VAN ZİRVE YAPTI
Van Valiliği himayelerinde Uluslararası Altın Kentler Derneği tarafından düzenlenen 1. Van Kent Ekonomisi ve Yerel Kalkınma Zirvesi başladı. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 depremleri sonrası şehircilik alanında Van'da yapılan çalışmalar, ekonomik ve sosyal kalkınma süreci iki gün sürecek zirvede ele alındı. Zirvede öğlenden sonra 'Vansesi Gazetesi 80. Yaşında-Ekonomik ve Sosyal Kalkınmada Yerel Basının Önemi' paneli büyük ilgi gördü.
Hacı Yılmaz
23 Ekim 2011 Van depreminin 6. Yıldönümünde Van Valiliği himayelerinde Uluslararası Altın Kentler Derneği tarafından düzenlenen 1. Van Kent Ekonomisi ve Yerel Kalkınma Zirvesi dün başladı. Bugün de devam edecek zirvede Van'a deprem sonrası yapılan yatırımlar, Van ekonomisi, gelişimi, turizm, devlet destekleri ve teşvik, iş dünyası ve yatırım fırsatları ile "Vansesi Gazetesi 80. Yaşında-Ekonomik ve Sosyal Kalkınmada Yerel Basının Önemi" konulu paneller gerçekleştirildi.
Zirvenin açılış konuşmalarının ardından Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne kadar kesintisiz günlük yayın yapan Van'ın en eski gazetesi olan Vansesi Gazetemizin 80. yılı pastası coşkuyla kesildi.
Elite World Van Hotel'de düzenlenen zirveye Ak Parti Van Milletvekilleri Beşir Atalay, Burhan Kayatürk, Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Murat Zorluoğlu, Başbakan Başdanışmanı Adnan İnanç, YYÜ Rektörü Prof. Dr.Peyami Battal, Van TSO Başkanı Necdet Takva, İlçe Kaymakamları ve Belediye Başkanları, ulusal gazetelerin köşe yazarları, iş adamları, sanayiciler, akademisyenler, Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri, kentin kanaat önderleri katıldı.
"Türkiye'nin büyük bir bütünleşmesini burada yaşadık"
Zirvenin açılışında konuşan Milletvekili Beşir Atalay, 2011 yılında Van'da meydana gelen depremlerde devlet ve milletin Van'da olduğunu belirterek, "23 Ekim ve 9 Kasım 2011'de yaşanan depremde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum. Marmara ve Van depreminden sonra ülkemizde deprem duyarlılığı arttı. Kurumlarımız daha organize oldular. Devletin, yerel yönetimlerin bu konuda hassasiyetleri ve çalışmaları arttı. Tabi Van'da Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hükümetimiz çok farklı bir duyarlılık içinde oldu. Devlet ve millet Van'da oldu. Türkiye'nin büyük bir bütünleşmesini burada yaşadık. Bütün milletimiz buraya yardım göndermek için uğraştı. Devletimiz bütün imkanları buraya seferber etti. Hamdolsun depremden sonra yaraları daha çabuk sarmaya çalıştık. Büyük bir seferberlik ilan edildi. Çok etkili bir koordinasyon sağlandı. Her bakanımızdan ne istediysek anında yapıldı. O zamanki Başbakanımız bize hiç para sıkıntısı çektirmedi. Recep Tayyip Erdoğan Van için önemli bir tutum gösterdi. Buradaki işlerin hepsi, hiçbir mali sıkıntı çekilmeden yürütüldü" ifadelerini kullandı.
