VAN KONUŞTU HÜKÜMET DİNLEDİ
'Üreten Türkiye Konuşuyor' Van toplantısının sonuç bildirgesini değerlendiren Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, çıkan sonuçların Van'ın geleceği için umutlu olduğunu gösterdiğini ifade ederek, 'Yine bu sonuçlara baktığımızda özellikle hükümetimizin 23 ili cazibe merkezi projesine alarak, bölgedeki illerin kalkınmasına adım atacak zemin hazırlayacak' dedi.
- Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenen “Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantısı Van’da yapıldı. Toplantı sonuç bildirgesinde Vanlıların önceliğinin birinci sırada güvenlik, ikinci sırda sınır ticareti, üçüncü sırada Van Gölü ve turizm olduğu ortaya çıktı.
- Hisarcıklıoğlu: Üreten Van” konuşacak, hükümetimiz dinleyecek. Van’ın yol haritasını, yine Van’ın kendi insanı çizecek.
- Tüfenkçi: Türkiye’de üreten ekonomiyi konuşacağımız 12 toplantılık programımıza, gerek tarihsel gerekse de ekonomik açıdan önemli bir şehrimiz olan Van’da başlıyoruz.
- Zeybekci: Van’da da yeni dönemde çok ciddi bir takipteyiz. Bu coğrafyada yer alan tüm illerin ve Van’ın gelişiminde önemli işler yapacağız. Bu kapsamda Van’da ve bölgede ticaret merkezleri, ulaşım merkezleri ve çok sayıda merkezler kuracağız. Burada sadece devlet ya da hükümet yapsın demiyoruz. Bunu hep birlikte yapacağız.
Haber: Burhan Ergin
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından Van’da düzenlenen toplantıya Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftci, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, AK Parti Van Milletvekili Beşir Atalay, Van TSO Başkanı Necdet Takva, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) Türkiye Kanadını oluşturan HAK-İŞ, MEMUR-SEN, TESK, TİSK, TOBB, TÜRK-İŞ, Türkiye KAMU-SEN, TZOB ve iş dünyası sivil toplum kuruluşları; ASKON, MÜSİAD, TİM, TÜGİAD, TÜGİK, TÜMSİADve TÜRKONFED ve 500’e yakın davetli katıldı.
“TÜRKİYE’DE GÜNEŞİN İLK YÜKSELDİĞİ İL VAN’DIR”
Toplantıda ilk söz alan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 2011 Van depreminin hemen ardından kente gelerek, Vanlıların acısına ortak olduğunu belirterek, “ Vanlı kardeşlerimizin acısını paylaşmış, büyük bir yardım kampanyası yapmıştık. Bu memleketin mayasında birlik ve beraberlik olduğunu, o gün hepimiz tekrar gördük. Bir olduk, birlik olduk. “Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantılarının ilkine, Van’dan başlıyoruz. Sadece Van’la olan gönül bağımızdan dolayı buradan başlamadık. Biliyorsunuz dünyada zenginlik yeniden batıdan doğuya kayıyor. Yani güneş yeniden doğudan yükselmeye başlıyor. Türkiye’de güneşin ilk yükseldiği şehir burası. Biz de güneşin doğduğu şehirde, güzel insanların şehrinde, Van denizinde “Üreten Türkiye” olarak konuşmaya başlıyoruz.Buradaki müthiş katılım için Vanlı hemşerilerime yürekten teşekkür ediyorum. Biz Van’ı ne kadar bağrımıza basıyorsak, Van da bizi daha fazla sahipleniyor, bağrına basıyor.Bu anlayışınız için hepinize yürekten teşekkür ediyorum” dedi.
“FETÖ ÜLKEYE BÜYÜK SIKINTILAR YAŞATTI”
15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ’nin Türkiye’ye çok büyük sıkıntılar yaşattığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bildiğiniz gibi zor bir seneyi geride bıraktık. Sözde birbiriyle ilgisi olmayan PKK, DAEŞ, FETÖ gibi terör örgütleri aynı dönemde ülkemizi hedef aldı. FETÖ’nün hain darbe girişimi ülkemize pek çok sıkıntı yaşattı.Diğer taraftan etrafımızdaki coğrafya tam bir ateş çemberi haline geldi.Emin olun bu yaşananların yarısı başka ülkenin başına gelse hiçbiri ayakta kalamazdı.Ama biz dimdik ayaktayız.Allah’a şükür milletimizin tek vücut olarak basiretli duruşuyla bütün dünyaya gösterdik ki; 7’si değil, 70’i bir arya gelse birliğimizi bozamaz, bozamayacak. Bu süreçte küresel ekonomideki riskler de giderek artmaya başladı.Önce Brexit, sonra yeni ABD Başkanıyla birlikte küresel ekonomide yeni bir belirsizlik başladı.Küresel dengelerin yeniden oluştuğu farklı bir döneme giriyoruz.Bu yeni döneme iyi hazırlanan, reform yapmakta öne geçen ülkeler geleceğin kazananı olacak.Yani hazırlığı iyi yapan ülkeler, toz duman dağıldığında hızla yoluna devam edecek” ifadelerini kullandı.
“GÜN EL ELE, OMUZ OMUZA VERME GÜNÜDÜR”
Türkiye olarak, bu döneme çok iyi hazırlanmamız gerektiğini söyleyen Rifat Hisarcıklıoğlu, “ Şehirlerimizi bu dönemde dünya ekonomisinde öne çıkarmamız lazım.Bütün bunlar için de yeni yapısal reformlara ve küresel rekabette bizi öne çıkaracak adımlara ihtiyacımız var.İşte bu yüzden dışarısı kötüleşirken, içeride safları sıkılaştırmalıyız.Gün el ele, omuz omuza verme günüdür. İşçi, işveren, üretici ve kamu görevlileri olarak, hep birlikte çalışma günüdür. Burada elimizde büyük fırsat var. Karşımızda müthiş bir anlayış var. Eskiden siyasetçilerimiz konuşurdu, biz dinlerdik. Şimdi tam tersi. Siyasetçilerimiz diyor ki, “siz konuşun biz dinleyelim.”; “Siz söyleyin, biz reformları yapalım.”İşte bugün “Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantısında tam olarak bunu yapacağız. Bakanlarımız açılış konuşmalarını yapacak. Bazı konularda bilgilendirme yapacaklar. Sonra biz kürsüden ineceğiz, söz sizde olacak” şeklinde konuştu.
