Vanlıların derdi başka!

OHAL kapsamında yayınlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile İçişleri Bakanlığı, 4'ü Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) , 24’ü PKK ile ilişkilendirilen 2'si il, 24'ü ilçe ve 2'si belde olmak üzere toplam 28 belediyeye kayyum atadı. Kararname kapsamında Van’da İpekyolu, Edremit, Erciş, Özalp belediyelerine kayyum atanan 2 vali yardımcısı 2 kaymakam görevlerine başladı.

OHAL kapsamında yayınlanan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile İçişleri Bakanlığı, 4'ü Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) , 24’ü PKK ile ilişkilendirilen 2'si il, 24'ü ilçe ve 2'si belde olmak üzere toplam 28 belediyeye kayyum atadı.  Kararname kapsamında Van’da İpekyolu, Edremit, Erciş, Özalp belediyelerine kayyum atanan 2 vali yardımcısı 2 kaymakam görevlerine başladı.

Atanan kişiler belediyelerde yaptıkları toplantıda kurumsal yapılanmaya öncelik vereceklerinin altını çizerek işe başlamışlar. Birim amirlerine, sorumluluk taşıyan çalışanlara, “ Hepimiz 657 tabi devlet memuruyuz. Devlet bize bu görevi verdi.  Bizde  halkımıza en iyi şekilde hizmet etme çabası içinde olacağız.  Belediyede çalışanların yasalara titizlikle uymalarını bekliyoruz. Görevini eksiksiz yerine getirenlerle hiçbir sorunumuz olmaz.  Aksi davrananlar ise sonucuna katlanır” şeklinde uyarıda bulunmuşlar.  Rivayet böyle.

Vali yardımcıları ve kaymakamlar neticede devlet memurudur. Devlet memurları kendilerine verilen bütün görevleri en iyi şekilde ifa etmek zorundadırlar. 

Belediyelerde çalışan memur ve işçilerde siyasete  bulaşmadan verilen görevleri en iyi şekilde yapmaları gerekir.

21 yıl belediye başkanlığı yapan, İçişleri Bakanlığı’na bağlı mahalli idarelerin bağlandığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevini yürüten  Mehmet Özhaseki kayyum atanan belediyelerin başarılı hizmetler yapacaklarını, belediyeleri destekleyeceklerini söyledi. 

Van’ın hizmete, sorunlarının çözümüne, gelişmeye kalkınmaya ve huzura ihtiyacı var.

Her kim yaparsa yapsın, yurttaş için farketmez. Yeter ki hizmet yapılsın, sorunlar çözülsün.  Belediyelerde kayyum döneminde sorunların çözümüne yönelik çabaları ve gerçekleştirilecek hizmetleri yakından izleyip göreceğiz.  Umarız kent yararına başarı sağlanır.

Tepkilere gelince.

Kayyum atamalarını kabul etmeyeceklerini vurgulayan Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya, Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada atamalara çok sert tepki gösterdi. 

 Siyasi kimliği ve sorumluluğu olan belediye başkanının kendince haksız bulduğu, beğenmediği bazı karar ve uygulamalara demokratik tepki göstermesi eleştiri yöneltmesi gayet doğaldır.  Lakin Başkan Kaya, tepki göstereyim derken filin zücaciye dükkânına girmesine benzer biçimde yıkıp döktü.  Konuşmasında yaralamadığı kimse kalmadı.  Demokratik tepkiyle bağdaşmayan amacını aşan incitici sözleri üzüntü yarattı. Başkan Kaya’nın kızgınlık içinde yaptığı sert açıklamalarında çelişkiler  de var.

Bir yerde, "Bu kazanımlar için canlarını ortaya koyan bu halk, sömürge memurunuza bu kurumları teslim etmeyecektir"  diyor.

Başka bir yerde, 15 Temmuz darbesini en üst düzeyde  refleks göstererek kınadıklarını  ifade ediyor.

Hatırlatalım.

Bir devletin kendi ülkesinin sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği ekonomik veya siyasal çıkarlar sağladığı ülke, sömürülen ülke, müstemleke, koloni olarak tanımlanmaktadır.  Buna sömürge deniliyor.

Hem “sömürge hukuku işletilerek belediyelerin gasp edildi” ifadesiyle  ithamda bulunacaksınız, hem de 15 Temmuz darbesine karşı çıkıldığını, lanetlendiğini hatırlatarak demokratik yapıya yönelik kalkışmaya karşı durulduğuna dikkat çekeceksiniz.

Bu olmadı.

Ne kadar haklı olursanız olun, tepkinizi yansıtan konuşmanızın içeriği, kullandığınız üslubunuz daha ölçülü olmalıydı. Yöneltilen suçlama başkanlık tecrübesi ve hukukçu kimliğiyle de uyuşuyor.

Özellikle “sömürge” ifadesi çok yanlış olmuştur.  Başta kendi partiniz olmak üzere hiçbir kimse bu ağır ithamı kabul etmez edemez.  

Başkan konuşmasında darbe yapılarak belediyelere kayyum atandı diyor.

Başkaları da asıl Kandil belediyelere kayyum atmıştı diyor.

Başkan kayyum olarak atananları nerden geldiği belli olmayan memurlar olarak tanımlıyor.

Başkaları da belediye kadrolarının, siyasilerin  birçoğunun  Vanlı olmadığını ileri sürüyor.

Böyle olursa tartışma uzar gider.

Aksayan hizmetlere gelince.

Kayyum atamalarına tepki göstermek amacıyla belediye otobüsleri 2 gün ulaşım hizmeti vermedi. Emekli, işçi memur, esnaf ve dar gelirli mağdur edildi.

