Van'ın ihtiyacı!
İkram Kali
1990’lı yıllara kadar Van’da fabrika sayısı iki elin parmaklarını geçmiyordu. Bunların çoğunluğunu yem, un fabrikaları oluşturmaktaydı. Bugünkü gibi Organize Sanayi Bölgesi falan yoktu.
Şimdi yüzlerce fabrika, işletme, atölye var.
Üretim çarkları dönüyor.
Yatırımcı yer bulmak için çırpınıyor.
Fabrikalarda usta, çırak, işçi çalışıyor. İş hayatında gelişmeleri yakından takip eden, kendisini sürekli yenileyen eğitimli işletme sahiplerinin sayısı her geçen gün artıyor. Genç patronların önünde bilgisayar, kafalarında yenilikler ve büyüme var. Sosyal medyada boş işlerle uğraşmıyorlar.
Mevcut fabrika ve işletmelere genç kuşak yatırımcıları sayesinde her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Şehrimizde büyüyen sanayi camiası kendi kültürünü de oluşturuyor.
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı. (KOSGEB), Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA), İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM) üçkâğıt peşinde koşmayan dürüst girişimcilere ciddi destekler sağlayarak önlerini açıyor.
Organize Sanayi Bölgesi, İş Geliştirme Merkezi, Tekstil, Sanayi Sitesi ve Marangozlar Sitesi artık ihtiyaca cevap vermiyor. Buralardaki yatırımcılar öz sermaye, kredi ve hibe desteklerle fabrikasını, işletmesini çalıştırıyor. Elini taşın altına koyan iş yeri sahipleri emekle üretiyor, istihdam alanı ve katma değer yaratıyor. Saygıya layık bu insanlar Van’ın ve ülkemizin kalkınmasına katkı sağlıyor.
Heyecan ve umut veren yatırımcı hikâyeleri dinliyoruz.
İki örnek…
Geçenlerde girişimcilerin iş kurmasını ve büyümesini destekleyen, 50’yi aşkın iş yerinin olduğu İŞGEM de iki işletmeyi ziyaret ettim. Makine Mühendisi Zübeyir Övüç kardeşi ve ekibiyle el ele vererek her ebatta kaliteli asansör sistemleri üretiyor. Van dışında Diyarbakır, Bitlis, Hakkâri, Ağrı, Bingöl ve daha birçok şehir yanında Irak’a kabin gönderiyor. Genç yaşta girişimci olmaktan mutluluk duyan Zübeyir Övüç’e üretim yeri için İŞGEM yer tahsis etmiş, bazı makinelerin alımında da KOSGEB destek sağlamış.
Sıfırdan işe başlayan her geçen gün kapasitesini büyüten Zübeyir Övüç, işinde cesur, büyümekte kararlı ama biraz da dertli.
“ İşletmemi kurarken KOSGEB ve İŞGEM bana destek oldu. Devletin desteği ile işe başladım. Hepsine teşekkür ediyorum. İşim büyüdükçe alan olarak daha büyük bir yere ihtiyaç duymaya başladık. Burada manikalarımızdan dolayı boya yapacak yerimiz yok. Organize Sanayi Bölgesi’nde kapalı olan bir yeri kiralamak istedik ölü yer için 20 bin lira kira istediler. Ne işletiyorlar ne de makul bedelle kiraya veriyorlar. Tabi maddi gücüm yetmediği için kiralayamadım”
Hepsi bir tarafa burada esas sorun iş alanında nitelikli insan gücü bulamama sıkıntısı yani kalifiye eleman. Zübeyir Övünç bu konuda bakın neler diyor: “Van’da en büyük sorunlardan biri kalifiye eleman bulamamak. İhtiyacım olan ustayı burada bulamayınca İstanbul’dan getirmek zorunda kaldım. Ustamızın yanında yetişsin meslek sahibi olsun düşüncesiyle ilkokul mezunu boşta gezen bir genci aldım. Uzun süre emek verdik. Bu genç işi tam öğrenmeye ustalaşarak para kazanmaya başladı. Bir gün abisi geldi ben kardeşimi götüreceğim dedi. Sen nereye götüreceksin. Bu çocuk çalışıyor, meslek öğreniyor; yakın da usta olacak dedim. İnşaatta çalışacağını söyleyince üzüldüm, gerildim. Hiç olmasa verdiğimiz emeğe karşılık maaşını alarak iki ay daha çalışmasını istedim. İnat ettiler. Çekip gidince işimiz aksadı tabi.
Gaziantep, Kayseri, Konya gibi üreterek büyüyen şehir olmak istiyorsak nitelikli insan sorununun mutlaka çözülmesi gerekir. Bu büyük bir engeldir. ”Artan döviz fiyatları karşısında bazı siparişlerde zarar etmesine rağmen işine dört elle sarılan, işini seven Övüç’e yatırım yaptığın için pişman mısın diye sordum.
“Asla. İş yeri sahibiyim üretiyorum, insanları istihdam ediyorum, helalinden para kazanıyorum. Bundan daha güzel mutluluk var mı? Yalnızca zamanında işletmemi geliştirip büyütememek canımı sıkıyor.”
Bu kez ambalaj malzemeleri üreten bir işletmeyi ziyaret ettim.
Çalışanlara selam vererek ” kolay gelsin “ dedim. İşine aşkla odaklanan makine ustası dikkatimi çekti. İşletme sorumlusuna “Vanlı mı” diye sordum. Denizli’den geldiğini ve ailesiyle birlikte Van’a yerleştiğini anlattı.
Hemen hemen bütün fabrika ve işletmeler kalifiye eleman sorunuyla boğuşuyor. Girişimci yatırım yapıyor, işletmeci işyeri açıyor. Kredi alıp borçlanıyor. Heyecanla işe başlıyorlar. Bu kez de ya usta ya da kalifiye eleman sıkıntısı yaşıyorlar.
Yetkililere sesleniyorum.
Gerçekten Van’ı kalkındırmak istiyorsanız, yatırımcılara destek olmak istiyorsanız işsiz insanlara balık vermekten vazgeçin, balık tutmayı yani kalifiye eleman sıkıntısı yaşanan alanlarda gençlerin, meslek sahibi olmalarını sağlayın. Bunu yapın ki Van’ı üreten şehir konumuna, işsiz gençleri de meslek sahibi, çalışan para kazananlar tarafına geçirelim.
Her şey var Van’da.
Girişimci, çalışmak isteyen genç nüfus.
Para, destek, imkân. Umut, heyecan, istek. Daha ne olsun!
Van’ın her alanda tek ihtiyacı…
Cesur, çalışkan; memleketin derdini dert edinen; sorunlarına çözümler üreten, heyecan fırtınasını motivasyona dönüştürebilen ufku geniş çözüm odaklı liyakatli yöneticiler yani orkestra şefi, maestro... Ve kalifiye eleman.