“ÜRETEN VAN KONUŞACAK, HÜKÜMETİMİZ DİNLEYECEK”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Van’ın yol haritasını yine Van’ın kendi insanın çözeceğini belirterek, “Van’ın, Bölgenin, Türkiye’nin ekonomisini istişare edeceksiniz. Bütün beklenti ve taleplerinizi özgürce dile getireceksiniz.Toplantının sonunda bakanlarımız tekrar sizinle birlikte olacak. Toplantının sonuçlarını, sizin görüşlerinizi dinleyecekler. Bu sonuçları daha sonra detaylı olarak hükümetimize de ileceğiz.Yani değerli dostlarım, “Üreten Van” konuşacak, hükümetimiz dinleyecek. Van’ın yol haritasını, yine Van’ın kendi insanı çizecek. Böylece devlet ve millet buluşmasının en güzel örneğini sergileyeceğiz. Müzakereci demokrasiyi en iyi şekilde işleteceğiz.Bu aslında dünyaya örnek olacak bir iş. Biz ortak akıl ve istişarenin gücüne inanıyoruz.Bu anlayışı muhafaza ettiğimiz sürece, Türkiye’nin geleceğine umutla bakıyoruz.İstişare istikrarı getirir.İstikrar da güveni artırır.Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği tüm kazanımların temelinde, bu güven ve istikrar yatıyor. Önümüzdeki yeni dönemde de, güveni ve istikrarı muhafaza etmeliyiz.Bize düşen görev, Türkiye’yi geleceğe bakan, daha güçlü bir ülke haline getirmektir.Milletimizi daha müreffeh yapmaktır.Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları olarak bizler, ülkemizin geleceği için daha çok çalışacak ve üreteceğiz” şeklinde sözlerini sonlandırdı.
“VAN TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ İLİDİR”
Daha sonra konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Van’ın 4 bin yıl öncesine uzanan tarihi ve kültürel mirası ile Güneş Kenti olarak bilindiğini ifade ederek, “Eski adı Tuşba olan Van şehri, yaklaşık 300 yıl Urartu Devleti’ne başkentlik yapmıştır. Şehrin adeta bir simgesi olan Van Kalesi de yine bu dönemde inşa edilmiştir. 1071 Malazgirt Zaferi ile Türklerin hakimiyetine giren Van, Osmanlı Devleti döneminde önemli bir merkez haline gelmiştir. Bu tarihsel mirasın izleri üzerinde yükselen güzide coğrafyamız, Ülkemiz ticari hayatında önemli bir potansiyeli bünyesinde barındırmaktadır. Van ve Erciş Sanayi ve Ticaret Odalarımızda kayıtlı 5194 faal tacirlerimiz bulunmaktadır. Van Ticaret Borsamızda ise 152 tacirimiz faaliyet göstermektedir. Van’da 19 meslek odası ve 15.074 esnaf ve sanatkârımız faaliyet göstermektedir. Van’ın 2016 yılında toplam dış ticaret hacmi 97 milyon doları geçmiştir.
Dış ticaretin sektörel dağılımına bakıldığı zaman giyim eşyası imalatı sektörü yaklaşık 6 milyon Dolar ile ihracatta birinci sektördür. Van’ın dış ticareti en çok yaptığı ülke İran’dır. Yalnızca geçtiğimiz yıl, İran’a Van’dan 26 milyon Dolar’lık ihracat gerçekleştirdik” dedi.
“TOPLANTIMIZA VAN’DAN BAŞLADIK”
12 İlde yapılması planlanan “Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantısına Van’da başladıklarını söyleyen Bakan Tüfenkçi, Türkiye’de üreten ekonomiyi konuşacağımız 12 toplantılık programımıza, gerek tarihsel gerekse de ekonomik açıdan önemli bir şehrimiz olan Van’da başlıyoruz. Bu kapsamda, ilgili bakanlıklar, belediyelerimiz ve yerel düzeyde faaliyet gösteren ilgili kamu kuruluşlarının yanı sıra; iş dünyamızın kamu nitelikli meslek kuruluşlarının çatısı konumunda bulunan kuruluşlarımızın başkanları da burada. Bugün, sizlerin görüş ve önerilerini bu toplantılarda masaya yatıracağız. Hükümetimizin ekonomide almış olduğu tedbirlerin, sağladığı teşviklerin ve ekonomimizin gelmiş olduğu son durum ile gelecek beklentilerini istişare edeceğiz. Bölgesel sinerji merkezleri ve gelişim eksenlerini değerlendirerek, üreten ekonominin ihtiyaç ve etki analizini yapacağız. Hep birlikte Ülke olarak daha fazla nasıl üretiriz sorusuna cevap arayacağız” ifadelerini kullandı.
Bakanlık olarak yaklaşık 3,5 milyon ticaret erbabına doğrudan hizmet verdiklerini kaydeden Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, “Hizmetlerimizin daha etkin ve verimli sunulması için doğru politikalar oluşturulabilmesine ihtiyaç vardır, Doğru politikaları ve çözümleri de sektörlerle üretenlerle sürekli irtibat halinde olarak üretebiliriz. Bakanlık olarak bizler de, ticari hayatın kolaylaştırılması ve güvenin artırılması konusunda sizlerin önünü açmayı ilke edindik. Yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi amacıyla önemli reformlar yaptık ve bu reformları sürdürmeye devam edeceğiz. 14 yıl boyunca tacirimizden sanayicimize, esnafımızdan üreticimizle işbirliği halinde çalıştık. İstişare kültürümüzün gereği olarak attığımız tüm adımlarda vatandaşlarımızın taleplerini esas aldık. Ekonomimizi büyütmek için tüm taraflarla el ele verdik. Tüm bu çabalarımız sonucunda Ülke ekonomisini 2002 yılında olduğu seviyeden çok ileriye taşıdık. Son 14 yılda yaptığımız köklü ekonomik reformlar ve yapısal tedbirler sayesinde, ülkemiz ekonomisi tekrar büyüme sürecine girecek. Nitekim, bu kapsamda çok sayıda ekonomik teşvik paketini yürürlüğe koyduk. Reel sektör, ihracatçı, KOBİ ve iş gücü piyasasının rahatlatılmasına yönelik reform niteliğinde birçok tedbiri uygulamaya aldık. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak, ekonomimize hız kazandıracak birçok yeni mekanizmayı uygulamaya aldık; Tacirlerimizin ve esnaflarımızın ihtiyaçları çerçevesinde çeşitli destekleri yürürlüğe koyduk. İşletmelerimizin işini kolay ve güvenli hale getirmek için son dönemde de birçok yeniliğe imza attık” şeklinde konuştu.
“TİCARİ İŞLEMLERDE TAŞINIR REHNİ KANUNU İLE FİNANSMANA ERİŞİMİ KOLAYLAŞTIRDIK”
KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nu hazırladıklarını belirten Bakan Tüfenkçi, “1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren bu Kanun ile artık, KOBİ’lerimizin yanı sıra, tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü ve serbest meslek erbabımız taşınır rehni karşılığında kredi kullanabiliyor. Ticari aktörlerin finansmana erişiminin kolaylaşması için attığımız bu adım sonucunda, daha fazla üretim ve yatırım yapılmasının önünü açtık. Kredi piyasalarında verimsizliğe neden olan sermaye-teminat uyumsuzluğunun önüne geçtik. Rehin sözleşmelerinin tescil edileceği kısa adı TARES olan Taşınır Rehni Sicili Türkiye Noterler Birliği tarafından kuruldu. 1 Ocak 2017’de faaliyete aldığımız bu Sistem üzerinden taşınır sicil işlemleri yürütülüyor. Uygulama oldukça yeni olmasına rağmen, bu yeni düzenleme ile getirilen imkânlardan girişimcilerimiz faydalanmaya başladı. 3 Mart 2017 tarihi itibariyle, toplam 995 rehin sözleşmesinin tescil edildiğini görüyoruz. Bu rehinler karşılığında ticaret erbabımıza 3 milyar 127 milyon TL’lik, 51 milyon 769 bin Dolarlık ve 76 milyon Avroluk finansman sağlanmış durumdadır” dedi.
“NEFES KREDİSİ İLE TİCARET ERBABIMIZ RAHAT BİR NEFES ALDI”
Teminat bulmakta zorlanan KOBİ’lerin Nefes Kredisiyle rahatladığını belirten Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, “Proje kapsamındaki kredilere 85 oranında Hazine destekli KGF kefaleti sağlanıyor. TOBB ve TOBB’a bağlı oda/borsalar, Kredi Garanti Fonu ve iki banka ile birlikte yürüttükleri bu proje kapsamında belirlenen yüzde onun altında oldukça uygun bir faiz oranıyla kredi kullanımını kolaylaştırdı” ifadelerini kullandı.
“TACİRLERİMİZİN ODA VE BORSALARA OLAN BORÇLARINI YENİDEN YAPILANDIRDIK”
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun ile, oda ve borsa üyelerinin borçlarına ilişkin bir düzenleme yaptıklarını söyleyen Bakan Tüfenkçi, “Buna göre, anılan tarihten itibaren 2 ay içinde başvurulması şartıyla; Üyelerin, oda ve borsalara olan aidat, navlun hasılatından alınacak oda payları ve borsa tescil ücreti ile Oda ve borsaların Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine olan aidat borçları asıllarının aylık dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde, Bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilmiştir” dedi.
ÇEK VE İFLAS ERTELEMEYE İLİŞKİN DÜZENLEMELER
Çek hamillerinin korunması için karşılıksız çekte adli para cezasını öngören ve çeke itibar kazandıracak karekodlu çek sisteminin zorunlu olmasını sağlayacak düzenlemeler yaptıklarını da hatırlatan Tüfenkci, “Alacaklılar, şeffaflık ilkesi doğrultusunda edindikleri bilgilere göre, çeki kabule kendileri karar verebilmektedir. 31 Aralık 2016 tarihinden itibaren, kare kodlu çek sistemini hayata geçirdik. Ayrıca, borçlunun menfaatlerini gözeten ve alacaklıların menfaatlerini dikkate almayan iflas erteleme kurumunu, iflas erteleme uygulamasında alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesini sağlayacak şekilde yeniden düzenledik. Tacirlerimizin işe başlama süreçlerini kolaylaştırmak ve maliyetlerini azaltmak amacıyla önemli kolaylıklar getirdik. Böylece, hem şirket kuruluş ve tasfiye süreci kısaltıldı, hem de maliyetler önemli ölçüde azaltıldı” diye konuştu.
“ÜRÜN İHTİSAS BORSASI’NI KURUYORUZ”
Lisanslı depolarda muhafaza edilen tarım ürünlerini temsil eden elektronik ürün senetlerinin işlem göreceği, uluslararası düzeyde faaliyet gösterecek Ürün İhtisas Borsası’nın kuruluşu Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığını açıklayan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, “Ülkemizin tarım ürünleri piyasalarının ve sermaye piyasalarının önde gelen kuruluşları, bankaları Ürün İhtisas Borsası için güçlerini birleştirdi. Ürün İhtisas Borsasının faaliyete geçmesi ile birlikte; Elektronik ürün senetlerinin alım ve satımı tamamen elektronik ortamda hızlı ve güvenilir biçimde tek bir platformda yapılacak, Çok sayıda alıcı ve satıcının bulunduğu gelişmiş bir tarım ürünleri piyasası oluşacak, Tarım ürünleri piyasamızın daha gelişmesi, Ülkemizin bölgemizdeki tarım ürünleri ticaretinin merkezi haline gelmesi ve dünya tarım ürünleri piyasasında daha etkin rol alması sağlanacak. Lisanslı Depoculuk sistemine yönelik yeni teşvikleri hayata geçiriyoruz. Üreticilerin ürünlerini lisanslı depolara getirebilmeleri ve ürünlerini daha uzun süre lisanslı depolarda depolayabilmelerini sağlamak istiyoruz. Bu kapsamda, ürünlerini lisanslı depolarda depolayan üreticilerin ve üretici birliklerinin lisanslı depo işletmelerine ödeyeceği depo kira ücretinin ve analiz ücretlerinin tamamı devlet tarafından karşılanacak. Böylece üreticilerimiz hiçbir masrafla karşılaşmadan, sıfır maliyetle ürünlerini lisanslı depolara getirebilecek” dedi.
“SEBZE VE MEYVE TİCARETİNDE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR”
5957 sayılı Hal Kanunu ile birlikte sektörde önemli dönüşümler yaşandığını kaydeden, Bakan Tüfenkçi, “Özellikle, üretici örgütlerinin piyasada daha etkin olmasına, sebze ve meyve ticaretinde yaşanan ürün zayiatlarının minimuma indirilmesine ve üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkının azaltılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizdeki başarılı üretici örgütü uygulamalarını yakından takip ediyoruz. Üretici örgütlerine ilişkin bir model oluşturmayı ve bu modeli tüm ülkemizde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda, üretici örgütlerine yönelik vergi avantajları da dâhil olmak üzere bir takım teşvik mekanizmalarını hayata geçirmeyi planlıyoruz. Ürün bazında değişiklik göstermekle birlikte, üretilen sebze ve meyvelerin yaklaşık 25’i pazarlama aşamasında zayi oluyor. Bu oranı minimuma çekmek adına önümüzdeki günlerde, Ürünlerin nakliyesinde soğuk zincir uygulamasının yaygınlaştırılması ve Depolama imkânlarının iyileştirilmesi amacıyla çeşitli teşvik ve destek mekanizmalarını devreye almayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.
“ELEKTRONİK TİCARETİ GELİŞTİRİYORUZ”
Elektronik ticaretin Türkiye’de güvenli bir ortamda gelişmesi ve yaygınlaşması amacıyla Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun çıkardıklarını belirten Tüfenkçi. “Elektronik ticareti ilk defa düzenleme altına alarak daha güvenli hale getirdik. Ayrıca vatandaşlarımızın rahatsızlıklarının giderilmesi amacıyla istenmeyen kısa mesaj, telefon araması ve e-postaların önlenmesine ilişkin düzenlemeyi hayata geçirdik. Diğer yandan, elektronik ticaretin geliştirilmesi ve KOBİ’lerin e-ticarete uyum sağlaması amacıyla eğitim, danışmanlık, lojistik ve bilgi platformu gibi konularda projeleri hayata geçirmek için çalışmalarımız sürüyor” dedi.
2010 yılı Nisan ayında Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) tüketicilerimizin kullanımına açıldığını hatırlatan Tüfenkçi, “2016 yılında Tüketici Hakem Heyetlerine yapılan ve TÜBİS’te kayıt altına alınan şikâyet sayısı 716 bin 368 adettir.Verilen karar sayısı ise 717 bin 778 adet olarak gerçekleşmiştir” şeklinde konuştu.
“ESNAF VE SANATKÂRLARIMIZA FAİZ DESTEKLİ KREDİ İMKÂNLARI GETİRDİK”
TESKOMB aracılığıyla Halk Bankasından esnaf ve sanatkârlara sağladıkları destek miktarının 2002 yılında 2016 yılı sonu itibariyle 20,4 milyar TL olduğunu belirten Bakan Tüfenkçi, “ Van’da, 28 Şubat 2017 tarihi itibariyle 5 bin 406 esnaf ve sanatkârın yaklaşık 201 milyon TL kredi bakiyesi bulunmaktadır. Ocak ve Şubat aylarında il genelinde esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri aracılığıyla 16,2 milyon TL faiz indirimli kredi kullandırılmıştır. Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri kefaletiyle kullandırılan kredilerin faizlerinin (50-100 oranında) Hazine tarafından karşılanmasını sağlıyoruz. Bu sayede özellikle 30.000 TL’lik 100 faiz indirimli krediler esnaf ve sanatkârlarımıza can suyu oldu. 31 Aralık 2016 itibariyle Van genelinde 349 esnaf ve sanatkârımız yararlanmış, toplam 10,3 milyon TL tutarında kredi kullandırılmıştır. Bizi sevindiren ve başvurularının daha da artmasını beklediğimiz diğer bir destek ise faizsiz Usta Girişimci kredileridir. Van ilimiz gözünün nuru, elinin emeğiyle geçinen usta esnaf ve sanatkârımızın en çok olduğu illerden biridir. İnşallah daha çok ustamıza işlerini geliştirmeleri, mesleklerini sürdürmeleri, yeni ustalar yetiştirmeleri için kredi vermek temennimizdir. Bazı bölgelerimizde de terör olaylarından zarar gören esnaf ve sanatkârlarımıza yönelik 50 bin TL sıfır faizli kredi desteği sağladık. KOSGEB Girişimcilik Destek Programını bitiren genç girişimci esnaf ve sanatkârlara 100.000 TL’ye kadar faizsiz kredi imkânı sağlandı. Fakat sağlanan bu destek Van ilinde fazla bilinmemekte. Bu desteğimizden daha fazla genç arkadaşımızın faydalanmasını temenni ediyorum. Ayrıca esnaf ve sanatkârlar başta olmak üzere KOSGEB tarafından KOBİ’lere yönelik 50.000 TL sıfır faizli kredi imkânı sağlandı. Başvuru süreçleri devam ediyor” dedi.
