Yalan haber

Sosyal medyada yalan, algı yaratmaya yönelik haberler ve bilgi kirliliği başlı başına bir sorun. İnsan hayatını tehdit eden bu haberler toplumda kin, nefret, ötekileştirmelere neden olabiliyor. Peki, sosyal medya da propaganda amaçlı, sorumsuz kontrolsüz yalan haber ve bilgi kirliliğine karşı Türkiye'de nasıl mücadele ediliyor biliyor musunuz? Sanırım birçok insan bilmiyor.

Sosyal medyada yalan, algı yaratmaya yönelik haberler ve  bilgi kirliliği başlı başına bir sorun.  İnsan hayatını tehdit eden bu haberler toplumda kin, nefret, ötekileştirmelere neden olabiliyor.  Peki,  sosyal medya da propaganda amaçlı, sorumsuz kontrolsüz yalan haber ve bilgi kirliliğine karşı Türkiye'de nasıl mücadele ediliyor biliyor musunuz?  Sanırım birçok insan bilmiyor.

 

 

Yalan haberle Türkiye'de nasıl mücadele edildiği üzerine araştırma yapan Deutsche Welle Türkçe muhabiri Burak Ünveren'in güzel bir haberini okudum. Ünveren haberinde çarpıcı bilgilere ve görüşlere yer veriyor.

 

Sizlerinde ilgisini çekeceğine inandığım günümüzde büyük bir soruna dikkat çeken haber noktası virgülüyle şöyle: Dünya genelinde sosyal medya kullanımının artmasının yanı sıra Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik baskılar da sosyal medyayı önemli haber kaynaklarından biri haline getirdi. Oxford Üniversitesi bünyesindeki Reuters Gazetecilik Çalışma Enstitüsü'nün 2015 Dijital Haberler Raporu'nda Türkiye 18 ülke arasında "sosyal medyanın bir haber kaynağı olarak görülmesinde" yüzde 67'lik oranla başı çekiyor. Enstitü'nün 2016 raporunda ise 26 ülke arasında yüzde 73'lük oranla ikinci sırada. Verilere göre Türkiye'de geleneksel basına olan güven bir yılda yüzde 45'ten yüzde 40'a geriledi. Raporda basına duyulan güven sıralamasında da Türkiye 26 ülke arasında 19'uncu sırada. 18 ülke arasında sosyal medyanın bir haber kaynağı olarak en popüler olduğu ülke yüzde 67'lik oranla Türkiye. Sosyal ağların haber kaynağı olarak sıralamasında Türkiye'den katılımcıların yüzde 69'u Facebook, yüzde 33'ü Twitter, yüzde 33 Google+ ve yüzde 14'ü YouTube'u kullandığını söylüyor. Sosyal medyanın haber kaynağı haline dönüşmesi riskleri de beraberinde getiriyor. Haber kaynaklarının kontrol edilememesi yalan haberlerin kolayca yayılabilmesine yol açıyor.

 

"Bilgi kirliliği temelde propaganda amaçlı"

Türkiye'de bilgi kirliliği ve yalan haberlerin önüne geçebilmek için çalışan çeşitli kurum ve inisiyatifler bulunuyor. Bu oluşumlar temelde 'fact-checking', yani kuşku uyandıran haberlerin doğruluğunu teyit etmeyi ve kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlıyorlar. 2014'te kurulan Doğruluk Payı ile 2016'da kurulan teyit.org adlı internet siteleri bu oluşumlardan ikisi.

 

Peki Türkiye'de yalan haberler neden ve nasıl yayılıyor?

 teyit.org kurucusu ve şef editörü Mehmet Atakan Foça'ya göre, yanlış bilgiler genel itibariyle "eğlence ve siyasi propaganda amacıyla" dolaşıma sokuluyor. Doğruluk Payı kurucusu Baybars Örsek de bilgi kirliliğinin "pek iyi niyetli olmayan çevreler tarafından ortaya çıkarıldığının" altını çiziyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi ve sosyal medya uzmanı Yrd. Doç Dr. Erkan Saka ise yalan haberlerin kaynağının "sıradan kullanıcılar değil, örgütlü güçler" olduğunu ve yalan haberleri anlamak için "propaganda literatürüne bakmak gerektiğini" ifade ediyor.

 

Kriz anları kritik

Uzmanlar, bilgi kirliliğinin ve yalan haberlerin ağırlıklı olarak terör saldırıları, seçim dönemleri, kritik toplumsal olayların baş gösterdiği dönemler gibi "kriz anlarında" ortaya çıktığını ve hızlıca yayıldığını belirtiyor. Mehmet Atakan Foça, "Özellikle kriz anlarında internet kullanıcıları gördükleri bir haberi doğru ya da yanlış olduğuna bakmaksızın yayabiliyorlar. Bu tarz tepkiler aslında normal çünkü son derece travmatize olmuş bir dönemden geçiyoruz ve insanlar haber alamadıkları için, haberin doğrusuna ulaşamadıkları için böyle bir refleks geliştirdiler" diyor.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ 

 

Bakmadan Geçme