Vesikalı Vatan 9

Kerem, sokakta rast geldiği itilaf subaylarına küfrede küfrede,yumruklarını sıka sıka, sıklıkla takıldığı Tahtakale'deki Pala Mehmet'in kahvehanesine geldi

Kerem, sokakta rast geldiği itilaf subaylarına küfrede küfrede,yumruklarını sıka sıka, sıklıkla takıldığı Tahtakale'deki Pala Mehmet'in kahvehanesine geldi. Devamlı surette akordu bozulan aksi tabiatlı bir adamdı Pala Mehmet. Bu yüzden bütün müşterileriyle kavgalıydı. Herhalde güler yüzle karşıladığı, hatırını sorduğu, görmekten keyif aldığı tek müşterisi Kerem'di. Çünkü Kerem onu kızdırmaz, nasırına dokunmaz, sessizce oturup çayını içer, usulca çeker giderdi.

 

Kahvehaneden içeri girerken Pala'yı bir bez parçasıyla bardakları kurularken gördü. Alnı bulgur bulgur terlemiş, terler, yok denecek kadar az olan seyrek kirpiklerinden ufacık gözlerine akmıştı. Ocağın sıcak buharıyla elmacık kemikleri kızararak belirginleşmiş, etsiz yüzü pembeleşmiş, öne doğru bir çizgi gibi uzayan fakat aşağıya doğru ani bir kavisle içeri kıvrılan incecik burnu genişlemiş, burun delikleri haşmetli bıyıklarının arasında kaybolmuştu. Kerem elini kalbine götürerek selamladı Pala'yı.

 

Dersaadet'te, pala bıyıklı insan çoksa da her halde bu tarz bıyık, en çok da Pala Mehmet'e yakışıyordu. O da bunun farkında olacak ki bıyıklarının bakımını ihmal etmez, her sabah Berber Rüstem'e uğrayıp düzelttirir, yolu üstündeki aktardan aldığı envai çeşit yağlarla bir güzel yağlardı. Uzun yıllardır evinde tıraş olmamıştı Pala. Makası yanlışlıkla biraz fazla alsa, jilet kazara biraz fazla kesse ve böylece tek sermayesi gibi gördüğü bıyıklarına bir şey olsa, tüm karizması yok olacak diye ödü kopardı. Herhalde böyle bir şey vaki olsa bir daha asla aynalara bakmayacak, kahvehaneye gitmeyecek, evinden dışarı çıkmayacak, eşi dâhil hiç kimse ile konuşmayacaktı.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme