Van Gölü İncileri

Van Gölü İncileri


GEÇTİ YILLARIM

VEYSEL ÇAKIR

Yaşadım yaşamak denirse buna

Ah ile vah ile geçti yıllarım

Basar gibi oldum her gün sabuna

Turnalar misali göçtü yıllarım

Güldürmedi beni yaslar içinde

Boğuldu gözlerim yaşlar içinde

Sevgiyi aradım kışlar içinde

Bahtımda çileyi seçti yıllarım

Her hüznün ardından ayağa kalktım

Yılmadım bir kere ne de bıraktım

Düşmedim yeise çok da uzaktım

Ardından koştukça uçtu yıllarım

Almadın koynuna beni severek

Uymadı yıldızın neden mübarek

Unutunca beni böyle giderek 

Dertlerime kucak açtı yıllarım

Ne yapsam bir sözüm geçmedi sana

Sana anlatmaktan kolay Cihana

Aşkı yazacakken ben Asumana

Bir rüzgâr misali uçtu yıllarım

Bekledim baharı çiçeğim açsın

Üstünde bülbüller kelebek uçsun

Yıldızlar parlasın ışıklar saçsın

Ne bahardı ne yaz, kıştı yıllarım

Bir çile ki bitmez, etmez nihayet

Olmadı bir kere sağlık afiyet

Kula reva mıdır b/söyle eziyet

Elemden eleme koştu yıllarım

Kederden kedere kuştu yıllarım.

MÜKÜS’E AĞIT!

ADNAN ÖZKAN

Her taraf kar-tipi gözler görmüyor

Garabet geçidi aman vermiyor

Bu nasıl göçüktür giden gelmiyor

Ağla Müküs ağla! Kara günündür

Araçlarda mahsur kalmış insanlar

Karların altında gömülü canlar

Sanki buz kesilmiş geçmiyor anlar

Ağla Müküs ağla! Kara günündür

Beyaza sarılmış kefenden önce

Kardelene dönmüş bak onca gence

Karların altında bitmez işkence

Ağla Müküs ağla! Kara günündür

Sanki Sarıkamış tekrar yazılır

Karların içinde mezar kazılır

Bu acı drama ağıt dizilir

Ağla Müküs ağla ! Kara günündür

Elazığ betonda, sen ise karda

Rabbim daha fazla koymasın darda

Kurbanlar dizilmiş karlı yollarda

Ağla Müküs ağla ! Kara günündür

Ata ecdad yurdum kara bağlamış,

Bu kara haberi duyan ağlamış,

Şair Özkan yasta gönül dağlamış,

Ağla Müküs ağla! Kara günündür.

SEVGİLİYE ÖZLEM

AYŞEGÜL AYAZ

Ne zaman aklıma gelsen

gecenin karanlığı sarar beni

koynumda yalnızlığın ayak sesi

ya yanliş  sevdalara damışsa yüreğin

Ne zaman  üşüsem  sen gelirsin  aklıma

içimde baharın esenliği

mevsim haziran olur,  gönül çehremde

bir kuş konar omuzuma

bana ismini sayıklar

Ne zaman aklıma gelsen

bayram  bekleyen çocuk olurum

bir sevinç kaplar beni

seni gülüşlerime sığdıramam

Ne zaman aklıma gelsen

dağlarda  kuzuları meleşir  görürüm

bir çobanın kavalında

yanık bir ezgi olursun

özlem olur yakarsın beni

Ne zaman aklıma

gelsen bülbül dile gelir .

ADINI SİZ KOYUN

MEHMET ŞİRİN AYDEMİR

Gece zifiri bir yol

ırak ellerden gelen derviş

kıyılarını döver şafağın

meczubun ruhunu okşayan

tan yeri kızıllığı

sıyırır yirmi dört parçalı

kara bir peçeyi yüzünden,

kızılca bir kıyamet kopacak

çepeçevre kuşatır zaman

ana şahit sığırcık kuşları

birazdan bir dağ güneş doğuracak

kelebek ömürlü nur topunun

varın siz koyun adını

akrebin yelkovanı kıstırdığı yerde

solmaya yüz tuttuğu liman kentinde

yitirip bütün dinginliğini

indirip usulca yelkenleri suya

o son huzmeyi de giyinip

ıssız bir sahil şeridinde

busesinin kalacak izi

bürünüp eski kızıllığına

tarihin tekerrüründen irkilecek

suretini suda gören at misali.

NE ZAMAN GELİR BANA ÖLÜM TRENİ

SERHAT YILDIZ

Saniyelerle hesaplıyorum kalan vaktimi

acaba ne zaman uğrayacak

bana ölüm treni?

gitmeden son bir kez bırakıyorum size

sözlerimin en ağırını

HOŞÇA KAL'ın...

