VAN MARKALAŞMAK İSTİYOR

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Koordinasyon Birimi tarafından desteklenen 'Van Şehrinin Marka Kimliği ve Marka İmajının Belirlenmesi' sonuçları paneli yapıldı. Proje kapsamında Van'ın 13 ilçesinde yapılan ankete bin 634 kişi katıldı. Prof. Dr. Reha Saydan, markalaşmanın önemine değinerek, 'Nihai amacı ise şehrin kalkınmasını sağlamak, şehirde yaşayanlara daha iyi hayatlar sunmaktır' dedi.

Burhan Ergin

Van Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen Van Şehrinde Yaşayanların Van Markasına ve Kimliğine Bakış Açıları anket sonuçları paneline Van TSO Başkanı Necdet Takva, OSB Başkanı Şemsettin Bozkurt, TUİK Van Bölge Müdürü Özer Coşğun, Kadın Girişimciler İcra Kurulu Başkanı Semra Odabaşı, Prof. Dr. Murat Demirel ve davetliler katıldı.

Van TSO Başkanı Necdet Takva, İİBF Dekanı Prof. Dr. Reha Saydan, YYÜ TOİYO Müdürü Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, İİBF Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Menaf Turan’ın panelist olduğu toplantıda anket sonuçları sunumu yapıldı.

Yardımcı Doç. Dr. Sanem Şehribanoğlu, yapılan ankete sorulan bazı soru ve sonuçları slâyt sunumla anlattı.  Şehribanoğlu anket soruları ve sonuçlarıyla ilgili olarak şunları belirtti:

 1.“Van bir insan olsaydı cinsiyeti ne olurdu? Neden?”sorusunun yanıtları incelendiğinde, katılımcılar bu soruya 46’lık bir oranda erkek ve 33’lük bir oranda ise kadın olurdu yanıtını vermiştir.“Neden?” sorusuna verilen yanıtların başında, bu soruya 11'lik oranda İklim özelliği (Sert-Soğuk) ve 11'lik bir oranda ise “şehrin estetik görüntüsü” yer almıştır.

2. “Gelecek on yılda Van'da yaşamayı düşünür müsünüz?” sorusuna katılımcılardan 52 kişi yanıt vermemiştir. Yanıt veren 1582 kişi arasından 43'ü evet, 29'u hayır yanıtını verirken, 28'inin de kararsız olduğu görülmektedir.

3. “Van bir insan olsaydı, nasıl bir kişiliğe sahip olurdu?” sorusuna katılımcılardan  4'lük oranda (200 Kişi) “misafirperver” yanıtı alınırken, 4'lük oranda (187 kişi) ise “dürüst-sözünün eri” yanıtı alınmıştır.

4. “Van kenti, günümüzde hangi özellikleri ile öne çıkmaktadır?” sorusunun yanıtları incelendiğinde; katılımcıların yanıtlarının sıralamasına göre “Van Gölü” öne çıkan özellik olarak 558 katılımcının ortak yanıtı olmuş ve toplamda 19’luk bir oranı yakalamıştır.

5. “Van insanının genel kişilik özellikleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?” sorusunu, katılımcıların en çoğu (521 kişi)“Van insanı misafirperverdir” şeklinde yanıtlamıştır ve bu yanıt 14’lük bir orana karşılık gelmektedir.

6. “Van sizce hangi rengi çağrıştırıyor? Neden?” sorusunun yanıtları incelendiğinde, katılımcılardan 900 kişi (53) “mavi” yanıtını vermiştir.

7. ”Van’ın Türkiye’ye sunduğu benzersiz bir değer/fayda var mıdır?” sorusuna 438 kişi  (29)“Van Gölü” yanıtını vermiştir. İkinci sırada eşsiz fayda/değer olarak görülen“Van kahvaltısı” yanıtını verenlerin sayısı 120 kişidir (8).

8. “Van'ın diğer şehirlere göre avantajları nelerdir?” sorusunun yanıtları incelendiğinde ise 391 kişi (22) tarafından “Van Gölü’nün” şehrin en önemli avantajı olarak ifade edildiği görülmüştür.

