BU GECE
MEHMET İŞLEYEN
Uyu bu gece
benden çaldığın
karabasan istilasından miras
birkaç dirhem rengi soluk düşlerim
sende kalsın
Al, kıyametim ol
dudaklarının kızılında yandığım yar
mavi kelebekler konsun saçlarına ayar
kalbim, göz yaşınla ıslansın
Al yalnızlığımı,
koynunda demlenedursun,
her gece mehtabına durduğum
yıldızları tek tek kopar,
gün doğmadan
yanık bir kumru edasıyla
selalar okunsun
Ölüm korksun
ölüm koynunda yalnızlık gülüm
açmamış gül gibisin
Gözyaşısız ağıtlarını
yurdundan olmuş
yanık kumrular okusun
bir şafak baskını yedim
ve yoksun
Yokluğun deli divanesiyim
bir metruk musalla taşında
ismim okunsun.
SEN GELİRDİN AKLIMA
MUHAMMET BARAN ASLAN
Dün geceden kalma bir çile
bürünüp bir çocuk maskesine
koşuştururken mahallemizin meydanlarında
Sen gelirdin aklıma
Televizyon antenlerine takılan bulutlarağlardı
Ben plak satan tozlu dükkanların önünde
uçuracak kuşkaçıracak keçi ararken
bağırırken kalaycı dumanlı diliyle
Sen gelirdin aklıma
Yapacak çok şeyim yoktu o zamanlar
Deşmem gereken yaralar yoktu mesela
En fazlabir yarasa ürperirdi ensemde
O da geçerdi zaten,bir çay söylesem
Okusam merdiven biçimli birkaç şiir…
Ama sonra çok sonrasından bir önceki anlarda
çağırsa komşu teyze kızını balkondan
Sen gelirdin aklıma
Saymaya takatimin yetmediği kadar
kapı kapandı yüzüme
Fareleri tebeşirle çizilmiş şehirlerin
çökerdi dam üstlerine
Yollar jiletlenirdi atların ayaklarında
Hanesi harabe kalırdı avcıların
Memleketimin nar zamanlarını yaşadığı sıralar
ben karlarla uğraşırdım karga renkli içimde
Soğuk urganların çınar ağaçlarında
zeytinyağlı meyveler misali
salındığı vakitlerdi
Gördükçe asker postallarına yapışan sinema afişlerini
Sen gelirdin aklıma
Sen gelirdin, sensizlik gelirdi
Karanfil gelirdi, saçının köşesine iliştirdiğin
Bir de Afrika’nın orta yerine düşen
bir çiğ tanesine benzeyen gamzen gelirdi!
EYLÜL
ORHAN DEMİRTAŞ
bak, koca bir yıl daha geçti ayrılığımızın üstünden
her şiirden, her şarkıdan biraz hüzün kaldı geriye
......ve hiç bir kulun sığmayacağı bir boşluk
ve sonra anladım ki sevdiğine uzak kaldın mı bir kez
...ağır bir uykuyla gecede kalmak istiyor insan
...hayat boyu...
......her şeyden, herkesten vazgeçerek
öyle işte...ey adı amin olan yar, ...ey adı dua olan yar
kekremsi bir yokluk dağılıp duruyor ağzımda
....ne olur gözlerini uzak tut hayallerimden
...iyi değilim inan bana, hiç iyi değilim
sonuçta bir düşte olsan, bakınca yüzüne
....dünya duruyor
..........evrende dönen bir başım kalıyor görkeminle
ve ben yavaş yavaş tükeniyorum sağımdan,
........solumdan
şimdi sensiz ne çok kimlik-sizim bir bilsen
...bir bilsen ne çok halsizim
...yazık oldu ikimize ve ömür bizi görmezden geldi
sensizim ya ben, yoksun ya
.....her tarafım açık bir yara gibi durmadan kanıyor
...ve sızlarken yokluğunda dört bir yanım
....çok yandım, çok ağladım..