“AHİLİK SANDIĞI İLE ZOR GÜNLERİNDE ESNAFIN YANINDAYIZ”
Ülkemizde işletmesini kapatmak zorunda kalan esnaf ve sanatkârlara belirli süre hayatlarını idame ettirmelerini sağlayacak Ahilik Sigorta Fonu yasalaştığını söyleyen Bakan Tüfenkçi, “Oluşturacak fon mekanizmasının kurulmasıyla esnaf ve sanatkârlar zor zamanları daha kolay aşacak. Esnaf ve sanatkârlarımızın sicil işlemleri ile esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarının faaliyetleriyle ilgili ihtiyaç duydukları her türlü iş ve işlemler, elektronik ortamda online olarak gerçekleştirilmektedir. Kooperatiflerin birçok işlemini internet üzerinden kolaylıkla gerçekleştirebileceği “Kooperatif Bilgi Sistemi”ni uygulamaya aldık. Bu sayede vatandaşlarımız kooperatiflerin kuruluş ve işleyiş işlemlerini çok daha kolay biçimde elektronik ortamda gerçekleştirebilecek” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, son olarak şunları kaydetti; Hedefimiz; Sayın Başbakanımız tarafından ifade olunan “laf laf üstüne değil, taş üstüne taş koyacağız” anlayışını iş dünyamıza yansıtabilmek. Tüm Türkiye’deki ticaret erbabımızla buluşacağımız bu 12 toplantı dizisinin devamında, Ülkemizin başat sektörlerini Türkiye Ticaret Buluşmaları kapsamında sektör temsilcileri ile ele alacağız. Ticaretin mevcut durumunu sektörlerle birlikte değerlendireceğiz, yeni politikalar ve çözümler üreteceğiz. Tüm bu çalışmalarımız sonucunda, ticaret sektörünün gelecek vizyonunu belirleyeceğimiz Türkiye Ticaret Kongresi’ni gerçekleştireceğiz. Ticaretin tüm tarafları ile ticaret politikalarımızın bugününü ve geleceğini bütüncül bir anlayışla ele alacağız. Hükümet olarak, toplumsal refahın yolunun güçlü bir ekonomiden geçtiğini biliyor ve 14 yıldır çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz. Bu anlayışımızın bir ürünü olan Üreten Türkiye Konuşuyor toplantılarının ticaret erbabımız ve Ülkemiz için olumlu sonuçları olacağına inanıyor” ifadeleriyle sözlerini bitirdi.
“BÜYÜKMEK ZORUNDAYIZ”
Son olarak konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, ihracatta büyümek zorunda olan ülke olduğumuzu belirterek, “İnsanlarımıza iş üretmek zorundayız. Biz 2008 yılından bu yana 7 milyon insanımıza iş verdik. Bu yeter mi elbette ki yetmez bu anlamdaki çalışmalarımız devam edecek. Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisine ve Avrupa’daki ilk 3 ekonomiye koyacak olan bizleriz. Bunu da sizlerle yani özel sektörler ile birlikte yapacağız. Ama, lakin ve ancak demeden bunu hep birlikte yapacağız. Türkiye’yi tuzağa düşürmeyelim. Bugün Türkiye’de bir sistem oylaması var. Bu sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi değil bir sistem oylamasıdır. Bunda ciddi anlamda destek vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
“İRAN İLE ÖNEMLİ YERLERE GELECEĞİZ”
Türkiye İran ile ticaretinde çok önemli yerlere geleceğini anımsatan Bakan Zeybekçi, “50 milyar dolarlık bir hedefimiz var. Bunun dışında Irak ile büyük hedeflerimiz var. Rusya’da, Balkanlarda dünyanın her yerinde Türkiye olacak. 2017 yılında ihracatımız yüzde 155 milyar dolar seviyesinde olacak. Türkiye 2017 yılında çok farklı bir şekilde çok farklı bir şekilde yoluna devam edecek. Geleceğini çok iyi bir şekilde kontrol eden bir ülke haline geleceğiz. Bunu yapmak zorundayız. Van’da da yeni dönemde çok ciddi bir takipteyiz. Bu coğrafyada yer alan tüm illerin ve Van’ın gelişiminde önemli işler yapacağız. Bu kapsamda Van’da ve bölgede ticaret merkezleri, ulaşım merkezleri ve çok sayıda merkezler kuracağız. Burada sadece devlet ya da hükümet yapsın demiyoruz. Bunu hep birlikte yapacağız. Bu toplantının da bu anlamda önemli bir yere sahip olduğunu biliyorum. İnşallah hep birlikte çok güzel işlere imza atacağız” dedi.
HOLLANDA’NIN TUTUMUNA SERT TEPKİ
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya sergilediği tutumun kabul edilebilir olmadığını, yapılanları nefret ve şiddetle kınadığını söyledi. Hollanda'nın Srebzenitsa'da 8 bin 500 Müslümancın katline seyirci kalan bir ülke olduğunu belirten Zeybekci, ekonomik anlamda bir yaptırım ve boykotun söz konusu olmadığını belirterek, "Bu tuzak ve senaryoyu kurgulayanların ekmeğine yağ sürmeden gereğini yapacağız . Bu planlı bir algı operasyonu ve oyun. Türkiye'ye karşı yürütülen algı operasyonunun kazananı olmaz, sonuçta herkes kaybeder" dedi. Şentop ise, Avrupa'nın özgüveni olduğu dönemlerde kendileri için özgürlüklerin önemi olduğunu, Anayasa değişikliğine Türkiye'yi sağdan idare etmek isteyenlerin karşı olduğunu belirtti.
