Burhan İçgüleç

Gençlerin Penceresinden Siyaset

Burhan İçgüleç

Seçime doğru yaklaşmaktayız. Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklamalarına göre, 4 milyon 904 bin 672 kişi ilk kez 14 Mayıs 2023’te oy kullanacak. Yuvarlarsak 5 milyon genç oy demektir. Yeni seçmenlerin sayısı yüksek olduğundan gençlerin siyasete yaklaşım tarzları, siyasetten ne anladıkları ve sandıktaki tercihlerinin ne olacağı konusunda farklı tartışmalar almış başını gidiyor.

Türkiye gençliği, 1960 ile 1980 yılları arasında dünya çapında daha çok uygulanan keynesyen (devletçi) ekonomik modelin yansımalarıyla birlikte “Devleti biz kurtaracağız” moduyla siyasi mekanizmaların ve gençlik yapılanmalarının içinde büyük ölçüde yer almıştır.

1980’li yıllara geldiğimizde ise 12 Eylül darbesinin toplum üzerinde oluşturduğu baskılar sonucu gençler,uzun yıllar boyunca siyasete mesafeli durmaya başladı. Adeta sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesine benzer şekilde gençler, politik gelişmelere çekinerek yaklaştılar. Bu tür tercihi etkileyen süreçlerden biri de darbe sonrası Turgut Özal ile birlikte başlayan neoliberal politikalar olmuştur. Gençler, özel sektörün iktisadi alanın direksiyonuna geçmesine paralel olarak 1980 ile 2000 yılları arasında daha çok bireysel özgürlüklere ve başarıya endeksli yaşam tarzlarına yönelmişlerdir.

2000’li yıllara geldiğimizde ise iletişimin ve ulaşımın çok daha hızlı yaşandığı teknoloji alt yapılı dijital dünya içerisinde yetişen günümüz gençliği kendine özgü konfor alanı oluşturmuştur. Bu konfor alanından çıkmak istemeyen gençler, siyasetin albenili ama bir o kadar da gergin ve çekişmeli atmosferinden uzak durmayı daha çok tercih etmişlerdir.

Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de siyaset denince güç, statü, itibar, iltimas, rant, yaptırım gibi kavramlar yan yana gelebilmektedir. Bu açıdan gerek geçmişten gelen sorunlar gerekse küresel gelişmelere bağlı olarak gençler, siyasete çokda sıcak bakmamaktadırlar.

Konda Araştırma şirketinin gençler ile ilgili 2020’de yaptığı bir araştırmaya göre “Ülke için aşağıdakilerden birini tercih etmek durumunda olsaydınız, hangisini tercih ederdiniz?” sorusuna; Gençlerin, % 47’si “insancıl bir toplum,”% 27’si “güçlü devlet” ve  % 26’sı “istikrarlı bir ekonomi” cevabını vermiştir.  Bu da gösteriyor ki günümüz gençliği, öncelikle insanca yaşayabildiği daha sonrasında ise güçlü ve etkin devlet yapılanması içerisinde, cepleri dolu bir şekilde hayat sürmeyi ön görmektedir.

 Siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, Z kuşağının önceki kuşaklardan farklılaşmasına sebep olan etkenlerden birinin de eğitim olduğunu belirtmektedir.Z kuşağının dünyayı anlama ve algılama biçiminin önceki kuşaklarınkinden önemli ölçüde farklılaştığını ifade etmektedir. Ülkemizde eğitim düzeyi düşük seviyede kalan gençler bulunmakla birlikte çok nitelikli, donanımlı bir genç kitle de bulunmaktadır. Gelecekte etkili olabilecek; nitelikli, hak ve hukuklarının bilincinde bir gençlik geliyor diyebiliriz. Gençler, eğitimli olmalarının ötesinde dünyada olup bitenleri de takip ediyorlar.

