Van'ımızın gizli güzel kokuları

Ey güzel van şehri! Nerede kaldı, sakladığın güzel kokular?

Ey güzel van şehri!

Nerede kaldı, sakladığın güzel kokular?

Taşında, toprağında,

Havasın da, suyun da mı?

Ağacında, dalında gülünde, çiçeğinde mi?

Bir bir anlatır mısın bana?

Uzun kış gecelerinin ardından,

İşte sana anlatıyorum.

Gurbet ellerinde kaldın,

Aradın aradın, bulamadın.

Hasret kaldın ve en çok beni özledin,

Ben Van'ın güzel kokularıyım.

 

 Uzun kış gecelerinin ardından, mart ayının girmesiyle birlikte, bahçelerde birikmiş karlar yavaş yavaş erimeye başlardı. Sabah evden çıkıp okula giderken, gözlerimiz kavak ve söğüt ağaçlarına takılırdı. Baharın müjdecileri sığırcıklardı. Kanatlarını çırpa çırpa öten sığırcıkları ağaçların dallarında görmek; bizim için sıcak günler yakın anlamına gelirdi.

 

Karlar, eriyerek bahçelerden kalkmaya başlayınca, toprağın içinde sabırla baharı bekleyen tohumlar, soğanlar ve otlar yeşermeğe, fışkırmaya başlardı. Yeşeren otların arasından ilk önce, boynu eğri menekşeler çıkardı. Küçücük bir demet menekşenin kokusu bir odayı doldurmaya yeterdi. Menekşeler yavaş yavaş açar ve çoğalırken, daha ziyade möhrelerin diplerinden küçük sarı laleler çıkardı. Sarı lalelerin kokularını tanıyanlar hatırlayabilir.  En son sarı laleyi ne zaman gördüm de kokladım; tam olarak hatırlamıyorum.  Ne yazık ki;yıllardır hasret kaldım ve bir daha sarı laleleri göremedim koklayamadım.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme