Uğurlar olsun Mithat Hocam…
İkram Kali
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nden ayrılarak Turhan Feyzioğlu, Coşkun Kırca gibi isimlerin başını çektiği, ılımlı muhafazakârlığa, liberal sağcılığa dönük orta demokrasi çizgisine yakın bir siyasi görüşe sahip Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) öncüleri ve kurucuları arasında Van Milletvekili, Vanlı Ferit Melen adını ailemizden, çevremizden çocukluk yıllarımızda hep duyardık.
1970’li yıllarda Çavuşbaşı’ndan İnönü İlkokulu’na giderken bugün adını taşıyan 5 Yol Ferit Melen Meydanı’nın yanı başındaki Haydaroğlu Pasajı yerinde bulunan CGP Van İl Başkanlığı’nın tek katlı kerpiç binasına coşkulu kalabalıkla girerken Ferit Melen’i görmüştüm. Daha sonraki yıllarda “ Çarşı çocuğu” olarak Ferit Melen’i miting, açılış konuşmalarında, vilayete giriş çıkışında izlemiştim.
Bir defasında seçim çalışması için pervaneli uçakla Van’a gelişinde havaalanında karşılayan kalabalıkta çocuk denilecek yaşta bulunarak konvoyla gidilen Edremit’te bir bahçede konuşmasını yakından dinleme şansım olmuştu.
Van’ın efsane lideri, saygın devlet adamı, dürüst ve ilkeli politikacı, politikayı zenginleşme, palazlanma aracı olarak kullanmayan; Van’ın gelişmesinde kalkınmasında unutulmaz eser ve emekleri olan; Vanlı gençlerin iş sahibi olmasında, yüksek tahsil görmelerinde, liyakat ve başarılarıyla devlet kademelerinde layık oldukları makam ve mevkilere gelmelerine destek sağlayan; Vanlıların rahmet, minnet ve saygıyla andıkları; Van eski Milletvekili, Maliye ve Milli Savunma Bakanı, Başbakanlardan merhum Ferit Melen’i her Vanlı gibi bende rahmet saygıyla anıyorum. Ferit Melen’in Olcay isminde kızı, Mithat isminde oğlunun olduğunu duyuyorduk ama kendilerini görmediğim gibi haklarında da bir bilgim de yoktu.
80’li yıllardı.
Gazetecilik yapıyordum.
Aktif politikayı bırakan Ferit Melen1988’de vefat etmişti. Vasiyeti üzerine yıllarca kullandığı şahsi çalışma masası, daktilosu, dolma kalemleri gibi birçok değerli eşyasını kurulması için çaba gösterdiği Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne (Van YYÜ) bağışlamıştı. Eşyalar üniversitenin Ferit Melen Kütüphanesi’nde sergilenecekti. Eşyaları 1989’da teslim etmek, üniversitenin eğitim yılı açılışına katılmak üzere Ferit Bey’in Hacıbekiroğlu ailesine mensup Vanlı eşi merhum Mesude Melen, çocukları Olcay ve Mithat Melen, akrabaları olan ünlü pop müzik sanatçısı Vanlı Erol Evgin, Fransa’dan gelen Jean-Pierre isimli dostlarıyla Van’a gelmişlerdi.
Üniversite Kazım Karabekir/ Maraş Caddesi’ndeki eski Kız Öğretmen Okulu binasında eğitim veriyordu. Okulun spor salonundan bozma konferans salonunda düzenlenen tören sonrası Mithat Melen ile ilk defa orada karşı karşıya gelerek ayaküstü kısa sohbet ettik. Uygun görürlerse gazeteci olarak kendilerini yakından takip etmek istediğimi söyledim. Sempatik yüz ifadesiyle ‘memnuniyet duyarız tabi ki’ dedi.
Babalarının kadim dostu, siyaset arkadaşı rahmetli Cafer Akköprü, Erol Evgin ve Jean-Pierre ile birlikte Maraş Caddesi’nde çarşıya doğru adımlarken kendilerini yol boyu tanıyan Vanlılarla selamlaşıp sohbet ederek tandık esnafları ziyaret ediyorlardı.
Çarşıya vardığımızda kadınları yanlarındaki Vanlı akraba ve dostlarıyla alış veriş için baş başa bırakan Mithat Melen, Erol Evgin, Jean-Pierre, Cafer Akköprü Van’ın eşraflarından Nevzat Soydan’ın turistik kilim halı mağazasında Van Belediye Başkanı Fetullah Erbaş ile bir araya geldik. Sohbet ve alışverişin ardından hep birlikte minibüsle Hoşap Kalesi ve Çavuştepe Kalesi’ne gittik. Bu gezi sırasında Erol Evgin ile renkli, ilgi çekici röportaj yapma imkânım olmuştu. Mithat Hoca ile de uzun yıllar devam edecek abi kardeş dostluğumuz başlamıştı.
