Halk inançları deyimi toplum tarafından kabul edilmiş ilâhî bir dinin bilinen hükümleri ve öğretileri dışında kalan, fakat halk arasında yaygın bir şekilde yaşatılan, itibar gören ve bir sonraki nesile aktarılan inanışlardır.
Halk arasında yaygın olan toplumsal kabullenmeler, benimsemeler, âdet-gelenek olarak varlığını sürdüren bir takım folklorik uygulama ve pratikler halk inançları şeklinde hemen her ünitesinde yer almıştır. Teknik gelişmelerden tutun da, evlenmeden, doğumdan, ölümden, sosyal hayatımızdaki her türlü etkinliklere kadar benimsenen halk inançları vardır.
Dinen İslam tarafından yasaklanmış ve İslam’a ters düşen inançların halk arasında yaşatılması; eski inanç, kültür, örf, âdet ve folklorun tesirine bağlanabilir.
Ancak zaman geçtikçe İslam’a ters olan inançlar yavaş yavaş terk edilmekte, bazı halk inanışları azalmakta, bazıları tamamen yok olmakta, bazıları ise Türkiye genelinde olduğu gibi hâlâ varlıklarını devam ettirmektedirler.
Bu inanışların zamanla görülmez olması eski kültür, örf ve âdetlerin zayıflamasına, İslami eğitim-öğretim, bilgi ve şuurun artmasına, bu sahada bilgili kişilerin, eserlerin çoğalmasına; yol, araç, hastane, okul vb. imkânların yaygınlaşmasına bağlamak mümkündür.
*Anne, çocuğunun üzerindeki gömleğin
düğmesini dikerken çocuğun aklı dikilmesin diye ya ağzına kibrit çöpü verir ya da bir eliyle yakasını tutturur.
*Avuç kaşınırsa para gelecek demektir.
*Ayakta su içilmez.
*Aynı gün doğum yapan kadınlar kırkları çıkmadan bir araya gelmezler. Kırkları çıkmadan iki akraba gelin görüşmek zorunda kalırlarsa, bebeklerini kırk basmaması için yazmalarını değiştirirler, birbirlerinin ellerini öperler.
*Bebeğin kırkı çıkmadan çatıya çıkılmaz.
*Ceviz ağacının altında yatıp uyunmaz. (Uykusu ağır olur, baş ağrısı yapar.)
*Cuma akşamı soğan sarımsak gibi şeyler yenmez...
*Çok ağlayan bebeğin ağlaması azalsın diye, bebek üç yol ağzına yatırılır, yanından biraz uzaklaşılır.
*Dolu yağışı dursun diye saçayağı, dolu yağışı altına atılır.
*Ekmek pişerken ilk pişen ekmek yenmez. (Yiyenin kadını ölür.)
*Eli olan biri, siğili olan birine okursa iyileşeceğine inanılır.
*Ezan okunurken iş bırakılır, iş yapılmaz.
*Gece aynaya bakılmaz.
*Gece bulaşık suyu dökülmez.
*Gece ev süpürülmez.
*Gece ıslık çalınmaz. (Uğursuzluktur, şeytan çağırmaktır.)
*Gece köpek uluması pek hayra yorulmaz.
*Gece kül atılmaz.
*Gece tırnak kesilmez. (Kesenin boyu kısa olur.)
*Gelinin ayağına damat basarsa, damat kılıbık olur..
*Giden yolcunun arkasından bir tas su dökülür.
*Güvercin vurulmaz, eti yenmez.
*Hıçkırık tuttuğunda biri anıyor olmalı diye düşünülür, hıçkırığın geçmesi için ateşe tuz atılır, sırta vurulur ya da su içirilir.
*İki dini bayram arasında nikah kıyılmaz.
*İnsanın sol kulağı çınlarsa kötü, sağ kulağı çınlarsa iyi haber beklenir.
*İstenmeyen bir olay anlatılırken tahtaya el ile tokmak gibi üç kez vurulur.
*Kadınlar erkeklerin, bilhassa yaşlıların önünü kesip geçmez.
*Kapı eşiğine oturulmaz. (Oturan iftiraya uğrayabilir.)