"Van'ın altyapısı tamamen yenilendi"
O dönemde şehre depremden sonrasını da kapsayacak bütüncül bir şekilde baktıklarını söyleyen Atalay, "Bundan sonra Van nasıl olmalı, Van'ın eksikleri neler, Van'ın altyapısı tamamen yenilendi. Van bundan sonra nasıl daha iyi olmalı diye bunlar için tedbirler alındı. Van'da 30 tane konteynır kent kuruldu. Van'a 35 bin konteynır getirdik. Van depremindeki tecrübemizden sonra Türkiye'deki afet çalışmaları yeni bir renk aldı. Ben o zaman Başbakan Yardımcısıydım ve AFAD bana bağlıydı. AFAD'ı yeniden şekillendirdik. İki konuyu yeniden organize ettik. Bütün bakanlar bir afet olduğunda görev alıyor. Bir afet olduğunda hangi bakanlık ne iş yapacak belli. Herkes görevini biliyor. Şuanda mevzuatımız böyle. İkincisi de malzeme. Çadır başta olmak üzere malzeme stokunu yeniden planladık. Van depremi oldu 1 saat sonra bir toplantı yaptık. Bütün kurum başkanları toplantıya çağırdık. Van'da ne var ne yok, malzeme durumumuz nasıl bunları masaya yatırdık. Artık Kızılay'ın kendi çalışması var. AFAD olarak 27 depo yaptırdık. Bölgeleri deprem riskine göre belirledik ve oralarda çadır, aydınlatma, ısıtma gibi tüm gerekli araç gereçler var. Türkiye'nin 125 bin çadır stoku var. Ailelerin büyüklüğüne göre, genişliğine, hava şartlarına uygun çadırlar var. Şu anda Türkiye daha hazır. New York'a bizi çağırdılar, deprem sonrası nasıl bu kadar hızlı organize ettiniz diye konuşmalar yaptırdılar" dedi.
Van'da güçbirliği platformu oluşturduklarına işaret eden Atalay, " Bu platformda herkes bulunuyor. Platform olarak Van'ın sorunlarını bu toplantılarda masaya yatırıyoruz ve yapılması gerekenleri yapmaya çalışıyoruz. 25 Ekimde yine güç birliği toplantımız var. Sanayi Bakanımızda katılacak. Van'daki gündemimiz sanayi olacak. Bu ortak aklı çok önemli görüyorum" şeklinde konuştu.
"Çevre yolu bütün hızıyla devam ediyor"
Bundan sonra Van ve ilçelerinin daha fazla belediye hizmeti alacağını belirten Atalay, "Van ile ilgili üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Hem bürokrasimiz, hem belediyelerimiz. Şunu da özellikle söylemek isterim; doğrusu belediyelerimiz kayyum atamasından sonra şu anda çok iyi bir çalışma içinde. Doğrusu öncesinde hizmet yürümüyordu. Şimdi caddelerimizin daha temiz, daha iyi hizmet aldığını herkes fark ediyor. Belediye başkanlarımız büyükşehir ve ilçelerde çok iyi hizmetler yürütüyor. Değerli Valimize çok teşekkür ediyorum. Özellikle su arıtması, katı atıkların dönüştürülmesi gibi çok önemli projelere imza atılıyor. Biz de bunların finansmanıyla ilgili elimizden gelen desteği veriyoruz. Bundan sonra Van ve ilçeleri daha fazla belediye hizmeti alacak. Şuanda bir kitap fuarımız var ve Ankara ile İstanbul'da yapılan fuarlardan daha fazla katılım yapıldı. Sosyal projeler var, 17 tane etüt merkezinin açılışını yaptık. Buna benzer çok güzel çalışmalarımız yürüyor. Van Ak Parti'den çok hizmet almıştır. Sadece deprem değil. Şuanda kamu yatırımlarımızda hiçbir sorun yoktur. Eğitimde biraz derslik ihtiyacımız var. Arsa temininde zorluk çekiyoruz. Sağlık alanında önemli yatırımlar var. Devletin getirdiği hizmetlerle ilgili yatırımlarda sorunumuz fazla değil. Ama özel sektöre çok iş düşüyor. Burası 6. bölge teşviki alıyor. Hükümet her konuda Van'a ayrıcalık gösteriyor. Maliye'nin borçların yapılandırmasında Van için özel bir madde koydurduk. 1 yıl içerisinde yasada Van için 2 özel madde koyduk. 2 özel bakanlar kurulu kararı çıkarılmıştır. 1'ncisi Van Gölü kota seviyesi, 2'ncisi ise çevre yoludur. Çevre yolu bütün hızıyla devam ediyor. Dolayısıyla Van'a yaptığı çalışmalar için hükümetimize teşekkür ediyorum. Bu toplantının sonuçları bizim için bir rehber olacaktır" ifadelerini kullandı.