Temizlik ihalesini alan firma personeli ve temizlik araçları da 2 gün boyunca cadde ve sokakları temizlemedi. Mahalle, sokak ve kaldırım kenarlarında biriken çöpleri toplanmadı.

Halkın vergileriyle oluşan kaynaklarla halka hizmet sunma görevi olan temizlik firmasının iş bırakması yasal değildir. Ticari bir firmanın işini aksatarak kenti mağdur etme gibi bir lüksü olamaz.

Sonuçta ulaşım ve temizlik hizmeti verilmeyerek Van ve Van’da yaşayan insanlar cezalandırıldı.

Demokratik,  yasal tepkilere evet. Ama halkı, kenti cezalandırmaya hayır.

Vatandaşın beklentisi ise  başkadır.

İnsanlar yaşadıkları illerinde,  ilçelerinde, mahallelerinde, sokaklarında çağdaş hizmetlerle ilgileniyor. İnsanlar kim  nasıl yaparsa yapsın Van’ın yaşanılabilir, huzurlu modern şehir kimliğine kavuşmasını arzu ediyor.

Van’da yaşamın içinden yansıyan görüntüler iç açıcı, mutlu edici değil. 

Kayyum atamaları sonrası kentte boş vermişlik görüntüleri var. Denetimsizlik, keyfilik sırıtıyor.  Öyle ki yıllar sonra seyyar satıcılar kentin birçok yerinde tezgâh açarak yaşamın akışını zorlaştırmaya başladı.

Anlayacağınız sakinleşmeye, sağlıklı düşünmeye, objektif bakışa ve ölçülü konuşmaya ihtiyaç var.  

 

Van için Bir olma, Birlik Olma Zamanı

 Memleketimizde çok güzel hareketlerde oluyor. Bu kadim kent için çırpınanlar var. Bu güzel şehrin daha güzel olmasını, daha iyi yerlere gelmesini kendisine dert edinenler  var.  Vanlı olmanın ayrıcalığını yanında yüklediği sorumlulukları bilen yürekli insanlarımızın sayısı az değil. Onlardan biri Adnan Osmanoğlu’dur.  Osmanoğlu,  “Vanlıyım” diyen Van’ı seven herkese sesleniyor.

Ve diyor ki:

“Vanlı hemşehrilerimiz;
Tarih kokan kadim bir kentin çocukları olmak herkese nasip olmaz. Vanlı olmanın ayrıcalığı bir başkadır.
Vanlılar olarak Türkiye’nin gündeminde olmalıyız.
Ülkemize bir olma, birlik olma konusunda örnek olmalıyız. Haklı eleştirilerimizi aklıselim şekilde yüz yüze oturarak dile getirmeli,  bu kente sahip çıkmalıyız.
Tek vücut, tek akıl olmalı ve bunu en kısa sürede başarmalıyız.
Bu kent; şahsi menfaatlere, koltuk kaygılarına, siyasi çatışmalara kurban edilmemeli.”

Osmanoğlu’nun samimi çağrısına bütün Vanlılar  içtenlikle katılıyor tabi ki. 

Ağzına yüreğine sağlık.           

 

 

Rus Dugin ne demişti?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in özel temsilcisi Aleksandr Dugin, 14-15 Temmuz tarihleri arasında Ankara'ya geldi gitti. Dugin Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammet Dervişoğlu ile darbe girişiminden bir gün önce kritik görüşme yaptı.

Basın açıklamasında Ankara ile Moskova'nın stratejik ortaklığını derinleştirmesi gerektiğini söyleyen Dugin,  Türkiye için önemli bir gerçeğe işaret ederek,  Türkiye'nin Atatürk politikalarına geri dönmesi gerektiğini hatırlattı. Suriye konusuna değinen  Dugin, "Suriye'nin toprak bütünlüğü, Türkiye ve Rusya'nın toprak bütünlüğü için önemlidir" dedi

Dugin haksız değil. Türkiye,  Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk’e sırtını döndüğü günden bu yana huzur görmüyor, sorun yaşıyor.

 

Kripto FETÖ'cüler

Muş Alpaslan Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç sosyal medyada FETÖ mücadelesinin DOĞRU BİR EKSEN üzerinde gitmediğini anlatan paylaşımda bulundu.

Nihat hoca özetle şöyle diyor:

“…Ben tarihe bir kez daha not düşmek istiyorum; 20 Ağustos'ta Kanal A TV'de ve 29 Ağustos'ta A Haber TV'de katıldığım canlı yayın programlarında; "FETÖ ile mücadele adı altında, bazı önemli FETÖ düşmanlarının tasfiye edildiğini" ilk kez ben dile getirdim. "FETÖ'cü diye itham edilirsin" uyarılarına rağmen, bir Müslüman olarak, bu doğru açıklamayı yapma ihtiyacı duydum. Kripto FETÖ'cülerin ise; kadrolarını koruyarak kendilerini geleceğe, daha güçlü olarak taşıdıklarını ifade ettim.

Şimdi bir adım daha ileri giderek söyleyeyim; #FETÖ ile mücadele DOĞRU BİR EKSEN üzerinde gitmiyor. İnşaallah yanılan ben olurum. Ancak böyle devam ederse en geç iki sene içinde, bugünleri çok kötü tartışacağız. Sosyal medyada konu ancak bu kadar açıklanabilir.”

FETÖ kadrolarını devletten  temizlemek öyle sanıldığı kadar kolay olmayacak. Görünen şimdilik o.

Bakmadan Geçme