ŞAİR OLURSAM
ZEYNEP SÜMER
Eğer bir gün ben de şair olursam
Havamdan geçilmez artıkın benim
Ebediyyen zihinlerde kalırsam
Havamdan geçilmez artıkın benim
Birşey aranmazsa sanata dair
Mutlaka yazarım güzel bir şiir!
Ünvanım olursa "çok büyük şair"
Havamdan geçilmez artıkın benim
Çok kafama takıyorum bu ara
İlhami bize de gel ara sıra
Varırsa farkıma bütün şuara
Havamdan geçilmez artıkın benim
Besteler yapılsa, sazlar çalınsa
Peş peşine notalara alınsa
Dillerden dillere adım salınsa
Havamdan geçilmez artıkın benim
Kitaplarım baskı baskı giderse
Hele bir de iyi para ederse
Birisi çıkar da üstadım derse
Havamdan geçilmez artıkın benim
Hünerimi önlerine serersem
Yarışmada dereceye girersem
Ödül gülşeninden güller derersem
Havamdan geçilmez artıkın benim
Teşekkür belgemi duvara assam
Pilaketlerimi! bağrıma bassam
Başardım diyerek kendimi kassam
Havamdan geçilmez artıkın benim
Zeynep'in sözleri kendine önce
Edebiyat edep demektir bence
Nasihat verirsem yaşlıya, gence
Havamdan geçilmez artıkın benim.
YOKTUNUZ...
SABRİ CEYHAN
Yalnızlığa sarıldığım gecelerde,
Sabahı dar ettiğim anlarda,
Tan yerine dalarken gözlerim,
Siz yoktunuz...
Bir şiirde isyan ederken yüreğim,
Şarkılarla dolaşırken caddeleri,
Yalnızlığımla yararken kalabalıkları,
Siz yoktunuz...
Sancılarla kıvranırken yüreğim,
Özlüyorken sevdayı ellerim,
Boşa çıkan yaslanışlarımda,
Siz yoktunuz...
Sayarken yokluğu aklım,
Çizik atarken yüreğim,
Sağanak olurken gözyaşlarım,
Siz yoktunuz...
Her anı yazarken kalemim,
Geceyi yaren tutarken yüreğim,
Şahit olurken ay, güneş ve de yıldızlar,
Siz neredeydiniz…
Dönerken başımda dünyam,
Sayarken yokluğunu yıldızlarım,
Yazarken ismini karanlıklarım,
Siz yoktunuz...
Çınlarken kulaklarım sesinden,
Hecelerken dudaklarım adın,
Kader yazmışsa ayrı ismin,
Siz neredeydiniz…
ÇIĞLIK – GAZZE -
RAMAZAN KUZHAN
Acılar harman olmuş deste deste
İnsanlık ha öldü ölecek son nefeste
Zulüm şah olmuş koşar, iyilik aheste
Çakalı salmışlar aslan kalmış kafeste
Bak, aklını almış kırmızı yuvarlak meşin
Cebine girsin de nasıl olursa olsun beşin
Haberin yok avare gezer alemde leşin
Bir yudum suya, ekmeğe muhtaçken kardeşin
Ya Rab! Bir feryat ki ne olur sesimi duy
Devir, etti insanı akçeyle, pula kul
Bu yol çıkmaz sokak ey gafil gitme dur
Dön bak geriye kendine yeni bir yol bul
Gelin ey! Hamzalar, Ömerler, Halitler
İnsanlık her zamankinden çok sizi bekler
İtlere yem oldu gül yüzlü bebekler
Dar ediyor zalime, Gazze’yi mücahitler
Bir çığlıktır bu, duyan olur mu bilmem
Çiğnendi onurum, izzetim gayrı gülmem
Akar göz yaşlarım hiç durmaz silmem
Ümmet ölmüş yoksa ben mi görmem
Ayrıldık birbirimizden dağıldık dane dane
Dinle ey gafil! Kur’an’dır Bu birliğe tek çare
Ümmet olmuş lâlü ebkem, zulme biçare
Unuttu bak kardeşin ne çabuk seni Gazze
Sanma ki gece gündüz demez gülerim
Kor ateşlerde yanar kül olur ciğerim
Yarın huzurda konuşunca günahkar dilim
Bilmem ki acep ne olur mizanda halim
Bir feryat ki ol demde durmaz ağlarım
Biçare gönlümde karalar bağlarım
Yuvasız kuşlar gibiyim daldan dala konarım
Baş kaldırdım zulme gelsin diye baharım.
İZLERİN VAR
RAMAZAN ALKAN
Yukarıda masmavi bir güzellik
Kirlenmemiş, aşk kokar bu mavilik
Bir seni böyle hatırlar, hafızam silik
Gökyüzünde gözlerinin izi var
Senden ya koparılmış ya çalınmış
Güya rengini al yanaklarından almış
Mis kokusunu her tarafa salmış
Tüm güllerde senin kokunun izi var
Dokunmam asla kimseye, silinmesin diye
Okutmam avuçlarımı kimseye bilinmesin diye
Bunlar senden bana kalan en güzel hediye
Çünkü ellerimde narin ellerinin izi var.
