Dr. Mine Kılavuz Ongün

Kahve kokusu

Dr. Mine Kılavuz Ongün

 Birçoğumuzun hemen hemen her gün içtiği kahvenin adı geçince kokusunu kim hissetmez ki… Esasen kahve, “rayiha ” yani koku anlamına geliyormuş.  Rivayete göre kahveyi ilk keşfeden keçiler. Evet vaktiyle  keçi ve deve çobanları, güttükleri hayvanların değişik bir ağacın meyvelerini yedikten sonra daha canlı ve hareketli olduğunu görünce, durumu dervişleri Şazili’ye anlatmışlar. Meyvenin suyunu kaynatıp içen Şazili, kendinde de aynı belirtileri görünce kahvenin meziyetleri anlaşılmış.

Kahvenin bugünkü anlamda sulu bir içecek haline dönüşmesi ise, ilk kez Yemen’de olmuş. Sufiler geceler ibadet ve zikir sırasında uyanık kalabilmek için bu meyveyi sulandırıp içmişler.

Kahvenin düşünceye açıklık getirdiği bir gerçek.Şairler  yazarlar  eserlerini yazarken, öğrenciler ders çalışırken,ressamlar tablolarını hazırlarken  kahve fincanları  en sempatik destekçileri   olmamış mıdır?

Bakmayın sohbet ve keyif ortamlarının baş aktörü olduğuna. Zamanında, yasaklardan kahve de nasibini almış. Önce Kahire’de yasaklanan kahve yüzünden, haram olması –olmaması konusunda karşı görüşte olan din bilginlerinin arası açılmış.

Kahve, Papa tarafından da dini görüşlere aykırı bulunmuş, 17. asır ortalarında hekimler tarafından sağlığa zararlı olduğu söylenmiş.

Osmanlılarda ilk kez Kanuni Sultan Süleyman yasaklamış, ikinci yasaklama Sultan III. Murat dönemine rastlamış. I.Ahmet, 4. Murat dönemi de bunu tekrar etmiş. Hatta kahvehanelerin tembelliğe sebep olduğu, camilere devamı azalttığı görüşü de sebepler arasında söylenir.

Söylenir de söylenir. Tarih böyle değil midir? O anda yaşananlar o anda kalırken, gerçekler bunları kaleme alan yazar veya tarihçilerin, sonra da  okuyanların yorumlarına  bırakılır.

Kahve sadece içilmekle mi kalmış?   Birçok geleneği de beraberinde taşımış. Kahve falı bunlardan biri. Kız isteme törenlerindeki tuzlu kahve geleneği herkes tarafından bilinir.

Kahve zamanla o kadar çok çeşitlenmiş ki, sade kahveden yola çıkılıp kremalı, sütlü, çikolatalı, karamelli, değişik  aromalı kahveler  de  farklı   damak tatlarına  hitap etmiş.

40 yıl hatırı olan kahvenin modernleşme evrimi ise çok yeni. Vaktiyle yasaklanmış olan kahve şimdi zincir dükkanları şereflendirmekte. Alternatif içecek dükkânları çoğalmaktaysa da, sayın kahve halen zirvedeki tahtında oturmaktadır.  Peki onu vazgeçilmez yapan sadece tadı ve kokusu mu? Verdiği canlılıktan olsa gerek,  kahve eşliğinde yapılan sohbetler daha bir koyu dedikodular daha heyecanlıdır. Güzel sohbetlerin başlatıcısı, dostlukları pekiştiren, 40 yıl hatırlı, ,şarkılara türkülere, deyimlere hatta renklere konudur.  Aslında derin bir felsefe ve zarafete sahiptir.

Kahvenin bitmeyen acı tatlı hikayeleri varken, onu bir yazıya sığdırmak zor.  Artık zengin felsefesi ile harmanlanmış kokusunu içimize çekme zamanıdır.

 

Yazarın Diğer Yazıları