Van Gölü İncileri

Van Gölü İncileri

İNSAN HÜRRİYETİ VE ESARET ŞEKLİ

M. ALİ ABAKAY

Hayat üçgeninde yaşanmış geride, yaşanan devam ediyor, yaşanacak meçhul zamandır.

Dünü yeterince bilmeyen, bu günü yarına istendiği gibi taşıyamaz.

Hayat köprüye benzer. Dün ilk ayağı, orta bu günü, gelecek köprünün ikinci ayağını oluşturur.

İkinci ayak, kendince farklı yönlere giden yollara sahiptir, insanı şaşırtır.

Köprü ortası olan yaşanmakta olan hayattan dünün tecrübeleri, bilgisi ile donanmayan benlik, ikinci ayaktaki geleceği belirleyen yolların hangisinin istediği istikamete gideceğinde kararsızdır.

Köprü ortasındaki bu günde istikameti şaşırmak ve kendince taraftar bulmak isteyen her düşünce, geçmişi kötüler, gelecekte insanlığın kurtuluşunun kendi fikrî yapısıyla şekilleneceğini ileri sürer.

İlk ayağı sağlam bırakılmayan köprünün ikinci ayağı düşünce bazında soyuttur, şekillenmiş değildir. 

Ayakları olmayan bir köprünün ağırlığı teşkil eden gövdesi de hayalidir.

İnsanı çaresizliğe, kaosa, yalnızlığa iten anlayışlar, kendilerince yönetim şekilleri geliştirmiş, isteneni değil istediğini seçtirerek, amaçlarına uygun ortamda milletin mevcut değerlerini yok sayarak, flû ortamda insanı esarete sürükler.

Milletlerin hayatında köprüleri yıkanlar, müstevli anlayışla tarihe sefil konumlarıyla lanetlenerek geçer.

(...)

Çoğumuz şehirde  iç dünyamız

da yalnız, dışta kalabalığız. Tezat durum, gönülle ruhu yorar, bedeni tez yaşlandırır.

Dünyada olana ve bitene bakarken yazmamak, düşünmekten uzak kalmayı gerektirir.

Gönle ve ruha bunu kabul ettirmek, idrake deli gömleğini giydirmekle eş anlamlıdır.(*)

....

 Bu Ülke Yazarı Cemil Meriç'ten mülhem ifade.

Van Gölü İncileri

KIRIK KANATLI KADINLAR 

AYŞEGÜL AYAZ

Kanadı kırık kadınların 

Ben olayım umudu 

Tükendiği yerde tutayım kanadından 

Umudu olayım yarınların 

 

Karanlığa gömülmüş yüreğin ışığı olayım 

Gönül bahçemde kucak dolusu 

Gül dağıtayım her birine 

 

Olur da hayatında gül almamış kadınlar

 

Çekip çıkarayım kuyudan 

Papatyalar döşeyeyim yollarına 

Yama olurum belki yaralı kalplere

 

Bahar misali yeniden doğsun 

Arınsın zehirli sarmaşıklardan 

Tabiata can olsun, hayat olsun

Zaten her kadın tabiatın 

Vücut olmuş hali değil mi?

Van Gölü İncileri

TERK EDEMEDİM

YÜKSEL AKDEMİR

Akılsız bir başla elli beş sene

Nasıl yaşamışım fark edemedim

Zaman girdabında hep döne döne

Bu hantal bedeni gark edemedim

 

Can evimi zalim dertler bürüdü

Hüzün gölge gibi benle yürüdü

Didemde çağlayan ırmak kurudu

Dostluk bostanına ark edemedim

 

Bazen namertlere karşı uğraştım

Bazen kendi kendim ile savaştım

Bazen haddim yokken sınırı aştım

Arzularım coştu çark edemedim

 

Dedim ki gireyim kutsal dergâha

Yalvarayım gece gündüz Allah’a

Bir kaç şeytan soktu beni günaha

Bu yüzden sitemi terk edemedim

 

İzâhî’yim kalbim tutar fendimi

Yüreğim nefsimi acep yendi mi

Ölmeden öldürdüm kendi kendimi

Huzuru canıma zerk edemedim…

Van Gölü İncileri

ÖLÜMÜN ÖLÜMSÜZ HİSSİ 

ARİFE ÖZDEN

Ölümün iç acıtan kavurucu sessizliği

Bütün sesleri silerken yeryüzünden

Işıkların sancılı aksi

Süzülüp akar gözlerinden

 

Umarsız, bir hayale sarılır

Yokluğa uzanan ellerin

Gönlünün güneş görmeyen yamaçlarına

Tüneyen baykuşların çığlığı, 

Derinliğini kaybetmiş uykularını böler

 

Erketeye yatan acıların

Kırağısı düşer günlerine 

Yüreğindeki hüznün ağırlığı omuzlarında

Suskunluğuna sığdırdığın cümlelerin 

Gölgesi yansır bakışlarına

 

Sırrına mazhar olamadığın dilemmaların

Libası ateşten

Rızkı zemheriden

İçinde, yaşanmamış anıların hatıraları

Döktüğün her gözyaşı bir darağacı.

Van Gölü İncileri

GÖRDÜM

HASAN KAMBAY

Çağımızda tehlikeli 

En büyük yılanı gördüm 

Adem'i yapıp lekeli

Utanca salanı gördüm 

 

Emperyalin düğününde 

Katliam var hep gününde 

Dünyanın gözü önünde

En büyük talanı gördüm 

 

Yaslı gök kubbe bağrında 

Çığlıklar yanar nârında

Hayatının baharında 

Binlerce solanı gördüm 

 

Alçaklığın gelmez sonu

Zalim ipe serer unu

Garibin evi yurdunu

Elinden alanı gördüm

 

İçi zifir; kara özlü 

Güvenilmez oynak sözlü 

Hiç utanmaz iki yüzlü 

Riyâlı yalanı gördüm 

 

Takiyeyle kimi insan

Dürüstlük postunda şeytan 

Üç kağıtçı doldu her yan

Emeği çalanı gördüm 

 

Vicdanlarda farklı maya 

Duyarsızda var mı hayâ?

Boş verip zevk-u sefâya

Fütursuz dalanı gördüm 

 

Şu birlikler battı mile 

Çıkarlar varsa nafile!

İnsanlık can verse bile

Taraflı olanı gördüm 

 

Zaman ömürü içerken 

Güzellik kalsa geçerken 

Yüreklerde sevgi varken

Nefretle dolanı gördüm.

Van Gölü İncileri

RUHUMUZ

ESMA GÜLAÇARAR

Sonunda küçülüp bir zerre oldun gözümde ey dünya.

Beklediklerim ertelediklerim, geçmişim ve geleceğimin anlamı bir zerre kadar..

Ne tarafa baksam aynı renk aynı matem.

Bakan ben iken baktıklarım neyi değiştirecekti ki?

Ben aynı gözle bakmadığım sürece.

Bir anda sökülür gider tüm dizdiklerin, tüm biriktirdiklerin. 

Cebelleşirken dünya meydanında doğruların savaşında..

Bazense dört bir yana dağıttıkların tek bir kefeye doluşur.

Duygu dünyamız hep aynı bakmayacaktı Yaşamanın seyri değiştikçe oda değişecekti.

Ben durağanlıktan kaçtıkça baktığım dünya da durağan kalmayacaktı.

Benim onu tarif edişim değişecekti çünkü.

Öğretmek için bana aralan her kapı benden bir şeyler götürecekti belki de kimbilir

Bir şeyler de katabileceği gibi.

Ve beni değiştirecekti de hiç şüphesiz.

Ben hep aynı ben olarak kalamayacaktım. 

Öğrenme şevkimi diri tuttuğum sürece. 

Ama bast ve kabz 'ın arasında gidip gelecektim.

İnsan budur işte

Acıların ve mutlulukların sırasıyla yaşatılacağı.

Durgunluğun ve devinimin yer değiştirileceği bir yerde sınavını verip duracaktı.

