Van Gölü İncileri

Van Gölü İncileri

DÜNYAMIZI ISSIZ BIRAKTILAR

ALPER ALPEREN

Avcılık spor deyip sarıldılar silaha

Yok edildi hayvanlar ne çöl kaldı, ne vaha

Fabrika dumanıyla her doğan gün bir daha

Karartarak gökyüzünü kuşsuz bıraktılar

 

Zirai ilaçlarla bağları ekeneği 

Verimsizleştirdiler ekini, biçeneği

Dağları, nebatatı, bunca börtü böceği

Zehirleyip toprağı çiçeksiz bıraktılar 

 

Yakılan anızlarla çöl eylediler yeri

Yere atılan çöpler kirletti nehirleri

Suya sirayet etti fabrika zehirleri

Kirletip denizleri balıksız bıraktılar

 

Kimisi içtiğinin şişesini atarak

Kimisi bile bile kibritini çakarak

Piknikte söndürmeden, ateşi bırakarak

Yaktılar, yurdumuzu ormansız bıraktılar

 

Soykırımın adını savaş koydular savaş

Merhamet yüreklerden sıyrıldı yavaş yavaş

Katledildi bunca can, ne gövde kaldı ne baş

Bombalayıp dünyayı çocuksuz bıraktılar

Dünyamızı kimsesiz ve ıssız bıraktılar.

Van Gölü İncileri

ÂŞIK

LEYLA YİĞİT KAYA

Bırakıp gitsen de diyemem neden 

sensizde severim bilemem neden

bu sevda yalnızda yaşanır sanma 

gözlerin gelir aklıma, gel de anma

 

Gittiğin şehirler mis kokar olur

rüzgâr kokunu göndersin 

biraz da sen yorul

bir buse kondur da gönder n’olur

dudağından yanağıma bir yaşam dolu 

 

Göğsümde sarı yazman da solmuş 

ağlamışım özlemişim sanki ne olmuş 

senden nicesi varmış, ben saç yolmuş 

diyemedim bir taneme

bir tane  daha yokmuş 

 

Bülbül güle ötmüş de ölmüş 

mecnun leyla diyende düşmüş 

bunca yıl beklemiş de çökmüş 

ben bir tane, bir tanem yükmüş 

 

Eder âşık kendine fasık 

ekseler sesini deseler nakış 

sulayınca çoğalan koca bir bakış 

bir bana bakmaz ne yapsın bu âşık.

Van Gölü İncileri

İNSAN

KAMURAN ADIYAMAN

Karşılığı olmadan sevemez mi insan

menfaati olmadan, gururlanmadan

bir sevaba bir günah katmadan

Müslümanca, kardeşçe, yaşayamaz mı?

 

Kardeşi, kardeşe kırdırmadan

kuzuyu, kurda kaptırmadan

peygamberi örnek olmaya geç kalmadan

cehennemi cennete, değiştiremez mi?

 

Bir gün öleceğini bilir de insan

kul hakkı, yetim hakkı bilmez inan,

gözü doymaz ne maldan ne dünyadan

mahşeri bile bile yaşayamaz mı?

 

Anlayış hiç yok, sevgisi tükenmiş

kibri bırak, gurur en büyük düşman!

Sarıl, öp, kıymet bil geç olmadan

toprağa sarılmadan kıymet bilmez mi?

 

Yüzün güzelliği midir tek güzel olan

ya güzelliği yüreğinde hiç olmayan

çirkin göze, tatlı söze, bağlanmaz mı

kişiliği, karakteri, edebi sevemez mi?

Van Gölü İncileri

İNSANLIĞIMIZI SORGULAR OLDUK

RABİA ASLAN

Yoruluyor insan bazen; yaşamaktan, çalışmaktan, hayata tutunmaktan, dünyevi işleri yürütmekten… Kafası karışıyor insanın, yaşanılan olaylardan bir tarafta acılar çığlıklar kayıplar parçalanmış bedenler, bir tarafta mutluluk heyecan eğlence. Mutlu olup olmadığını sorgulamaya başlıyor içten içe. Bunca acı yaşanırken görmezden gelip mutlu olmaya devam mı etmeli yoksa oturup çözüm mü üretmeli?

