zamanın

 

Hürriyet pınarının gözesinden sızıp da

Sakarya’nın katresi, Fırat’ın akışıyız

Tarihin sinesine, destanları yazıp da

O Kemalî gözlerin, hür mavi bakışıyız

 

Kursağında hevesle, yedi düvel döndürdük

Kim pranga vuracak, şu kahraman ırkıma

Biz ki vatan diyerek ne volkanlar söndürdük

Bayrağım eşlik eder, bitmeyecek şarkıma

 

İsli bir çıra yaktık, varıp behr-i zamana

 Hazan içinde bulduk, unutulan baharı

Yer yok boyun eğmeye, yeise ve gümana

Asil millet bulmuştur, zifiride neharı

 

Şavkı cumhuriyetin, bir asır kalbe vurur

Güneş olur ay olur, ebediyen neslime

Ak alın açık alın, bitmeyecek bu gurur

Düştüğümüz görülmez, esarete teslime

 

Cumhuriyet neslimin, bahtı, şerefi, şanı

Hürriyet sancağıyla açtığı son çığırdır

Türk’ün kudret pınarı, asaletin nişanı

Bir asır bir milletin sığındığı bağırdır

 

Medeniyet pınarı, çağdaş uygarlık yolu

Cehaletin hükmü yok, ilim irfan yurdunda

Vur demir yumruğunu, çağlara Anadolu

Yediden yetmişine, bir ordu var ardında

 

Payidar bir baharın, demirdendir gülleri

Umudun kokusunu, yüklenirken yarına

Uçun ak güvercinler, boş kalmasın elleri

Bir neslin yüreğine, şehitler diyarına

 

Tarih bizi anarken, ta ezelden hür desin

İstiklalin şavkında, yüzün aydın Türkiye’m

Yüzyıla çok yakıştın, yakıştığın yerdesin

Yarının ve şafağın, gözün aydın Türkiye’m.

Van Gölü İncileri

GİDECEĞİN YERE BENİ DE ÇAĞIR

AYNUR GÖKALP

İçimde kapanmaz yarasın yara

sararken yüreğim seni aşkla

ne haberin gelir ne de selamın

gideceğin yere beni de çağır...

 

Yok mudur bana tek bir kelamın

bak ne oldu bana canlı enkazım

gündüzlerim kör, gecelerim sağır

gideceğin yere beni de çağır...

 

Ayrılık acısı çok ağır geldi..

yüreğimden bir şeyler koptu gitti

hayat artık sensiz yaşanmaz oldu

gideceğin yere beni de çağır...

Van Gölü İncileri

ORKESTRA SESLERİ

ÖMER EKİNCİ MİCİNGİRT

Üfül üfül seher buğulu sisler

Bulutlarda yattım sanki bu gece

Burcu burcu esti lale nergisler

Sonsuzluğu tattım sanki bu gece

 

Sessizlik yayıldı hû perde perde

Sükûta boyanmış gül bahçelerde

Uyanın sesleri hemen her yerde

Ötelere gittim sanki bu gece

 

Kurbağa çekirge öten dostlarım

Fareler pireler yatan dostlarım

İpek böcekleri keten dostlarım

Sırça köşkte yattım sanki bu gece

 

Ne bir riyâ vardı ne bir gösteriş

İlâhi bir koro uhrevi yarış

Orkestra müthişti coştu yalvarış

Yârle hemdem ettim sanki bu gece

 

Şuur şaşaası iştiyakım ham

Harikuladelik aşk anlatamam

İkram bahçeleri vakitte tamam

Aşk alıp aşk sattım sanki bu gece...

Van Gölü İncileri

YAKMAMIZ GEREKİYOR

VEYSEL ÇAKIR

Ne kadar kurusa da bizi besleyen ırmak

Bir yolunu bulup da akmamız gerekiyor

Kimin işine yarar bağırıp da çağırmak

Düştüğümüz durumdan çıkmamız gerekiyor

 

"Gün doğmadan ne doğar." demekte atasözü

Geceye doğan güneş aratır mı gündüzü

Başka ne güldürür ki senden başka öksüzü

Geleceğe ümitle bakmamız gerekiyor

 

Kutsaldır aşk yolunda çekilen her bir çile

Kutsal olmasa idi reva mıydı bülbüle

Gerçekleşecek elbet bu vuslat güle güle

Elbette ki sancılar çekmemiz gerekiyor

 

Yıldırmamalı bizi türlü türlü engeller

Bağrımızı sökmeye takılsa da çengeller

Dolanmadan dillere neredesin döngeller

Yeniden sevgimizi ekmemiz gerekiyor

 

Böyle büyük bir sevgi hüzzama dönse bile

Ayrılık şarkıları tek tek gelse de dile

Döndüremez yolumdan yaşanılan bir çile

Sönen aşk ateşini yakmamız gerekiyor.

Van Gölü İncileri

GİDİYORUM...

SABRİ CEYHAN

Döndüm gidiyorum

Sırtımda bıçak

Yüreğimde söz yarası...

 

Döndüm gidiyorum

Gözümde yaş

Gönlümde yasla...

 

Döndüm gidiyorum

Düşler yorgun

Hayaller kızgın...

 

Döndüm gidiyorum

Sözümde gem

Yüreğimde gam...

 

Döndüm gidiyorum

Dilimde eyvallah

Kalbimde Allah...

Van Gölü İncileri

SENSİZ BU GÖNÜL

NECDET TEKE

Gönül beni gamsız gurbete eyleme

pencerem camsız, yağmur yağar

ıslak ıslak gözlerim, içim paramparça

kapkaranlık bir odada dört duvardayım

 

Hangi sokaktır adı hasret, adı gurbet

ey gönlümü kıran güzel, bu gece

sen de mi karanlık bir sokaktasın

yağan yağmurda ıslanan kelebek

seni senle ağlarım bakışır,

güleriz belki de

 

Uzaklardasın, biliyorum... nafile

sen bana bir ay ışığı kadar yakınsın

gözümde parlıyorsun yüreğimde sevgin,

sen bana bir güneş kadar yakınsın...

 

Uzaklardayım  sanma hasretle özlemle

bir yağmur damlası kadar yakınsın...

senin yokluğunu bir ay'la, güneşle

yağan yağmur damlaları hayalimde sen...

 

Özlemek bu, sevmek bu sevdim işte böyle...

... ömrü kısa ve kanadı kırık

bir kelebek gibiyim sensiz!

Van Gölü İncileri

KAÇIYOR

EROL ÇELİK

Kaçıyor nedense soru sormaktan

Dertlinin derdine kafa yormaktan

Belki de korkuyor dışa vurmaktan

Susuyor kalemim yazmıyor bazen

 

Faydası olur mu ruhsuzsa beden

Bilmiyor gibidir gelmiyor giden

Anlamış değilim korkusu neden

Susuyor kalemim yazmıyor bazen

 

Diyenin yüzüne vurmaz yalanı

Haykırmaz nedense doğru olanı

Kul hakkı yiyeni, gaddar olanı

Susuyor kalemim yazmıyor bazen

 

Küslüğü kimedir bana mı acep

Banaysa küslüğü duyarım hicap

Kim ne dedi ise kendinden kaçıp

Susuyor kalemim yazmıyor bazen

 

Şaşkınım ne desem düştüğü hale

Hasbihal eylemez sevdiği ile

Haddini bilmeyen hadsizi bile

Susuyor kalemim yazmıyor bazen

Bakmadan Geçme