İSTİYORUM
BEKİR OĞUZBAŞARAN
- Oğullarıma...
Bir şiir istiyorum : Rûhumun fotoğrafını alan.
Bir melek istiyorum : Beni sarıp sarmalayan.
Bir bulut istiyorum : Bir döşek gibi uzanılan.
Bir yol istiyorum : İnsanı sonsuza taşıyan.
Bir iz istiyorum : Ötelerde son bulan.
Bir gül istiyorum : Yaprakları masal diyârına çıkan.
Bir kalem istiyorum : İçimdekileri olduğu gibi yazan.
Bir eş istiyorum : Elmanın öteki yarısı olan.
Bir rüzgâr istiyorum : Rûhumu “ O Belde “ye savuran.
Bir zaman istiyorum : Sonsuza kadar durmayan.
Bir göz istiyorum : Eşyanın hakikâtini algılayan.
Bir dil istiyorum : Duâdan başka söz bulamayan.
Bir uyku istiyorum : Cennet bahçelerine açılan.
Bir gece istiyorum : Nurlarla aydınlanan.
Bir ses istiyorum : Huzur ve ferahlık duygusu dağıtan.
Bir çiçek istiyorum : Ezelden ebede solmayan.
Bir gönül istiyorum : Sevgi bahçesinde açılan.
Bir şarkı istiyorum : Bütün dudaklarda mırıldanan.
Bir kitap istiyorum : İnsanı yepyeni anlamlara taşıyan.
Bir kapı istiyorum : Mutluluk ülkesine açılan.
Bir bayram istiyorum : Gerçekten bayram olan.
Bir öykü istiyorum : Kıssadan hisse alınan.
Bir söz istiyorum : Altın harflerle yazılan.
Bir dâvâ istiyorum : Uğrunda şehid olunan.
Bir yurt istiyorum : Yaşama sevinci dalga dalga yayılan.
Bir beste istiyorum : Hâfızalara kazınan.
Bir insan istiyorum : Yanında huzur duyulan.
Bir öğrenci istiyorum : Hakikat önünde el bağlayan.
Bir öğretmen istiyorum: Herkesçe saygı duyulan.
Bir silah istiyorum : Barışı sürekli kılan.
Bir renk istiyorum : Sonuna kadar canlı kalan.
Bir bakış istiyorum : Dokunduğuna hayat sunan.
Bir sohbet istiyorum : Bitmesinden üzüntü duyulan.
Bir dost istiyorum : Benimle gülüp benimle ağlayan.
Bir sır istiyorum : Aziz bir emanet olarak saklanan.
Bir güzel istiyorum : Güzelliği zamanla kaybolmayan.
Bir anı istiyorum : Hatırladıkça mutlu olunan.
Bir yağmur istiyorum : Gönüllere rahmet olarak yağan.
Bir eser istiyorum : Her dem taptaze kalan.
Bir dünyâ istiyorum : Yaşamaya doyulmayan.
Bir kelime istiyorum : Ebedî kurtuluşa vesîle olan...
VEFASIZ
ŞÜKRAN ŞİMŞEK AKADUR
Hayali karşımda gözüm yolunda
Beklerim vefasız gelmez bir türlü
Suskun gönül sazı mızrap elinde
Çalmadı vefasız çalmaz bir türlü
Gurbet kuşu bildir yâre halimi
Düşüyorum kimse tutmaz elimi
Şu zalim ayrılık büktü belimi
Bilmedi vefasız bilmez bir türlü
Diyar diyar gezdim narına yandım
Aldığım nefeste adını andım
Merhamet dileyip dalına kondum
Görmedi vefasız görmez bir türlü
Sabrede sabrede kırıldı küpüm
Her gün idam yedim boynumda ipim
Tükendi umudum kapandı kapım
Duymadı vefasız duymaz bir türlü
Üşüyen gönlüme karlar yağdırdı
Kısacık ömrüme neler sığdırdı
Halden anlamaza boyun eğdirdi
Sarmadı vefasız sarmaz bir türlü.
SENDEN SONRA
ERCAN ULUTAŞ
İşte senden sonrası
hayatımın
ipini çektim anılarımın,
sensiz geçen günlerimi
bir kalemde silip attım
Yaşamadığın için
sen buralarda
çaresiz;
terk ediyorum
bu şehri…
SEN OLUR
EMİNE GÜLDEN GÜZEL
Gönül güğündü beklerken
bahara kuruluyken saatler
kıyamet vakti yaklaştı
sen hangi dakikanın koynunda uyuyakaldın
bahar yüzlüm?
Yokluğun içimde kekre bir çökelti
çöktükçe oyar içimi
an be an demlenir hüzünle
ansızın tiryakin olurum, bahar yüzlüm!
Yokluğun içimde kekre bir çökelti
çöktükçe en dibe vururum
ateş küredeyim
yandıkça çoğalır külüm, içim
çoğaldıkça sen olur, bahar yüzlüm!