“BU BİR PLANLI BİR PROVAKASYON, PLANLI BİR OYUNDUR”
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Bild gazetesinin kendisine yönelik yaptığı hakaret içerikli yayınını da kınadığını, yapılan yayının normal bir insana yapılmayacağını söyledi.
Zeybekci, "Daha darbecilerin kullandığı araçlar gereçler ortada dururken, bu ihanet girişimi sırasında ketledilen kardeşlerimizin kanları yerde dururken, hastanede yaralılarımızın hala durumları belli değilken, Türkiye Cumhuriyeti'nin milletin oylarıyla seçilmiş olan ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Marmaris'te şehit etmek üzere gönderilen tim hale menfezlerde saklanıp dağlarda kaçarken, 23 Temmuz'da Alman Der Spiegel dergisinin kapağında Türk bayrağı önünde tel örgü üzerine dikenli tellerle, 'Bir zamanlar demokrasi vardı?' diye Türkiye'yi adres göstererek bizzat kendilerini ele vermesi veya bu algı operasyonunu başlatması girişilen bu hareketin sonuçlarını yaşıyoruz. Bunlara karşı sessiz kalmak bize yakışmaz. Ama, dikkat çektiğim bir konu var. Avrupa için Türkiye, Türkiye için Avrupa son derece önemlidir. Özellikle Avrupa'nın en büyük ülkesi olan Almanya ve İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya gibi ülkeler bizim için 27 Avrupa Birliği üyesi ülkenin tamamı önemlidir. Ama, biz burada farklı bir şekilde dikkati şuraya çekmekte fayda var diye düşünüyoruz. Aklı selime çağrıda bulunmak istediğimi söylüyorum. Bu bir planlı bir provakasyon, planlı bir oyundur. Bu sürecin sonunda şu anda Türkiye'ye karşı yürütülen algı operasyonlarının sonunda bunun kazananı olmaz. Türkiye'de kaybeder, bu algı operasyonlarına destek vermek gibi bir gaflet içine düşen ülkeler de kaybeder. Bunun kaybedenleri olur. Belki, 'Bunun bir kısmında onlar daha çok kaybetti' diyebiliriz. Ama sonuçta herkes kaybeder. Onun için buradaki bu tuzağa, provakasyona ben dikkat çekmek istiyorum" dedi.
“ORADAKİ UYGULAMA İNSANLIK DIŞIDIR”
Bu konuyu Alman meslektaşına da söylediğini belirten Zeybekci, "Bu süreçte dayatılan gerek Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ), gerekse Avrupa'nın bir çok yerinde yuvalanmış olan bölücü terör örgütünün propagandalarına karşı dostlarımızın dikkat etmesi, çok uyanık olması gerekiyor. Bu aziz millete de değerlerine karşı yapılan saldırılara karşı da uyanık olmalarını öneriyorum. Bu süreçler geçecek. Ondan sonra da birbirimize yüzüne bakar halde olmamız lazım. Bunların altını çizmek istiyorum. Dün Hollanda'daki uygulama hiçbir insan tarafından kabul edilebilir bir uygulama değildir. Bir bakanımızın gayet legal yolla seyahat özgürlüğü çerçevesinde, diplomatik kimliği ve kişiliğiyle Hollanda'ya gitmesi, orada yine yasaklanmayan bir şekilde bir araya gelen vatandaşlarımızla bir araya gelmesi Bakanımızın ve oradaki vatandaşlarımızın da hakkıdır. Oradaki uygulama insanlık dışıdır. Bakanımız orada yaklaşık 6-7 saat tutmaları, 20 metre mesafedeki konsolosluğa girmesinin engellenmesi, yakındaki korumaların gözaltına alınıp, derdest edilmesi ve sınır dışı edilmesi, en sonunda bakanımızın kabul edilemez, bırakın bir diplomatik kişiliğini, bir başka ülkenin bakanı olmasını bir insan için kabul edilemez şartlarda orada tutulmasını ve arabasının açılmaya teşebbüs edilmesini, ondan sonra da benim için aksini söylemek mümkün değil zorla arabasının önüne üniformalı bir Hollandalı polis oturtularak Almanya sınırından sınır dışına çıkarılmasını kabul etmek mümkün değil. Bunu nefretle ve şiddetle kınıyorum" diye konuştu.
"BU TUZAK VE SENARYOYU KURGULAYANLARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEDEN GEREĞİNİ YAPACAĞIZ"
Hollanda'nın Srebzenitsa'daki 8 bin 500 müslümanın katline seyirci kalan bir ülke olduğunu belirten Bakan Zeybekci, "Tarihinde böyle bir lekeyle onların tarihine havale ediyorum. Ama bir Türk bakanın böyle bir muameleye tabi tutulmasını asla kabul etmiyorum. Bir kademe geri gelmek lazım, aklı selimle düşünmek lazım. Bugün de benim karşıtım olan Hollandalı Bakanla bir telefon görüşmesi yapacağım. Kendilerinden beklentim var. Bu konuda bakanımızın yanında yer almasını beklerdim. Bu kapsamda bir görüşme planlıyoruz. İnşallah öğleden sonraki saatlerde görüşeceğiz. Bunu kabul edemiyoruz, gereğini de Türkiye Cumhuriyetitarafından Hollanda'ya mukabele şeklinde yapılacaktır. Bu tuzak ve senaryoyu kurgulayanların ekmeğine yağ sürmeden Türkiye AB ilişkilerinde negatif bir ortamda onların istediğini yapmadan Almanya'yla Hollanda'yla ikili ilişkilerimizde dikkatli bir süreci de koruyarak gereğini de yapacağız sonuna kadar. Bu bir milli mesele haline geldi. Bu Anayasa değişikliği Ak Parti meselesi değil. CHP, MHP meselesi değil. Milletin genelini ilgilendiren bir konu. Milletimizin bsu sürece milli bilinçle sahip çıkacağını düşünüyorum. Sonuçları itibariyle kimse merak etmesin bu süreçler de geçecektir" dedi.
