Tarımsal Araştırma Enstitüsü Van'ı Ar-Ge Merkezi Yapacak
Dr. Erdal Orman
Tarihi İpekyolu’nun en önemli kavşaklarından biri olan ve ülkemizin Asya’ya açılan kapısı konumundaki ilimiz, tarımsal potansiyelini taçlandıracak çok önemli bir Ar-Ge kurumuna kavuşmanın eşiğinde. Türkiye’nin en büyük Ar-Ge kuruluşu olan Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (Tagem), 49. Araştırma Enstitüsü’nü Van’da hayata geçirecek. Tarımsal kaynakların sürdürülebilirliğini sağlamak ve kırsal alanda yaşam standardını yükseltecek politikalar belirlemek misyonlarıyla hareket eden bu köklü kuruluş, bünyesinde bulunan yurt çapına yayılmış 48 adet araştırma enstitüsü ile Tarım ve Orman Bakanlığımızın lokomotifi durumundadır. Bu enstitülerin bazıları üretimin yoğun olduğu illerde hâkim ürün desenine göre konu bazlı olarak kurulmuştur. Örneğin; Giresun’da Fındık Araştırma Enstitüsü, Malatya’da Kayısı Araştırma Enstitüsü gibi. Türkiye’nin değişik yörelerinde hizmet veren bu enstitüler yoğunlaştıkları ürüne göre çeşit geliştirme, verim ve kalite artırma amaçlarıyla ıslah çalışmalarına öncülük ederken genetik kaynakların da korunması görevini yaparlar. Tagem’e bağlı konu bazlı çalışan tam 28 araştırma enstitüsü bulunmaktadır. Birde bölgesel olarak hizmet veren 10 adet bölge araştırma enstitüsü var. Örneğin Gap Tarımsal Araştırma, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü gibi. Ayrıca Tagem bünyesinde ülkesel çapta hizmet veren 9 adette merkez araştırma enstitüsü bulunmaktadır (örneğin Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü gibi)…
Van’da hem bölgesel hem de eğitim misyonlu olarak düşünülen bu enstitü; Tarla bitkilerinden hayvancılığa, su ürünlerinden, gıda teknolojilerine, tıbbi aromatik bitkilerden bitki sağlığı ve eğitim yayım faaliyetleri gibi konularda çok disiplinli olarak hizmet verecektir. Türkiye küçükbaş hayvan varlığı açısından 1.sırada yer alan ilimiz aynı zamanda geniş çayır ve meralarıyla yem bitkileri ekilişinde de birinci sıradadır. Bu özelliğiyle hayvancılık alanındaki üretimi Türkiye ortalamasının bile üstünde seyretmektedir. Bu müthiş potansiyelinin yanı sıra Dünyada bir tek Van’da yetiştirilen endemik koyun ırkı olan Norduz koyunu ve keçisine sahiptir. Ayrıca Türkiye iç sularında avlanan balıkların toplam %33 ünü oluşturan endemik Van Balığına, çeşit çeşit ıtri bitkilerle üretilen Van Otlu peynirine sahip kentimiz, bu saydığım ürünler için bile tek başına birer enstitüyü hak ediyor doğrusu. Bu inanılmaz hayvancılık potansiyelini ele alacak olan enstitü, esasen çok geç kalınmış bir karar olmakla birlikte ortaya koyacağı ar-ge çalışmalarıyla bölge tarımına önemli katkılar sunacaktır. Örneğin ıslah çalışmalarıyla Norduz koyununun et ve süt veriminin artırılması, gelecek nesillere aktarmak üzere korunması tanıtılması ve melezleme ıslahı çalışmalarıyla üstün ırklar ortaya çıkarılması çalışmaları hız kazanacaktır. Yine Van Balığının farklı işleme teknikleriyle ürün gamını çeşitlendirme çalışmaları, mesela tuzlu balık dediğimiz salamura tüketim şeklinin endüstriyel kullanım olanaklarının araştırılması, neslinin korunması tanıtılması gibi birçok araştırma çalışmasına vesile olacaktır. Ayrıca Van Otlu peynirinde kullanılan bitkilerin ıslahı, kültüre alınması gerek yerinde gerekse ex situ muhafazası olanakları araştırılacaktır. Önemli bir hububat üretim merkezi olan yörenin kendine özgü buğday çeşitlerinin ortaya çıkarılması, ıslahı, yaygınlaştırılması gibi daha neler neler…
Enstitünün bölgeye önemli bir katkısı da bahçe bitkileri alanında olacaktır. Van Gölü Havzası Doğu Anadolu’da Erzincan ve Malatya’dan sonra meyveciliğin en yoğun yayılış gösterdiği yöredir. Mesela ülkemizin stratejik ürünlerinden olan cevizde istatistiklere göre Van, 5 bin tonu aşan üretimiyle üretici iller arasında ilk sıralarda yer almakta. Gerçek rakamlar bu istatistiklerin çok çok altında olsa da, özellikle Bahçesaray’da 100 bini aşkın ceviz ağacının bulunduğunu biliyoruz. Yine Çatak, Gevaş, Erciş ve Edremit’te de yoğun bir ceviz varlığına sahibiz. Bu önemli ağaç varlığına rağmen üretim miktarı son derece düşüktür. Enstitünün ele alacağı ilk konulardan biri planlı bir ıslah çalışmasıyla bu durumu aşmak olacaktır. Yörede 2003-2005 yılları arasında yapmış olduğum tez çalışmamda değişik yerel isimlerle anılan 9 mahalli armut çeşidi de tespit etmiştim. Kültüre alınmayı bekleyen 50 bine yakın meyve veren yaşta armut ağacı da onlarca çeşidiyle ıslah edilmeyi, korunmayı beklemektedir. Ayrıca Artvin Camili havzasından sonra en korunaklı ekolojiye sahip Bahçesaray’da organik üretimle ilgili her türlü ar-ge çalışması yürütülebilir.
Tagem araştırma enstitülerinin en önemli görevi de genetik kaynakların muhafaza altına alınmasıdır. Van’a özgü Mellaki Armut, Pamuk Elma, Kara Alo, Kuş (Kürt) Kirazı, Sıhke Kavunu, Erciş Üzümü, yine Edremit’e özgü Dığdığı Armudu, Aslik Elma ve Asgrov Salatalık gibi birçok sebze ve meyvenin korunup gelecek nesillere aktarımı sağlanacaktır. Genetik zenginliğimiz açısından birer hazine olan, yöre halkı tarafından sevilerek tüketilen fakat dış pazarlara açılamayan bu çeşitleri, ekonomik anlamda ortaya çıkarmak ve kültüre alınıp korunması, tanıtılması ve de yetiştiriciliğinin teşviki enstitü ar-ge çalışmalarıyla mümkün olacaktır.
Enstitüler kurulduğu illere marka olma imkânı sunar. Ortaya koydukları perspektifle, yaptıkları ar-ge çalışmalarıyla, ürettikleri inovatif ürünlerle ve nihayet eğitim yayım çalışmalarıyla büyük sinerji oluştururlar. Van ve Bitlis, Muş, Hakkâri gibi mücavir illere hitap edecek olan enstitü, bu şehirlerinde tarımsal varlıklarına değer katacaktır. Bölgedeki üniversitelerle iş birliği halinde yürütülecek araştırma çalışmaları yörenin tarım sektöründeki sorunlarına bilimsel yaklaşımlarla çözüm üretecektir.
Bu enstitüyü Van’a kazandıran vizyon sahibi vekillerimiz, kuruluş amacı ve görevlerini tanımlayarak olumlu görüşlerle destek olan Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerimiz, Tagem Genel Müdürümüz ve Daire Başkanlarımız, Valilik, Büyükşehir Belediyemiz ve Üniversitemizin çok değerli yöneticileri enstitüyü Van’a kazandırmak adına ortaya koydukları irade her türlü takdire değer. Kentimizde heyecan uyandıran bu tarihi yatırım, yaratacağı istihdamın yanı sıra alanında uzman araştırmacılarıyla Van’ı bölgenin ar-ge üssü yapacaktır…