İkram Kali

Cenazemizi neden defnedemiyoruz?

İkram Kali

Büyükşehir Belediyesi, geçen yıl Akköprü, Şabaniye, Eskişehir (kale), Garipler, Doğu ve Hacıbekir mezarlıkları başta olmak üzere 12 mezarlıkta doluluk oranının yüzde 100’e ulaşmasından dolayı  yeni mezar için yer kalmadığını açıklamıştı.  Cenazeler Seyrantepe, İskele, Selimbey, Süphan ve Yenimahalle mezarlıklarına defnediliyor.    

 Bugünlerde vatandaş hem acılı hem de dertli.    

Cenazelerini daha önce vefat etmiş aile yakınlarının mezarlarının bulunduğu mezarlığa defnetmek istiyor. Bu talep kentteki mezarlıkların dolu olması nedeniyle karşılanamıyor.  Öte taraftan cenaze sahibi çoğu insan vefat eden aile bireylerinin bulunduğu mezarlığa defnedilmesi yönünde vasiyeti olduğunu, ancak mezarlıklarda yer bulunmaması yüzünden son arzularını yerine getiremediklerini üzülerek bildiriyorlar. Bu konuda vatandaşın içi rahat değil, son görevlerini yapmadıkları kanısındalar.   

Belediye soruna bir çözüm bulamaz mı?      

Elbette bulabilir.   

Yıllar önce yakını vefat eden birinin mezarlığına ikinci bir kişinin cenazesi defnedilebilir. Bu defin yöntemi ülkemizin farklı kentlerinde halen uygulanıyor. Kurallar yerine getirtildikten sonra Van'da da neden uygulanmasın ki.     

Dini açıdan bir mezara ikinci cenazenin defnedilip edilemeyeceğini Van İl Müftüsü Ömer Keskin’e sordum.     

Bazı ayrıntılara dikkat çekerek konuya açıklık getiren Müftü Keskin,” Normal şartlarda bir kabre, yalnız bir cenaze defnedilirken, zaruri hallerde bir kabre birden çok cenaze konulabilir. Fakat bu durumda cenazelerin arası toprakla bir şekilde ayrılmalıdır. Ancak;  önceden defnedilmiş olan cenaze, tamamen çürüyüp toprak hâline gelmedikçe, bir zaruret olmaksızın kabrin açılması ve bu kabre ikinci bir cenazenin defni caiz değildir. Cenaze çürüyüp toprak hâline geldikten sonra ise, aynı kabre başka bir cenaze defnedilebilir. Cesedin ne kadar sürede çürüyeceği konusuna gelince,  bu durum toprağın cinsine ve bölgenin iklimine göre değişir. Önceki cesedin çürüdüğüne dair kuvvetli kanaat hâsıl olunca, kemikler bir köşeye yığılarak aynı kabre ikinci bir cenaze daha defnedilebilir. Mezarlıkta mahremiyet konusuna gelince. Ölen kişinin mahremiyeti olmaz mahremiyet sağ iken olur” dedi. 

Müftülüğün ardından Van genelinde bütün mezarlıkların bağlı olduğu, cenaze, defin ve mezarlık hizmetlerini yürüten Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nı görüş almak üzere aradım.  Kendimi tanıttığım sekreter hanım önce daire başkanının makamında görüşme halinde olduğunu daha sonra kısa bir süre beklememi söyledi. Ardından telefon numaramı alarak daire başkanının arayacağını söyledi. Olur dedim.     
Aramamın üzerinden dört gün geçti. Henüz bir dönüş yapan olmadı.  

Kamusal bir konu için kendisini rahatsız ettiğim başkan beyin döneceğini sanmıyorum.  

Sıcak ve geniş makam odası,  sekreter, makam aracı, şoför, emrinde çalışan onlarca personel, zile bastımı anında çay kahve servisi konforuna rağmen nezaketen dönüşün olmaması tam bir keyfiliktir. Büyükşehir de bu kafalar işleri bu zihniyetle yürütüyorsa, vatandaşa benzer şekilde davranıyorsa vay memleketin haline.      

Neyse...   

Mahkemenin kadıya mülk olmadığını unutan Sosyal İşler Daire Başkanı tenezzül ederek geri dönmeyince Edremit Kaymakamı, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fuat Türkman’ı aradım.   

Bazı vatandaşların yakınlarının cenazesini yakınlarının mezarlarının olduğu mezarlığa defnetmek arzuları var, ancak izin verilmediğini anlattım. Fuat Bey, geçmişte sıkıntı yaşandığını ama konuyu ilgililerle toplantı yaparak görüşeceklerini söyledi. Verdiği bilgiden dolayı kendisine teşekkür ettim.    

Meseleyi kendi üzerimden özetleyeyim.   

Mezarlık deyip geçmemek lazım.  

Mezarlık toprağa ait olmanın en güçlü tapusu ve duygusudur.  

Tarih mezarlıklardan çıkan kemiklerle yazılıyor, kemiklerle değişiyor.  

Çoğu insan gibi beni de memleketimin toprağına kuvvetle bağlayan nedenlerden biri atalarımın mezarlarıdır.

Ayrılık vakti geldiğinde cenazemin dedemin, ninemin, anamın babamın, ablamın, abilerimin nihayet sülalemin mezarlarının olduğu Akköprü Mezarlığı’na defnedilmesini arzu ederim. Yer yoksa 70 yıl önce vefat eden dedemin veya 40 yıl önce ölen babamın mezarına gömülmek de olabilir. 
Olur veya olmaz.  

Bu benim insanı talebimdir. 

Yasal ve dini engel yoksa vasiyetimin yerine getirilmesini yakınlarımdan beklerim.   

Benim gibi düşünen, bu yönde vasiyeti, talebi olan çok sayıda Vanlı var.     

Büyükşehir Belediyesi “yasak” diyerek istekleri geri çevirmek yerine talepleri değerlendirerek koşulları yerine getiren cenaze yakının mezarına ikinci cenazenin defnedilmesine izin verebilir. Kolaylaştırıcı insan merkezli hizmet uygulamasıyla cenaze yakınları mutlu edilirken mezarlık yeri israfı da önlemiş olur.   

Bunların hepsi kişisel görüş; değerlendirmek yetkililerin takdirinde.  

Koronavirüs salgını nedeniyle her gün birkaç tanıdık, arkadaş dost hayatını kaybediyor.  Kayıplarla birlikte canımız yanıyor, bir yanımız yıkılıyor.    
Virüs yalnızca insanların hayatına, ekonomiye, sosyal hayata kastetmiyor; geleneksel değerlerimizi, kültürümüzü de yok ediyor.   

Kentimizde bugünlerde en fazla konuşulan, tartışılan konuların başında virüs,  cenaze, taziye, özellikle mezarlık sorunu yer alıyor.    

Yazarın Diğer Yazıları