Annem, babam

herkesten sakındığım hayali eşim

renklerle süslediğim bisikletim

yüreğimin acılı dizeleri şiirlerim

ellerimin telaşında kırılan

kalemlerim

utanmadan gittiğim komşularım

kuruş eksiğimde canın sağ olsun diyen

bakkal amca

eskiyen ömrümü tazelediğim

sabahçı kahveleri

yorulmanın es geçtiği

geleceğimizin çılgın nesli

hoşça kalın mahallemin akıllı delileri

gidenin özlemiyle oldum ben de s

izden biri

Ne zaman gelir gitme vakti bilmem

işliyor kalbime yaşlılık

ellerim sıcakta eriyen buz tanesi

saçlarımda ölümün beyaz gölgesi

acılarımın en şahit'kar sahibi gözlerim

zaman en güzel yıllarımın şahidi

gündüzleri uyuyan

geceleri uyanık mezarlık sakinleri

gelmekte sahipsiz' leşen bedevi

Ey toprak seni kirli sanır 

yaşayan insan bedeni

vakit geçince biter insanın değeri

ölümüme kaç dakika kaldı

kordun'suz saatim

Ben hep gidenlere öldüm

hicret sayarım gidişini

gurbetler olur bende zulüm

en güzel ebedi evim mezarlık

timsah gözyaşıyla

başıma toplanan kuru kalabalık

Herkes sussun 

benle sessizce konuşmakta

ölüm...

URARTU'NUN BEŞİĞİ GEVAŞ – KAVAŞ - VÊSTAN

ERCAN ULUTAŞ

 Van'ın saklı ve doğal cenneti, küçük ama şirin ilçesi, güzel memleketim Gevaş ah Gevaş!

Sen ki;  Artos Dağı eteğine doğal bir vadi olarak usulca kurulmuşsun; denizin kıyısında yuvanı kurmuşsun, Tamara'yı Aşk’ından sularına kurban eylemişsin, yine de vazgeçilmez bir sevdasın!  Sen; Kavaş' sın, sen Gevaş' sın, sen Vestan' sın. Selçukluların başkenti,  Urartu'nun beşiği, bin yıllık tarihsel değerlerinle, mezarlıkların kümbetlerinle hala canlı, hala ayakta bir destansın, dedik ya sen Vestan'sın.

Mert insanların yaşadığı, tarihi ve kültürel zenginliği dillere destan Vestan'ın, yalancı cenneti aratmaz koyları,  gitmeyen bilmez diyarını, Altın saç, İn Köy, Ağon, ormanlık alanları o kadar çok ki bakir alanı; insani yaşlandırmaz doğası, havası, havzası.

Yeşil örtüyle kaplı her yanı, doyulmaz sularının tadı bahçelerinde nice nimetler yeşerir, bereketlidir toprağı bir başka hayat sunar, Aşk’ıyla insanı deli eder Gevaş.

Tamara' ya ve çoban sevgilisine mezar olan Akdamar Adası dünyada nam salmış, badem ağaçlarıyla kapılarını tüm sevenlere açmış!

Şairlere ilham olmuş Gevaş,

"dalgalar geceyle savaştayken,

sesini tanıyamazdım Tamara,

sana gelmek soğuktan kutsaldı

öfkenin kazandığı yerde yenilgi

ölüm göğsümde muska olurdu "   diye duygularını dile getiriyor şair, Mustafa Işık

Şair Adnan Özkan ise duygularını şöyle dile getiriyor;

" Onsuz gönlüm ıstırapta

 Meleklerim geçsin rapta

 Ne Erciş'te ne Özalp'ta

 Gönlüm Gevaş'ta, Gevaş'ta"                

Adına yazılan şiirler devam ediyor!

" Sıcak günde bile akşamlar serin

 Van Gölü şifadır, suları derin

 Akdamar Adası ayrıdır yerin

Yaz mevsimi bir başkadır Gevaş'ın. "

İşte yazmakla anlatmakla bitmiyor güzellikleri; sahilinde martı sesleri, nefis yemekleri, türküleri, kır düğünleri, rengârenk çiçekleri hiç eksilir mi kelebekleri, balı, ceviz bahçeleri,  soğuk suları, Alabalık Tesisleri daha ne kadar saklı özellikleri var bir bilseniz kalan ömrünüzü Gevaş ' ta geçirmek isteyecektiniz!

Kimi adına Kavaş diyor, kimi ise Gevaş, ben ise eski ismiyle seslenirim güzel memleketime; Vestan! Ben aşk' ından olmuşum mestan...

                                                                 

BAHÇE

TALİP ÇAKIR

Kulelilerin bahçesinden

ne kayık çekilir ne dert

darılmışın kapısından

ne aşk seçilir  ne de muhabbet

Yıllanmış kaldırımlara

eskimiş topraklara, çocuksu aşıklara

kitapsız yapraklara

şiirsiz dağlara, kimsesiz ovalara

sarhoşken bağır onlara

İçkiden değil aşktan

mutluyken değil sevmişken

umutluyken değil bitmişken

yalnızken değil ölmüşken

dertliyken değil yıkılmışken

kuleliler seni anlarlar o zaman

martılara sor, balıklara anlat

simit ufalayan insanlara

deniz görmemiş çocuklara

sevememiş salaklara

kuleliler bilir onlara anlat mutlaka

Bulamazsan yazanlara sor

çizenlere, çalanlara

dinleyenlere, okuyanlara

kuleliler biliyorum onlar her yerdeler

Gök kuşağına bir renkte sen seç

bul kendine sekizinci harika

yalnız dağın eşi ol, olmaz olmaz olmaz

kimse olamaz yalnız bir ada

Bir çocuk bırak, bir eş

bir şiir, bir ağaç, bir anı bırak

kuliler korur kuleliler yalnız bırakmaz asla...

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme