'Van'ın Tarihi Dokusu Korunacak'

Bu cümleyi Başbakan Ahmet Davutoğlu AKP 5. Yerel Yöneticiler Sempozyomunda yaptığı konuşmada söylüyor. Okuyunca önce gülümsedim, sonra ya Başbakanı birileri yanıltıyor ya da Başbakan Vanlılarla dalga geçiyor diye düşündüm.

Hatta bu düşüncemi haberin altına yorum olarak da yazdım ama yetmezdi. Açmam gerekliydi....

Van coğrafya olarak ve yerleşim yeri olarak tarihi amenna, ama Van'da tarihten gelen  korunmuş ve bundan sonraki gelişmesinde de korunacak bir tarihi dokusu yok. Van yeni bir kent. Depremden sonra daha da yeni.

En büyük yıkımı 1915'te Ermeni isyanıyla yaşamış, kent yakılmış, yıkılmış, harabeye dönmüş zaten.

1918'de, Ermeni çetelerden kurtarıldığında Ermenilere ait son kalan bağlar, bahçeler ve evler kaçan Ermeniler tarafından tahrip edilip yakılmış. Tahrip olmayan, yanmayan az sayıdaki ev de kurtuluştan sonra Van'da kalanlara mekan olmuş.

1925'e kadar çevreden gelen ya da muhacırlıktan dönen sayıları 1000-1500'ü geçmeyen insan barınabilmek için yıkıntılarını, toprak tümseklerini kaldıramadıkları Müslüman mahallelerine değil, Ermeni bağ ve bahçelerine yerel imkanlarla yaptıkları tek katlı kerpiç barınaklarla yetinmişler.

Sonra biraz daha ihtiyaca uygun ve geçmişte gördükleri evlere benzeyen 2 katlı, cumbalı kullanışlı evlerini 5-10 dönümlük bahçe içlerine ayrık nizamda inşa etmişler.

İl yapılması hasebiyle cumhuriyet mimarisine uygun, bir Hükümet Konağı, sonraki yıllarda Belediye binası, Halkevi binası ve Kız meslek lisesi binası, 1948 lerde Atatürk Lisesi gibi yapılar yapıldı. 6 kilometrelik ağaçlıklı İskele yolu.

O bahçeler, bahçe içindeki az sayıdaki cumbalı evler 1980 li yıllarda liberal ekonominin rantına kurban oldu. Ne evler kaldı ne bahçeler. Öyle ki, sonraları "Van Evi" yapacak örnek bile bulunamadı. İskele yolundaki ağaçlar bile yok edildi.

Cumhuriyet mimarisinin resmi kurum binaları da,yani Hükümet konağı, Halkevi, Kız Enstitüsü (sonra İl halk Kütüphanesi) Cumhuriyete olan düşmanlık nedeniyle bilinçli olarak yok edildi.

Halkın başını sokacağı yerel imkanlarla yaptığı tek katlı toprak damlı evler de yaşanan depremlerle yıkıldı.

E.. tarih olarak ne kaldı ki elde, bir tek kale ve 2 cami kalıntısı minare ve 1 kümbet. Bir de 1950'lerde yapılmış Tekel binası. O da özelleştirme kurbanı oldu.

Görüldüğü gibi Van yeni bir kent, eskisi yok. Tek eskisi, o koca ovanın Göle yakın kıyısındaki nasıl oluştuğu bilinmeyen, o muazzam kaya üstündeki kalesi ve kalenin güneyinde harabe halindeki 2 cami ve yıkık minaresi ile bir kümbet. Yok başka şey. Bağı, bahçesi, yeşili bile kalmadı. Boz kır ortasında yele açık, tozlu bir kent şimdi eldeki.

Hangi tarihi dokuyu koruyarak, hızla geliştirilecek kent olacak Van. Gevaş'ta Halime Hatun Türbesi'nin hemen dibine yapılan ucube 5 katlı bina gibi binaları bu 2 caminin dibine dikerek mi geliştireceksiniz Van'ı?

En son deprem yıkınca ne yaptınız Van'da, 3.-4 'ncü sınıf TOKİ sosyal konutları.. Nerede yöre mimarisi, nerede yerel doku yok. Üstelik mağdur olmuş halka bu vasıfsız 4. sınıf evleri maliyetinin 3-4 katı fiyatla satıp, ömür boyu borçlandırarak.

Sayın Başbakan Van ile ilgili size bilgi verenler sizi yanıltmışlar, Van için illa bir şeyler yapmak istiyorsanız tarımda, hayvancılıkta, turizmde ciddi projeler geliştirin, hem de emek yoğun, ama yerel unsurlarla, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla. Hatta Üniversiteyi bile dikkate almayın. Üniversitenin Van'a hiç bir katkısı yok. O kenardan seyrediyor sadece.

Edilen laflara dikkat etmeli sonra sizin gibi Molla Kasımları sıgaya çeken bizim gibiler çıkar.

Ben hala size yanlış bilgi verilmiş diyorum, bir Başbakan herhalde Vanlılarla dalga geçmez, böyle inanmak istiyorum.

Bakmadan Geçme