9. “Van'ın diğer şehirlere göre dezavantajları nelerdir?” sorusunun yanıtları incelendiğinde, bu soruyu 195 kişi (12) “soğuk kış şartları” şeklinde yanıtlamıştır. İkinci sırada ise 11 oranı ile “terör ve güvenlik sorunu” yanıtının geldiği görülmektedir.

10. “Sizce Van aşağıdakilerden hangisi ile simgelenmesi ya da hangi özelliği ile dışarıya tanıtılması gerekir?” sorusuna isen yüksek değerde (12)“Van Kahvaltısı”  yanıtı verilmiştir.

“TÜRKİYE’DE MARKALAŞMA MUHAKKAK ARTMALI”

Anket soru ve sonuçları üzerine düzenlenen panelde ilk sözü alan İİBF Dekanı Prof. Dr. Reha Saydan, markalaşmanın önemine değinerek, bazı büyük şehirlerin ülkelerden daha önemli ve daha popüler durumda olduğuna vurgu yaparak, “Venedik, Floransa ve Roma gibi şehirler İtalya’dan, Viyana Avusturya’dan, daha ünlüdür. Dünya sadece küreselleşmiyor, aynı zamanda kentleşiyor. Bugün dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor. İlk kez 2008 yılında dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşamaya başladı. 2050 yılında bu oranın yüzde 70’lere ulaşılacağı tahmin ediliyor. Dünyada her gün 180 bin kişi şehirli oluyor. Başlıca yüz şehir dünya ekonomisinin yüzde 30’unu oluşturuyor. Yeni ekonomi de bir ülkenin kaç tane marka şehri olduğu hayati bir konu haline geldi. Bir ülkenin marka şehirleri yoksa elit sınıfı kendisine çekmesi mümkün gözükmüyor” dedi.

“MARKA KENT ÇOK ÖNEMLİ BİR YATIRIMDIR”

Türkiye’de markalaşmaya çok önem verilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Reha Saydan, “İnsanlar tatil için Fransa’ya gitmiyorlar. Paris’e, Viyana’ya, Dubai’ye gidiyorlar. Ülkelere burada düşen en büyük görev şehirlerin markalaşmasının önünü açmaktır. Peki, marka kent neden gereklidir? Marka kent veya marka şehir canlanıyor. Markalaşan şehir ekonomisinin büyümesine katkı sunuyor. Markalaşma istihdamı sağlıyor. Şehrin alt yapısını, üst yapısını, gelişmesini sağlıyor. Şehrin beşeri ve beyin gücünün gitmesinin önüne geçmiş oluyor. Şehir daha modern, kamu alanlarına sahip oluyor. Nihai amacı ise şehrin kalkınmasını sağlamak, şehirde yaşayanlara daha iyi hayatlar sunmaktır. Bir şehri marka yaparsanız en büyük yatırım o olur. Türkiye’de muhakkak marka şehirlerimizin sayısını arttırmalıyız” ifadelerini kullandı.

Panelde konuşan Van TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, kurumsallığın bireyler üzerinden yapılamayacağını söyledi. Takva “Kurumsal sürdürülebirliği tartışmamız gerekiyor. Kişiler üzerinde bunun yapılması doğru değil. Vanlı olmayan Vanlılar üzerinden marka şehir yapılabileceği konusunda çok fazla ümit var değil. En son biz sıradan insanlar konuşuyoruz. Önce profesörler, doçentler konuştu ve son olarak ben konuşuyorum” dedi.

“MARKA ŞEHİR OLMAYI KENTLERİN HEPSİ KONUŞUYOR”.

