YAĞ vazelin, mazot gibi fizik nitelikleriyle yağları andıran ve sanayide kullanılan mineral maddeye, vücudun, atılması gereken amonyak, üre vb. maddelerini içine alarak deriden sızan ve ter kokusunu veren maddeye, bağıl devinimli parçalar arasına konarak kaymayı kolaylaştıran, sürtünme ve aşınmayı azaltan kaygan sıvıya, sürtünmeyi azaltma görevi yapan çeşitli özdeklere verilen addır. Yağların hayatımızda vazgeçilmez, önemli yeri vardır. Yağ olmasa olmaz.
YAĞLAR suda çözünmeyip eterde çözünen ve dokunulduğunda kaygan hissini veren maddelerdir. Yağlar üç temel gruba ayrılır: Mineral yağlar, Durağan bitkisel ve hayvansal yağlar ve Uçucu bitkisel yağlar. Yağları durağan yada uçucu olarak adlandırmamıza yol açan bunların ısıtıldıklarında buharlaşıp buharlaşmamalarıdır.
YAĞCI geçimini sağlayan onurlu insanlardır. Meslekleri ile anılan bu insanlar toplumda " yağcı" ön isimleri ile tanınır, bilinirler. Yağcı esnafların işi zeytinyağı, fındık yağı, tereyağı, gres yağı, motor yağı alıp satmaktır. Yağcılar sağlıklı yaşamın ve araçlarımızın yakın dostlarıdırlar. Müşterilerini iyi tanırlar, ne tür yağ istediklerini bilirler. Hangi aracın hangi yağ kullandığını iyi bilirler. Yanlış yapmazlar. Zamanı gelen yağı mutlaka değiştirirler.
BİRDE bazı insanların toplumda genelde kabul görmeyen davranışlarıyla, sözleriyle ürettikleri "yağ" vardır. İnsan ruhuna, çevresine yarardan çok zarar verir. Genelde çıkar karşılığında, sosyal davranış bozukluğunun sonucu üretilir. Üretim zamanı, mekânı, tekniği yoktur. Her devirde talebe göre üretimi olur.. Bu yağ türü az gelişmiş, gelişmekte olan toplumlarda daha çok ilgi görür. Üretimi için yetenek ister. Özel alıcısı ve satıcısı vardır. Herkes bu yağı üretemez kullanamaz. Ölçüsü kaçırıldığında zaman içinde bağımlılık yapar.
TOPLUM insan onuruna yakışmayan, etik olmayan, insanın benliğine zarar veren çıkara bağlı davranış biçimlerine yağcılık diyor. Yağcıların gözü aç, omurgaları elastikidir.
YAĞCILIK ülkenin, toplumun önünde engel gibi duran ciddi bir hastalıktır. Maalesef tedavisi yoktur. Taliplisi çoktur. Romanlara, filmlere, hikâyelere, şiirlere, atasözlerine, deyimlere konu olmuştur. Özetle yağcılık sınırı aşmak, haddini bilmemektir.
DALKAVUKLUK yağcılığın son aşamasıdır. Tehlikeli bir boyuttur.
Konuyu bilge insanların özlü sözleriyle özetleyelim
* "Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandırdığı faydadan daha fazla olursa o ülke batar" MONTESQUIEU
* "Gerçekten büyük olmayan "büyük adamlar" çevrelerini küçük adamlarla doldururlar. " STEVE REICH
* "İktidar dalkavukluktan hazzetmeye başladığı zaman, şeref daima ayaklar altında ezilmiştir." WİLLİAM SHAKESPEARE
* "Dalkavuklardan sakınınız. Çünkü onlar insanları boş kaşıkla besler." CASINO DE GREGRIO
* "Dalkavukluk, devlet adamlarının çevresini sarmış bir çemberdir." MONTESQUIEU
Bir uyarı.
Yağ sindirimi ağır ve lekesi zor çıkar. Dikkat etmekte yarar vardır.
Bakmadan Geçme
