VAN GÖLÜNDE YANARDAĞ AÇIKLAMASINA ELEŞTİRİ
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünden Yrd. Doç. Dr Özgür Karaoğlu, Ahmet Ercanın açıklamalarını 'bilimden uzak' olarak değerlendirerek, Ben çok fazla bunu ciddiye almıyorum. Bu, insanları korkutmaktan başka bir işe yaramıyor dedi.
Basında yer alan “Van’da yeni yanardağ” başlıklı haberle ilgili açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr Özgür Karaoğlu, bu tür bilgilerin bilimsel bir çalışmalardan sonra açıklanması gerektiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Karaoğlu, “Ahmet Ercan hocamızın, Van Gölü ortasında büyük bir istasyon var, büyük bir volkanın burada patlamaya hazır olduğu veya yaptıkları çalışmada böyle bir büyük volkanın Van Gölü altında yerleştiği, 7-7,1 büyüklüğünde bir depreme yol açacağı şeklinde bir açıklamasını gördüm. Şimdi öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Bizler bilim insanları, bir bilimsel çalışmaya öncelikle veri toplamayla başlarız. Bu veri toplama işleminden sonra, bunu tartışacağımız bilimsel ortamlar sağlanır. Bu bilimsel ortamlarda, sempozyumlarda ve konferanslarda diğer bilim insanlarıyla elde edinilen verilerin doğruluğu, kalitesi tartışılır, fikir alışverişinde bulunulur. Bu anlamda bununla ilgili bugüne kadar hiç böyle bir tartışmanın, konuşmanın Ahmet Ercan hocanın da buna dair bir söyleminin veya bir konuşmasının olduğunu biz görmedik. Bilimsel tartışmanın ikinci yolu da yayınlardır. Bununla ilgili de yine hiçbir şekilde Ahmet Ercan hocanın buna dair böyle bir çalışması, yayınları olduğunu bilmiyoruz. Bunun dışında olan her şey sadece konuşmadır, sadece bilimden uzak konuşmalardır. Bu anlamda ben çok fazla bunu ciddiye almıyorum. Ahmet Ercan hocanın zaman zaman medyada izlediğime göre yılda böyle birkaç defa spekülatif açıklamaları var. Yani bu insanları korkutmaktan başka bir işe yaramıyor. Şimdi bunun bilimsel anlamda dünyadaki örneklerine baktığımızda, böyle bir şeyin gerçekleşmesi için bir kere 10 kilometre çapında mutlaka Van Gölü içerisinde sismik aktiviteye yol açması gerekiyor. Bu sismik aktivitenin dünyadaki örneklerinde gördüğümüz üzere, mesela Saint Helens’de 1980 patlamasında, 3 ayda yani sismik aktiviteye hızlı bir şekilde başlıyor ve 3 ay sonra bir püskürme meydana geliyor. Yani dolayısıyla bunu söylemek bir sismik veridir, bu verilerin tüm patlamaları karakterize etmesi gerekiyor. Hiçbir şekilde biz yüzlerce, binlerce bir aktivitenin olduğunu görmüyoruz” şeklinde konuştu.