Van'ı herkes seviyor ama…

Her nerede geçerse geçsin, her nerede yazılırsa yazılsın Van isminin içinde olduğu herşey bizi Van sevgisi, Vanlılık ruhu ve kent bilinciyle içine çeker.

Vanlı olan birinin mesleğindeki işindeki sanatındaki  elde ettiği başarısı  bizide  mutlu eder. Sevinçlerden Vanlılık ruhuyla gurur duyar kendimize pay çıkarırız. Başarılı bir hemşehrimiz  bizi tanımasa da biz o'yuz o da biziz.

Biri Van için yazıyorsa,  Van için konuşuyorsa, Van için mücadele edip emek veriyorsa, Vanlıları kardeş biliyorsa ve Van'a dair fark yaratmışsa kimlik cüzdanında nereli yazarsa yazsın o insan bizim için Van'ı seven Vanlıdır.

Keza acılarımız, kayıplarımız hüzünlerimizde de böyleyiz. Van'a ait toplumsal acıları iliklerimize kadar hissederiz. Bütün bunlar  göbek bağımızın düştüğü toprağımıza, memleketimize olan sevgimizden tutkumuzndandır.

Lakin içinde birçok anlamı barındıran sevgi kavramı, gösterilmesi, farkedilmesi, hissedilmesi gereken duygudur.

Anne ve babamızın birbirilerine duydukları sevgi sonucu gerçekleşen evliliğin ilk meyvesi sevgidir yani dünyaya gelen çocuktur. Çocuk anne karnında sevgi ile tanışır sevgiyle büyür ve doğar.  Sonra sevgiyle yaşar ve ölürüz. Ölüm sonrası bize duyulan sevgiyle mezara indirilir sonrasındaki sohbetlerde hatırlanırız.

Sevgi olmadan olmaz.

Sevgisiz yönetilen toplumda şiddet ve huzursuzluk, sevgisiz şekillenen kentlerde karmaşa ve çirkinlik, sevgisiz doğumun sonu şansız doğum, sevgisiz geçen hayat ıstırap ve çile, sevgisiz yaşamın sonunda gelen ölüm hüzünlü son olur.

'Seviyorum' demek yetmiyor. Diliniz kadar içinizde sevgiyi hayatınızın her alanına  yansıtmalısınız.

Hayatın her anında her şey de sevgi gerekiyor.

Sevgi sorumluluk, emek çaba istiyor.

Sevgiyle büyütülen meyve fidanından bol ürün, sevgiyle açan çiçekten güzel kokular alırsınız.

Sevgiyle bakıyorsanız çirkinliklerde bile güzellik görebilirsiniz.

Sevgiyle yaptığınız işlerden zevk  ve sonuç alırsınız.

Sevginizi göstereceksiniz.

Hele sorumluluğunuz varsa, hele ki hizmet yapmakla yetkiliyseniz kamu adına görevliyseniz sevginizi caddelere, sokaklara, yollara hayatın en  ücra köşesine vereceksiniz.

 Sorumluluk sahibiyseniz sevginizin gücüyle engelleri aşıp çölü cennete çevirme becerisi göstereceksiniz.

Geçenlerde Van Büyük Şehir Belediye Eş Başkanı Bekir Kaya basın toplantısında sevgi adına önemli şeyler söyledi.

Başkan Kaya, "Biz Van'ın düşmanı değiliz. Sizden fazla Van'ı seviyoruz " dedi. İfade şahsen hoşuma gitti.  Kent için bu söz yeterli değil.  Başkan herkesten çok Van'ı sevebilir.

Sevgiyi ölçen bir alet yoktur. Ama sevgiyi hissedebilirsiniz.

Siz kent adına seçilmiş, atanmış yetkili biriyseniz sevginizi   kentin dağında,taşında evlerinde, binalarında havasında, toplumsal huzurunda,  kalkınmasında, birlik beraberliğinde  gösterebilirsiniz.  

İdarecilerin, yetki ve sorumluluk sahibi olanların kenti sevmesi sıradan bir Vanlının sevmesinden çok farklıdır. Belediye başkanı kentini aşkla severse her yeri güllük gülistanlığa dönüştürebilir. Kent modern görünüme kavuşur, kentte yaşayanlar mutlu olur.

Van'ı birilerinden daha çok seven Başkan Kaya'nın sevgisini şahsen trafik karmaşasında, yollarda, on binlerce insanın yaşadığı kaderine terk edilen TOKİ yaşam alanlarında, Edremit sahil çevresini işgal eden   çirkin görüntüler sergileyen barakalardan, kurumlar arasında  uzlaşıda, huzur ve  kardeşliğin  sağlanmasında, belediyede iş ve işlemlerin  usulene uygun ve zamanında yapılmasında görmek isterim. Van'ı sevenlerin sorumluluklarını yerine getirmesi sevgi adına yeterlidir.

Ne gariptir.

Sorsan Van Gölü'ne çöp atanlar, caddeleri araçlarıyla işgal edenler, Van hakkında yanlışlara imza atanlar, Van'ın geleceğinde günahı bulunanlar, Van halkına yalan söyleyenler,  Van'ı yağmalayanlar, kamuya ait yerleri işgal edenler, Van'ı beton yığınına çevirenler, Van'da estetikten yoksun çirkin mimari örnekleri sergileyenler, niteliksiz yandaşlarını kamu kurumlarına yerleştirenler, Van'ın bağrına hançer saplayanlar da Van'ı çok sevdiklerini söylerler.

Van'ı herkes seviyor ama kuru sevgi yetmiyor.  Van'ı sevenlerin sevgilerini somut olarak göstermeleri gerekiyor.

Sizde Van'ı seviyorsanız sevginizi hissettirin.

Gönül Pınarı'ndan

1990'lı yıllarda İstanbul'da "Vanlıların Sesi dergisini yoğun emekle çıkararak dağıtan, Yaşar Kemal'den Komünist Neco Hoca'ya (Necmettin Yazıcı), Haşmet Sırrı Akşener'den, Celalettin Tüfekçi abimize kadar her sayısında Van'a ait farklı isimlere, ilginç konulara yer veren Vanlı hemşehrimiz Muzaffer Özkan mesken edindiği İstanbul'da matbaa sesi içinde mürekkep koklamaya hala devam ediyor. Yani matbaacılık yapıyor.

Muzaffer Özkan'ın kardeşi Adnan Özkan'da gönül pınarından akan duygularını şiir olarak kağıda döküyor. Van'da İmam Hatip olan Adnan Hoca daha önce  bir çoğu Van ile ilgili 3 şiir kitabı yayınlamıştı. Özkan hece vezniyle yazdığı 80 şiirine yer verdiği 'Gönül Pınarından' isimli yeni bir  şiir kitabı  daha çıkardı. Satışı yapılan kitabındaki 'Sen neyine güvenirsin' başlıklı şiirinin ilk dörtlüğünde Özkan şöyle diyor:  Mal dediğin bir gün elin olacak/Mülk dediğin düşmanına kalacak/Ten dediğin solup toprak olacak/Sen neyine  güvenirsin ey insan? Özkan'a   yazı  yaşamında ve mesleğinde başarılar diliyorum.

Van Yemekleri Grubu

Vanlı kadınlar sosyal medyada Van Yemekleri grubu kurmuşlar. Grubun  yöneticiliğini  Vanlı  Doktor Mine Kılavuz Ongün ve  Vanlı müzik öğretmeni Tuğba Çelik Kurtuluş yapıyor. Grupta her hafta farklı bir Van  yemeğinin tarifi üzerinde tartışma açılıyor.  Herkes kendi bildiği tarifini yazıyor. Malzeme ve pişirme üzerinde yapılan tartışma sonunda ortaya bilinmeyen, unutulmaya yüz tutan, tarifi yozlaştırılan yemeklerin, çorbaların, tatlıların gerçek tarifleri çıkıyor.

Grupta ne ararsan var. Avnit,  soslu Van balığı, Van kokoreçi, çiriş otundan yapılan yemekler ve daha neler var neler. 

Van yemek kültürü grubuna katkı sunanlar sayesinde güç kazanıyor. En önemlisi bütün tarifler toplanarak kitap olarak basılacak.

  Van yemeklerinin nasıl yapıldığını merak ediyorsanız, bildiğiniz Van yemek tariflerini paylaşmak istiyorsanız sizde Van Yemekleri grubuna katılın. Katılın ki Van sevginiz lezzete dönüşsün.