 Düşünmek yoruyor insanı, elinden bir şey gelmeyince ruhen yoruluyor bedenen zihnen yorgunluk basıyor. Hisleri derinleşiyor insanın, bazen yediğin yemeğin içtiğin içeceğin tadını alamaz oluyorsun, yorgunluk hissettiriyor kendini, düşünceler derinleşiyor. Kendi sonunu düşünmeye başlıyor insan. Ne olduğunu ne olacağını düşünmekten alıkoyamıyorsunuz kendinizi, bazen düşündüğümüz şey mi düşünmek mi yoruyor diye soruyorsunuz. Kendi kendinize bir sorunun cevabını bulamadan diğer sorunun cevabını aramaya başvuruyoruz. Kafalar karışıyor, günler geçiyor, farklı olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Bir çocuğun hayallerinin elinden alınması gibi veya bir bebeğin sapkın düşünceli insanların elinden kayıp gitmesi gibi sorgulamaya başlıyoruz.

İnsanlığın ne demek olduğunu okuduğumuz kitaplarda bize anlatılan hikayelerde insan yaratılanların en üstünüdür diyordu, buna rağmen bir bebeği bir çocuğu bir kadını bir hayvanı katledebilecek kadar vahşi olabiliyor insan ve insanlar ile alakalı bilmediğimiz bir şeylerin var olduğunu düşündürüyoruz. Yaşanılanlardan yola çıkarak insan olmaktan korkuyoruz kendini sorgulamaya başlıyorsun. Acaba ben de bir canavara dönüşebilir miyim diye, kendini düşünmekten alıkoyamıyorsun.

Gezdiğin sokaklar geçtiğin yollar bazen uçan bir kuş bazen kıkırdayan bir bebeğin sesi size ilham oluyor ve şunu düşünüyorsunuz, ben benim ben kimse değilim bir başkasının başkalarına yaşattığını ben başkalarına yaşatamam. Başkalarının yapmış olduğu hatalardan ders çıkartabilirim. Herkes mutlu olmayı ister, bazen doğduğumuz ortam bazen yaşadığımız coğrafya bunu etkilese bile küçücük şeylerle mutlu olmayı öğrenmeliyiz. 

Mutluluğu öğrenmeliyiz ki mutlu etmeyi öğretebilelim sevmeyi öğrenmeliyiz ki sevmeyi öğretebilelim. Şefkati öğrenmeliyiz ki şefkati öğretebilelim. Söylemler değil eylemler ile hareket edelim ve daha güzel bir dünya için eylemlerimize dikkat edelim.

Van Gölü İncileri

BELKİ DE GÖRÜŞEMEYİZ

HALİS CAN KARA   

Yine akşam oldu her günkü gibi

Belki de bir daha görüşemeyiz

Hatırdan çıkarma unutur gibi

Belki de bir daha görüşemeyiz

 

Ölümlü dünyada gezen canlarız

Hasretin zulmüne düşer anlarız

Yürekte sağırlık kör insanlarız

Belki de bir daha görüşemeyiz

 

Ayrılık zulmettir ,gözüm önünde

Hicranlı suskunluk, durur dilimde

Öksüz hatıralar,  kalır  elimde

Belki de bir daha, görüşemeyiz

 

Yüzüm güler, içim kanar görmezler

Anılar merhamet nedir bilmezler

Umutlar sır olur gider gelmezler

Belki de bir daha görüşemeyiz

 

Gözümde yüzerdin sesin duyunca

İçimde köz oldun yıllar boyunca

Hem tufanım oldun yalnız koyunca

Belki de bir daha , görüşemeyiz

 

Siyah poşu bağla gamsız başına

Gayri  bak feleğin garip  işine 

Hüvelbaki düşer mezar taşıma

Belki de bir daha görüşemeyiz

 

Şu garibe uğra bir gün gelirsen

Melanet  zinciri kırabilirsen 

Çık  işin içinden çıkabilirsen 

Belki de bir daha görüşemeyiz.

