Van Tarihi ve Kürtler Hakkında Tetebbuat
Değerli okurlar Süleyman Sabri Paşa 1873 tarihinde Makedonya-Manastır'da dünyaya gelmiş. Harp Okulundan mezun olmuş ve Mirlivalığa (Generalliğe) kadar terfi etmiş.
Değerli okurlar; Süleyman Sabri Paşa 1873 tarihinde Makedonya-Manastır'da dünyaya gelmiş. Harp Okulundan mezun olmuş ve Mirlivalığa (Generalliğe) kadar terfi etmiş.1897'de Osmanlı- Yunan Savaşı, 1911-12'de Osmanlı İtalyan Savaşı,1912-13'de Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşlarında görev almış. Birçok nişanı, taksi ve madalyası bulunan bir generalimizdir. 1921-26 yılları arasında Ağrı'da Aşiret Süvari Tümen Kumandanlığı, Revanduz-Van kumandanlığı, Van Vali yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur. İlimiz ve bölgemizde uzun süre görev yapmakla kalmamış gözlemler ve araştırmalar da yapmıştır. Bu gözlem ve araştırmaları 1928 yılında "Van Tarihi ve Kürtler Hakkında Tetebbuat" ismi ile kitap olarak yayınlanmış.
Kitap on beş fasıldan oluşmaktadır. Her bir fasıl ilimiz ve insanımız hakkında farklı bilgiler ve değerlendirmeler içerir. Van ve çevresinin tarihi ve coğrafik durumunun yanı sıra İran, Azerbaycan, Irak ve Suriye bölgelerinde yaşayan farklı dini, mezhebi ve etnik özelliklere sahip topluluklar hakkında bilgiler verir. Bu toplulukların tarihi serencamlarını konu edinir. Bölgede yaptığı görevler, geziler ve gözlemler neticesinde elde ettiği bilgileri paylaşır. Sahada edindiği bilgileri araştırmaları ile birleştirerek kendine özel bir bakış ve değerlendirme geliştirip okuyucunun bilgisine sunar. Bu bakışının ve değerlendirmelerinin ne derece isabetli olduğuna siz okuyucular karar vereceksiniz. Çünkü kitabın yazıldığı günden bu güne yaklaşık yüz yıl geçmiş ve bu sürede birçok yeni bilgi edinilmiştir.
Kitapta Süleyman Sabri Paşa'nın bizzat gözlemlerine dayalı yazdığı bilgiler son derece önemlidir. Bu gözlemlerinin yazıya dökülmesi ile ilimiz ve bölgemizde yüz yıl önce; şehirlerin, köylerin, evlerin, şehir ve köy halklarının yaşamlarının nitelik, nicelik ve nasıllığı hakkında çok önemli bilgiler ediniriz.
Aşiret kadınlarını anlatırken şöyle der:" Kadınlar hayatın, tabiatın, müşkülat ve şiddetiyle ünsiyet etmişlerdir. Tabiatın ve herhangi bir kuvvetin tazyiki karşısında şaşırmazlar. Baskına veya taarruza uğrayan aşiretin kadınları bayılmaz, kendisine düşen vazifeyi yapar. Erkekler sulha- mukabeleye çalışırken, göç etmek lazım geliyorsa kadınlar, evlerini, çadırlarını, yükler yola çıkarlar. Günlerce yaya yürüyebilirler."