Vesikalı Vatan 12

Nizami Paşa, Cadde-i Kebir'de bir süre yürüdükten sonra Tokatlıyan Oteli'ne geldi ve genişçe bir cam saçağın altındaki girişten içeri girdi. Kapıda iri yarı, şık giyimli bir kapıcı tarafından karşılandı.

Nizami Paşa, Cadde-i Kebir'de bir süre yürüdükten sonra Tokatlıyan Oteli'ne geldi ve genişçe bir cam saçağın altındaki girişten içeri girdi. Kapıda iri yarı, şık giyimli bir kapıcı tarafından karşılandı. Aydınlık lobi, zevkle döşenmiş mobilyalar, zarif ahşaptan resepsiyon, caddeye bakan büyükçe camlar ve bu camların önünde sergilenen pasta ve şekerlerle daha girişte özel bir mekana, farklı bir dünyaya adım attığını düşündü.

 

Paltosunu asıp orta holdeki asansör ve merdivenleri geçtikten sonra bir tarafı lokantaya diğer tarafı ise davet ve balo salonuna açılan koridorda yürümeye başladı. Orkestra, zevksiz ve gürültülü çalarken, her iki bölüm de bir hayli kalabalıktı. Bir tarafta yemek yiyenler, kahve ve içki içenler, diğer tarafta güzel kızları göz işaretleriyle yakalayıp masalarına davet edenler ve onlarla çılgınca dans edenler vardı. Evet, burası gerçekten de başka bir dünyaydı. Zira dört yıllık savaş ve sonrasında artarak devam eden korkunç yıkım, açlık, sefalet buralara hiç uğramamıştı.

 

Ahmet Emin Bey, kafe kısmında caddeye bakan bir masada oturmuştu. Canı sıkkın adımlarla ona yaklaşırken dostunun niçin böyle bir yere kendisini davet ettiğine bir anlam verememişti Nizami Paşa.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme