VANÎ MEHMED EFENDİ(LER) KİMDİR?

Kültürümüzde şehriyle birlikte anılan şairlerimiz, yazarlarımız vardır. Ruhi Bağdatlıdır. Başka Ruhî'yi tanımayız.

Nizamî Gencelidir. Gence'den yetişmiş başka şairleri bilmeyiz. Yahya Taşlıcalıdır. Taşlıca'dan yetişmiş başka şairleri belki hiç duymamışızdır. Kimse Visâlî'yi, Nazmî'yi bilmez. Ama Visalî'nin başına "Aydınlı" Nazmî'nin başına "Edirneli " unvanları geldiğinde kimden söz edildiğini anlarız. Ancak birbiriyle karıştırılan üç Vanlı Mehmed Efendi'miz vardır. Kimi zaman eserleri kimi zaman da kişilikleri kaynaklarda birbirinin yerini alır. Şimdi tarihî sırayla Mehmed Efendileri tanıyalım:

Vankulu Mehmed Efendi:

(Van, ?- Medine Recep 1000. Nisan 1592) Künyesinden babasının Mustafa okluğu ve Van'da doğduğu anlaşılsa da doğum tarihi belli değildir. İyi bir eğitim aldıktan sonra mülazım olarak 40 akçe ile medreseden ayrılır ve sonra sırasıyla İstanbul Mahmud Paşa Medresesinde (970 Zilhicce/1563 Temmuz), Hankah Medresesinde (972 Cemaziyelulâ /1564 Aralık) müderrislik yapmış, 974 Rebiyelâhir/1566 Ekim'de azledilmiştir. Hankahvc Atik Ali Paşa Medreselerinde (976 Rebiûlâhir/1568 Eylül) müderrislik. Rodos Müftülüğü (979 Rebiülevvel/1571 Temmuz). Sahn-ı Seman Medreseleri statüsünde olan Ayak- kurşunlu Medresesi müderrisliği (981 Muharrem/1573 Mayıs). Manisa İli Müftülüğü (982 Zilkade/1575 Şubat), Selanik Kadılığı (988 Şaban 1580 Eylül), Amasya Kadılığı (kabul etmediğinden yerine Kütahya Kadılığı (989 CemaziyeIevveI/I581 Haziran) görevlerinde bulunmuş; ileri yaşlardayken 2 Zilhicce 991/17 Aralık 1583 tarihinde aylık 80 akçe maaşla emekliye ayrılmıştır. 998 Ramazan/1590 Temmuzunda Medine-i Münevvere Kadılığına tayin olunmuş, bundan iki yıl sonra aynı şehirde 1000 Recep 1592 Nisan tarihinde vefat etmiştir. Vefatına "Bahr-i ma'rifet" tarih düşürülmüştür.

Manisa Şeriyye Sicilleri kayıtlarında Vankulu Mehmed Efendi'nin Aynî Hatun adında bir kızı ile Talibi Mehmed adında bir oğlunun bulunduğunu, damadının Sinan Efendi olduğunu: Talibî'nin oğlunun Mustafa Çelebi, onun oğlunun da Sefer Çelebi olduğunu, bu ilin Çaparçık mevkiinde bir cami yaptırdığını, vakıf kurduğunu ve vakfiyeler tanzim ettiğini yazar.

Eserleri:

Vankulu Lügati:

En meşhur eseridir. Arapça'dan Türkçe'ye tercüme edilmiştir. Eserin aslı İmam Ebu Nasr İsmail bin Hammad el-Cevheri'ye ait olup adı "Sıhah-ı Cevherindir. Eser edebiyat ve tarih araştırıcıları için temel kaynaklardan bin sayılır.

Yusuf Akçura, Cevheri'yi ilk önce "Pir Mehemmed" adlı biri tarafından tercüme edildiğini Cevheri'nin Par-ap veya Farap bugünkü adı Türkistan'da Otrar/Atrar olan şehirde dünyaya gelen Türk asıllı Arap dilinde yetkin, hattatlıkta uzman ve havacılığa da meraklı bir bilgin olarak değerlendirir. Kaldı ki Cevheri yaptığı kanatların işe yaramaması sonucu Nişabur'da bir evin damından düşerek h. 393 miladi 1002'de vefat etmiştir.

'Vankulu Lügati" şöhretiyle tanınan eserin tam adı 'Tercüme-i Sihah-ı Ccv- herî'dir. Eserin ünlü olmasının bir nedeni de İbrahim Müteferrika tarafından kurulan matbaada basılan ilk eser olmasıdır. Türk matbaacılık tarihinde ilk basılan kitabın Vankulu Lügati olması tesadüfi değildir. Hatta aynı eserin üç baskısının yapılmış olması kıymetinin anlaşılmasına da yeter:

* İstanbul Dâru't-Tıbaati'l- Ma'mûre. 1140-1141/1727- 1729.

1. cild 19+666,

2.cild 2 + 756+10 sayfa.

*Aynı matbaa. 1169-1170 / 1755-1756.

1. cilt 7+372.

2. cilt 3+430 yaprak. (İbrahim Müteferrika'nın oğlu tarafından basılmıştır.)

* İstanbul. Dârü't-Tıbaatil- Cedîdeti'l- Mataûre. 1217- 1218/

1802-1803.

1. cild 5-650.

2. cild 2+764 sayfa.

Kitabın girişinde Sıhah-ı Cevheri'nin önemini ve ulema tarafından takdirine temas edildikten sonra yaptığı çevirinin yararlı olacağından söz eder, lügatin düzenlenişi hakkında bilgi verir. Önsözden sonra, lügate geçilir.