"ADIM ADIM BU NOKTAYA GELMEYE ÇALIŞAN ÖRGÜTLÜ BİR YAPI VAR"
Zeybekci, yaşananların adım adım bir algı operasyonunun sürece olduğunu, Türkiye'nin bu süreçte birlik beraberlik içerisinde olamadığını belirterek, "Bölücü terör örgütünün yıllarda beri oralara yerleşmesi, Avrupa'nın meydanlarında ve ülkelerinde çadırlarını kurduğu özellikle desteklendiği, NATO müttefiki ülkelerin önemli silahlarının bölücü örgütlerin elinde olduğu, 15 Temmuz sürecinde ama, lakin, fakatlı yaklaşımlar, 23 Temmuz günü Türk bayrağını kapak yapıp algı operasyonunun çerçevesini çizip Türkiye demokratik ülke değildir, Türkiye'ye karşı dilediğinizi yapmakta serbestsiniz şeklinde bu hazırlığı baştan itibaren yapan bir süreç yaşadık. Bu süreçte topyekün birlikte olamadığımızı da gösterdik. Der Sipiegel dergisinin o kapağından sonra Türkiye'de bütün hepsinin ayağa kalkması lazımdı. 'Ne demek?' diyerek, onların suratına çarpması lazım. Almanya'da yayın yapan Der Spiegel dergisinin yaptığı, gazetenin bakanın ve cumhurbaşkanı hakkında yaptığı sözler yutulur değil. Adım adım bir noktaya gelmeye çalışan bir örgütlü yapı var. Bu örgütlü yapının FETÖ örgütünün algı operasyonuyla yürüttüğü öcü Türkiye, bölücü terör örgütünün ellerinin kanları damlaya damlaya Avrupa'nın göbeğinde bu propagandayı yürütürken bizim içeride bizim içeride birlik beraberlik görüntüsü sergileyememiş olmamız" dedi.
"TÜRKİYE'NİN BAKANINA SÖVDÜLER "
Kendisine yönelik Alman Bild gazetesinde yapılan ağır hakaretlere bir hafta içinde siyasi partilerden, meslek örgütlerinden herhangi bir tepki gösterilmediğini belirten Bakan Zeybekci,"Her şey bu anayasa değişikliğiyle çözülecek mi? Evet. Türkiye'de 'Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır' diyen güçlü bir iktidar muhalefet anlayışı olsaydı bugün biz bunların karşısında farklı olurduk. Yoksa dün, Hollanda bir anda yüzünü göstermedi. Söyleye söyleye geldi. Göstere göstere geldi ve ülke olarak maalesef tepki gösteremedik. AK Parti'nin Ekonomi Bakanı'na sövdüler, 'Ehh..' diye geçtik. Bir hafta oldu, diğer siyasi partilerimizden net bir tavır göremedik. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden çıkıp ta Allah rızası için çıkıp ta bir tepki göremedik. En eleştirebileceğimiz en pespaye gazetesinde, 'Ağzın tasmalı köpek' lafını duymadım. Bunu Almanya'da yayın yapan bir gazete bir bakan için söyledi ve biz seyrettik. Ondan sonra Hollanda polisi bir bakanın arabasını açmak üzere derdest ediyor, bakanı Almanya sınırına götürüyor ve oradan sınır dışı ediyor. Bunlar kabul edilebilir değildir. Bir ülkenin topyekün ayağa kalkması gerekir şeyler. Ölçülü, bize yakışır, ağırbaşlılığımızı bozmadan Türk milletine yakışır bir tepkiyle olmalı. Kalkıp ta, 'Biz de onlara aynısını yapalım, büyükelçiliklerinin önünde geçişi engelleyelim' diye değil. Asıl tepkimiz de şu olmalı. Muassır medeniyet seviyesinin üstüne geçmiş bir ülke, dostluklarını artıran, düşmanlıklarını azaltan bir Türkiye'ye doğru gitmek zorundayız" diye konuştu.
"HOLLANDA'NIN ATACAĞI ADIMLARLA BU DÜZELİR"
Bakan Zeybekci, uluslararası ilişkilerde karşılıklı menfaat olduğunu belirterek,"Bizim diğer ülkelerle ilişkilerimizde tamamen öyle olmalı. Biz biraz duygusalız. Türkiye ile Almanya'nın menfaatleri en üst düzeyde buluştuğu ilişki güçlü bir ilişki olur. 40 milyar dolara yaklaşan bir ticari ilişkimiz var. Bunları görmek lazım. Sepeti sallarken içindeki yumurtalara dikkat etmek lazım. Şu anda o noktada değiliz. Atılan adımı demokratik, insani ve dış ilişkiler, diplomatik olarak kabul etmek mümkün değil. Bu adımları attığınız zaman iki tarafta zarar görecek. Sevinen kim olacak ona bakmak lazım. Sevinenin ve kazanını eli kanlı bir vampir olarak görüyorum. Onları da hep beraber görüyoruz. Onları sevindirmek niyetinde değiliz, sevindirmeyeceğiz. Kolay olan bir anda yakıp yıkmak. İnanın 15 dakika sonra bir şey kalmaz, şurada bir konuşmaya başlarsak karşılıklı olarak. Önemli olan bunu iki tarafın da en az zarar göreceği şekilde atlatmak lazım. Bakana yapılan bu hareketler de işin düzeltilmesi yüzde 100 Hollanda'ya aittir. Hollanda'nın atacağı adımlarla bu düzelir. Ülkemizden ve bakanımızdan en basitiyle özür dilenmesi, bunu telafi edici adımların atılması bizim en önemli beklentimizdir. Onun dışında asacağız, keseceğiz, yaklaşımının ekonomik anlamda ticari anlamda gerekli olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.
