Değerli okurlarım, aslında hayatın kendisi bir dengedir. Gün içerisinde muhatap olduğumuz, karşılaştığımız o kadar çok düşünce, duygu, olgu, olay vs. var ki… Bütün yaşananlar içerisinde dengeyi kurabilmek için sağlıklı düşünebilme süreçlerimizi harekete geçirmemiz gerekir. Bu hayat içerisinde dengeli bir tutum ile doğru davranışlar geliştirdiğimiz ölçüde mutlu ve huzurlu olacağımızı bilmeliyiz. Aynı zamanda bireysel ve toplumsal saygınlığımız da bu denge ile doğru orantılıdır.
Hayatın inişli çıkışlı bir süreç olduğunu her daim aklımızda bulundurmamız gerekiyor. Günlük hayat içerisinde takip edilen moda-markalar, kozmetik ürünleri, gıcır gıcır araçlar, lüks restoranlar, pahalı ev eşyaları gibi tüketim ürünleri, özentiyle dolu bir yaşamı önümüze koyar. Şunu biliyoruz ki yaşam içerisinde hiç beklemediğimiz kazaların yanında deprem, sel gibi doğal afetler ve en son süreçte gözle göremediğimiz halde bizleri evlerimize hapsedecek kadar güçlü virüslerin olduğu salgın hastalıklarla da imtihan edilmek zorunda kaldık.
Normal yaşamımız içerisinde her şey güllük gülistanlık içerisindeyken düşüncelerimizde ölçülü olabilmek ve tutarlı davranışlar sergileyebilmek mümkündür. Fakat sıra dışı zamanlarda acılarımızın, hüzünlerimizin ve daha önemlisi yaşamımızı sekteye uğratacak belki de sona erdirecek afet ya da salgın hastalık durumlarında dengeli düşünüp doğru davranışlar ortaya koymaya devam edebilecek miyiz? Bu anlamda toplum olarak bir imtihandan geçtik geçmeye de devam ediyoruz.