Yasak Aşkın Savaşı Truva

Takvim yaprakları milattan önce 1184 yılını gösteriyordu. Truvalı Paris, Sparta Kralının dillere destan karısı Helen'e âşık olmuştu. Bunun yanlış olduğunu biliyor ancak bu günah yüklü duyguyu bir türlü yüreğinden söküp atamıyordu. Sanki bin bir düğüm atılmış çözümsüz bir büyüye kurban gitmiş gibiydi.

Takvim yaprakları milattan önce 1184 yılını gösteriyordu. Truvalı Paris, Sparta Kralının dillere destan karısı Helen'e âşık olmuştu. Bunun yanlış olduğunu biliyor ancak bu günah yüklü duyguyu bir türlü yüreğinden söküp atamıyordu. Sanki bin bir düğüm atılmış çözümsüz bir büyüye kurban gitmiş gibiydi.

 

Fırsat buldukça Sparta'ya gidiyor ve Helen'e yakın olmaya çalışıyordu. Paris'in ilgisini fark eden Helen, onu uyarıyor; müptela olduğu saplantıdan, düştüğü cendereden kurtarmaya çalışıyordu. Yine bir gece Paris gelmiş ve Helen onu alıp sarayın bahçesine götürmüştü. O gece, gök delinircesine yağmur yağıyordu. Altına sığındıkları ağaç, geniş gövdesi ve kocaman yapraklarıyla adeta korunaklı bir kulübe gibiydi.

 

Gecenin, sadece aydınlığı değil duyguları da felç eden kesif karanlığından istifade eden Paris, içinde beslediği her ne varsa bir sofraya serer gibi hepsini de Helen'in önüne sermişti. Artık hüküm de karar da Helen'e kalmıştı. Hiç olmadığı kadar çaresizdi Helen. Pelteleşen dilini güçlükle üst damağından kurtarıp fısıltıyla konuştu:

 

"Yalvarırım bir delilik etmeyelim! Git ve bitsin! Birazdan bitecek şu yağmur gibi bitsin!.. Git ki sebebim olma!.. İhanetim olma!.. Kendimi korunaksız htiğim ve duygularımın felç olduğu şu anda günahıma girme!.." Sadece sesi değil bütün bir bedeni titremeye başlamıştı.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Bakmadan Geçme