"Deprem şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum"
Van Valisi Murat Zorluoğlu 2011 yılında meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenleri anarak, "Ülkeler arasındaki rekabetten daha çok kentlerin rekabetinin, şehirlerin yarışının ön plana çıktığı bir dönemde, alanında yetkin birçok yerel ve ulusal aktörün katılımıyla, ilimizin ekonomik ve sosyal kalkınmasının tartışılacağı bu organizasyona ev sahipliği yapıyor olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim. Yerel kalkınma zirvesinin, şehrimizin ekonomisine halen tam olarak telafi edilememiş büyük zararlar veren, ama ondan da önemlisi, 644 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, birçoğunun da yaralanmasına sebep olan 2011 depreminin 6. yıldönümünde düzenlenmesi anlamlı olmuştur. Bu vesileyle deprem şehitlerimizi birkez daha rahmetle yâd ediyorum. Bildiğiniz gibi, özellikle 1980'li yıllardan bu yana dünyada adına küreselleşme denen köklü ve çok yönlü bir değişim yaşanıyor. Bu süreç tüm toplumların sosyo-ekonomik ve kültürel hayatında dönüşümlere yol açıyor, kamu yönetimine ilişkin kavram ve değerler ile kamu örgütleri de bu dinamiklerden derinden etkileniyor. Bir taraftan kamu hizmetlerinin geleneksel yol ve yöntemlerle görülmesinde yaşanan aksaklıklar, diğer taraftan da ve halkın kamu hizmetlerine artan talepleri kamu yönetiminde klasik hiyerarşik yönetim modelinden, yeni kamu yönetimi anlayışına geçilmesini zorunlu kılmıştır" dedi.
"Yönetimlere çok iş düşüyor"
Yerelleşme eğilimi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin yanı sıra, yerel sivil kuruluşların etkinliğinin artırılması, yerel medyanın desteklenmesi, yerel girişimcilerin önünün açılması, halkın yönetime daha etkin katılımının sağlanmasını içerdiğini belirten Zorluoğlu, "Yeni kamu yönetiminin başlıca unsurlarını, tüm toplumsal aktörlerin işbirliğine ve uzlaşmasına dayanması, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne önem vermesi, katılımcılığı ve sivil toplum kuruluşlarını ön plana çıkarması, yerinden yönetim ve yerindenliği esas alması olarak sayabiliriz. Son birkaç 10 yıldır, küreselleşme ile birlikte öne çıkan bir başka gelişme de yerelleşmedir. İlk bakışta birbirine zıt olarak görülen bu iki eğilim, artık birbirinin tamamlayıcısı olarak kabul edilmektedir. Hatta ecnebiler bunu glocalization olarak da kavramlaştırdılar. Yerelleşme eğilimi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin yanı sıra, yerel sivil kuruluşların etkinliğinin artırılması, yerel medyanın desteklenmesi, yerel girişimcilerin önünün açılması, halkın yönetime daha etkin katılımının sağlanmasını da içermektedir. Yerelleşme süreci aynı zamanda kalkınma anlayışının ulusal kalkınmadan bölgesel ve yerel kalkınmaya doğru verilmesine de zemin hazırlamıştır ki toplantımızın ana konusunu da budur. Yerel kalkınma anlayışı, yerel dinamiklerin harekete geçirilerek, bölgelerin ya da şehirlerin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal alanda sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun olarak gelişimini sağlamayı hedeflemektedir. Burada tabii yerel yönetimlerin, ülkemiz bakımından da valilikler ve belediyelerin çok hayati sorumlulukları, rolleri olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"Van devletin teşvik sisteminde en avantajlı bölgede yer alıyor"
Vali Zorluoğlu, Van'ın ekonomide tarım-hayvancılık, turizm, tekstil, yapı malzemeleri imalatı, madencilik ve yenilenebilir enerji sektörleri ile ön plana çıktığını belirterek, "Yerel aktörler arasında işbirliği ortamının sağlanması, yerel girişimcilerin kapasitelerinin geliştirilmesi, işgücünün geliştirilerek kalitesinin artırılması, girişimlerin yerel yönetimler tarafından sahiplenilmesi ve girişimcilerin cesaretlendirilmesi, kent planlarının yerel kalkınma anlayışına göre yeniden ele alınması, şehrin ekonomik durum analizinin yapılarak faaliyetlerin bu bilgiler ışığında yürütülmesi yatırımcılar için gerekli alt yapı eksikliklerinin giderilmesi, yerel yönetimlerin yerel kalkınmada en önemli sorumlulukları olarak öne çıkmaktadır. Bu ağırlıklı teorik ve biraz da sıkıcı genel değerlendirmeden sonra, dikkatlerinizi ilimize çekmek istiyorum" şeklinde konuştu.