Gelelim sıcağı sıcağına yaşananlara… Sosyal medyada yer aldığı kadarıyla bazı siyasi parti başkanlarının hatta Cumhurbaşkanı adayı olan başkanlardan bazılarının gençler ile bir araya geldiklerinde, gençler tarafından tanınmamaları kameralara yansımış durumda. “Sizi gözüm bir yerden ısırıyor demeleri” ya da selfi çektikten sonra “Sizi tanıyamadım.” İtirafında bulunmaları,gençlerin siyaset ile olan bağlarının boyutunu ayrıca ortaya koymaktadır.

Tabi gençlik deyince sadece homojen bir topluluktan bahsedemeyiz. Gençler arasında eğitim göreni, bir işte çalışanı, özel gereksinime muhtaç olanı, dezavantajlı durumda olanın yanında varoş gençliği, elit kesim gençliği, kır-kent gençliği, yurt dışı gençliği gibi burada sayamayacağımız gençlik kesimleri değer almaktadır. Ayrıca farklı gençlik profillerine sahip gençlerin kendilerine özgü alt kültürleri oluşturdukları da bilinmektedir.

Siyasete ilgi duyma noktasında, önceki kuşaklara göre daha mesafeli duran gençlerin hepsini elbette ki aynı potaya koyamayız. İlgisi ve becerisi doğrultusunda politika ile ilgilenen gençlerin partilere üyelik yaptıklarını ve gençlik kollarında faaliyetler gösterdiklerini de biliyoruz.

Genel olarak gençlerin, siyasetçileri takip ederken dile getirdikleri önemli bir husus,partilerin birbirlerine karşı ürettikleri iddia ve suçlamalara yönelik cevap verme biçimleridir. Siyasi partilerin, kendilerini ifade ederken ya da muhalefetin argümanlarına cevaplar üretirken sağlıklı iletişim kuramadıklarını düşünmekte ve bundan ötürü siyasetçileri yadırgamaktadırlar. Gençler,duygusal yoğunluklu yaklaşımlar yerine (harareti yüksek tartışmalar, öfke patlamaları, gözyaşları vs.) nezaket temelinde, seslerin yükselmediği bir ortamı benimsiyorlar.

Gençler, sandıktaki tercihlerini belirlerken temel kriter olarak daha reel daha güncel ve daha bilimsel alt yapısı olan söylem dilini seçmektedirler.

Her şeyden önce gençler, “Ne söylediğinden önce nasıl söylediğine dikkat et” ve “Aklın yolu birdir” diyorlar. Hepimizin anlayabileceği ve kabul edebileceği bir anlayış üzerinden kendini ve çalışmalarını dile getir demektedirler. Bu da bize gösteriyor ki günümüz genç kuşağı ile önceki kuşaklar arasında yaklaşım tarzlarında bariz farklılıklar meydana gelmiştir.

Gençlerin, karar verme süreçlerine aileleri, arkadaşları ve vakit geçirdikleri sanal dünya etki etmektedir.Özellikle yaş dönemi gereği tezcanlı gençler,sosyal medyada paylaşılan kısa videolar ya da montajlanmış klipler üzerinden siyaset ile ilgili tercihlerini çok da sorgulamaya gerek kalmadan yapabilmektedir.Peki, kararsız gençler yok mu? Özellikle geçmiş dönemlerde farklı partilere ait iktidarları göremeyenlerimiz, partilerin uygulamalarını, kıyaslama imkânı bulamadığından mütevellit tercih yapmakta zorlanmaktadırlar.

Gençler, seçimler yaklaşırken en temel sorun olarak gördükleri genç işsizliği ve nitelikli eğitim olanaklarının yetersizliğinden dert yanmaktadırlar. Siyasi partilerin, seçim beyannamelerinde gençlerin taleplerine yer vermeleri, gençler üzerinde etkili olabilecektir.

Gençler siyasete mesafeli dururken siyasetçilerin gençlere yakın olmaları ve gerçekçi/uygulanabilir çözümler ortaya koymaları, gençlerin bir nebze de olsa sorunlarını azaltacaktır. Kalın sağlıcakla…

 

Yazarın Diğer Yazıları