Yakınlığımız devam etmişti. 1990’da Valilik Basın Müşavirliğine kurucu olarak atanmıştım. Mithat Hoca da arkadaşı, dostu olan Türkiye’nin önemli gazeteci, yazar ve bilim insanlarını, televizyon kanallarını Van’a getirerek memleketini tanıtma çabası veriyordu. Çabalarına bende yardımcı olmaya çalışıyordum.
Van’ın kutup yıldızı kaydı
Prof. Dr. Mithat Melen Hoca Van’a geldiğinde kimi zaman bir araya gelerek doyumu olmayan aydınlatıcı, ufuk açan lezzetli, esprili sohbetlerini dinliyordum. Zengin bilgiler barındıran hacimli ansiklopedi gibiydi. Toplantı ve sohbetlerde kendisine yöneltilen tüm soruları yüksünmeden içtenlikle yanıtlıyordu.
Dünyayı gezen, dünyayı okuyan hayata pozitif bakan, eğitime, kadına çok önem veren Mithat Hoca, asaletine, derin bilgisine, akademik unvanına, vizyonuna ve entelektüel birikimine karşılık aynı zamanda son derce mütevazı, zarafet doluydu. Egosu olmayan özel bir şahsiyetti. Türkiye’nin her köşesinde her yaştan dostu ve seveni vardı.
Sevdiği, mücadelesini verdiği Van için farklı düşünceleri vardı. Van halkıyla, kentin dinamikleriyle bu denli iç içeydi. Melen isminden birilerinin hazzetmediğini, tedirgin olduğunu söylerdi. Siyasette özgüveni olamayan birilerini, bazı çevreleri dikkate almadan memleketinden ayağını hiç kesmedi.
Babasından devraldığı misyon ve Van sevgisiyle her gelişinde dostlarıyla, akademisyenlerle, meslek odaları başkan ve üyeleriyle, STK temsilcileriyle mutlaka bir araya gelmeye çalışırdı. Toplantı davetlerini zamanı ölçüsünde geri çevirmez, bazen bir günde iki üç toplantıya katılırdı. En son Van YYÜ 2019-2020 ders yılı açılış dersini vermişti
Van YYÜ İktisat derslerine girerek engin akademik bilgi birikimini Van’dan, Hakkâri’den, Şırnak’tan, Batman’dan gelen öğrencileriyle zevk alarak paylaşıyordu. Davet edildiği nişan, nikâh törenlerine, açılışlara katılarak insanları mutlu etmekten mutlu oluyordu.
Adım adım Anadolu’yu gezerek bilgisi ve tecrübelerini paylaşan Mithat Hoca, Van’ın planlı gelişerek kalkınan, kültür ve sanatın olduğu, ekonomi çarklarının döndüğü üreten, eğitim kültür sanat şehir olarak görmeyi arzu ediyordu. Bu anlamda sorumluluk taşıyarak Van, Ankara ve İstanbul da kurum kuruluşların, meslek odalarının Van ile ilgili düzenlediği toplantılara, konferans ve panellere katılarak bir beklentisi olmadan katkı sağlıyordu.
Mithat Hoca ile toplumu aydınlatan önemli haberler yapıyorduk. “Vergi Alınmasın” başlıklı manşet haberimiz çok ilgi görmüştü. Bölgenin kalkınması için çözüm öneren açıklamasında Mithat Hoca, “Borç erteledik, vergileri erteledik, teşvik verdik gibi açıklamalar yaparak bir yere varılmaz. İnsanların buraya yatırım yapması için cazibe olması gerekiyor. Devlet 500 bin liranın üstünde yatırım yaparsan vergi almıyor. Bunu değiştirmek gerekir. Devlet 10 kişiye istihdam sağlayan işadamlarından sıfır vergi alırım demesi gerekiyor” önerisinde bulunmuştu.