Vali Zorluoğlu'ndan yatırımcılara çağrı
Yatırımcıları Van'a yatırım yapmaya davet eden Vali Zorluoğlu, "300 km'lik sınıra sahip olduğumuz komşumuz İran'a ayrı bir parantez açmak isterim. Bu yıl Ekim 15'e kadar ilimizi turizm ve ticaret maksatlı ziyaret eden İranlı sayısı 400 bine yaklaşmıştır. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre neredeyse 2 kat bir artışı ifade ediyor. Terör hadiselerinin minimize edilmesi ve yapımı devam eden yeni Kapıköy sınır kapısı kompleksinin önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde tamamlanmasıyla birlikte, gerek yurt içi gerekse özellikle İranlı turist sayısında önemli artışlar olacağını değerlendiriyoruz. Bu yıl otellerimiz tam kapasite ve doluluk oranıyla çalıştı. Hatta öyle zamanlar oldu ki kamu misafirhanelerini hatta okullarımızın pansiyonlarını yabancı misafirlerimizin kullanımına açtık. Ben özel sektöre, yatırımcılara buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Van'a yeni oteller, eğlenme ve dinlenme mekanları için yatırım yapmaya gelin. Gerek valilik gerekse belediyelerimizle, sizlere her türlü desteği vermeye, kolaylığı sağlamaya hazırız. Van'a gelin, hem siz kazanın hem Van kazansın" dedi.
"Van'ın bugün bu durumda olmasının nedeni terördür"
Ak Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk, Van'da 36-37 yılda bir depremlerin meydana geldiğini belirterek, "2011 depreminin yaralarını çabucak sarmaya çalışan bir hükümet vardı. Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız deprem yılında 4 defa Van'ı ziyaret etti. Van'da 18 bine yakın çok sağlam konut yaptık. Bu bölgenin tek felaketi deprem değil. Daha büyük bir felaket olan terör hadisesi vurdu. Aslında Van'ın bugün bu durumda olmasının nedeni terördür. Van geçmişte medeniyetlere başkentlik yapmış bir şehirdir. Terör, bu bölgenin başına felaket oldu. Bir özeleştiri yapmalıyız ki, teröre karşı STK'sıyla, vatandaşıyla, tam anlamıyla mücadele verebildik mi? Van'ın ekonomisinin kalkınması için adım atmaktan çekinmeyeceğiz. Tüm engellere rağmen işimizi yapacağız. Van'ı iyi bir yere taşımak zorundayız. Van'ın önemli bir sağlık kenti olması içinde çaba gösteriyoruz. Van'ın aynı zamanda turizm kenti olması için de çaba sarf ediyoruz. Kapıköy'ün açılması için büyük çaba harcadık. Artık Van esnafının yüzü gülüyor. Tüm oteller dolup taştı. Uluslar arası toplantıların da Van'da yapılması içinde büyük çaba gösteriyoruz. 10-12 Kasım'da bir Helsinki formunu Van'da yapacağız. Asya Parlamenter Assamblesi'nin ilk toplantısını kasım'da İstanbul'da, ikinci toplantısını gelecek yıl mayıs veya nisanda Van'da yapacağız Van artık uluslararası toplantıların yapıldığı önemli bir kent haline gelecek" şeklinde konuştu.
