Yazarlar yazılar kitaplar
Yazarlar hem diğer insanlara göre, hem de kendi aralarında farklı kimselerdir. Yaşları farklıdır, dilleri farklıdır, sözcükleri farklıdır, üslupları ile ifade tarzları farklıdır.
Yazarlar hem diğer insanlara göre, hem de kendi aralarında farklı kimselerdir. Yaşları farklıdır, dilleri farklıdır, sözcükleri farklıdır, üslupları ile ifade tarzları farklıdır.
Geri planda kültürleri farklıdır, inançları farklıdır, beklentileri farklıdır, hayalleri farklıdır, korkuları ve sevinçleri farklıdır, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları şeyler farklıdır.
Bütün bu farklılıkların en önemlilerinden biri de yazdıkları konuların farklı olmasıdır.
Yazmaya cesaret etmek ayrı bir şeydir, doğru, işe yarar ve okunabilir bir yazı ortaya çıkarabilmek ayrı bir şeydir.
Konu kitap yazmak olduğunda, sınırlı sayıda kitap sınırları aşıp ciddi satış rakamlarına ulaşıyor olsa da, kitapçı rafları, sahaf dükkanları okurlarını çoktan kaybetmiş, bir kısmı hiç bulamamış yetim kitaplarla doludur. Kim sonunda yetim kalacak bir kitap yazmak ister ki?
Kimse istemez. Yazı yazmaya, kitap yazmaya soyunan herkes ya yazdığı şeyin ilgi çekeceğinden, muhatapları tarafından kabul edileceğinden, sonuçta soyut ya da somut anlamda kimi yararlarının da kendisine döneceğinden emin olmak ister. Bu anlamda ya kendi doğru ve gerekli bulduklarını yazar, ya birilerinin siparişini yerine getirir ya da bir kurum, kuruluş için alır eline kalemi ya da geçer ekran başına. Kimileri de sonunun ne olacağını düşünmeden sadece yazılacak bir şeyleri olduğu için, ötesini berisini düşünmeden yazarlar.