Bütün nağmeler sesinden koparılmış
Tüm güzel besteler dil defterinden çalınmış
Her nota senden esinlenerek hazırlanmış
Unutulmaz bestelerde sesinin izi var
Ressamların tümü seni çizmekte
Her duvara resimlerini dizmekte
Sen olmasan boş boş gezinmekte
Çünkü tüm renklerde renginin izi var.
YAZDI İÇİNDEN GEÇENİ
METİN ÖZDOĞAN
Ben bir garip Orhan Veli’yim
tepeden İstanbul’u seyrederim
İstanbul beni ben İstanbul’u severim
her yaz erguvanları koklarım
Aşiyan da boğazı seyrederim
bebekte denize girenlere bakarım
onlara bakıp şiir yazarım
bazen yürürüm boğazın sahilinde
balık tutanlara derim rastgele
Âşıklar takılır gözlerime
yürürüm sessizce onlar ile birlikte
tanımazlar Orhan Veli’yi
okumazlar garibin şiirini
kimse tanımaz birde garip metini
yazmıştır içinden geçeni.
VOLTER RIHTIMI
MUHAMMED FURKAN DEMİRADAM
Birer ulu çınarız ayrı inançların eteklerinde;
güzelsin, hoşsun
yaşıyoruz ayrı, apayrı
o kadar imkansızız ki seninle
ayrı şarkılara düşüp,
aynı gülü solduruyoruz.
yürüyoruz, tek başına ama bir kalabalık heves ile
içimde batar insanlığımın gemileri
varmadan limana.
Sonbahar ruhumda perçinlenen mevsimdir
Hissimde vuku bulur sessizliğin sesi
Yaşadıkça anlıyorum biz yalnızken
ve bu ayrılık bir kıta gibi,
demirden bir dağ gibi imkânsızlığını hissettirirken,
Kimse bilmez ince edamızı,
Biz eylül getiririz girdiğimiz çarşılara.
YA HAYIR SÖYLE YA DA SUS
BEKİR OĞUZBAŞARAN
Konuşmak insana mahsus
Ya hayır söyle ya da sus
Onunla yol bulmakta us
Ya hayır söyle ya da sus
Sorulmayınca söyleme
Tâlibi olmazsa deme
Yalanlar îcat eyleme
Ya hayır söyle ya da sus
Dil insanı mutlu eder
Dil insanı kutlu eder
Yarından umutlu eder
Ya hayır söyle ya da sus
Dil mutluluk kaynağıdır
Düşüncenin otağıdır
Bilginin barınağıdır
Ya hayır söyle ya da sus
Câhillikten tez inmeli
Bilgi atına binmeli
Yumuşak huy edinmeli
Ya hayır söyle ya da sus
Dilin yararı da vardır
Dilin zararı da vardır
Dilin kararı da vardır
Ya hayır söyle ya da sus
Az söylemeyi tercih et
Öz söylemeyi tercih et
Uz söylemeyi tercih et
Ya hayır söyle ya da sus
Sözün hası öğüt verir
Ruhta şeker gibi erir
Nice hayırlar göverir
Ya hayır söyle ya da sus
Oğuz der ki fikir gerek
Dilde duâ, zikir gerek
Yaradan’a şükür gerek
Ya hayır söyle ya da sus…
VUSLAT KALIR YARINA
AYNUR GÖKALP
Daha vakit var sandık
Biz de zamana kandık
Nasıl geçti bilmeden
Beyhude yere yandık
Verilen sözler vardı
Nedense yarım kaldı
Yaşanılan o günler
Şimdi mazide kaldı
Bilmem ağlamak niye
İş işten çoktan geçti
Sevip de ayrılmakmış
Ayrılık bizi seçti
Gitse bile ağrıma
Düştüm aşkın narına
Taşıyamaz bu yükü
Vuslat kaldı yarına.
KARDEŞ
ARİF KUŞ
Ben yaramı aldım kardeş,
saran yoktur sızım dursun,
yedi dağı aştım ama
düz yol yoktur durum kardeş
Her yer yokuşlu inişli
kurt pusuda yerler sisli
esen rüzgâr savuk ayaz
pusulam yok durum kardeş
Keklik gibi çıktım yola
yoruldum verdim bir mola
avcılar kurmuş tuzaklar
kurtulmadım gelim kardeş
Titriyor el ayaklarım
buz tutmuş bu canda kanım
yoktur sığınacak dalım
Sarım yaramı ben kardeş
Avcı eli tetikte bekler
kurtulmadım çakal iten
azmış birden saldırmasa
gelip seni görsem kardeş.