"Felaketin mali kaybı 50 milyar TL"
Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva da, "Bugün burada bizleri dinleme nezaketinde bulunmak üzere Ülkemizin çeşitli kentlerinden gelmiş olmanızı çok değerli buluyoruz. Bundan tam yedi yıl önce bu gün iki yıkıcı depremin ilkini yaşadık. On beş gün sonra da ikinci bir yıkıcı deprem yaşadık. Van şehri bu felaketlerden resmî kayıtlara göre 644 Can kaybederken 30 bin konutu ve 7 bin işyerini kaybetti. Bu vesile ile hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Felaketin mali kaybı tahminlerimize göre aşağı yukarı 50 milyar TL (yani 50 katrilyon) civarındadır. Ben bugün Van şehrinin spesifik sorunları olan, sınır ticaretinde yaşadığımız sorunlardan, yılan hikayesine dönen çevre yolumuzun olmayışından, demir yolunun gölden bağlantısının yarattığı stratejik çıkmazımızdan, biriken vergilerin terkin edilmeden taksitlendirilmesinden, afet konutlarının yarattığı borç stokundan, kişi başına 3500 GSYH ile ülke ortalamasının 25'i, Marmara Bölgesinin 12'si seviyesinde Olmamız meselesinden, 23.000 kişiye Düşen bir banka şubesinden, eğitimde neden 78. Sırada bulunduğumuzdan, finansmana erişimde yaşadığımız problemlerden, ihracat ve ithalattaki rakamsal felaketimizden, ülkenin en genç nüfusuna sahip 3 şehirden biri olmamızın yaratacağı muhtemel sorunlardan, 18 yıl boyunca her ay 8 milyon TL TOKİ'ye ödeme yapmamızın yarattığı emisyon sorunundan, 6. Bölge teşvik uygulamasından yeterince pay alamayışımızdan, ihtiyacımız olan spesifik destek ve teşviklerden, yatırım ortamının yeterince verimli olmayışından, sicil affının etkin uygulanamamasından, cazibe merkezleri programının açıklanmamasının yarattığı belirsizlikten ve diğer ekonomik, sosyal sorunlarımızdan söz etmeyeceğim" dedi.
"Van Türkiye için önemlidir"
Van'ın Türkiye'nin Doğuya açılan ve muhteşem fırsatları barındıran bir şehir olduğunu belirten Takva, "Sizlere neden Van şehrinin Türkiye için önemli olduğundan söz etmek istiyorum. Bir kere şunu hepimiz biliyoruz ki Türkiye'nin rekabet üstünlüğü olan coğrafyaya yani orta Asya, Ortadoğu, Kafkaslar'a en yakın Şehirlerden biriyiz. 500 Km'lik bir çember içerisinde 125 milyon insana ve 5 ülkeye erişimi olan önemli bir şehir. Daha İstanbul ve Ankara başkent değilken önemli bir medeniyete başkent olmuş dünyanın en kadim yerleşim alanlarından biridir. İstesek de istemesek de bu böyledir. Ortalama 50 yılda bir Yıkıcı depremlerin yaşanmasına rağmen her zaman insanların artarak yerleştiği, muhteşem bir yerleşke ve yaşam alanıdır. Su ülkesidir. Güneş'in başkentidir. Van Türkiye'nin Doğuya açılan ve muhteşem fırsatları barındıran bir şehirdir. Van bu nedenle Türkiye için önemlidir. Bizler de bu önemi her defasında öne çıkaran bir yaklaşım içinde olmalıyız. Bizler şehrimiz hakkında farkındalığımızı yücelttiğimiz oranda güçlü bir ekonomik yapıya, doğru yerel kalkınma yaklaşımlarına sahip olabiliriz" dedi.
"Girişimci sayısını arttırmalıyız"
Van'ın 1 üretip 7 tüketen şehir olmak istemediğini söyleyen Takva, "Yapılması gereken tek şey biraz farkında olmaktır. Van Şehri 1 üretip 7 tüketen şehir olmak istemiyor. Hak ettiği Değeri görmek, bölge ve ülke ekonomisinde etkin olmak istiyor. Ankara'nın bunun farkına varmasını istiyor. Şu an olduğundan çok daha fazla dinlenilir olmak istiyor. Buna Hakkı Olduğunu biliyor ve bunu istiyor. Şimdi Türkiye'nin kara sınır şehirlerinin ekonomik performansına bakınız; tamamı aşağı yukarı aynı düzeyde. Yani sosyo-ekonomik gelişim endeksinde son sıralarda. Peki neden? Çünkü bu şehirler tamamıyla güvenlik gerekçeleriyle ve iktidarları izleyebilme düzeyleri ile şekillenmişlerdir. Bu Türkiye'nin 2023 vizyonu ile 500 milyar ihracat hedefiyle ne kadar örtüşüyor? Örtüşmüyor. O halde sorunu bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele almak gerekmektedir. Önümüzdeki 20 yıl boyunca ülkemizin en temel sorunu bölgelerarası Gelişmişlik farkı meselesi olacak. Bizler Bunu aşmanın kısa vadede küçük dokunmalarla olacağına inanıyoruz. Girişimci sayısını arttırmalıyız. Kümelenmeyi hızlandırmalı, sektörel kümelenme meselesini yerel kalkınmada öncelik olarak ele almalıyız. Esnafı, taciri, sanayiciyi, yatırımcıyı daha fazla sahiplenmeliyiz. Bu kesimler toplumsal birlikteliğin çimentosudur. Kentimiz, bölgemiz ve ülkemizin kalkınması bu kesimleri sahiplenmemiz ve sevgiyle dokunmamızla doğru orantılıdır. Bu kesimler sırtında yumurta küfesi ile dolaşan insanlardır. Küçük bir sendeleme küfeyi yerle bir eder" ifadelerini kullandı.