Tepkisini, sitemini kendine has ses tonuna ve mimiklerine yansıtarak konuşan Mithat Hoca, “Vasat adamlar kurumları yönetiyor” başlıklı haberimizde dünyanın artık mobil ile yönetildiğini vurgulayarak, "Hala ne kadar pasif insan varsa, ne kadar okumamış, yazmamış adam varsa görevlendiriliyor. Okumamış, yazmamışlığı moda haline getiriyoruz. Olmaz böyle bir şey, önce bir kere bu eğitim sistemini, kafa yapısını bu yönetim biçimini değiştirmek lazım. Bence bunların konuşulup tartışılması gerekiyor. Türkiye'nin farklı televizyonlarında bir sürü bilgisiz adam canlı yayına çıkıyor. Bir sürü yeteneksiz adam, gündemi yorumluyor. Adamlarda unvan var ama hiçbir şey bilmiyorlar. Dünyayı takip etmiyorlar” ifadelerini kullanmıştı.
Vansesi gazetemizde daha 14 yaşlarında köşe yazarlığı yapan, pilotluk bilgisi, tiyatro birikimi olan Prof. Dr. Mithat Melen, Van’ın sesinin duyurulmasında, sorunlarının gündeme getirilmesinde kalkınma ve yerel bellek olmasında Vansesi’ni çok önemsiyordu. Gazetemizin kuruluşunun 80. yıl paneline moderatörlük yaparak renkli anıları ve gazetecilik tecrübesiyle destek olmuştu.
Fırsat buldukça gazetemizi ziyaret ederdi. 2017’de bir akşam yemeği buluşmamızda Melen ailesine ait çok özel anıları, olayları ve kendisiyle ilgili bilinmeyenleri anlatmıştı. Keyifli sohbetini “ Melen ile sohbet” başlığıyla köşe yazımda paylaşmıştım.
2018 yılında Van Milli Eğitim Müdürlüğü, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ile YYÜ Ferit Melen Kütüphanesi Müdürlüğü tarafından ‘Gençlik geçmişiyle buluşuyor’ adı altında düzenlenen Ferit Melen’i anma programı ve fotoğraf sergisinden çok mutlu olmuştu. Sahnedeki teşekkür konuşmasında duygulanarak gözlerinden yaşlar dökülmüştü.
Mithat Melen Hoca, analizleri, vizyonu ve akademik öngörüleriyle Van’ın kutup yıldızıydı.
Korona ile Van’ın kutup yıldızı kaydı.
Pandemi sürecinden kurtulmamız lazım
Covit 19 hastalığına daha yakalanmamıştı.
Haziran ayında DAKA tarafından düzenlenen “ Bölgemizin Ekonomik Geleceği” konulu sanal toplantıya katılan Mithat Hoca konuşmasında pandemi sürecinde insanlığın sağlığın önemini öğrendiğini ve sağlık yatırımları noktasında Türkiye’nin önemli bir sınavdan geçtiğini hatırlatarak, “Bizim ülke olarak ekonomik bir krize girmeden bu pandemi sürecinden kurtulmamız lazım” uyarısında bulunurken kendisinin virüse yakalanacağını ve hayatına mal olacağını, sevdiklerinden koparacağını belki de aklından hiç geçirmemişti.
Koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle bu yıl Anıtkabir’e ve TBMM’ye çok gidememenin üzüntüsünü deyaşıyordu. “Nedense 23 Nisanı hep benim bayramım görmüşümdür” diyen Mithat Hoca, “ Çocukluğumdan beri 23 Nisanda TBMM’ne giderim ve toplantıyı izlerim. Milletvekili olduktan sonra ise davetsiz gitme hakkımda doğduğu için hiç bir 23 Nisanı kaçırmadım. Corona izin verirse, 2021 23 Nisanda TBMM de olacağım… TBMM’nin kuruluşunun 100.yılını İstanbul’dan kutlayacağım. Balkona çıkıp İstiklal Marşımızı okuyacağım” hayali vardı, ömrü yaşamaya vefa etmedi.
Vefatından üç gün önce hasatlık haberini yapmıştık. Gazeteci arkadaşı çok yakın dostu Leyla Emeç Tavşanoğlu ile sağlık durumunu konuşmuştuk.
Ferit Melen’in Vanlılara emaneti Türkiye iktisat ve ekonomi dünyasının duayeni, bilim insanı, Mithat Hoca beklenmedik bir şekilde koronavirüse yenilerek aramızdan ayrıldı maalesef.
Kolay yetişmeyen, çok değerli, çok tecrübeli saygıdeğer dostu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Yeri doldurulamayacak olan Mithat Hoca memleketinin derdini dert edinen Vanlı aydındı. Erken ölümü Van’ın kaybıdır. Zaman içinde yokluğu, kıymeti daha iyi anlaşılacak.