Kimi zaman beklenmedik uçurumların kıyısından dönüşünün

Kimi zaman sebatının ve dirayetinin resmini görecekti mazisinde. 

Ne çok şeyin bir hikmet eliyle ondan habersiz işlediğini,

Ne çok şeye yetişemediğini, ne çok şeye yetemediğini, ve ne çok aciz olduğunu...

Aynı zamanda kendi iradesiyle şekillenenleri görecekti.

Kendini değiştirme gayreti göstermedikçe Yaradanın onu değiştirmeyeceğini de.

İşte bir kabz hali içinde sıkışırken ruhum

baharı toprak altında bekleyen bir tohum misali bast halimin bekleyişi içindeyim.

Kalpleri halden hale çeviren rabbim! İç huzurumuzu ve istikametimizi kaybettirme.

Bizi yenik düşürmeyecek olan iç dinamiğimizi, metafizik gerilimimizi, iman kıvılcımımızı diri tut.

Diri tutacak gücü ve dirayeti ver.

Bediüzzamanvari bir pozitif bakış açısı kazandır.

 

" Sair teellümât-ı ruhaniye ise, sabra, mücahedeye alıştırmak için Rabbanî bir kamçıdır. Çünkü, emn ve ye'sin vartasına düşmemek hikmetiyle, havf ve reca müvazenesinde sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast hâletleri celâl ve cemal tecellîsinden intibah ehline gelmesi, ehl-i hakikatçe medâr-ı terakki bir düstur-u meşhurdur.”

(Bediüzzaman Said Nursi)

Van Gölü İncileri

DİL TERAZİSİ 

RIFAT KAYA

Lafında ölçüyü bil sınırını aşırma 

Kilondan gramından fazlasını taşırma

Dengesini ölç biç çıngarını kaşıma 

Aklın terazisinde rahnesini açtırma

 

Dilinle dudağın bal tatlısını akıtsın

Şerbet misali canı can canan yeşertsin 

Dalından köklerine sularını sızdırsın 

Dilin ölçüsünü bil taşkınlaştırma sakın 

 

Akıl çıkarı korur merhamet insanlığı 

Unutma seninle biter darmadağınlığı 

Düşünerek söyletir dildeki fermanlığı 

Dilin ölçüsünü bil keser elin orağı.

Van Gölü İncileri

İÇME DOST

OSMAN ERDAL

Uyma nefsin keyfine

Yanlış yolu seçme dost

Kimsenin şerefine

Kaldırıp da içme dost

 

Çöz kalbin sorununu

Al aşkın serumunu

Yâre son durumunu

Bildirip de içme dost

 

Lafımı anla önce

İçenin hali nice

O şeytanı her gece

Güldürüp de içme dost

 

Şerh düştüm şiirine

Şer girmesin şehrine

Kadehi mey nehrine

Daldırıp da içme dost

 

Ortaya koy farkını

Sula gönül arkını

O hicazkar şarkını

Çaldırıp da içme dost.

Van Gölü İncileri

HASRET BURADA BİTSİN 

FEVZİ DİNÇER

Bitmez bizde bu sevgi karşılıklı olunca

Engel tanımaz ruhlar ikizini bulunca 

Yaşama katkı sağlar hep beraber kalınca

Gel artık gel sevdiğim hasret burada bitsin

 

Yollar vız gelir seven kanat takıp uçarsa

Sevenler sevdiğine yüreğini açarsa 

Vuslatın yollarını yakın edip kaçarsa

Gel artık gel sevdiğim hasret burada bitsin

 

Yürek dayanmıyor ki yâri içten sevince 

Anlam bulup sevilir kitabınca kavlince 

Yaşamanın azmini yürekten isteyince 

Gel artık gel sevdiğim hasret burada bitsin

 

Beraber olsun bizim sevgi saygı ağımız 

Yaşam boyunca sürsün kalpte gönül bağımız 

Dincer’im yorulmaz ki geçse gençlik çağımız

Gel artık gel sevdiğim hasret burada bitsin. 

Bakmadan Geçme