"Van'ın zenginliği ve refahı Türkiye'nin zenginliği ve refahı demektir"
Devletimizin, hükümetimizin ve içinde Van ve ülke sevgisi ile yanıp tutuşan Van lobisinin, yani başta Van halkı olmak üzere, siyasi temsilcilerimizin ve Vanlı bürokratların birlikte ve ortak akılla üreteceği yaklaşımlar belirleyecektir. Van şehri sadece ülkemizin yaşadığı sorunlardan etkilenmiyor, aynı zamanda başta yakın çevremiz olmak üzere dünyadaki gelişmelerden de etkileniyor. Bizler ülkemizin diğer bölgelerinde yaşayan insanlarla aynı gemide, aynı kaderi paylaşan insanlarız. Van'ın zenginliği ve refahı Türkiye'nin zenginliği ve refahı demektir. Bizler buna inanıyor, bunu savunuyoruz" şeklinde konuştu.
"Van lobisine ihtiyacımız var"
Ekonomik ve sosyal tedbir alanlarına ulusal bir stratejiyle bakılması gerektiğini belirten Takva, "Buna karar verecek olan Devlet ve Hükümetimizdir. Şimdi bir araştırma yaptırıyoruz. İllerin kamu yatırımlarından aldıkları paylara bakacağız. Bizimle aynı ölçekteki illerin siyasal lobi güçleri ile illerine aktardıkları kaynakların miktarına bakıp, kıyaslayacağız. Gücümüzü ve rengimizi o zaman daha net göreceğiz. Yetiştirebilseydik bu sonuçları sizlerle bu gün paylaşacaktık. Ama araştırma bitince çarpıcı sonuçlar elde edeceğimizi biliyorum. Kaynak kullanımında etkisiz olduğumuzu hep beraber göreceğimizi düşünüyorum. Bizler bu durumu kabul etmemeliyiz. Kentimizin rekabet gücünü kaybetme lüksümüz yok. Van lobisini güçlendirecek ve bu şehrin aşkını alevlendirecek çalışmalara ihtiyacımız var. Bu nedenle Ankara'da bizleri temsil eden Van gücünün bu meseleleri daha fazla ve daha etkin dile getirmesi gerekir. Politikacılarımızın şehrimizin yaşadığı sorunları çözmede ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması konusunda daha fazla enerjisine İhtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
"Van artık bir sinerji yakaladı"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, üniversite olarak bu tür önemli etkinliklere her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını belirterek "Van artık bir sinerji yakaladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2011 yılında meydana gelen depremlerde buraya gelerek Van'ın önemi ortaya koydu. Van önemli bir ivme kazandı ve yoluna devam ediyor. Bir kenti kalkındırmaya başladığınız zaman birçok problem konuşulmaya başlanır. Problemler gündeme gelir ama çözümü konusunda biraz zaman alır. El ele omuz omuza vererek sorunların üstesinden gelebiliriz. Ben bu tür toplantılarda Van'a benzer 4 ilden bahsederim, bu dört il Malatya, Kayseri, Gaziantep ve Konya'dır. Bu kentler nasıl gelişmiş biz ne için gelişmemişiz. Ben bu konuyu biraz araştırdım. Bu şehirlerde kentlerde aidiyet bilincini gördüm. Bir Kayserililik, Malatyalılık, Konyalılık, Gazianteplilik ruhu çok farklı bir olaydır. Bu şehir kendi iç kavgalarını bir tarafa atarak bardağın dolu tarafına bakıp, boş yerini de nasıl doldururuzun üzerinde durmuşlar. Üniversite olarak buraya bakıyoruz. Bardağın boş tarafını nasıl doldururuz çalışmalarını yaparsak orayı çok kısa bir sürede doldururuz. El ele vererek Van'ın önemli sorunlarını çözebileceğimize inanıyorum" dedi.