*Kapıdan çıkarken önce sağ ayak atılır. Çorap ve ayakkabı giyerken de sağ ayaktan başlanır.
*Kış mevsiminde biri arkasını dönüp sobada ısıtırsa, kar yağdıracağı düşünülerek, kar yağdıracaksın yeter artık ısındığın denir.
*Kötü bir şey konuşulduğunda, şeytan kulağına kurşun denir.
*Kuş yuvası bozulmaz. (Bozan kişinin yuvası bozulur.)
*Makas ve bıçak istenirse elden verilmez yere konur.
*Sabun isteyene, sabun elin tersiyle verilir.
*Sağ gözün seğirmesi iyiye yorumlanır.
*Sol gözün seğirmesi kötüye yorumlanır.
*Sofra başında türkü çağırılmaz (söylenmez).
*Yakına konan karganın ve baykuşun ötmesi de hayra alamet sayılmaz.
*Yatan çocuğun üzerinden atlanmaz. (Atlanırsa büyümesi durabilir.)
*Yatırların çevresinden ağaç kesilmez.
*Yatırların çevresindeki ağaçlara bez ve çaput bağlanarak dilek tutulur.
*Yolcunun ardı sıra ev süpürmek uğursuzluk sayılır
*Evde kırık ayna bulundurmak uğursuzluğa alamettir
*Evde süpürgeyi ters bırakmak uğursuzluktur.
*Gece aynaya bakan genç kızların bahtı bağlanır.
*Bir Yatırı (ziyareti) 7 Perşembe ziyaret edenin her isteği yerine gelmiş olur.
*Van kalesinin kuzey kısmındaki 6-7 metre uzunluğunda olan ve oluk şeklindeki Analı Kız adı verilen taştan 7 Perşembe gelerek kayan kız ve erkeklerin bahtları açılır ve evlenirler.
*Kara kediye karışmak, dövmek cin çarpmasına sebep olur.
*Yere besmelesiz kaynar su dökmek cin çarpmasına sebep olur.
*Ayakkabıların ters dönmesi veya uç uca gelmesi evde kavgaya sebebiyet verir.
*Misafirin tez gitmesi için ayakkabısının içerisine tuz atılır.
*Çocukların ellerini yere koyup kollarının arasından arkaya bakmaları misafir geleceğine delalet eder.
*Kazma kürek omuzda eve girilmesi evden cenaze çıkmasına neden olur.
*Gece evden kara kazan çıkarılması 0 evden cenaze çıkmasına neden olur.
*Gece tırnak kesmek kısmet bağlanmasına sebep olur.
*Gece köpeklerin acı acı ulumaları zelzeleye delalettir.
*Cuma akşamları iş yapmak günah sayılır.
*Bir kişinin un değirmeninde yalnız yatması cin çarpmasına neden olur.
*Çift aksırık uğur, tek aksırık uğursuzluk sayılır.
*Süpürgenin elbiseye değmesi iftiraya uğranılacağına delalet eder.
*Soğan sarımsak kabuğu yakmak günah sayılır.
*Zemheri kışta evin tozunu almak günah sayılır.
*Yolculuğa çıkan evin erkeğinin arkasından kadınların komşularına gezmeye gitmeleri iyi sayılır.
*Karadut ağacını kesmek günah addedilir.
*Ev içerisinde yün çorap sökmek iyi sayılmaz.
*Evin şipanasında oturmak iftiraya uğramaya sebep olur.
*Uyuyan bir insanın üzerine namazlık veya havlu örtülmesi o kişinin öleceğine yorumlanır.
*Rüyada diş çektirmek ölüm haberi almaya delalet sanılır.
*Elbise sırtta iken düğme ve sökük dikmek iftiraya uğramaya neden olur.
*Gelinlerin eve ilk gelişlerinde kuzu gibi olmaları için ayaklarının altına kuzu postu serildiğinde kuzu gibi bir gelin olacağına inanılır.
*Gelinin eve gelip ilk oturuşunda ilk çocuğunun erkek olması için kucağına erkek çocuk bırakılır.
*Gelin geldiğinde ağzına bir parmak bal verildiği takdirde bal gibi ağzının olacağına inanılır.