Sevgili Hocam;
Geride binlerce öğrenci, hoş bir seda, güzel anılar ve gönüllerden silinmeyecek izler bıraktın. Allah sana rahmet eylesin, mekânın cennet olsun. Melen ailesi, yakınlarının, dostlarının, arkadaşlarının, sevenlerinin ve Vanlıların başı sağ olsun. Seni unutmayacağız ve çok özleyeceğiz.
İstenirse daha çok Ferit Melen çıkar
Toplumda sürekli gündeme gelen ‘Van’ın lideri/sahibi yok” yakınmalarına, sorularına kibirden gururdan, ben duygusundan uzak tespitte bulunan Mithat Hoca, ”Aslında ekonomik farkı yaratan kültür ve eğitim birikimi. Dünya Bankasına göre kişi başına 10 bin dolar barajını aşmak için kimi başı öğrenim düzeyini 11 yıla çıkarmak gerek. Liderliğe gelince, kalkınma anonim bir süreç ama lokomotifsiz olmuyor. İnsana özellikle nitelikli insana gereksinim var. Van’da bu da var. İstenirse daha çok Ferit Melen çıkar. Ancak silkinmek ve çağdışı fikir ve politikalardan uzakta kalmak gerek” ifadeleriyle yanıt vermişti.
Melen’in, “İnsana özellikle nitelikli insana gereksinim var. Van’da bu da var. İstenirse daha çok Ferit Melen çıkar” sözünü bir kenara not edin.
Neden geride durmuştu?
Ferit Melen vefat edip aktif politikayı bırakıncaya kadar Mithat Melen, aldığı aile görgüsü eğitim, kariyer ve politika anlayışıyla uzun yıllar babasının gerisinde durmuştu. Yanlış algılanan bu durumu şu sözlerle anlatıyordu: "Babam Cumhuriyet nesli insanıydı. O nesil öyle bir nesildi ki, devletin 1 kuruşu kendilerine fazladan geçsin istemezlerdi. O yüzden ben babamın kalemini kullanamadım, babamın makam aracına binemedim, peşimde hiçbir zaman koruma olmadı. Halk, fuel oil bulamadığı zamanlar bizde de soba yanardı ve eve gelen arkadaşlarım bu duruma çok şaşırırlardı, 'Nasıl olur da bakanın evinde hala soba yanar' diye. İşte o nesil öyle bir nesildi. Halk nasıl yaşıyorsa, onlar da öyle yaşardı. Lüks ve şatafat bize çok uzaktı"
Babası gibi Ferit Melen gibi Mithat Hoca da, politika yoluyla zenginleşmeden, kirli işlere bulaşmadan, inanç, etnik ve sosyal farklılıkları istismar etmeden içimizden biri gibi yaşadı, içimizden biri gibi de aramızdan ayrıldı.
Başbakan oğlu olmak…
Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın oğlu Mehmet Yavuz Yılmaz’ın intiharı üzerine Yurt Gazetesinde kaleme aldığı “Başbakan oğlu olmak...” yazısında Türkiye’deki başbakan çocuklarının yaşadığı psikolojik ve sosyal sorunları yazmıştı Mithat Hoca.
Erdal İnönü ve Osman Bölükbaşı ile bu yöndeki dertleşmelerini anlatan Melen, “Genelde büyük adamların çocukları travmatik oluyor.
Babalar ve anneler gerekli zamanı ve sevgiyi çocukları için ayıramıyorlar.
Bu küçüklere okullarda sonra iş yerinde ya ayrıcalıklı ya da tepkisel muamele ediliyor.
Baba veya anne ile hesap çocuklar üzerinden çıkarılıyor.
Basın ise çoğu zaman açık arıyor ve saldırıyor.
Baba ve anneleri gibi başarılı olmak isteyen çocukların bazıları çabuk başarı ve emeksiz para kazanmaya kalkıyorlar.
Kendilerini baba-anne öldükten sonra veliaht görüyorlar.
Toplum da yönlendiriyor… Koruma altında büyümek, çocukluk ve gençliğini yaşayamamak çok zor bir duygu.
Bir de sizi kimsenin anlayamaması.
Belki başarısız bir eş denemesi de duygu yoğunluğunu artırıyor… Öğretmek sadece bilimsel bir süreç değil.
Sevgi katarak yapmamız gereken bir iş.
Eğitim farklı bir süreç, ölene kadar sürüyor.
İnsanları sevmeyen, çocukları anlamayan öğretmen olamaz.Hepimizin yardıma ihtiyacı var!” sözleriyle içini dökmüştü adeta.
Politika hayatında dürüst, namuslu, onurlu kalarak yaşamak, ilkeli ve başı dik olmak öyle sanıldığı kadar kolay değil.
Melen ailesi zor olanı seçti.