Vesikalı Vatan 10
Anadolu karışmaya başlayınca, bazı subayların Anadolu'ya geçip düzeni sağlamasına sıcak bakmıştı İngilizler. Böylece seçkin bazı kumandanların yanı sıra Mustafa Kemal Paşa da 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun'a çıkacaktı.
Anadolu karışmaya başlayınca, bazı subayların Anadolu'ya geçip düzeni sağlamasına sıcak bakmıştı İngilizler. Böylece seçkin bazı kumandanların yanı sıra Mustafa Kemal Paşa da 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun'a çıkacaktı. Görevi, İngilizlerin şikâyetçi oldukları asayişi sağlamak ise de kendisine oldukça geniş yetkiler verilmişti. Bu yetkiler sadece 9. Ordu bölgesi ile sınırlı olmayıp, bütün bir Anadolu'yu kapsıyor, bu kapsam dâhilindeki tüm mülki ve idari personele emir verme yetkisine sahip oluyordu. Yola çıkmadan önce Yıldız Sarayı'na geldi ve Padişaha veda etmek için izin istedi. Yaver Naci Paşa, Padişahın odasına girdi.
"Hünkârım; fahri yaverlerinizden Mirliva Mustafa Kemal Paşa Hazretleri geldiler, müsaadenizle hayır duanızı almak isterler."
"Gelsin!" Naci Paşa, gerisin geriye yürüyerek çıktı. Bir süredir oturduğu masasında bir korkuluktan farksızdı Sultan Vahdettin. Dirseğini dayadığı bir masa, masanın üzerinde bir tarih kitabı, önünde geniş bir pencere, karşısında yeşilimtırak boğaz, boğazda demirlemiş ve namlularını saraya çevirmiş itilaf gemileri vardı. Derin bir of çekti ve kendisini en şansız en bahtsız Osmanlı padişahı olarak düşündü. Haksız da sayılmazdı. Tahta geçer geçmez kendisini, hiçbir şekilde dahlinin olmadığı, emrini vermediği korkunç bir savaşın içinde bulmuş, dahası orduları her tarafta yeniliyor, asırlık vatan toprakları bir bir elden çıkıyordu. Ordu kumandanlarının neredeyse hepsi saraya telgraflar çekiyor ve acilen mütareke yapıp savaştan çekilmek gerektiğini dile getiriyorlardı. Mustafa Kemal de 7 Ekim 1918 tarihinde gönderdiği telgrafında, barıştan başka bir yol kalmadığını bildiriyordu.