F. Babinger, Vankulu Lügati'nin yazımlarca önceden 350 kuruşa mal edildiğini, matbu hale geldikten sonra 700 sayfalık Vankulu Lügati 25 kuruşa mal edilip 35 kuruşa satışa sunulduğunu yazar. Özellikle medrese öğrencileri için vazgeçilmez temel kaynaklardan sayılan bu eserin fiyatı neredeyse "kelepirdir. Matbaa bizde ucuz kitap çıkarma kaygısıyla kurulur. Konu Şeyhülislâmlık makamına sorulduğunda Şeyhülislâm Yenişehirli Abdullah Efendi, "Basma san'atında mahareti olan kimesnenin, tashihli ve hatasız olarak, kısa zamanda ve zahmetsiz olarak basması, kitapların nüshalarının çoğalmasına, ucuz Fiyatlarla yayılmasına sebep olur." der. Eser, 1000 adet basılmıştır.

Diğer Eserleri:

"Bizim Eller Van" kitabına göre yazarın 18 eseri vardır . Osmanlı Müellifleri'ne göre ;

* Farsça'dan Kimyayı Saadet

* Nakdü'd-Dürer(fi Şerhi'l Gurer)

* Tercih-i Bünyad (şiir) o Haşiyey-i Feraiz-i Seydî o Miftahü'n-Necâlı adlı eserleri vardır.

Ayrıca Millî Kütüphane kayıtlarında;

* Hilyetu'ş-Şerîfe ( Burdur İl Halk Kütüphanesi)

* Resmi Mektup ve Evraklar (İngiltere Milli Kütüphanesi Türkçe Yazmaları bölümünde) başlıklı Vankulu Mehmed Efendi'ye ait gösterilen kitaplar vardır.

Vanî Mehmed Efendi:

Diğer Vanlı Mehmed Efendiler kadar meşhur olamasa da kaynaklarda hakkında olumlu bilgilerle anlatılır. Mehmed Efendi, ilk eğitimini şehir bilginlerinden aldı. Ardından İstanbul'a gelerek ilim meclislerine katılıp mülâzım oldu. Çeşitli medreselerde müderris olarak bulundu. Diyarbakır ve Bağdat kadılıkları yaptı. 1063 Ramazan / 1653 Temmuz'da emekliye ayrılmış ve 1066 Şevval / 1656 Temmuz'da vefat etmiştir. Erbab-ı ilimden, iyi anlayışlı ve hoş sohbet, fazilet ve marifet sahibi biri olarak söz edilir.

Vanî Mehmed Efendi:

(Van ?- Bursa 1685)

Van'ın Güzelsu ilçesinde doğmuş olup doğum tarihi bilinmemektedir. Ancak Bursa'da h. 1096. m. 1685'te ölmüş ve aynı ilin Kesre! köyünde kendi yaptırdığı caminin girişine gömülmüştür. Viyana bozgunu sırasında ordu vaizi olarak görev yaparken bu bozgundan dolayı Bursa yakınlarındaki Kestel köyüne sürülmesine bağlı olarak Bursalı Mehmed Tahir onu "tevhid-i kulûb-ı İslâmiyeye hizmet edemeyen siyasete gayr-ı vâkıf ulemâdandır" diye eleştirir. Aslında bu eleştiriler "Etrakı bi-idrâk" düşüncesinin egemen olduğu bir devirde Türklüğe verdiği kıymet ve değerlendir-melerinden de kaynaklanıyor olabilir. Bilindiği gibi Vanî Mehmed Efendi Arâisü'l- Kur'an adlı eserinde öteden beri İslâmî bir görüntüde Türklüğü rencide eden kimi açıklama ve yorumlara bir tür reddiye ileri sürer ve Türklerin İslamiyet'e hizmetlerini anlatır. Araplardan sonra İslam dünyasına yön verecek milletin İlmî ve tarihî delillerle Türkler olduğuna inanır. Ye'cuc Me'cuc'u Türk sayan Arap tefsircilerine karşı Vanî Mehmed Efendi Oğuz Kağan'ı Zülkarneyn olarak değerlendirir. Bu düşünceler, zamanın kozmopolitleşmiş daha çok devşirme Enderun ağzıyla konuşan medrese bilginlerini rahatsız edecektir. Viyana bozgunu, bu sırada ordu vaizliği yapan Vanî Mehmed Efendiyi görev inden etmede düşmanları için uygun bir fırsattır. Bundan sonraki ömrünü Bursa'da sürgün olarak geçirecek olan Vanî Mehmed F.Efendi, Kaşgarlı Mahmud'dan beri gelen yerli düşüncenin 17. yy'daki bayraktarı olacaktır.

Başlıca eserleri:

1. Arâis-ül-Kur'ân

2. Hülâsât-üt-Tefasîr,

3. Risâle-i Mebde' vel-Me'âd,

4. A'mâl-ül-Yevmvel-Leyl

5. Münşeat

6. Miftahü'l Rahim ve Keşfü'l Kerîm (Yusuf suresi tefsiri)

Millî kütüphane kayıtlarında Konya İl Halk Kütüphanesinde korunan "Risale fi Beyani Zikri'l-Cehri" adında bir kitabı da vardır.

Ölümüne Fazıl-ı Rızâyi'yc ait "Tarih-i İrtihâl-i Hazret-i Vâni Efendi Rahmetu'l-lahi Aleyhi" başlıklı şiiri düzenlenmiş olup şiirin son dizesinde h. 1096 ölüm tarihi düşürülmüştür.

Kaynak:

Dünyada Van Dergisi 15.07.2007 Doç. Dr. Bedri Sarıca. Bedri Sarıca Denizli: Pamukkale Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Bakmadan Geçme