Oysa ben Nirvana’ya meftun,
aynalarda sırlanır hüzün
ayın şavkı parça parça keser kalbimi
ellerimse göğe ermez,
bir damla okyanus getirsin gözlerin
duanı serp çorak toprağıma
umut filizi göversin saksımda
ışık versin bağrımdan sonsuza,
bahar yüzlüm!
ÂH! VE KENT
BARIŞ TALAY
Her boğumda bir acı
bu tatsız kentte hüzünler kiralanır
bilinmez bir sayrılık
deşilmedi güllerin örsünde
Umutlar çürütülmüş, ruhta sancı
var; bitmemiş kelimelerde bile gördük:
aksak sözler ve bulaşıcı imler
gibi dile gelen serzenişler-
e büründü bu kent...
hüzün, âşkı; acı, yarınları
doğuracak bir imgelem
güllerse göğe döker yapraklarını
hüzünleri b u d a r ı z böylece
Âh! Bitmez bir yıkım var bu kentte!
acılar ile sardık acılarımızı
ayırt edemez olduk hüzünle acıyı
tumturaklı yazılar...
dindirmez kente düşen hüznü.
HAYAT SERMAYESİNİN EN BÜYÜK SERVETİ KARAKTERDİR
MERAL YAĞMUR
İnsan diyorum; karmaşık ve derinlikli bir varlıktır. Doğası gereği, yaşadığı deneyimlerin, öğretilerin, içsel düşüncelerin birleşiminden şekillenen karakter özelliğine sahiptir. Benzersiz bir canlı olmasına binâen, insanın karakteri, çeşitli durumlarla başa çıkma, karar alma, ilişki kurma konularında yönlendiren, varlığının derinliklerini oluşturan, insanın hayatında bir rehber olarak işlev gören ana hatlardan biri olarak çıkar karşımıza. Bu rehberlik kişinin dünya görüşünü ve yaşam tarzını belirler.
İnsanın doğasıyla karakter arasındaki etkileşim karmaşık bir ilişkiyi barındırır. Deneyimleri, içsel dünyasını şekillendirir ve bu da karakterin oluşumunu etkiler. Örneğin yaşanan zorluklar, başarılar insanın karakterini güçlendirebilir veya zayıflatabilir. Aynı zamanda karakterin doğası da insanın deneyimlerini filtreleyerek algılamasını, tepki vermesini belirler. İnsan ve karakter arasındaki bu derin etkileşim yaşamın karmaşıklığını anlamak için önemlidir ve insanın doğası onun karakterini şekillendirirken karakter de insanın yaşamına anlam katar. Hayatın her alanında devrilişi ehemmiyet arz ettiği gibi, muhatabı olduğu toplumun bünyesinde etkileşimlerini de yönlendirir. İşte insanın içsel dünyasıyla, dışsal davranışlar arasındaki ilişkiyi anlamak için karakter kavramını incelemek, mukabilinde anlamak gerekir.
Her bireyin genetik mirası ve biyolojik yapısı kişilik özelliklerini şekillendirir. Bununla birlikte çevresel faktörler de karakter gelişiminde belirleyici rol oynar. Çocukluk deneyimleri, aile yapısı, eğitim, kültürel etkiler ve toplumsal normlar gibi unsurlar bir insanın karakterini şekillendirir. Ancak karakterin oluşumunda sadece biyolojik ve çevresel faktörler değil bunun yanı sıra bireyin kendi iradesi de önemlidir. İnsanlar karakterlerini şekillendirme sürecinde seçimler yaparlar. Örneğin sevgi dolu bir aile ortamında yetişen bir bireyin empati ve cömertlik gibi olumlu karakter özelliklerini geliştirmesi daha olası iken zor bir durumda dürüstlük ve doğruluktan ödün vermek yerine kişinin kendi değerleri doğrultusunda davranması da karakterin güçlü ve sağlam yapısını yansıtır. İnsan ve karakter ilişkisi, birbirini etkileyerek şekillenen ahenkli bir dansı andırır. İnsanın içsel dünyası ile karakter arasındaki ilişki birbirinin kimliğini oluşturan en önemli hasletlerindendir. Bu nedenle insanlar olarak kendi dünyamızı ve karakterimizi anlamak, geliştirmek ve yönlendirmek adına bu ahenkli dansı bilinçli bir şekilde keşfetmek elzemdir. Karakter; insanın ruh halini, tutumunu, temel değerlerini, inançlarını, ahlaki standartlarını, davranış kalıplarını yansıtan temel özelliklerin bir kombinasyonudur ve hayatın her aşamasında şekillenir. Yaşam sürecinde karşılaştığımız olaylar, deneyimlediğimiz zorluklar, bulunduğumuz ortam itibariyle olgunlaşır, değişir ve gelişir. Kişisel büyüme ve olgunlaşma süreci karakterdeki değişimin bir parçasıdır. Zira insan karakteri, statik bir özellik değildir. Oluşum süreci oldukça karmaşıktır ve çeşitli etmenler tarafından etkilenebilir.