Kentlerin marka şehirler olması için iki ölçütün olduğunu ifade eden Takva, “Dubai bir emirliktir. Dubai bütün enerjisini farklı bir şekilde ele alarak kentlerini markalaştırdılar. Aynı şekilde Katar’da böyle bir yolda devam ediyor. Türkiye’de 81 il var. Zaman zaman bu kentleri lobiler yürütüyor. İstanbul kendi dinamikleri ile oraya ancak gelebiliyor. Kentleşme var ancak bununla beraber küreselleşme de var. Dünya’da 193 tanınan ülke var ancak tanınmayan ülkeler ile birlikte 206 ülke var. Dünya da 2 milyon 469 bin 501 tane şehir var. Marka şehir yaratmak ya da marka şehir olmak dolayısıyla bu kentlerin hepsinde konuşuluyor. Van’ı markalaştırmak istediğimizde 2 milyon 469 bin 500 şehir daha kendini var etmek ve bu anlamda farkındalık yaratmak çabası içindeler” dedi.

“FARKINDALIK YARATMAMIZ GEREKİYOR”
Marka şehirler için 2 ölçütün ön plana çıktığını söyleyen Takva, “2 milyon 469 bin 500 şehir arasında bizim yarışmamız için bizim bir üstünlüğümüzü ortaya koymamız gerekiyor. Bütün bunların insanların ilgisi çekebilmesi için çalışmamız gerekiyor. Bu anlamda önemli olan iki ölçüt var. Bunlardan bir tanesi kenti ziyaret eden insanların sayısıdır diğeri ise o ziyareti yapan insanların kente bıraktıkları paradır. Siz bir kenti altınla da yapsanız kimse gelmezse bu bir marka şehir olmaz. Hocalar ölçüyü iki seçenekte verdi. Bunlarda çok önemlidir ve göz ardı etmememiz gerekiyor. Bizim de Van için bunu yapmamız gerekiyor. Van’a elen ziyaretçileri arttırmamız gerekiyor. Bu artış ile birlikte ziyaretçilerin alışveriş yapmaları için farkındalık yaratmamız gerekiyor.”

Türkiye’deki kentlerin markalaşmasıyla ilgili de konuşan Takva, “Türkiye’de ise İstanbul’un farklı bir durumu var. İki kıtayı bir birine bağlıyor, denizin içinde bir kent olma gibi gibi özellikleri var. Bütün bunlar arasında biz Van’ı marka şehir yapabilir miyiz? Elbette ki yapabiliriz ancak bunun içinde biraz zaman gerekiyor. Ancak bu anlamda mutlaka bir farkındalık oluşturma gibi bir anlayışımızın olması gerekiyor. Kendimizi sıradan insanlar gibi tanımlamadan çalışmamız gerekiyor. Bu anlamda farkındalık içerisinde olmamız gerekiyor. Biz oda ve yönetimsel anlamda bunun çok iyi farkındayız. Bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.” Şeklinde konuştu.

“VAN HAFIZASINI KAYBETMİŞ KENTTİR”
Van’ın kentleşmesinde süreçle ilgili konuşan Van TSO Başkanı Necdet Takva, son olarak şunları dile getirdi: “Van 1920’lerde Van’da kentleşme başlıyor. 20 bin yıllık bir geçmişi var elbette ki Van’ın ancak modern anlamda kentleşmesi 1920’lerde başlıyor. Şu anda bulunduğumuz alanda Tuşba denilen bir yerde kerpiç evlerden kendini oluşturan bir kenttir Van. Orada Van insan ve cinsiyet olarak tanımlanırsa ne olur denilmişti. Bende buna katılıyorum. Van aslında bir erkek kenttir, dişi bir kent değil. Kentsel var oluş süreci erkektir. Coğrafyası, gölü tarihsel geçmişi, farklı dinlerde insanların burayı paylaşmış olmasının zemininde Osmanlı’dan Türkiye’ye geçişişinde Van’da hafızasını kaybetme durumunu derinden yaşamıştır. Bir kadın kenttir. Çünkü mimari anlamında da bir mimarisi de yoktur.”

  Panelde söz alan YYÜ TOİYO Müdürü Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu ve İİBF Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Menaf Turan anket sonuçları ışığında markalaşmanın önemine değindiler.  Panel  katılımcılardan gelen soruların cevaplandırılması ve sonuç değerlendirmenin ardından  son buldu 

Bakmadan Geçme