Van Gölü'nde Alarm Düzeyinde Bir Kirlilik Yok
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) tarafından yürütülen Van Gölünün Mikrobiyolojik, Kimyasal Ve Radyoaktif Kirlilik Düzeyinin Araştırılması konulu projenin ilk sonuçları açıklandı.
Konu ile ilgili açıklama yapan YYÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi ve Proje Yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Erdal Öğün, Ağustos 2015'te başlayan proje kapsamında Van Gölü’nün tümünü örnekleyecek şekilde, toplanan su ve dip çamuru örneklerinde mikrobiyolojik, kimyasal ve radyoaktif olarak alarm düzeyinde bir kirliliğe rastlanılmadığını ifade etti.
YYÜ Fen Fakültesi'nde yapılan toplantı da konuşan Doç. Dr. Harun Aydın'da yapılan analizler sonucunda, Van Gölü’ne ait su örneklerinin büyük bir çoğunluğunda önemli bir kirliliğin tespit edilmediğini kaydetti.
"KATI ATIKLAR TEK BAŞINA KİRLİLİĞİ GÖSTERMEZ"
Proje yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Erdal Öğün ise Van Gölü’nün dünyanın en büyük dördüncü kapalı gölü ve aynı zamanda en büyük soda gölü olduğunu belirterek, "Van Gölü’ndeki potansiyel kirliliğin kaynağını; göle boşalan akarsular, yerleşim birimlerine ait arıtma tesislerinden atık suların kısmi arıtma sonrası veya arıtmasız deşarjı ile beşeri faaliyetlerin, piknikçilerin sebep olduğu kirlilik oluşturuyor. Van Gölü’nü korumak ve kollamak adına sivil toplum örgütlerinin, doğa gönüllülerinin ve Van Gölü’ne komşu belediyelerin çabaları bizleri çok mutlu ediyor. Ancak Van Gölü’nün çevresinde ve gölün bazı kısımlarında bulunan hem günlük yaşamda hem de arazi çalışmaları sırasında şahit olduğumuz katı atıklar, bizimde arzu etmediğimiz bir durum olmasına rağmen, tek başına göl suyu kalitesini yansıtmaz " dedi.
"GÖLDE ALINAN 30 SU ÖRNEĞİNDEN 29'U TEMİZ"
Van Gölü’nün su kalitesinin ortaya konulmasında 30 yüzey suyu örneğinin bakteriyolojik analizini gerçekleştirdiklerini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Öğün yapılan analizler sonucunda 29 istasyona ait numunelerin mikrobiyolojik açıdan kriterlere uygun bulunduğunu söyledi. Ancak, Büyükşehir Belediyesi Atık su Arıtma Tesisinin deşarj olduğu bölgede koliform oranının normal değerlerde olmasına rağmen, enterokok oranının sınır değerlerde bulunduğunu ifade etti.
"BUNLARI YAPMAZSAK VAN GÖLÜ KİRLENMEZ"
Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında başlamış oldukları proje çalışmalarına 2016 yaz periyodunda da devam edeceklerini dile getiren Öğün şunları söyledi: "Eğer biz, Van Gölü’ne akan akarsuları dereleri kirletmezsek, var olan arıtma tesislerine yenilerini de ekleyerek tam kapasite çalıştırırsak ve plaj olarak kullandığımız alanlara, çöplerimizi atmazsak Van Gölü kirlenmez"
Doç. Dr. Harun Aydın ise, "Toplam 63 adet göl suyu numunesinin; anyon, katyon ve ağır metal içerikleri yönünden analiz edildiğini belirttiler ve gerçekleştirilen analizler sonucunda, Van Gölü’ne ait su örneklerinin büyük bir çoğunluğunda önemli bir kirlilik tespit edilmedi. Sadece, Erciş Zilan Çayı açıkları ve Van İskelesi ile eski MTA yerleşkesi arasında kalan alandaki suların nitrat miktarının gölün diğer alanlarına oranla biraz daha yüksek olduğunun tespit ettik" şeklinde konuştu.
Yürütücülüğünü Yrd. Doç. Dr. Öğün'ün yaptığı projede, Prof. Dr. Fazıl Şen, Doç. Dr. Harun Aydın, Doç. Dr. Özlem Selçuk Zorer, Yrd. Doç. Dr. Gülhan Bora, Yrd.Doç. Dr. Funda Aydın ,Yrd.Doç. Dr. Nergiz Yıldız, Arş. Gör. Ataman Altuğ Atıcı, Arş. Gör. Asude Gültekin, ve Yorgun'nun da yer belirterek projenin gerçekleşmesinde başta Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal olmak üzere, Üniversite Yönetimine ve Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığı’na proje ekibi olarak teşekkür ettiklerini belirtti.