Nitekim İsra Suresi’nde geçen “Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar. Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.” 84. Âyet-i Kerîme’si, önemli bir psikolojik gerçeğe işaret ederek, insan davranışlarının temeli, onun ruhsal yapısındaki psikolojik eğilimler ve bu eğilimlerin oluşumunda insanın yaratılıştan sahip olduğu karakter yapısının yanında geniş anlamıyla eğitim, öğretimin, dinî inanç, hayat anlayışı ve görüşlerle ahlâkî erdemler yahut erdemsizlikler de psikolojik eğilimler, karakterin oluşması ve gelişmesinde iyi veya kötü yönde tesir edeceğini vurgulamaktadır. İnsan karakterinin özü, doğruluk, dürüstlük, sadakat, cesaret, cömertlik gibi latifeleri hasrettiği içsel değerlerinde yatar ve aynı zamanda onun benzersizliğini yansıtır. Herkesin hayata karşı farklı bakış açısı, edinimleri, yetenekleri vardır. Buda her insanın kendine has karakteristik özelliğini gösterir. Bir insanın hayat tarzı onun karakterini yansıttığı gibi, karakteristik özelliği kaderinin de belirleyicisi olabilir… Ayrıca karakter insanın kişisel ve mesleki ilişkilerinde de önemlidir. Güvenilirlik, sadakat, saygı, başkalarıyla kurulan ilişkilerin temelini oluşturur ve sağlam bir karakterin göstergesidir. Ancak karakterin sahip olduğu çeşitli özellikler arasında evrensel olarak kabul edilenler de vardır. Mesela empati, hoşgörü, adalet duygusu gibi özellikler genellikle güçlü bir karakterin temelini oluşturur. Karakter, insanın toplum içindeki rolünü de belirler. Güçlü bir karaktere sahip bireyler zorluklarla daha kolay başa çıkabilir, başkalarına ilham verebilir dolayısıyla toplumları için olumlu bir etki oluşturabilirler.
Hâsılı; Hz. Allah’ın biz kullarına bağışladığı hayat sermayesinin en büyük serveti karakter güzelliği diyebiliriz. Cenâb-ı Allah yüreği güzel, sağlam karakterli; güçlü, olgun kişiliğiyle bütünlenmiş insanlar çıkarsın karşımıza ve bizleri de aynı hasletlerle var etsin varlığımız boyunca. Sevgilerimle…
BEKLİYORUM
MEHMET ÇİFTLİKLİ
Bir mesaj yazar mı yâr üç beş satır
Karalarsın diye de bekliyorum
Kapımı bir kez çal kaldıysa hatır
Aralarsın diye bekliyorum yar
Bıkmadın mı ufak tefek nazlardan
Darılırsın iltifatlı sözlerden
Irmak gibi akan yaşı gözlerden
Kurularsın diye bekliyorum yâr
Sanma ki benim umutlarım söner
Gönül kuşum küsmüş ne zaman döner
Öfken de sel gibi zannetmem diner
Durulursun diye bekliyorum yâr
Şunu bil ki ben sadığım ahtıma
Mevla’m yazmış ise seni bahtıma
Nazlanma gel otur gönül tahtına
Kurulursun diye bekliyorum yar
Burnumda tüter oldun burçak burçak
Nazlanıp neylime tütsün bu ocak
Mehmet im bak sana açtım da kucak
Sarılırsın diye bekliyorum yar.
İNSANOĞLU
CİVAN KAPLAN
Allah'ım kul diye yaratmış seni
Bari kıymetini bil insanoğlu
Çıkar yüreğinden nefreti kini
Gururu kibiri sil insanoğlu
Önümüz belirsiz sonumuz ölüm
Attığın her adım Mevla’ya malum
Dost acı konuşur gücenme gülüm
Enginlerden geçer yol insanoğlu
Yaratan her şeyi gözetip görür
Kimine çok verir kiminden alır
Farkına varmadan gün akşam olur
Gözlerinden akar sel insanoğlu
Önce tedbirin al nefsine uyma
Yaptığın işlerden pişmanlık duyma
Zengini kollayıp yoksulu kovma
Yetimin yanında ol insanoğlu
Mevlâ'yı tanıyan haksızlık etmez
Yaptığı hayırlar hiç zayi gitmez
Bu hayat geçici beş para etmez
Ara gerçekleri bul insanoğlu
Civan'ım da der ki en güzel günün
O dosta varmaktır ahiri sonun
Bir garip yolcusun emanet canın
Bekliyor gelmeni sal insanoğlu.
GÖRÜYOR MUSUN
ŞERİFE YEŞİL
Görüyor musun suyun berraklığını
içindeki balıkların mutluluğu
dans ettiriyor denizi
kim bilir ki bu masum dalgaların
diyarların birinde gemileri yok ettiğini
kim duyar tayfaların çığlıklarını
Sen izleyedur mavi mavi salınan denizi
topla en güzel taşları kumsaldan
ben savaşırım bütün hırçın dalgaların
getirdiği zorluklarla / ben
engellerim tayfaların boğulmalarını
Bir kıyıda güneşin ısıttığı suları
hayranlıkla izlerken sen / ben
boğulurum o suların en derininde
orada seyrederim gülüşünü.