Vanın bitmeyen yanlışları
Doğal manzaraların, kızıl gün batımının, tez açıp tez solan ters lalelerin, saklı kıyıların, mavi denizin, tarihi yapıların, gece caddelere süzülen ışıkların pırıltılarının yansıdığı paylaşılan Van fotoğrafları kimseyi yanıltmasın. O fotoğraflar Vanın bir yüzüdür.
Van, ekonomik ve sosyal sorun yaşıyor, iç kanama geçiriyor. Bu da Van’ın görünmeyen yüzüdür. Pembe tablolar çizerek beylik laflar ederek kente ait gerçeklerin üstü örtülemiyor.
Koca bir kentte insan, sermaye göçü devam ediyorsa, ekonomik kayıplar sürüyorsa kentin yönetenler ortak akılda buluşamıyorsa, yatırım yapmakta insanlar kaygılanıyorsa, imar planına aykırı yapılaşma sürüyorsa ve insanlar gel-git ruh halindeyse orada sorunlar devam ediyor demektir.
Siyasi kararlar kişisel tercihlerle el yordamıyla ranttan yana şekillendirilmeye çalışılan kentimizde karmaşa kopukluk, koordinasyonsuzluk, plansızlık ve inatlaşma hakimdir.
YYÜ Sosyoloji Bölümü tarafından kentlilik bilinciyle ilgili yapılan sosyal araştırmayı konu alan bugünkü manşet haberimiz sözünü ettiğimiz sorunlara sahiplenmeme açısından dikkat çekmektedir.
Kentte kimse kimseyi dinlemiyor. Kimse burnundan kıl aldırmıyor. Herkes kendi türküsünü çalıp söylüyor. Bu gürültü içinde kaybedilen zaman, kaynaklar nihayetinde Van’ın geleceği var.
Görmedim, duymadım, konuşmuyorum olarak tanımlanan üç maymunları oynamak tercih ediliyor.
3 Mayıs günü Van Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Van ilimizin bütününü esas alan 1.900.000 hektar alanda 1/25.000 ölçekli nazım imar plan çalışmasına başlatıldığını açıkladı.
2045 yılı projeksiyonu hedeflenerek hem kentin hem de kente bağlı 13 ilçenin her türlü sorun ve potansiyeli ile kentin ve ilçelerin bütününe ait kimliğinin ortaya çıkarılmasının öngörüldüğü çalışma Van’ın planlı çağdaş şehir yapısına kavuşabilmesi açısından çok büyük önem taşıyor.
Kentin anayasası olarak kabul edilen ortaya çıkacak nazım imar planı kentin demografik, kültürel, ekonomik, fiziksel ve mekansal verilere dayalı korunacak kültürel varlıklar, su havzaları, orman, tarım ve mera alanlarının yanı sıra afet risk alanlarını, ticaret merkezlerini, sanayi, turizm, toplu konut gibi özel öneme sahip yatırım alanları ile ilgili yerlerin gelişim alanları ile ana arazi kullanım, kentsel dönüşüm alanlarını ele alıyor.
Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, kentin tüm bileşenlerinin kentte yapılmasını istedikleri çalışmalar hakkında plan, proje, rapor ve önerilerinin bulunduğu her türlü bilgi ve belgeleri kendilerine göndermelerini ve bu konuya titizlikle yaklaşmalarını belirterek çağrı yaptı.
Kentimizin geleceğini ilgilendiren nazım imar planıyla ilgili meslek odaları, üniversite, sivil toplum kuruluşlarının kamuoyu araştırması ve toplantılar düzenleyerek ortak bir düşünce oluşturacakları ümit edildi. Ancak bugüne kadar öyle bir çalışma maalesef olmadı. Olmazda.
Peki, ne oldu?
Nazım imar planını yani ilin kaderini etkileyecek büyük fotoğrafı tartışmak, kamuoyu oluşturmak yerine yeni otogarın yeri tartışıldı.
Kent yanlışlarla, yanlış yönetimlerle elden gidiyor. Kentin geleceği ile ilgili ciddi gelişmeler yaşanırken kamuoyu otogar şurada olsun ya da burada olmasın tartışmasına yönlendiriliyor.
Allah aşkına, bu kenti 30 yıldır yönetenler Van’da hangi yatırımı hangi imar planına uygun ve hangi çağdaş şehircilik anlayışı doğrultusunda yaptılar ki otogarı da ona göre yapsınlar.
Örneklerle anlatalım.
1980’lerde kanalizasyon arıtma tesisi Van Gölü’nün kıyısına İskele’ye yapılmasın, koca şehrin atığının göle bırakılması felaket olur denildi. Masa başında karar veren plancılar dinlenme, turizm alanı olması gereken o güzelim kıyıya kentin kokusunu pisliğini akıtan tesisi diktiler. Şimdi gölü kirleten kanalizasyon tesisine çare aranıyor.
Organize Sanayi Bölgesi gelecekte şehir merkezi içinde kalacak, Üniversite karşındaki alan planlı şehirleşme ve konut alanı için çok daha uygundur denildi. OSB sanayi tesisleri inadına bölgeye yapıldı. Birkaç yıl sonra OSB de tıkanıp kalacak.
Kapalı Olimpik Havuzu’nun yeri yanlıştır spor kompleksi olabilecek hazine arsası bulunarak büyük maliyetlere mal olacak havuz oraya yapılmalı denildi. Şehir plancılığını ayaklar altına alan zihniyet yanlış yerde ısrar etti.
Kavurma Memur-Sen’in yanı başına bölgenin sosyal gerçeklerine uymayan şekilde Adliye lojmanları yapıldı. Lojmanlar öylece kaldı. Neden kaldığını bana sormayın o yeri seçen diploma almış mimarlara ve yetkililere sorun.
Sözde modern olan, Nur Tatar Spor Salonu’nun Edremit’te seçilen yere yapılması yanlıştır diye ilgililer zamanında uyarıldı. Bu uyarıya kibirli kafa değer vermedi. Şimdi işlevsiz projeyle yapılan, yeterli antrenman ve soyunma odası olmayan hantal salonun neredeyse içinden TOKİ’nin eğri büğrü yolu geçiyor.
Deprem sonrası rekor sürede yapılan ancak sahipsiz kalan TOKİ konutlarında kalan insanların ortak alanı olması gereken yere göl manzaralı beton yığını kamu binaları yapmayın, alanı ilçe meydanı, yeşil alan olarak değerlendirin denildi. Ceberut köylü anlayış beton yığını kamu binalarını turizm ilçesi Edremit’in en gözde yerine dikti. Şimdi yağmur suları bodrumları basıyor, hantal binanın odaları kullanılamıyor. Diğer kurum binalarının durumu farksız olmayacak.
Van Kalesi’nin burnunun dibine tarihi yapıyla uyumsuz hangar gibi sözde müze binası yapılmasının çok yanlış olacağı da söylendi. Yanlış bildiklerini doğru sanan yanlış kafa inadına müze binasını baskı yaparak o alana yaptı. Müze olacak yapıda şimdi sorunlar yaşanıyor.
Kentin son yanlışı kapıda.
Van Büyükşehir Belediyesi’nin yapmayı planladığı yeni otogar yerinin seçiminde de tartışmalar yaşanıyor. Belediye otogarı İpekyolu Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi karşısına yapacağını söylüyor. Yer seçimini yanlış bulanlar ise söz konusu otogarın bölgede trafik yoğunluğu yaratacağını belirterek Çevre yoluna yakın bir yerde yapılması gerektiğini savunuyorlar.
Kadim medeniyetlerin izlerini, zenginliklerini bağrında taşıyan, çeşitli halklara ev sahipliği yapan doğa harikası kimlikli bir kent; plansız yapılaşmalar, vizyon eksikliği ve yetkin olmayan ellerle kimliksizleşmeye devam ediyor.