Van'ın esmer canları...
Yiğitlikleri, renkli kişilikleri, dostlukları, komşulukları ve memleket sevgileriyle Van halkının gönlünde taht kurmuş olan Van'ın asil unsuru olan canlarımız Beyzadeler, genel olarak Van Kalesine yakın yerleşim alanında ikamet ederlerdi, tıpkı eski Vanlılar gibi. Van'ın ilk yerleşim yeri kale arkası dediğimiz, şimdi tarihi kalıntılardan pek eser kalmasa da Van'ın ilk hayat bulduğu Van Kalesi güneyinde yer alan eski Van şehri ve çevresiydi.
Yiğitlikleri, renkli kişilikleri, dostlukları, komşulukları ve memleket sevgileriyle Van halkının gönlünde taht kurmuş olan Van'ın asil unsuru olan canlarımız Beyzadeler, genel olarak Van Kalesine yakın yerleşim alanında ikamet ederlerdi, tıpkı eski Vanlılar gibi. Van'ın ilk yerleşim yeri kale arkası dediğimiz, şimdi tarihi kalıntılardan pek eser kalmasa da Van'ın ilk hayat bulduğu Van Kalesi güneyinde yer alan eski Van şehri ve çevresiydi.
Yani;
Beyzadelerin yerleşim alanın yanı başındaki sitadelin güneyinde yer alan Eski Van Şehri üç yönden iki kademeli ve hendekli surlarla çevriliydi. Bugün büyük bir kısmı yıkılmış olan surlar üzerinde doğuda Tebriz Kapısı, güneyde Orta Kapı, batıda ise İskele Kapısı yer alıyordu. Şehir camileri, kiliseleri, konakları ve diğer yapılarıyla 1915 yılındaki Rus işgaline kadar kullanılmış. Genelde tek veya iki katlı yapılar işgal yıllarında meydana gelen büyük yıkımlar ve yangınlardan dolayı terk edilmiştir. Eski Van Şehri günümüzde Kızıl Cami, Ulu Cami, Hüsrev Paşa Külliyesi, Çifte Hamam, Kaya Çelebi Cami, Horhor Cami, Miri Ambarı, Su Sarnıcı, Surp Paulos Kilisesi, Surp Vardan ve Surp Stephanos Kiliseleri gibi önemli yapılarıyla adeta bir açık hava müzesi görünümündedir. 2012 yılından itibaren Eski Van Şehri'nde sürdürülen çalışmalarda omurgalı ve oluklu taş döşeli yol etrafında çok sayıda mesken ve dükkân ortaya çıkarılmış. Bu mekânlarda karşılaşılan buluntular günlük hayatı yansıttığı gibi savaşın ve yıkımın izlerini de açıkça göstermektedir.
Ve;
Van'ın mirasına sahip çıkılmadı senelerce, yok olmaya terk edildi, ta ki 2013 yılında kazı çalışmaları başlatılıncaya kadar.
Evet, Vanlı olan esmer canlarımız, Beyzadeler (Mıtırıplarımız) gerek yaşam tarzları ile gerekse Van kültürünün bir parçası yiğitlikleri, arkadaşlıkları, dürüstlükleriyle ve geçim teknikleriyle toplumda her zaman saygınlık ve takdir görmüşlerdir.
Günümüzde kamu ve özel sektörde çok önemli kademelerde görev yapan, ticari hayatın her dalında iş yeri sahibi olan Beyzadeler geçmişte Taşımacılık, (Yaylı At arabaları ve Faytonlar) Balıkçılık ve Müzisyenlik ile yaşamlarını idame ettirmişlerdir. Diyarbakırlı Celal Güzelses'in müzik arkadaşı olan yanık sesi ve dizinde çaldığı keman ile Mıtırp Faik'i, sesi ve yorumuyla merhum Enver Gencer'i kim unutabilir?