.....hem de çok çok ağladım
yığınyığın ahlarla kaldım, eyvahlar-la kaldım
.......bir başıma, ..yorgunum ey benim için yaradı-lan,
..kalbimden yorgunum, gönlümden yorgunum
.sesin yok...kokun yok,
.....tavrın, boynun, saçların yok
......bu kahrolası yokluğun üzerine bir de eylül geldi
yürekte bu kadar hüzün, ızdırap, gözyaşı varken
....bir de sen çıktın başıma
...ey ruhumun sisi, buğusu eylül
daha yarım kalmış iç çek-işlerim vardı oysa
....yine ışıksız geldin
..hala solgun bir hüzün var esmer gövdemde
...yar yok....bir küçük umut da yok
...ben onun yokluğuna küsüm
...o benim varlığıma kör
GÖZLERİN
FATMA SÜMER
Söylesene ey sevgili deryâ mıdır gözlerin
Coşkun akan pınarlara membâ mıdır gözlerin
Zifiri geceme doğan sabâ mıdır gözlerin
O mücellâ bakışına meftûnum ey sevgili...
On dördünde kamer gibi aşikardır gözlerin
Güllerin haset ettiği bir bahardır gözlerin
Hasretini körükleyen kızgın hârdır gözlerin
Sensiz bitap bu gönlüme nazâr et ey sevgili...
Deste deste sevda deren harmandır o gözlerin
Beni dertten derde salan fermandır o gözlerin
Hem de gönlüm yarasına dermandır o gözlerin
Gözlerinin zindanında esirim ey sevgili…
ŞEHİR
SAİME ÇATALÇEKİÇ
Gitmeliyim bu şehirden
sürgün edip de kendi kendimi
senin yüzünden
bu şehrin ışıkları bana
dar geliyor ve karanlık
sen yoksun
Aydınlık değil bana
bu caddeler, sokaklar
her şey bana karanlık
yüreğim onda aydınlanmıyor
Biliyor musun
ay ışığı bile fayda etmiyor
bu şehirde senin gülüşün yürüyüşün
gözlerin hatıralar var
sensiz hiç anlamı yok
bu koca şehrin
bana boş geliyor bu şehir
sensiz olamıyorum
seni düşündükçe
boğuluyorum
boğuluyorum.
HER ŞEY BİZİM İÇİN
KEREM CANPOLAT
Durdu zaman
ilk seferine çıkarken bir tren
ilk adımlarını beklerken yavrusunun, bir anne
mutluluğun geleceği vakit durdu bu zaman
önce dünya bizim için dedik
sonra diğer gezegenler ve yıldızlar
Her şey bizim için dedi insanoğlu
öten kuşları melodi
doğan güneşi vakit, yağmuru ihtiyaç
atları köle diye belirledi insanoğlu
her şey bizim içindi
Evren, milyarlarca gezegen, milyarlarca yıldız
daha keşfedilmemiş milyarlarca şey
bizim içindi
böyle demeliydi insanoğlu
yoksa hiç yaşanılır mı
ölümün son oluşunu
dünyanın yok oluşunu
çaresizliğimizin dibe vuruşunu, kabullenip...
Her şey bizim için vardı
her şey bizim için yok olacak.
SEVGİ YÜREKTEDİR CEPTE DEĞİL
YAPRAK TÜRKELİ
Yüreğime sığdıramadığım sevgiyi meğerse sen cebine sığdırmışsın. Şimdiye kadar fark edilmeyi bekledim. Herkes tarafından değil de tek bir kişi tarafından.
Beni gördüğünü söylüyordun ama ben, beni gördüğünü hissedemiyordum. Bu yüzden hayallerim tek renk kaldı. Küçük bir çocuğun gözleriyle bakmıştımsana ve sitem doluydum hayata. Çok sonradan anladım ki, hayatın değil de bana sevgisini sunduğunu sananların hatasıydı yaşanmışlıklar. Ne çok isterdim o sevgiye sahipolmayı.
Olsunlar sığdırdım yine düşlerimi. Ansızın göreceksin gerçeği. Ben yine aynı durakta bekleyeceğim seni. Değişir miyim? Bilmiyorum. Neticede insanız ya.Sağımız, solumuz belli olmaz. Sen gelmesini,görmesini bilseydin aynı hevesle koşup sarılırdım sana. Keşke bir gününün içinde sadece biz olsaydık. Bize de zaman ayırsaydın bu fani dünyada. İşte koca adam! Sen en büyük yanlışı burada yaptın.Bizi zamana sığdırdın oysa bak zaman bizi geri vermiyor. Hayat bahaneleri öne sürecek kadar garantili değildir ki öyleyse bu vurdum duymazlığını neye borçluyuz?
Bir kere de kapımı çalıp sevgini katsan ruhuma. İnan ki istediğim küçük bir ilgi her şeye rağmen yeniden umudum yeşeriyor yarınlarıma. Ben hiç çocuk olmamışım, küçükken omuzlarıma yaşımdan büyük yükler vermişler. Yol boyu yüklerle büyümüşüm. Dönüp geçmişe baktığımda hayıflanıyorum. Ruhum sarsılıyor! Bu yolculuk böyle nereye kadar hep yanımda kalmasını istedim.Onun kafası karışıktı, neyi istediğini kestiremiyordu. Oysa kendimden emindim benim aradığım sorumun, ettiğim duamın can bulmuş haliydi. O kişi bendim. İçimde benden habersiz bir ben daha varmış ya. Rastlantıların en güzeli kendimle tanışmak oldu. Hep söylediğim gibi günün birinde ağrıyan kalbini kendin öpeceksin.
Ben başardım! Çok zor oldu.Düştüm, dizimi kanattım yara bandı olarak da göz yaşlarım yetti. Oysa sen olsaydın yanımda düşüşlerim daha bir anlam bulurdu. Şimdi biri bana sorsa, nasılsın? dese bu soruya cevap veremeyecek haldeyim. Benim de payıma yol boyu susmak düşmüş. Neylesin kader? Yüreğimin elinden tutup yürüyeceğim şehrinden. Son duruğa yaklaşıyorum. Bu tedirgin ediyor kalbimi. Her şeye rağmen gülümseyelim mi? Nasılsa ağladığımıza değmiyor. Kendime kurduğum sade dünyamda bir kitap eşliğinde zaman geçiriyorum. Sen ise bu kitabın merak edilen ama bilinmeyeni olarak kalacaksın. Keşke cebindekine güvenmeseydin.
Yamalı gülüşlerim çiçek açar elbet. Unutma koca adam! Sevgi yürektedir cepte değil.
BİR GÜN BAKSAM Kİ GELMİŞSİN
VEDAT YARIŞAN
Bir gün baksam ki gelmişsin
Bir güvercin gibi uzaklardan
Öyle yorgun öyle melül,
Karşıma dikilmişsin gülüyorsun
Bir gün baksam ki Gelmişsin
Terk etmişsin o dev şehirleri
Göğsündeki kor yangınları,
Söndürüp şiirlerimde ağlamışsın
Bir gün baksam ki gelmişsin
Gecenin vakitsiz sessizliğinde
Karşımda Ay gibi parlarsın,
Yağmur gibi yağarsın gönlüme
Bir gün baksam ki gelmişsin
Gönül hapımdan içeri girmişsin
Ellerimi ellerinle tutarsın
Kapısız evimi gül çiçekle boyarsın
Bir gün baksam ki gelmişsin
Gülüşünde taze serin bir rüzgâr
Yol yürümüşsün yar
Saçların taze sanki ilkbahar.
İMKÂNSIZ MİSALİ
BERFİN IŞIK
Dökülen son yaprak misali seviyorum seni
çöllere yağması imkansız yağmur misali
kurumuş bir dalın yeşermesi misali
imkansızın da imkansızı imkansız misali seviyorum
Dev acılara giden Evrim Viana misali seviyorum seni
ekmeğine salça sürüp yalınayak gezen çocuklar misali
kavuşamayan Mem-u Zin misali seviyorum seni
imkansızın da imkansızı imkansız misali seviyorum
Dağları aşmış,sabretmiş Ferhat
Ferhat'ın sabrı misali seviyorum seni
aşkı uğruna yüreğine hançer saplayan Mehmet misali
karanlığa mahkum ay misali seviyorum seni
imkansızın da imkansızı imkansız misali seviyorum .