SONUÇ BİLDİRGESİNİN ARDINDAN BAKANLAR AÇIKLAMA YAPTI
VAN’IN DÜNYAYA GÖSTERMENİN ZAMANI GELDİ
‘Üreten Türkiye Konuşuyor’ Van toplantısının sonuç bildirgesi bakanlar tarafından açıklandı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, çıkan sonuçların Van’ın geleceği için umutlu olduğunu gösterdiğini ifade ederek, “Yine bu sonuçlara baktığımızda özellikle hükümetimizin 23 ili cazibe merkezi projesine alarak, bölgedeki illerin kalkınmasına adım atacak zemin hazırlayacak. Cazibe merkezi projesi tamamen faaliyete geçmesi durumunda özellikle Van’ın bu noktada kazançlı çıkacağına inanıyorum. Yine Van ile ilgili beklentilerde ilk üç sırada ne olsun sorusunda birinci sıra doğal olarak güvenliğin sağlanması, ikinci olarak da sınır ticareti ve sınır ticaretinin gelişmesi, yaygınlaşması diye ortaya çıktı. Bu doğru bir tespittir. Bu potansiyeli kullanmak gerekiyor. Dolayısıyla bunun için gereken adımları attık, işte Kapıköy’ün yeniden yapılanması ve modelinize hale gelmesi, oradaki sınır ticaret kapsamının ona göre düzenlenmesi de bazı adımlar var” dedi.
“VAN DÜNYAYA AÇIK BİR İLDİR”
Van Gölü’nün turizme açılmasının çok önemli olduğuna vurgu yapan Bakan Tüfenkçi, “Van’ın turizm potansiyeli harekete geçirilmesi, ilkeleriyle beraber bunun sağlanması çok çok önemlidir. Van’ın güler yüzlülüğü, Van’ın şirin yüzünü ve Van’ın doğal yapısını dünyaya göstermenin zamanı geldi. Van dünyaya açık bir ildir. Bizim ilimizi daha iyi geliştirebilmek için birlik ve beraberliğimizi sağlamamız gerekiyor. Birbirimizi ötekileştirmeden, birbirimizin hakkını ve hukukunu gözeterek ve bu coğrafyanın kıymetini bilerek, Anadolu İslamlaştırma, Müslümanlaştırma noktasında önemli bir görev ifa ederek, bu coğrafyaya hep beraber sahip çıkmamız lazım. Bunun için bizim Türk Anadolu coğrafyasında hükümet olarak ne kadar güçlü olmamız gerektiğini de bir kez daha ifade etmek istiyorum. Tabi güvenliği sağlamak devletin işidir, güvenliğin olmadığı yerde huzur olmaz, onun için biz hükümet olarak üzerimize düşeni yapacağız. 16 Nisan’da güçlü bir Türkiye için, güçlü bir yönetime sahip olmak için, istikrarın sürebilmesi için, koalisyonlardan kurtulmak için herkesin evet demesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Daha sonra söz alan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, toplantının sonucunda Van'ın geleceğiyle ilgili önemli fikirlerin ortaya çıktığını belirterek, “Her şeyin başında huzur, güvenlik geliyor. Bu huzursuzluk dönemlerinde Türkiye'yi buradaki kardeşliğe, refaha kasteden dönemleri kuraklık dönemi olarak görüyorum. Burada aradığımız bütün tohumlar var. Kimse sadece tarıma, sanayiye ve hizmetlere talip olmuyor. Genellikle üçüne birden talip oluyor. Van geçmişten bu yana bütün yolların buluştuğu bir ticaret, sağlık, tarih merkezidir. Şartlar normalleştiğinde bu coğrafya bir üniversiteler ve eğitim kenti olacak. Çevresinde ülkelerin rahatlıkla gelebileceği bir sağlık merkezi. Ticaret ve lojistik konusunda önemli bir merkez. Van Gölü çevresinde muhteşem bir tarım merkezi. Van bunlara mutlaka ulaşacaktır. Güneşin doğmasını engelleyemezsiniz. Birlik, beraberlik ve kardeşlik iklimi buralara mutlaka egemen olacaktır” dedi.
“VAN'I KENDİNE KAPATMAK İSTEDİLER”
Van'ın yaş ortalamasının 20 civarında olduğunu da ifade eden Zeybekci, “Bu genç nüfus işsiz. Bunları geleceğe bağlayan enstrümanları üretmeyiz. Cazibe merkezleri bunun için çok önemli bir program. Bu cazibe merkezleri programında AK Parti hükümeti olarak en büyük risklerden birini alıyoruz. Taşıma desteği veriyoruz. Batıdaki illerden Van'a fabrikasını taşıyanlara destek veriyoruz. Bununla çok büyük hareketlenmelerin olduğunu göreceğiz. Birileri bunun devam etmemesini, olmamasını istiyor. Van'ı kendine kapatmak istediler. Van'ın önde gelen ticaret erbabından Van'ı terk etmelerini istediler. Huzur gelmesin, mutluluk olmasın, insanlar birlik beraberlik paylaşmasın istiyorlar. Hâlbuki bunları sağladıktan sonra görüşebildiğimiz bütün sorunlar çözülür. O anlamda bu tarz faaliyetler çok önemli. Bunlar devam etmeli. Ardından bir daha gelerek verilen desteklerle ilgili tek tek çağrılalım ve kentteki tüm kesimlerle bir araya gelelim. Verdiğimiz çok büyük destekler var. Van bir turizm merkezi olacak. Etrafındaki belki 30 milyonluk nüfusun cazibe merkezi olacak. Bunları sağladığımızda bütün sorunlarımız çözülmüş olacak. Biz Türkiye’ye, Van'a inanıyoruz. Güneş AK Parti ile doğudan doğmaya başladı ve böyle devam edecek” şeklide konuştu.