Van Gölü İncileri

DEME BANA

MEHMET MUHLİS ŞEPİK

Düşe kalka çıktım, sevda cenginden

Tattığım zehire, bal deme bana

Eskidi anılar geçti renginden

Solup yiten ömre gül deme bana 

 

Sırt dönüp gitmişsin, varıp ellere

Kanıp ta avundun yalan dillere

Hasretini verip esen yellere

Şimdi de bırakıp gel deme bana

 

Ağladım, yıllardır yalnız başıma

Yanarken sarıldım sabır taşıma

Gözyaşım damladı düştü aşıma

Yanan ciğerime, kül deme bana 

 

Yitip gitti işte en güzel çağım 

Borana uğradı yemyeşil bağım

Dayanmaz efkâra şu koca dağım

Bu dertli başımla kal deme bana

 

Şifa niyetine ellerin vardı

Vefasız, özlemin ruhumu sardı

Yaşadığım hayat, dünyama dardı

Senden yoksun kalıp öl deme bana

Van Gölü İncileri

AYRILIKTAN SÖZ ETME

AYNUR GÖKALP

İçimde kaldı da tüm heveslerim

Bir kere olsun sevseydin keşke

Şimdi bana söyle reva mı sence 

Bana ayrılıktan sakın söz etme…

 

Seninle tanıdım sevdim hayatı 

Güneş doğacaktı ikimiz için

Ne vardı da yıktın gönül tahtımı

Bana ayrılıktan sakın söz etme…

 

Bir daha olmaz ki! senden sonrası

Nasıl severim ben bir başkasını..

İhanet değil mi bu aşkımıza

Bana ayrılıktan sakın söz etme…

 

Artık gülmez olur benim yüzüm de

Sana kızmıyorum bunu bil böyle

Aklına gelirsem bir selam söyle

Bana ayrılıktan sakın söz etme…

Van Gölü İncileri

DİDEM'Dİ

EDİZ SERVAN ERDİNÇ

Su gibiydi endamı, kor gibiydi saçları 

Tükenmez sevgisiyle arşın nuru ışığım

Sinemde dansa kalkar onun parmak uçları

Berrak buğulu beyaz ellerine âşığım

Gözleri cennetimin yollarına kademdi

Sevdanın ilelebet şehrengizi Didem’di

 

Bakışları ömrüme zemheride bahardı

Semayı arşınlayan kuşlar meftun sesine

Dicle’de yüzen yüzü mehtaptan önce vardı

Güneş ve ay sırayla sığınır sayesine

Gamzesi abıhayat, dudakları bademdi

Asi gönlümün aczi, Akdeniz’i Didem’di

 

Gözleri yıldız yıldız düşlerimde akınca

Gölgesinde uyurdum en serin uykuları

Uzardı kirpikleri gözlerime bakınca

Ellerinden tutardık sımsıcak duyguları

Sevdakârı Havva’ydı, keremkârı Âdem’di

Âşıklar diyarının ayak izi Didem’di

 

Her nefeste verince dertlerime iksiri

Anılara sığınıp sonsuz hasretle benim

Gökyüzüne can veren bir güneşin esiri

Yangınlar ortasında buza kesilir tenim

Çiy yağdıran gülüşü çölde açan çiğdemdi

Çarnaçar yüreğimin kalp ikizi Didem’di

 

Uzayan gölgemizde vakit geçtikten sonra

Onsuz mısralarımı şiirden kovuyorum

Gök rengi gözlerini dem dem içtikten sonra

Sadece onu hâlâ delice seviyorum

Kadehlere sığmayan en efsunlu bade’mdi

Masallar ülkesinin peri kızı Didem’di.

Van Gölü İncileri

HATIRLARSIN

ELİF ÖZCAN

Her gidişinde 

biraz daha dağıttın beni

ben ise her affedişimde 

biraz daha unuttum seni,

her affediş bir vazgeçişti 

bilemedin, 

verdiğim değerin

kıymetini

 

Gelme artık 

neyi değiştirir sevgili, 

bilemedin 

nasıl dağıttığını beni, 

unutma bu zamanları 

belki sızlatır kalbini, 

sen her sevilmeyişinde 

hatırlarsın beni.

Bakmadan Geçme