"Bu kenti daha iyi bir noktaya taşımamız gerekiyor"
Van'ın Vanlılık ruhuna ihtiyacı olduğunu belirten Battal, "Bu şu anlama geliyor. El ele, omuz omuza vereceğiz kişiler husumetlerimizi bir kenara bırakıp bu kenti daha iyi bir noktaya taşımamız gerekiyor. Bunu başaramadığımız müddetçe sorunları çözemeyiz. Urartular Van'ın sahip olduğu enerji ve sinerjiden dolayı geçmişte Başkent yapmışlar. Van güçlüyse ülkemiz güçlüdür. Depremde 1 yıl içerisinde ayağa kalktık. Herkes üzerine düşeni yaptı. Van çevresiyle 4-5 ülkeye dokunuyor. Bu bizim için bir avantajdır. Bu avantajı yine lehimize çevirecek olan bizleriz. Vanlılar olarak el ele vererek Vanlılık ruhunu tesis edelim daha sonrası kolay. Hepimiz el ele vererek bu kenti kalkındıracağız. Üniversite olarak çok önemli bir altyapıya sahibiz. Üniversitemizin kapısını aşındırırsak, bizde sizlerin kapısını aşındıracağız, biz rahatsız edilmek istiyoruz. Bu kalkınma beraber olur. Üniversitelerin olmadığı kentsel ve yerel kalkınmalar mümkün değil. Üniversiteleri işin içine katmamız lazım. Van YYÜ Türkiye'de 200 üniversite arasında 40'ıncı sırada yer alıyor. Bu aşırı iyi değil ama kötüde değil. Kaybettiğimiz öğretim üyelerimiz eğer üniversitemizde kalsaydı şunu temin ederim ki ilk 20 içerisindeydik. Van YYÜ gibi güçlü bir üniversiteyi görmezden gelip kalkınmayı niye başaramıyoruz demek çok doğru olmaz. Van çok iyi bir noktaya doğru gidiyor. 1500'ün üzerinde yabancı uyruklu öğrencimiz var. Bu öğrencilerle beraber çok güçlü projelere imza atıyoruz. Teknokentimiz uluslararası teknokente dönüştü. Bunlar bardağımızın sürekli dolan tarafı. Bir zirvenin Van'ımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
"Van Canavarı, terör ve depremlerle anılmak istemiyor"
Uluslararası Altın Kentler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cenap Tuncer, Van'ın artık terör ve depremlerle anılmak istemediğini belirterek, "Van Valiliği himayelerinde gerçekleştirilen Uluslararası Altın Kentler Derneğince bu yıl ilkini düzenlediğimiz '1. Van Kent Ekonomisi ve Yerel Yönetimler Kalkınma Zirvesi'nde sizleri ağırlamaktan büyük bir onur ve kıvanç duyduğumuzu belirtmek isterim. Doğu medeniyetine beşiklik eden ve 'Doğunun İncisi' olarak tabir edilen serhat şehri Van, yılların ihmal edilmişliğinin yanı sıra yaşadığı onca talihsiz hadise ve afetin derin izlerini bu ve buna benzer zirvelerle yenmek istiyor. Bölgenin 'en önemli' aktörü durumunda bulunan ve göz kamaştıran doğa güzelliğiyle öne çıkan Van ve yöresi; artık Van Canavarı, terör ve depremlerle anılmak istemiyor! İç barışın yeniden tesis edildiği ve kalıcı hale getirildiği, tarihsel rolü, zengin yer altı ve yer üstü zenginliği, turizme ve ekonomiye katkı sağlayan; kedisi, otlupeyniri, kültür, sanat ve spordaki başarıları ve güler yüzlü cana yakın insanlarıyla anılmak istiyor. Uluslararası Altın Kentler Derneği olarak; kurulduğumuz günden bu yana yurt içinde ve yurt dışında önemli çalışmalara imza attık. Tek bir hedefimiz vardı o da toplumun yaşam kalitesini arttıran, kent hayatında farkındalık sağlayan şehircilik alanında 'insan odaklı' projeleri hayata geçirmek, ülkenin tamamında ve tüm alanlarda ekonomisi güçlü marka şehirler oluşturmak" dedi.
"Zirveyi her yıl düzenli olarak gerçekleştirmeyi hedefliyoruz"
Tuncer, "İki günlük zirvede başta hükümet temsilcilerimiz olmak üzere, kent bilimcileri, iş adamları, sivil toplum örgütleri, ulusal basın temsilcileri ve daha pek çok seçkin davetli konuşmacı ve panelist olarak yer alacak. Biz istiyoruz ki, Van'ın sorunlarına mülki idare amirlerimiz, yerel yöneticilerimiz ve konunun uzmanı tüm taraflarca birlikte çözüm arayıp bulalım. Van ekonomisine ve yerel kalkınmasına ciddi katkı sunacak olan zirveyi her yıl düzenli olarak gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Van Valiliği koordinesinde, vakit kaybetmeksizin çözüm ortaklarımızla paylaşılacaktır. Bir hususu hatırlatarak konuşmama son vermek istiyorum; Sayın valimize ve belediye başkan ve vekilliklerimize sivil toplum örgütlerimize zirveye verdikleri anlamlı desteklerden dolayı huzurlarınızda teşekkür ediyor, kalbi şükranlarımı sunuyorum. Güçlü bir ekonomiye sahip yerel yönetimlerin daha başarılı olduğu malumlarınızdır. Bu uğurda gecesini gündüzüne katarak bölge halkına hizmet götüren; yüreğinde vatan aşkı, bayrak ve ezan sevgisi ile memleket sevdası yatan Van Valiliği, Erciş, İpekyolu, Edremit ve Tuşba Kaymakamlık ve Belediye çalışanlarına, akademisyenlerimize, ekonomist ve kent bilimcilerimize, Derneğimizin Yönetim Kurulu üyelerine ve Van İl Başkanlığımıza, Karma Fotoğraf Serginde eserleri yayınlanan fotoğraf sanatçılarımıza, 80 yıllık ömründe hak ve hakikatten ayrılmadan sadece doğruları yazan Vansesi Gazetesine, konuşmacılarımıza, panelistlerimize, zirvenin gerçekleşmesinde pay sahibi olan sponsorlarımıza, girişimci iş adamlarımıza, davetimize koşulsuz 'evet' diyerek icabet eden yazılı ve görsel basın mensuplarımıza, Elite World çalışanlarına ve isimsiz kahramanlara teşekkür ederken; 6 yıl önce bugün yaşanan Van Depreminde hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle anıyorum" ifadelerini kullandı.
VANSESİ 80. YILI KUTLAMASI HEYECAN YARATTI
21 Temmuz 1937 tarihinde "Yeni Yurd Van" adıyla Van'ın ilk gazetesi olarak yayın hayatına başlayan, 1939'da "Van Gazetesi" adını alan, 1 Temmuz 1948'de "Vansesi Gazetesi" ismiyle bugünlere gelen Vansesi gazetemiz 80. Yılını pasta keserek kutladı. Üzerinde 80. yıl ve Vansesi yazılı pasta protokolün, yazarlar, diğer konuklar ve gazetemizin kadim dostu, usta gazeteci Sabah Gazetesi yazarı Yavuz Donat, imtiyaz sahibimiz Erdal Perihan, yazı işleri müdürümüz İkram Kali, Trabzon'dan katılan köşe yazarımız yazar, şair, karikatürist aynı zamanda bu yıl 80 yaşını kutlayan Hikmet Aksoy, Balıkesir'den katılan köşe yazarımız şair ve yazar Ümran Öztürk, spor müdürümüz Rıdvan Can, muhabirimiz Hacı Yılmaz, abone ve dağıtım sorumlumuz Cengiz Siyahtaş 'nice 80 yıllara' dilekleriyle birlikte kesti. Pasta kesiminde konuşan Vali Zorluoğlu ve diğer davetliler gazetemiz imtiyaz sahibi Erdal Perihan ve gazete çalışanlarına teşekkür ederek, başarı dileklerinde bulundular.
Zirve öğlenden sonra düzenlenen panellerle devam etti.